Akif Doğrul: Ben Akif Doğrul 1970 yılında Konya’nın Hadim ilçesinde dünyaya gelmişim.1990 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat bölümünden mezun oldum. Halen Maliye Bakanlığında Denetim Elemanı olarak çalışmaktayım. Evliyim.
Daha erken dönemde futbol, basketbol ve voleybol ile uğraştım. Şu anda bunlarla fazla ilgili değilim, sadece yol bisikleti kullanıyorum.
Türk Halk Müziği ve Türk Sanat Müziği ile de alakalıyım ve orta düzeyde de bağlama çalmaktayım.
Serra Erdoğan: Sizce şairlik nedir?
Şairlik insanın kendini ifade etme biçimlerinden sadece bir tanesidir. Her ne kadar düz yazı yazma konusunda da yetenekli olsam da kendimi şiirle daha iyi ifade ettiğime inanıyorum.
Şairlik Ahmet Arif in deyimiyle: Namus İşçiliği…
Bence, bir duygu yoğunluğu, bir abartı imparatorluğu, bir yalancı sanatkarlıktır.
Şiirde yazılan şeyler gerçeğin yüzde 10-20 sidir bana göre.
Bugün ben şiiri şöyle tanımlıyorum.
-Şiir, bütünüyle ne kafiye ve ne de ölçüye hapsolunmuş bir şekilcilik, bir matematiksel zorunluluk
-Ne de serbest adı altında her türlü uyumsuzluğun sergilendiği bir savrulmadır.
Şiir bence her ikisini de kapsayan bütüncül bir ahenktir.

Serra Erdoğan: Hayatınızda en fazla iz bırakan olay veya durum nedir?
Birkaç tane var galiba…
İlki 1986 yılında Mülkiyeyi kazanmam,
İkincisi ise eşim Hilal Hanımla tanışmam ve evlenmem…
Serra Erdoğan: Kitabınızı nasıl yazmaya karar verdiniz? Kitabınızın içeriğinden biraz bahseder misiniz?
Şiirlerim zaten hazırdı, fakat baskıyı hiç aklıma getirmiyordum. Bir arkadaşa konuyu açınca Zeynep Hanıma (Aytekin) gidelim dedi ve ani bir kararla gittik… Bir saat içinde taslak hazır oldu ve basım aşamasına gelindi.
Serra Erdoğan: Hayal gücünüz çok geniş ve renkli olmalı. Bununla ilgili neler söyleyebilirsiniz?
Tabii ki hayal etmeden yaşayan yoktur. Benim hayal gücüm ise çok geniş ve renkli değil, sadece sıradan bir olağanlıkta olduğunu düşünüyorum.
Serra Erdoğan: Yazarken olmazsa olmazlarınız var mı? ( örn. çay-kahve içmek gibi )
Hayatta tek bağımlılığım çaydır, her ne kadar sigara da kullanıyor olsam da iona olan bağımlılığım ihtiyaç değil bir zorunluluk, dert savma kabilinden bir şey…
Günde ne kadar çay içtiğimi sorarsanız, sınırsız diyebilirim…
Yazarken genelde çay ve sigara elimdedir, bu bir gerçek…
Kahve ve diğer içecekler ise içecek başka bir şey yoksa mecbur olduğum şeylerdir hiçbirine bağımlılığım yoktur.

Serra Erdoğan: Bir yazar için zaman ne demektir?
Zaman değerli bir şey tabii ki fakat iyi değerlendirdiğimi söyleyemem. En önemli ve yapmam gereken şey olan okuma görevimi yeterince yerine getirmediğimin farkındayım bu ise kendimi geliştirmemi engelliyor, zamanla ilgili tek sorun bu… Yani zaman; doldurulması gereken bir boşluk, boş bırakılmamalı…
Serra Erdoğan: Günlük hayat kaleminizi nasıl etkiliyor?
Ülke ve dünya gündemini takip etmem… Sadece yaşadığım İstanbul ve doğduğum Hadim İlçesindeki çevrem ile aşk ve tutkular beni etkiler ve bunlarla yetiniyorum diyebilirim.
Serra Erdoğan: Ufukta yeni bir kitap var mı?
Şu anda bir hatta birden fazla kitaba yetecek kadar şiirim birikti her an olabilir.

Serra Erdoğan: Bir yazar olarak okuyucularınıza mesajlarınız nelerdir?
Bir şeyi zorla okumasınlar.
Sevmedikleri konuları, yazar ve şairleri okumak yerine sevdikleri ve başarılı olacaklarına inandıkları alanlarda uzmanlaşsınlar. Çünkü hiç bir insan her şeyi iyi derecede bilemez… Her konuda az bilgiye sahip olmak yerine bir veya birkaç konuda uzmanlaşmak daha doğrudur bence. Aynı zamanda akademik alanda da bu bilgilerini perçinlemeleri daha iyidir…
Şair olmak isteyenlere tavsiyem yok ve olamaz…
Çünkü şairlik çalışmakla kazanılan bir şey değildir.
Röportaj: Serra Erdoğan
Hızır'ın makamı kitap etkileyici güzellikler le güzel sözler bu isme dökülen sözler tam isabetli etkileyici içten dökülen her şiiri okuduğum an bir yerlere itiyor hoş güzel Yen'i çıkacak kitabını okuyucu olarak bekleriz yaşamında mutluluklar huzur sağlık sıhhat afıyetle