scale up vize
scale up vize
Doğan Bekin -Araştırmacı Yazar, YRP İstanbul Milletvekili
Köşe Yazarı
Doğan Bekin -Araştırmacı Yazar, YRP İstanbul Milletvekili
 

SAHİ YETİMLERİN BABALAR GÜNÜ NE ZAMAN?

(YETİM ÇOCUKLARI HATIRLAMAK) Arkansaslı Bayan Sonora Smart Dodd’un babası savaş veteranı William Jakson Smart için buluşu olan ‘Babalar Günü’, son yıllarda büyük burukluğa neden olan bir gün olarak karşımıza çıkıyor.  Coğrafyamızda yaşanan büyük acılardan çoğunlukla yetim kalan küçük çocuklar geride kalıyor.  Sadece Irak işgalinden geriye kalan yaklaşık beş milyon yetimin varlığını dünya skalasına yerleştirdiğimizde karşımıza 170 milyonluk ürkütücü bir rakam çıkıyor. Bütün bunları vizörün kadrajına almaya kalktığımızda milyonlarca yetimin görüntüsü önümüze çıkar.  Osmanlı Devleti’nin de kanayan yarası “Eytâm-ı Şüheda” idi. Bu konuda “Eytâm Nizâmnâmesi” bile hazırlanmıştı. “Emvâl-i Eytâm” da önem oluşturuyordu. Çanakkale, Geliçya, Yemen, Trablus Garp, Sina, Filistin, Şam, Basra, Bağdat, Kudüs, Rumeli gibi geniş coğrafyanın dört bir tarafında verilen şehitler, arkalarında milyonlarca yetim bırakıyordu.  ‘Kan merkezli’ bir coğrafyadan ‘can merkezli’ bir coğrafyaya bir türlü geçiş yapamadık şimdiye kadar. Soluklanamadık doğrusu. En acısı ise, Müslümanın Müslümanı katlettiği bir dönemde hala bu ateşi söndürebilecek adımların atılamaması vicdanları sızlatıyor doğrusu. Alan hâkimiyeti uğruna yeni mevzi arayışları sürerken, bizleri bekleyen korkunç sonu ise görmezden gelmeye çalışmak işin vahametini daha da artırmaktadır.  Bugün David Fraser’i okurken, gündem ve aktörlerin aynı olması beni hiç şaşırtmadı. Gerçekten “kan merkezli” bir coğrafyanın sakinleri olarak yarın neye uyanacağımızı bir türlü kestiremiyoruz. Eskiden hesaplar, klasik usulde primitif ‘additor’ ve ‘metalik uç’ yardımıyla yapılıyordu. Şimdi ise ‘tablet’ ve ‘elektronik kalem’ yardımıyla yapılıyor. Ama ortaya çıkan zarar ve ziyan hesapları hep aynı. Tek değişiklik, şimdiki kan kusan ölüm makinalarının daha karışık olmaları ve kısa sürede daha çok can almaları ve geriye daha çok yetim bırakmalarıdır.   Aslında bu ölüm makinaları bizlere çok yabancı. Ama tetiği çekenler bizden. Can alırken de bizden can alıyorlar. Can verirken de bizden bir can veriyorlar. Kanı kanla temizlemek asla mümkün olmasa gerek.   Arkansaslı Sonora, şu anda hayatta olsa ve dünyanın yedinci büyük nüfusunu oluşturan ‘babasız yetim çocukları’ için ne düşünürdü acaba?
Ekleme Tarihi: 22 Haziran 2022 - Çarşamba

SAHİ YETİMLERİN BABALAR GÜNÜ NE ZAMAN?

(YETİM ÇOCUKLARI HATIRLAMAK)

Arkansaslı Bayan Sonora Smart Dodd’un babası savaş veteranı William Jakson Smart için buluşu olan ‘Babalar Günü’, son yıllarda büyük burukluğa neden olan bir gün olarak karşımıza çıkıyor.


 Coğrafyamızda yaşanan büyük acılardan çoğunlukla yetim kalan küçük çocuklar geride kalıyor.
 Sadece Irak işgalinden geriye kalan yaklaşık beş milyon yetimin varlığını dünya skalasına yerleştirdiğimizde karşımıza 170 milyonluk ürkütücü bir rakam çıkıyor. Bütün bunları vizörün kadrajına almaya kalktığımızda milyonlarca yetimin görüntüsü önümüze çıkar.

 Osmanlı Devleti’nin de kanayan yarası “Eytâm-ı Şüheda” idi. Bu konuda “Eytâm Nizâmnâmesi” bile hazırlanmıştı. “Emvâl-i Eytâm” da önem oluşturuyordu. Çanakkale, Geliçya, Yemen, Trablus Garp, Sina, Filistin, Şam, Basra, Bağdat, Kudüs, Rumeli gibi geniş coğrafyanın dört bir tarafında verilen şehitler, arkalarında milyonlarca yetim bırakıyordu.

 ‘Kan merkezli’ bir coğrafyadan ‘can merkezli’ bir coğrafyaya bir türlü geçiş yapamadık şimdiye kadar. Soluklanamadık doğrusu. En acısı ise, Müslümanın Müslümanı katlettiği bir dönemde hala bu ateşi söndürebilecek adımların atılamaması vicdanları sızlatıyor doğrusu. Alan hâkimiyeti uğruna yeni mevzi arayışları sürerken, bizleri bekleyen korkunç sonu ise görmezden gelmeye çalışmak işin vahametini daha da artırmaktadır.

 Bugün David Fraser’i okurken, gündem ve aktörlerin aynı olması beni hiç şaşırtmadı. Gerçekten “kan merkezli” bir coğrafyanın sakinleri olarak yarın neye uyanacağımızı bir türlü kestiremiyoruz. Eskiden hesaplar, klasik usulde primitif ‘additor’ ve ‘metalik uç’ yardımıyla yapılıyordu. Şimdi ise ‘tablet’ ve ‘elektronik kalem’ yardımıyla yapılıyor. Ama ortaya çıkan zarar ve ziyan hesapları hep aynı. Tek değişiklik, şimdiki kan kusan ölüm makinalarının daha karışık olmaları ve kısa sürede daha çok can almaları ve geriye daha çok yetim bırakmalarıdır. 
 Aslında bu ölüm makinaları bizlere çok yabancı. Ama tetiği çekenler bizden. Can alırken de bizden can alıyorlar. Can verirken de bizden bir can veriyorlar. Kanı kanla temizlemek asla mümkün olmasa gerek. 

 Arkansaslı Sonora, şu anda hayatta olsa ve dünyanın yedinci büyük nüfusunu oluşturan ‘babasız yetim çocukları’ için ne düşünürdü acaba?

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve turkishpress.co.uk sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.