scale up vize
scale up vize
 

Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde anma töreni

Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde anma töreni
Ekleme Tarihi: 24.11.2014 - 18:13

Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde anma töreni

Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde anma töreni
1/29
Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde anma töreni

Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde anma töreni Londra Çanakkale anma platformu ve Londra Büyükelçiliği ile Londra’da ve cevresindeki sivil toplum kuruluslarinin katılımıyla 18 Mart Çanakkale deniz Zaferi Şehitler Günü töreni Cumartesi günü saat 13.00’de Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde yapıldı. Portsmouth’da bulunan Royal Naval Cemetery içinde yer alan ‘40 Clayhall Rd Gosport, Hampshire PO12 2AZ’ adresinde düzenlenen törende Çanakkale Savaşı’nın Türkiye ve dünya tarihi için önemli sonuçlar doğurduğu ve 102.yılında dahada büyük anlam taşıdığı vurgulandı. Törende Türkiye’nin Londra Büyükelçiliği, İngiltere Türk Dernekleri ve pek çok vatandaş bulundu. Büyükelçi Abdurrahman Bilgic'in 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü vesilesiyle, Portsmouth Türk Deniz Şehitliği'nde yaptığı konuşmanin tam metni: ''Madame Mayor, Distinguished Members of the Turkish Community,Ladies, Gentlemen and Dear Kids, Today we are gathered here at the Clayhall Royal Naval Cemetery to commemorate the Çanakkale Naval Battles after 102 years. Despite heavy losses, victory against Allied forces in Çanakkale and Gallipoli paved the way for our war of liberation, and the establishment of our Republic. That’s why every year we commemorate the 18th of March as “Martyrs Day” in Turkey and abroad. These Battles which are called as “the last Gentlemen’s War of the 20th century”, have an exceptional place in the history for the nations involved. The Battles showed how shared sufferings can transform hostilities into lasting peace and friendship. Mayor Hook, Today, at his ceremony, we will pay tribute to all of our martyrs laying here at Clayhall Royal Naval Cemetery. Here rest 26 of our Naval officers who came to Britain as a part of bilateral naval education programme during Sultan Abdülmecid’s reign, and lost their lives in the UK in the 19th century. Let me thank you for your participation today and for looking after our martyrs in Gosport. With your permission, I will continue my speech in Turkish. Türk toplumunun kıymetli üyeleri, Hanımefendiler, Beyefendiler ve Sevgili çocuklar, Bugün Çanakkale Deniz Zaferi’nin 102. Yıldönümünü ve Şehitler günü vesilesiyle Sultan Abdülmecid döneminde bahriye eğitimi için geldikleri Birleşik Krallık’ta hayatlarını kaybederek dost ve Müttefik bir ülkenin topraklarında ebedi istirahatlarını çekilmiş 26 bahriyelimizin kabri başında toplanmış bulunuyoruz. İki yıl önce, 100. Sene-i devriyesini idrak ettiğimiz Çanakkale Savaşları, ulusumuzun birlik ve beraberlik ruhu içerisinde canını hiçe sayarak giriştiği var olma mücadele neticesinde tarihe altın harflerle kazınan bir kahramanlık destanıdır. Birinci Dünya Savaşı'nın en kritik aşamalarından birini teşkil eden Çanakkale Savaşları, siyasî ve askerî sonuçlarıyla, sadece Türk Milleti’nin kaderi ve tarihine değil, dünya siyasi tarihinin gidişatına yön vermiş bir konumdadır. 18 Mart 1915 tarihinde kazanılan Deniz Zaferi, Çanakkale'yi denizden geçmeyi tasarlayanları düşkırıklığına uğratırken, askerlerimize büyük güç ve moral vermiş ve direniş gücünü artırmıştır. Türk askerinin elindeki kısıtlı olanaklara karşın, dünyanın büyük güçlerini denizde yenilgiye uğratması, 25 Nisan 1915 tarihinde başlayan kara savaşlarında da zafere ulaşılmasının yolunu açmıştır. Çanakkale, çelik ve barutun, teknoloji ve kemiyetin; vatan sevgisi, azim ve kararlılık karşısında kifayetsiz kalışının unutulmaz bir örneğidir. Tarihte eşine çok az rastlanan bu büyük destan, vatanın ve milletin bekası için gözlerini kırpmadan canlarını feda etmeyi göze alan yüzbinlerce kahramanın eseridir. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün, “Çanakkale Zaferi, Türk askerinin ruh kudretini gösteren şayanı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur” sözlerinde ifadesini bulan bu mücadele, aynı zamanda Mehmetçiğin vatan ve millet sevgisinin de ölümsüz bir anıtıdır. Çanakkale ruhu, Anadolu’nun dört bir yanındaki vatan evlatlarını tek bir hedef ve ülkü uğrunda birleştirmekle kalmamış; bugün gönül coğrafyamız olarak nitelendirdiğimiz topraklardan birçok Filistinliyi, Sudanlıyı, Balkan Türkünü, Yemenliyi, Bosnalıyı, Gürcüyü, Musulluyu, Çerkesi, Tunusluyu bu destanın kahramanları haline getirmiştir. Anadolu’dan Ortadoğu’ya, Balkanlardan Kuzey Afrika’ya kadar yöresi, kökeni, rengi ve mezhebi ne olursa olsun Mehmetçikler, bu aziz topraklarda gönüllerini buluşturmuş; Milli Şairimiz Mehmet Akif’in “Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın, “Gömelim gel seni tarihe” desem, sığmazsın” dizelerinde belirttiği gibi tarihe sığamayacak büyüklükte bir olgunun hayat bulmasına vesile olmuşlardır. Çanakkale’de Türk Milleti’nin bağımsızlığı uğruna sergilediği bu çelikleşmiş duruş, sadece zaferi beraberinde getirmemiş; bunun yanısıra, Cumhuriyetimizin kuruluşunun önünü açan Kurtuluş Savaşımızın için gerekli olacak milli birlik, azim, kararlılık ve mücadeleci ateşinin harmanlanmasına imkân tanımıştır. Aynı ruh ve azim, uzun süren mücadeleler ve savaşlar sonrasında yıkılmış ve yorgun düşmüş vatanımızın, Cumhuriyetimiz eliyle imar edilerek ayağa kaldırılmasına öncülük eden kadrolara rehberlik etmiştir. Bu süreçte milletimiz, şehitlerini hiçbir zaman unutmamış; ama kendi evlatlarına karşı gösterdiği bu vefa, savaştığı hasımlarına karşı hafızasında kin ve nefrete sebep olmamış; bilakis, onları da kucaklayan bir dostluk ve barış ortamı oluşturmuştur. Bu vefa, 100 yılı aşkın bir süre sonra bile bugün Çanakkale’yi, barışın önemini ve değerini tüm insanlığa öğreten, farklı uluslardan insanların bir arada yattığı bir insanlık mirası haline getirmiştir. Değerli Katılımcılar, Hanımefendiler, Beyefendiler, Türk Milletinin bağımsızlık şiarı, demokrasi aşkı, vatan savunmasındaki kararlılık ve azminden bi-haber gafillerin, 15 Temmuz gecesi ülkemizin demokrasisine ve gelecek kuşaklarımızın yarınlarına yönelik giriştikleri hain saldırının ertesindeki ilk 18 Mart’ı idrak ediyor olmamız, bugünü daha da anlamlı kılmaktadır. Bu hain darbe girişimi sırasında gözü dönmüş caniler Türk Milletinin alın teriyle alınmış olan silahları Millete doğrultmuş, kirli emelleri uğruna yüreklerindeki inanç dışında hiçbir silahı olmayan masum insanları katletmekten geri durmamışlardır. Yüzyıllardır vatan savunması destanı yazmış olan bu aziz Millet, 15 Temmuz akşamı da seçilmiş Cumhurbaşkanına, Hükümetine, Meclisine, demokrasisine ve geleceğine canı pahasına sahip çıkmış, Millet iradesine saldıran tanklara göğsünü siper etmiştir. Hainlerin bu alçak girişimi sırasında 248 vatandaşımız şahadet mertebesine erişmiş; 2.193 vatandaşımız da yaralanmıştır. Bu darbe girişimi karşısında en ufak tereddüte kapılmadan ülkemizin geleceği için canını vermiş 15 Temmuz şehitlerimiz ile ülkemizin terör belasıyla uğraşmaya başladığı günlerden bugüne değin terör örgütlerine karşı amansız mücadelemizde şahadet mertebesine ulaşmış tüm şehitlerimizi bu vesileyle bir kez daha yad etmek istiyorum. Saygıdeğer Katılımcılar, Türk Toplumunun Kıymetli Temsilcileri, Bu vatanın evlatları, Çanakkale’de, Gelibolu’da, Balkanlarda, Mısır’da, Japonya’da, Kore’de, Kıbrıs’ta, Afganistan’da ve adını sayamadığımız farklı coğrafyalarda şehit düşmüş; şahadete ulaştığı her toprak parçasında da bir insanlık dersi, fedakârlık örneği ve kahramanlık destanı bırakmıştır. Ülkemizi temsil etmenin verdiği onurla görevlerini icra ederken hain terör saldırılarında şehit edilen diplomatlarımızı da bu vesileyle anmak isterim. Bugün bizlere düşen, aziz şehitlerimizin uğrunda canlarını feda ettikleri idealleri yaşatmaktır. Çanakkale Zaferi inanç, azim, fedakarlık ve ümit duygularıyla kazanılmıştır. Hepimiz için birleştirici ve ortak bir değer olan Çanakkale ruhu, bir toplumun dayanışmayla kazanabileceklerini, üstesinden gelebileceği zorlukları göstermektedir. Evlatlarımıza ve gelecek nesillerimize bu düşünceleri aşılayabilmek, şehitlerimizin hatırasına gösterebileceğimiz en büyük saygı olacaktır. Bu vesileyle, başta Ebedi Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk ve onun silah arkadaşları olmak üzere, burada yatan şehitlerimizin yanısıra Türk milleti ve vatanı uğruna hayatlarını feda eden tüm şehitlerimizi bir kez daha rahmet, minnet ve şükranla anıyor, aziz hatıralarının önünde saygıyla eğiliyorum Ruhları şad olsun!'' TÜRK DENİZ ŞEHİTLİĞİ 1993 yılında açılan şehitlikte, Osmanlı Sultanı Abdülmecid tarafından 5 Ağustos 1850 tarihinde seyir ve topçuluk eğitimi almak üzere İngiltere'nin Portsmouth ve Gosport limanlarına gönderilen Mirat-ı Zafer ve Sırağ-ı Bahri gemilerindeki denizcilerden, burada kaldıkları 6,5 aylık süre içerisinde kolera salgını ve diğer sağlık sorunları nedeniyle yaşamını yitirenlerin mezarları bulunuyor.

2/29
Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde anma töreni

Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde anma töreni Londra Çanakkale anma platformu ve Londra Büyükelçiliği ile Londra’da ve cevresindeki sivil toplum kuruluslarinin katılımıyla 18 Mart Çanakkale deniz Zaferi Şehitler Günü töreni Cumartesi günü saat 13.00’de Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde yapıldı. Portsmouth’da bulunan Royal Naval Cemetery içinde yer alan ‘40 Clayhall Rd Gosport, Hampshire PO12 2AZ’ adresinde düzenlenen törende Çanakkale Savaşı’nın Türkiye ve dünya tarihi için önemli sonuçlar doğurduğu ve 102.yılında dahada büyük anlam taşıdığı vurgulandı. Törende Türkiye’nin Londra Büyükelçiliği, İngiltere Türk Dernekleri ve pek çok vatandaş bulundu. Büyükelçi Abdurrahman Bilgic'in 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü vesilesiyle, Portsmouth Türk Deniz Şehitliği'nde yaptığı konuşmanin tam metni: ''Madame Mayor, Distinguished Members of the Turkish Community,Ladies, Gentlemen and Dear Kids, Today we are gathered here at the Clayhall Royal Naval Cemetery to commemorate the Çanakkale Naval Battles after 102 years. Despite heavy losses, victory against Allied forces in Çanakkale and Gallipoli paved the way for our war of liberation, and the establishment of our Republic. That’s why every year we commemorate the 18th of March as “Martyrs Day” in Turkey and abroad. These Battles which are called as “the last Gentlemen’s War of the 20th century”, have an exceptional place in the history for the nations involved. The Battles showed how shared sufferings can transform hostilities into lasting peace and friendship. Mayor Hook, Today, at his ceremony, we will pay tribute to all of our martyrs laying here at Clayhall Royal Naval Cemetery. Here rest 26 of our Naval officers who came to Britain as a part of bilateral naval education programme during Sultan Abdülmecid’s reign, and lost their lives in the UK in the 19th century. Let me thank you for your participation today and for looking after our martyrs in Gosport. With your permission, I will continue my speech in Turkish. Türk toplumunun kıymetli üyeleri, Hanımefendiler, Beyefendiler ve Sevgili çocuklar, Bugün Çanakkale Deniz Zaferi’nin 102. Yıldönümünü ve Şehitler günü vesilesiyle Sultan Abdülmecid döneminde bahriye eğitimi için geldikleri Birleşik Krallık’ta hayatlarını kaybederek dost ve Müttefik bir ülkenin topraklarında ebedi istirahatlarını çekilmiş 26 bahriyelimizin kabri başında toplanmış bulunuyoruz. İki yıl önce, 100. Sene-i devriyesini idrak ettiğimiz Çanakkale Savaşları, ulusumuzun birlik ve beraberlik ruhu içerisinde canını hiçe sayarak giriştiği var olma mücadele neticesinde tarihe altın harflerle kazınan bir kahramanlık destanıdır. Birinci Dünya Savaşı'nın en kritik aşamalarından birini teşkil eden Çanakkale Savaşları, siyasî ve askerî sonuçlarıyla, sadece Türk Milleti’nin kaderi ve tarihine değil, dünya siyasi tarihinin gidişatına yön vermiş bir konumdadır. 18 Mart 1915 tarihinde kazanılan Deniz Zaferi, Çanakkale'yi denizden geçmeyi tasarlayanları düşkırıklığına uğratırken, askerlerimize büyük güç ve moral vermiş ve direniş gücünü artırmıştır. Türk askerinin elindeki kısıtlı olanaklara karşın, dünyanın büyük güçlerini denizde yenilgiye uğratması, 25 Nisan 1915 tarihinde başlayan kara savaşlarında da zafere ulaşılmasının yolunu açmıştır. Çanakkale, çelik ve barutun, teknoloji ve kemiyetin; vatan sevgisi, azim ve kararlılık karşısında kifayetsiz kalışının unutulmaz bir örneğidir. Tarihte eşine çok az rastlanan bu büyük destan, vatanın ve milletin bekası için gözlerini kırpmadan canlarını feda etmeyi göze alan yüzbinlerce kahramanın eseridir. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün, “Çanakkale Zaferi, Türk askerinin ruh kudretini gösteren şayanı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur” sözlerinde ifadesini bulan bu mücadele, aynı zamanda Mehmetçiğin vatan ve millet sevgisinin de ölümsüz bir anıtıdır. Çanakkale ruhu, Anadolu’nun dört bir yanındaki vatan evlatlarını tek bir hedef ve ülkü uğrunda birleştirmekle kalmamış; bugün gönül coğrafyamız olarak nitelendirdiğimiz topraklardan birçok Filistinliyi, Sudanlıyı, Balkan Türkünü, Yemenliyi, Bosnalıyı, Gürcüyü, Musulluyu, Çerkesi, Tunusluyu bu destanın kahramanları haline getirmiştir. Anadolu’dan Ortadoğu’ya, Balkanlardan Kuzey Afrika’ya kadar yöresi, kökeni, rengi ve mezhebi ne olursa olsun Mehmetçikler, bu aziz topraklarda gönüllerini buluşturmuş; Milli Şairimiz Mehmet Akif’in “Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın, “Gömelim gel seni tarihe” desem, sığmazsın” dizelerinde belirttiği gibi tarihe sığamayacak büyüklükte bir olgunun hayat bulmasına vesile olmuşlardır. Çanakkale’de Türk Milleti’nin bağımsızlığı uğruna sergilediği bu çelikleşmiş duruş, sadece zaferi beraberinde getirmemiş; bunun yanısıra, Cumhuriyetimizin kuruluşunun önünü açan Kurtuluş Savaşımızın için gerekli olacak milli birlik, azim, kararlılık ve mücadeleci ateşinin harmanlanmasına imkân tanımıştır. Aynı ruh ve azim, uzun süren mücadeleler ve savaşlar sonrasında yıkılmış ve yorgun düşmüş vatanımızın, Cumhuriyetimiz eliyle imar edilerek ayağa kaldırılmasına öncülük eden kadrolara rehberlik etmiştir. Bu süreçte milletimiz, şehitlerini hiçbir zaman unutmamış; ama kendi evlatlarına karşı gösterdiği bu vefa, savaştığı hasımlarına karşı hafızasında kin ve nefrete sebep olmamış; bilakis, onları da kucaklayan bir dostluk ve barış ortamı oluşturmuştur. Bu vefa, 100 yılı aşkın bir süre sonra bile bugün Çanakkale’yi, barışın önemini ve değerini tüm insanlığa öğreten, farklı uluslardan insanların bir arada yattığı bir insanlık mirası haline getirmiştir. Değerli Katılımcılar, Hanımefendiler, Beyefendiler, Türk Milletinin bağımsızlık şiarı, demokrasi aşkı, vatan savunmasındaki kararlılık ve azminden bi-haber gafillerin, 15 Temmuz gecesi ülkemizin demokrasisine ve gelecek kuşaklarımızın yarınlarına yönelik giriştikleri hain saldırının ertesindeki ilk 18 Mart’ı idrak ediyor olmamız, bugünü daha da anlamlı kılmaktadır. Bu hain darbe girişimi sırasında gözü dönmüş caniler Türk Milletinin alın teriyle alınmış olan silahları Millete doğrultmuş, kirli emelleri uğruna yüreklerindeki inanç dışında hiçbir silahı olmayan masum insanları katletmekten geri durmamışlardır. Yüzyıllardır vatan savunması destanı yazmış olan bu aziz Millet, 15 Temmuz akşamı da seçilmiş Cumhurbaşkanına, Hükümetine, Meclisine, demokrasisine ve geleceğine canı pahasına sahip çıkmış, Millet iradesine saldıran tanklara göğsünü siper etmiştir. Hainlerin bu alçak girişimi sırasında 248 vatandaşımız şahadet mertebesine erişmiş; 2.193 vatandaşımız da yaralanmıştır. Bu darbe girişimi karşısında en ufak tereddüte kapılmadan ülkemizin geleceği için canını vermiş 15 Temmuz şehitlerimiz ile ülkemizin terör belasıyla uğraşmaya başladığı günlerden bugüne değin terör örgütlerine karşı amansız mücadelemizde şahadet mertebesine ulaşmış tüm şehitlerimizi bu vesileyle bir kez daha yad etmek istiyorum. Saygıdeğer Katılımcılar, Türk Toplumunun Kıymetli Temsilcileri, Bu vatanın evlatları, Çanakkale’de, Gelibolu’da, Balkanlarda, Mısır’da, Japonya’da, Kore’de, Kıbrıs’ta, Afganistan’da ve adını sayamadığımız farklı coğrafyalarda şehit düşmüş; şahadete ulaştığı her toprak parçasında da bir insanlık dersi, fedakârlık örneği ve kahramanlık destanı bırakmıştır. Ülkemizi temsil etmenin verdiği onurla görevlerini icra ederken hain terör saldırılarında şehit edilen diplomatlarımızı da bu vesileyle anmak isterim. Bugün bizlere düşen, aziz şehitlerimizin uğrunda canlarını feda ettikleri idealleri yaşatmaktır. Çanakkale Zaferi inanç, azim, fedakarlık ve ümit duygularıyla kazanılmıştır. Hepimiz için birleştirici ve ortak bir değer olan Çanakkale ruhu, bir toplumun dayanışmayla kazanabileceklerini, üstesinden gelebileceği zorlukları göstermektedir. Evlatlarımıza ve gelecek nesillerimize bu düşünceleri aşılayabilmek, şehitlerimizin hatırasına gösterebileceğimiz en büyük saygı olacaktır. Bu vesileyle, başta Ebedi Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk ve onun silah arkadaşları olmak üzere, burada yatan şehitlerimizin yanısıra Türk milleti ve vatanı uğruna hayatlarını feda eden tüm şehitlerimizi bir kez daha rahmet, minnet ve şükranla anıyor, aziz hatıralarının önünde saygıyla eğiliyorum Ruhları şad olsun!'' TÜRK DENİZ ŞEHİTLİĞİ 1993 yılında açılan şehitlikte, Osmanlı Sultanı Abdülmecid tarafından 5 Ağustos 1850 tarihinde seyir ve topçuluk eğitimi almak üzere İngiltere'nin Portsmouth ve Gosport limanlarına gönderilen Mirat-ı Zafer ve Sırağ-ı Bahri gemilerindeki denizcilerden, burada kaldıkları 6,5 aylık süre içerisinde kolera salgını ve diğer sağlık sorunları nedeniyle yaşamını yitirenlerin mezarları bulunuyor.

3/29
Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde anma töreni

Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde anma töreni Londra Çanakkale anma platformu ve Londra Büyükelçiliği ile Londra’da ve cevresindeki sivil toplum kuruluslarinin katılımıyla 18 Mart Çanakkale deniz Zaferi Şehitler Günü töreni Cumartesi günü saat 13.00’de Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde yapıldı. Portsmouth’da bulunan Royal Naval Cemetery içinde yer alan ‘40 Clayhall Rd Gosport, Hampshire PO12 2AZ’ adresinde düzenlenen törende Çanakkale Savaşı’nın Türkiye ve dünya tarihi için önemli sonuçlar doğurduğu ve 102.yılında dahada büyük anlam taşıdığı vurgulandı. Törende Türkiye’nin Londra Büyükelçiliği, İngiltere Türk Dernekleri ve pek çok vatandaş bulundu. Büyükelçi Abdurrahman Bilgic'in 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü vesilesiyle, Portsmouth Türk Deniz Şehitliği'nde yaptığı konuşmanin tam metni: ''Madame Mayor, Distinguished Members of the Turkish Community,Ladies, Gentlemen and Dear Kids, Today we are gathered here at the Clayhall Royal Naval Cemetery to commemorate the Çanakkale Naval Battles after 102 years. Despite heavy losses, victory against Allied forces in Çanakkale and Gallipoli paved the way for our war of liberation, and the establishment of our Republic. That’s why every year we commemorate the 18th of March as “Martyrs Day” in Turkey and abroad. These Battles which are called as “the last Gentlemen’s War of the 20th century”, have an exceptional place in the history for the nations involved. The Battles showed how shared sufferings can transform hostilities into lasting peace and friendship. Mayor Hook, Today, at his ceremony, we will pay tribute to all of our martyrs laying here at Clayhall Royal Naval Cemetery. Here rest 26 of our Naval officers who came to Britain as a part of bilateral naval education programme during Sultan Abdülmecid’s reign, and lost their lives in the UK in the 19th century. Let me thank you for your participation today and for looking after our martyrs in Gosport. With your permission, I will continue my speech in Turkish. Türk toplumunun kıymetli üyeleri, Hanımefendiler, Beyefendiler ve Sevgili çocuklar, Bugün Çanakkale Deniz Zaferi’nin 102. Yıldönümünü ve Şehitler günü vesilesiyle Sultan Abdülmecid döneminde bahriye eğitimi için geldikleri Birleşik Krallık’ta hayatlarını kaybederek dost ve Müttefik bir ülkenin topraklarında ebedi istirahatlarını çekilmiş 26 bahriyelimizin kabri başında toplanmış bulunuyoruz. İki yıl önce, 100. Sene-i devriyesini idrak ettiğimiz Çanakkale Savaşları, ulusumuzun birlik ve beraberlik ruhu içerisinde canını hiçe sayarak giriştiği var olma mücadele neticesinde tarihe altın harflerle kazınan bir kahramanlık destanıdır. Birinci Dünya Savaşı'nın en kritik aşamalarından birini teşkil eden Çanakkale Savaşları, siyasî ve askerî sonuçlarıyla, sadece Türk Milleti’nin kaderi ve tarihine değil, dünya siyasi tarihinin gidişatına yön vermiş bir konumdadır. 18 Mart 1915 tarihinde kazanılan Deniz Zaferi, Çanakkale'yi denizden geçmeyi tasarlayanları düşkırıklığına uğratırken, askerlerimize büyük güç ve moral vermiş ve direniş gücünü artırmıştır. Türk askerinin elindeki kısıtlı olanaklara karşın, dünyanın büyük güçlerini denizde yenilgiye uğratması, 25 Nisan 1915 tarihinde başlayan kara savaşlarında da zafere ulaşılmasının yolunu açmıştır. Çanakkale, çelik ve barutun, teknoloji ve kemiyetin; vatan sevgisi, azim ve kararlılık karşısında kifayetsiz kalışının unutulmaz bir örneğidir. Tarihte eşine çok az rastlanan bu büyük destan, vatanın ve milletin bekası için gözlerini kırpmadan canlarını feda etmeyi göze alan yüzbinlerce kahramanın eseridir. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün, “Çanakkale Zaferi, Türk askerinin ruh kudretini gösteren şayanı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur” sözlerinde ifadesini bulan bu mücadele, aynı zamanda Mehmetçiğin vatan ve millet sevgisinin de ölümsüz bir anıtıdır. Çanakkale ruhu, Anadolu’nun dört bir yanındaki vatan evlatlarını tek bir hedef ve ülkü uğrunda birleştirmekle kalmamış; bugün gönül coğrafyamız olarak nitelendirdiğimiz topraklardan birçok Filistinliyi, Sudanlıyı, Balkan Türkünü, Yemenliyi, Bosnalıyı, Gürcüyü, Musulluyu, Çerkesi, Tunusluyu bu destanın kahramanları haline getirmiştir. Anadolu’dan Ortadoğu’ya, Balkanlardan Kuzey Afrika’ya kadar yöresi, kökeni, rengi ve mezhebi ne olursa olsun Mehmetçikler, bu aziz topraklarda gönüllerini buluşturmuş; Milli Şairimiz Mehmet Akif’in “Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın, “Gömelim gel seni tarihe” desem, sığmazsın” dizelerinde belirttiği gibi tarihe sığamayacak büyüklükte bir olgunun hayat bulmasına vesile olmuşlardır. Çanakkale’de Türk Milleti’nin bağımsızlığı uğruna sergilediği bu çelikleşmiş duruş, sadece zaferi beraberinde getirmemiş; bunun yanısıra, Cumhuriyetimizin kuruluşunun önünü açan Kurtuluş Savaşımızın için gerekli olacak milli birlik, azim, kararlılık ve mücadeleci ateşinin harmanlanmasına imkân tanımıştır. Aynı ruh ve azim, uzun süren mücadeleler ve savaşlar sonrasında yıkılmış ve yorgun düşmüş vatanımızın, Cumhuriyetimiz eliyle imar edilerek ayağa kaldırılmasına öncülük eden kadrolara rehberlik etmiştir. Bu süreçte milletimiz, şehitlerini hiçbir zaman unutmamış; ama kendi evlatlarına karşı gösterdiği bu vefa, savaştığı hasımlarına karşı hafızasında kin ve nefrete sebep olmamış; bilakis, onları da kucaklayan bir dostluk ve barış ortamı oluşturmuştur. Bu vefa, 100 yılı aşkın bir süre sonra bile bugün Çanakkale’yi, barışın önemini ve değerini tüm insanlığa öğreten, farklı uluslardan insanların bir arada yattığı bir insanlık mirası haline getirmiştir. Değerli Katılımcılar, Hanımefendiler, Beyefendiler, Türk Milletinin bağımsızlık şiarı, demokrasi aşkı, vatan savunmasındaki kararlılık ve azminden bi-haber gafillerin, 15 Temmuz gecesi ülkemizin demokrasisine ve gelecek kuşaklarımızın yarınlarına yönelik giriştikleri hain saldırının ertesindeki ilk 18 Mart’ı idrak ediyor olmamız, bugünü daha da anlamlı kılmaktadır. Bu hain darbe girişimi sırasında gözü dönmüş caniler Türk Milletinin alın teriyle alınmış olan silahları Millete doğrultmuş, kirli emelleri uğruna yüreklerindeki inanç dışında hiçbir silahı olmayan masum insanları katletmekten geri durmamışlardır. Yüzyıllardır vatan savunması destanı yazmış olan bu aziz Millet, 15 Temmuz akşamı da seçilmiş Cumhurbaşkanına, Hükümetine, Meclisine, demokrasisine ve geleceğine canı pahasına sahip çıkmış, Millet iradesine saldıran tanklara göğsünü siper etmiştir. Hainlerin bu alçak girişimi sırasında 248 vatandaşımız şahadet mertebesine erişmiş; 2.193 vatandaşımız da yaralanmıştır. Bu darbe girişimi karşısında en ufak tereddüte kapılmadan ülkemizin geleceği için canını vermiş 15 Temmuz şehitlerimiz ile ülkemizin terör belasıyla uğraşmaya başladığı günlerden bugüne değin terör örgütlerine karşı amansız mücadelemizde şahadet mertebesine ulaşmış tüm şehitlerimizi bu vesileyle bir kez daha yad etmek istiyorum. Saygıdeğer Katılımcılar, Türk Toplumunun Kıymetli Temsilcileri, Bu vatanın evlatları, Çanakkale’de, Gelibolu’da, Balkanlarda, Mısır’da, Japonya’da, Kore’de, Kıbrıs’ta, Afganistan’da ve adını sayamadığımız farklı coğrafyalarda şehit düşmüş; şahadete ulaştığı her toprak parçasında da bir insanlık dersi, fedakârlık örneği ve kahramanlık destanı bırakmıştır. Ülkemizi temsil etmenin verdiği onurla görevlerini icra ederken hain terör saldırılarında şehit edilen diplomatlarımızı da bu vesileyle anmak isterim. Bugün bizlere düşen, aziz şehitlerimizin uğrunda canlarını feda ettikleri idealleri yaşatmaktır. Çanakkale Zaferi inanç, azim, fedakarlık ve ümit duygularıyla kazanılmıştır. Hepimiz için birleştirici ve ortak bir değer olan Çanakkale ruhu, bir toplumun dayanışmayla kazanabileceklerini, üstesinden gelebileceği zorlukları göstermektedir. Evlatlarımıza ve gelecek nesillerimize bu düşünceleri aşılayabilmek, şehitlerimizin hatırasına gösterebileceğimiz en büyük saygı olacaktır. Bu vesileyle, başta Ebedi Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk ve onun silah arkadaşları olmak üzere, burada yatan şehitlerimizin yanısıra Türk milleti ve vatanı uğruna hayatlarını feda eden tüm şehitlerimizi bir kez daha rahmet, minnet ve şükranla anıyor, aziz hatıralarının önünde saygıyla eğiliyorum Ruhları şad olsun!'' TÜRK DENİZ ŞEHİTLİĞİ 1993 yılında açılan şehitlikte, Osmanlı Sultanı Abdülmecid tarafından 5 Ağustos 1850 tarihinde seyir ve topçuluk eğitimi almak üzere İngiltere'nin Portsmouth ve Gosport limanlarına gönderilen Mirat-ı Zafer ve Sırağ-ı Bahri gemilerindeki denizcilerden, burada kaldıkları 6,5 aylık süre içerisinde kolera salgını ve diğer sağlık sorunları nedeniyle yaşamını yitirenlerin mezarları bulunuyor.

4/29
Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde anma töreni

Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde anma töreni Londra Çanakkale anma platformu ve Londra Büyükelçiliği ile Londra’da ve cevresindeki sivil toplum kuruluslarinin katılımıyla 18 Mart Çanakkale deniz Zaferi Şehitler Günü töreni Cumartesi günü saat 13.00’de Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde yapıldı. Portsmouth’da bulunan Royal Naval Cemetery içinde yer alan ‘40 Clayhall Rd Gosport, Hampshire PO12 2AZ’ adresinde düzenlenen törende Çanakkale Savaşı’nın Türkiye ve dünya tarihi için önemli sonuçlar doğurduğu ve 102.yılında dahada büyük anlam taşıdığı vurgulandı. Törende Türkiye’nin Londra Büyükelçiliği, İngiltere Türk Dernekleri ve pek çok vatandaş bulundu. Büyükelçi Abdurrahman Bilgic'in 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü vesilesiyle, Portsmouth Türk Deniz Şehitliği'nde yaptığı konuşmanin tam metni: ''Madame Mayor, Distinguished Members of the Turkish Community,Ladies, Gentlemen and Dear Kids, Today we are gathered here at the Clayhall Royal Naval Cemetery to commemorate the Çanakkale Naval Battles after 102 years. Despite heavy losses, victory against Allied forces in Çanakkale and Gallipoli paved the way for our war of liberation, and the establishment of our Republic. That’s why every year we commemorate the 18th of March as “Martyrs Day” in Turkey and abroad. These Battles which are called as “the last Gentlemen’s War of the 20th century”, have an exceptional place in the history for the nations involved. The Battles showed how shared sufferings can transform hostilities into lasting peace and friendship. Mayor Hook, Today, at his ceremony, we will pay tribute to all of our martyrs laying here at Clayhall Royal Naval Cemetery. Here rest 26 of our Naval officers who came to Britain as a part of bilateral naval education programme during Sultan Abdülmecid’s reign, and lost their lives in the UK in the 19th century. Let me thank you for your participation today and for looking after our martyrs in Gosport. With your permission, I will continue my speech in Turkish. Türk toplumunun kıymetli üyeleri, Hanımefendiler, Beyefendiler ve Sevgili çocuklar, Bugün Çanakkale Deniz Zaferi’nin 102. Yıldönümünü ve Şehitler günü vesilesiyle Sultan Abdülmecid döneminde bahriye eğitimi için geldikleri Birleşik Krallık’ta hayatlarını kaybederek dost ve Müttefik bir ülkenin topraklarında ebedi istirahatlarını çekilmiş 26 bahriyelimizin kabri başında toplanmış bulunuyoruz. İki yıl önce, 100. Sene-i devriyesini idrak ettiğimiz Çanakkale Savaşları, ulusumuzun birlik ve beraberlik ruhu içerisinde canını hiçe sayarak giriştiği var olma mücadele neticesinde tarihe altın harflerle kazınan bir kahramanlık destanıdır. Birinci Dünya Savaşı'nın en kritik aşamalarından birini teşkil eden Çanakkale Savaşları, siyasî ve askerî sonuçlarıyla, sadece Türk Milleti’nin kaderi ve tarihine değil, dünya siyasi tarihinin gidişatına yön vermiş bir konumdadır. 18 Mart 1915 tarihinde kazanılan Deniz Zaferi, Çanakkale'yi denizden geçmeyi tasarlayanları düşkırıklığına uğratırken, askerlerimize büyük güç ve moral vermiş ve direniş gücünü artırmıştır. Türk askerinin elindeki kısıtlı olanaklara karşın, dünyanın büyük güçlerini denizde yenilgiye uğratması, 25 Nisan 1915 tarihinde başlayan kara savaşlarında da zafere ulaşılmasının yolunu açmıştır. Çanakkale, çelik ve barutun, teknoloji ve kemiyetin; vatan sevgisi, azim ve kararlılık karşısında kifayetsiz kalışının unutulmaz bir örneğidir. Tarihte eşine çok az rastlanan bu büyük destan, vatanın ve milletin bekası için gözlerini kırpmadan canlarını feda etmeyi göze alan yüzbinlerce kahramanın eseridir. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün, “Çanakkale Zaferi, Türk askerinin ruh kudretini gösteren şayanı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur” sözlerinde ifadesini bulan bu mücadele, aynı zamanda Mehmetçiğin vatan ve millet sevgisinin de ölümsüz bir anıtıdır. Çanakkale ruhu, Anadolu’nun dört bir yanındaki vatan evlatlarını tek bir hedef ve ülkü uğrunda birleştirmekle kalmamış; bugün gönül coğrafyamız olarak nitelendirdiğimiz topraklardan birçok Filistinliyi, Sudanlıyı, Balkan Türkünü, Yemenliyi, Bosnalıyı, Gürcüyü, Musulluyu, Çerkesi, Tunusluyu bu destanın kahramanları haline getirmiştir. Anadolu’dan Ortadoğu’ya, Balkanlardan Kuzey Afrika’ya kadar yöresi, kökeni, rengi ve mezhebi ne olursa olsun Mehmetçikler, bu aziz topraklarda gönüllerini buluşturmuş; Milli Şairimiz Mehmet Akif’in “Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın, “Gömelim gel seni tarihe” desem, sığmazsın” dizelerinde belirttiği gibi tarihe sığamayacak büyüklükte bir olgunun hayat bulmasına vesile olmuşlardır. Çanakkale’de Türk Milleti’nin bağımsızlığı uğruna sergilediği bu çelikleşmiş duruş, sadece zaferi beraberinde getirmemiş; bunun yanısıra, Cumhuriyetimizin kuruluşunun önünü açan Kurtuluş Savaşımızın için gerekli olacak milli birlik, azim, kararlılık ve mücadeleci ateşinin harmanlanmasına imkân tanımıştır. Aynı ruh ve azim, uzun süren mücadeleler ve savaşlar sonrasında yıkılmış ve yorgun düşmüş vatanımızın, Cumhuriyetimiz eliyle imar edilerek ayağa kaldırılmasına öncülük eden kadrolara rehberlik etmiştir. Bu süreçte milletimiz, şehitlerini hiçbir zaman unutmamış; ama kendi evlatlarına karşı gösterdiği bu vefa, savaştığı hasımlarına karşı hafızasında kin ve nefrete sebep olmamış; bilakis, onları da kucaklayan bir dostluk ve barış ortamı oluşturmuştur. Bu vefa, 100 yılı aşkın bir süre sonra bile bugün Çanakkale’yi, barışın önemini ve değerini tüm insanlığa öğreten, farklı uluslardan insanların bir arada yattığı bir insanlık mirası haline getirmiştir. Değerli Katılımcılar, Hanımefendiler, Beyefendiler, Türk Milletinin bağımsızlık şiarı, demokrasi aşkı, vatan savunmasındaki kararlılık ve azminden bi-haber gafillerin, 15 Temmuz gecesi ülkemizin demokrasisine ve gelecek kuşaklarımızın yarınlarına yönelik giriştikleri hain saldırının ertesindeki ilk 18 Mart’ı idrak ediyor olmamız, bugünü daha da anlamlı kılmaktadır. Bu hain darbe girişimi sırasında gözü dönmüş caniler Türk Milletinin alın teriyle alınmış olan silahları Millete doğrultmuş, kirli emelleri uğruna yüreklerindeki inanç dışında hiçbir silahı olmayan masum insanları katletmekten geri durmamışlardır. Yüzyıllardır vatan savunması destanı yazmış olan bu aziz Millet, 15 Temmuz akşamı da seçilmiş Cumhurbaşkanına, Hükümetine, Meclisine, demokrasisine ve geleceğine canı pahasına sahip çıkmış, Millet iradesine saldıran tanklara göğsünü siper etmiştir. Hainlerin bu alçak girişimi sırasında 248 vatandaşımız şahadet mertebesine erişmiş; 2.193 vatandaşımız da yaralanmıştır. Bu darbe girişimi karşısında en ufak tereddüte kapılmadan ülkemizin geleceği için canını vermiş 15 Temmuz şehitlerimiz ile ülkemizin terör belasıyla uğraşmaya başladığı günlerden bugüne değin terör örgütlerine karşı amansız mücadelemizde şahadet mertebesine ulaşmış tüm şehitlerimizi bu vesileyle bir kez daha yad etmek istiyorum. Saygıdeğer Katılımcılar, Türk Toplumunun Kıymetli Temsilcileri, Bu vatanın evlatları, Çanakkale’de, Gelibolu’da, Balkanlarda, Mısır’da, Japonya’da, Kore’de, Kıbrıs’ta, Afganistan’da ve adını sayamadığımız farklı coğrafyalarda şehit düşmüş; şahadete ulaştığı her toprak parçasında da bir insanlık dersi, fedakârlık örneği ve kahramanlık destanı bırakmıştır. Ülkemizi temsil etmenin verdiği onurla görevlerini icra ederken hain terör saldırılarında şehit edilen diplomatlarımızı da bu vesileyle anmak isterim. Bugün bizlere düşen, aziz şehitlerimizin uğrunda canlarını feda ettikleri idealleri yaşatmaktır. Çanakkale Zaferi inanç, azim, fedakarlık ve ümit duygularıyla kazanılmıştır. Hepimiz için birleştirici ve ortak bir değer olan Çanakkale ruhu, bir toplumun dayanışmayla kazanabileceklerini, üstesinden gelebileceği zorlukları göstermektedir. Evlatlarımıza ve gelecek nesillerimize bu düşünceleri aşılayabilmek, şehitlerimizin hatırasına gösterebileceğimiz en büyük saygı olacaktır. Bu vesileyle, başta Ebedi Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk ve onun silah arkadaşları olmak üzere, burada yatan şehitlerimizin yanısıra Türk milleti ve vatanı uğruna hayatlarını feda eden tüm şehitlerimizi bir kez daha rahmet, minnet ve şükranla anıyor, aziz hatıralarının önünde saygıyla eğiliyorum Ruhları şad olsun!'' TÜRK DENİZ ŞEHİTLİĞİ 1993 yılında açılan şehitlikte, Osmanlı Sultanı Abdülmecid tarafından 5 Ağustos 1850 tarihinde seyir ve topçuluk eğitimi almak üzere İngiltere'nin Portsmouth ve Gosport limanlarına gönderilen Mirat-ı Zafer ve Sırağ-ı Bahri gemilerindeki denizcilerden, burada kaldıkları 6,5 aylık süre içerisinde kolera salgını ve diğer sağlık sorunları nedeniyle yaşamını yitirenlerin mezarları bulunuyor.

5/29
Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde anma töreni

Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde anma töreni Londra Çanakkale anma platformu ve Londra Büyükelçiliği ile Londra’da ve cevresindeki sivil toplum kuruluslarinin katılımıyla 18 Mart Çanakkale deniz Zaferi Şehitler Günü töreni Cumartesi günü saat 13.00’de Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde yapıldı. Portsmouth’da bulunan Royal Naval Cemetery içinde yer alan ‘40 Clayhall Rd Gosport, Hampshire PO12 2AZ’ adresinde düzenlenen törende Çanakkale Savaşı’nın Türkiye ve dünya tarihi için önemli sonuçlar doğurduğu ve 102.yılında dahada büyük anlam taşıdığı vurgulandı. Törende Türkiye’nin Londra Büyükelçiliği, İngiltere Türk Dernekleri ve pek çok vatandaş bulundu. Büyükelçi Abdurrahman Bilgic'in 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü vesilesiyle, Portsmouth Türk Deniz Şehitliği'nde yaptığı konuşmanin tam metni: ''Madame Mayor, Distinguished Members of the Turkish Community,Ladies, Gentlemen and Dear Kids, Today we are gathered here at the Clayhall Royal Naval Cemetery to commemorate the Çanakkale Naval Battles after 102 years. Despite heavy losses, victory against Allied forces in Çanakkale and Gallipoli paved the way for our war of liberation, and the establishment of our Republic. That’s why every year we commemorate the 18th of March as “Martyrs Day” in Turkey and abroad. These Battles which are called as “the last Gentlemen’s War of the 20th century”, have an exceptional place in the history for the nations involved. The Battles showed how shared sufferings can transform hostilities into lasting peace and friendship. Mayor Hook, Today, at his ceremony, we will pay tribute to all of our martyrs laying here at Clayhall Royal Naval Cemetery. Here rest 26 of our Naval officers who came to Britain as a part of bilateral naval education programme during Sultan Abdülmecid’s reign, and lost their lives in the UK in the 19th century. Let me thank you for your participation today and for looking after our martyrs in Gosport. With your permission, I will continue my speech in Turkish. Türk toplumunun kıymetli üyeleri, Hanımefendiler, Beyefendiler ve Sevgili çocuklar, Bugün Çanakkale Deniz Zaferi’nin 102. Yıldönümünü ve Şehitler günü vesilesiyle Sultan Abdülmecid döneminde bahriye eğitimi için geldikleri Birleşik Krallık’ta hayatlarını kaybederek dost ve Müttefik bir ülkenin topraklarında ebedi istirahatlarını çekilmiş 26 bahriyelimizin kabri başında toplanmış bulunuyoruz. İki yıl önce, 100. Sene-i devriyesini idrak ettiğimiz Çanakkale Savaşları, ulusumuzun birlik ve beraberlik ruhu içerisinde canını hiçe sayarak giriştiği var olma mücadele neticesinde tarihe altın harflerle kazınan bir kahramanlık destanıdır. Birinci Dünya Savaşı'nın en kritik aşamalarından birini teşkil eden Çanakkale Savaşları, siyasî ve askerî sonuçlarıyla, sadece Türk Milleti’nin kaderi ve tarihine değil, dünya siyasi tarihinin gidişatına yön vermiş bir konumdadır. 18 Mart 1915 tarihinde kazanılan Deniz Zaferi, Çanakkale'yi denizden geçmeyi tasarlayanları düşkırıklığına uğratırken, askerlerimize büyük güç ve moral vermiş ve direniş gücünü artırmıştır. Türk askerinin elindeki kısıtlı olanaklara karşın, dünyanın büyük güçlerini denizde yenilgiye uğratması, 25 Nisan 1915 tarihinde başlayan kara savaşlarında da zafere ulaşılmasının yolunu açmıştır. Çanakkale, çelik ve barutun, teknoloji ve kemiyetin; vatan sevgisi, azim ve kararlılık karşısında kifayetsiz kalışının unutulmaz bir örneğidir. Tarihte eşine çok az rastlanan bu büyük destan, vatanın ve milletin bekası için gözlerini kırpmadan canlarını feda etmeyi göze alan yüzbinlerce kahramanın eseridir. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün, “Çanakkale Zaferi, Türk askerinin ruh kudretini gösteren şayanı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur” sözlerinde ifadesini bulan bu mücadele, aynı zamanda Mehmetçiğin vatan ve millet sevgisinin de ölümsüz bir anıtıdır. Çanakkale ruhu, Anadolu’nun dört bir yanındaki vatan evlatlarını tek bir hedef ve ülkü uğrunda birleştirmekle kalmamış; bugün gönül coğrafyamız olarak nitelendirdiğimiz topraklardan birçok Filistinliyi, Sudanlıyı, Balkan Türkünü, Yemenliyi, Bosnalıyı, Gürcüyü, Musulluyu, Çerkesi, Tunusluyu bu destanın kahramanları haline getirmiştir. Anadolu’dan Ortadoğu’ya, Balkanlardan Kuzey Afrika’ya kadar yöresi, kökeni, rengi ve mezhebi ne olursa olsun Mehmetçikler, bu aziz topraklarda gönüllerini buluşturmuş; Milli Şairimiz Mehmet Akif’in “Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın, “Gömelim gel seni tarihe” desem, sığmazsın” dizelerinde belirttiği gibi tarihe sığamayacak büyüklükte bir olgunun hayat bulmasına vesile olmuşlardır. Çanakkale’de Türk Milleti’nin bağımsızlığı uğruna sergilediği bu çelikleşmiş duruş, sadece zaferi beraberinde getirmemiş; bunun yanısıra, Cumhuriyetimizin kuruluşunun önünü açan Kurtuluş Savaşımızın için gerekli olacak milli birlik, azim, kararlılık ve mücadeleci ateşinin harmanlanmasına imkân tanımıştır. Aynı ruh ve azim, uzun süren mücadeleler ve savaşlar sonrasında yıkılmış ve yorgun düşmüş vatanımızın, Cumhuriyetimiz eliyle imar edilerek ayağa kaldırılmasına öncülük eden kadrolara rehberlik etmiştir. Bu süreçte milletimiz, şehitlerini hiçbir zaman unutmamış; ama kendi evlatlarına karşı gösterdiği bu vefa, savaştığı hasımlarına karşı hafızasında kin ve nefrete sebep olmamış; bilakis, onları da kucaklayan bir dostluk ve barış ortamı oluşturmuştur. Bu vefa, 100 yılı aşkın bir süre sonra bile bugün Çanakkale’yi, barışın önemini ve değerini tüm insanlığa öğreten, farklı uluslardan insanların bir arada yattığı bir insanlık mirası haline getirmiştir. Değerli Katılımcılar, Hanımefendiler, Beyefendiler, Türk Milletinin bağımsızlık şiarı, demokrasi aşkı, vatan savunmasındaki kararlılık ve azminden bi-haber gafillerin, 15 Temmuz gecesi ülkemizin demokrasisine ve gelecek kuşaklarımızın yarınlarına yönelik giriştikleri hain saldırının ertesindeki ilk 18 Mart’ı idrak ediyor olmamız, bugünü daha da anlamlı kılmaktadır. Bu hain darbe girişimi sırasında gözü dönmüş caniler Türk Milletinin alın teriyle alınmış olan silahları Millete doğrultmuş, kirli emelleri uğruna yüreklerindeki inanç dışında hiçbir silahı olmayan masum insanları katletmekten geri durmamışlardır. Yüzyıllardır vatan savunması destanı yazmış olan bu aziz Millet, 15 Temmuz akşamı da seçilmiş Cumhurbaşkanına, Hükümetine, Meclisine, demokrasisine ve geleceğine canı pahasına sahip çıkmış, Millet iradesine saldıran tanklara göğsünü siper etmiştir. Hainlerin bu alçak girişimi sırasında 248 vatandaşımız şahadet mertebesine erişmiş; 2.193 vatandaşımız da yaralanmıştır. Bu darbe girişimi karşısında en ufak tereddüte kapılmadan ülkemizin geleceği için canını vermiş 15 Temmuz şehitlerimiz ile ülkemizin terör belasıyla uğraşmaya başladığı günlerden bugüne değin terör örgütlerine karşı amansız mücadelemizde şahadet mertebesine ulaşmış tüm şehitlerimizi bu vesileyle bir kez daha yad etmek istiyorum. Saygıdeğer Katılımcılar, Türk Toplumunun Kıymetli Temsilcileri, Bu vatanın evlatları, Çanakkale’de, Gelibolu’da, Balkanlarda, Mısır’da, Japonya’da, Kore’de, Kıbrıs’ta, Afganistan’da ve adını sayamadığımız farklı coğrafyalarda şehit düşmüş; şahadete ulaştığı her toprak parçasında da bir insanlık dersi, fedakârlık örneği ve kahramanlık destanı bırakmıştır. Ülkemizi temsil etmenin verdiği onurla görevlerini icra ederken hain terör saldırılarında şehit edilen diplomatlarımızı da bu vesileyle anmak isterim. Bugün bizlere düşen, aziz şehitlerimizin uğrunda canlarını feda ettikleri idealleri yaşatmaktır. Çanakkale Zaferi inanç, azim, fedakarlık ve ümit duygularıyla kazanılmıştır. Hepimiz için birleştirici ve ortak bir değer olan Çanakkale ruhu, bir toplumun dayanışmayla kazanabileceklerini, üstesinden gelebileceği zorlukları göstermektedir. Evlatlarımıza ve gelecek nesillerimize bu düşünceleri aşılayabilmek, şehitlerimizin hatırasına gösterebileceğimiz en büyük saygı olacaktır. Bu vesileyle, başta Ebedi Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk ve onun silah arkadaşları olmak üzere, burada yatan şehitlerimizin yanısıra Türk milleti ve vatanı uğruna hayatlarını feda eden tüm şehitlerimizi bir kez daha rahmet, minnet ve şükranla anıyor, aziz hatıralarının önünde saygıyla eğiliyorum Ruhları şad olsun!'' TÜRK DENİZ ŞEHİTLİĞİ 1993 yılında açılan şehitlikte, Osmanlı Sultanı Abdülmecid tarafından 5 Ağustos 1850 tarihinde seyir ve topçuluk eğitimi almak üzere İngiltere'nin Portsmouth ve Gosport limanlarına gönderilen Mirat-ı Zafer ve Sırağ-ı Bahri gemilerindeki denizcilerden, burada kaldıkları 6,5 aylık süre içerisinde kolera salgını ve diğer sağlık sorunları nedeniyle yaşamını yitirenlerin mezarları bulunuyor.

6/29
Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde anma töreni

Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde anma töreni Londra Çanakkale anma platformu ve Londra Büyükelçiliği ile Londra’da ve cevresindeki sivil toplum kuruluslarinin katılımıyla 18 Mart Çanakkale deniz Zaferi Şehitler Günü töreni Cumartesi günü saat 13.00’de Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde yapıldı. Portsmouth’da bulunan Royal Naval Cemetery içinde yer alan ‘40 Clayhall Rd Gosport, Hampshire PO12 2AZ’ adresinde düzenlenen törende Çanakkale Savaşı’nın Türkiye ve dünya tarihi için önemli sonuçlar doğurduğu ve 102.yılında dahada büyük anlam taşıdığı vurgulandı. Törende Türkiye’nin Londra Büyükelçiliği, İngiltere Türk Dernekleri ve pek çok vatandaş bulundu. Büyükelçi Abdurrahman Bilgic'in 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü vesilesiyle, Portsmouth Türk Deniz Şehitliği'nde yaptığı konuşmanin tam metni: ''Madame Mayor, Distinguished Members of the Turkish Community,Ladies, Gentlemen and Dear Kids, Today we are gathered here at the Clayhall Royal Naval Cemetery to commemorate the Çanakkale Naval Battles after 102 years. Despite heavy losses, victory against Allied forces in Çanakkale and Gallipoli paved the way for our war of liberation, and the establishment of our Republic. That’s why every year we commemorate the 18th of March as “Martyrs Day” in Turkey and abroad. These Battles which are called as “the last Gentlemen’s War of the 20th century”, have an exceptional place in the history for the nations involved. The Battles showed how shared sufferings can transform hostilities into lasting peace and friendship. Mayor Hook, Today, at his ceremony, we will pay tribute to all of our martyrs laying here at Clayhall Royal Naval Cemetery. Here rest 26 of our Naval officers who came to Britain as a part of bilateral naval education programme during Sultan Abdülmecid’s reign, and lost their lives in the UK in the 19th century. Let me thank you for your participation today and for looking after our martyrs in Gosport. With your permission, I will continue my speech in Turkish. Türk toplumunun kıymetli üyeleri, Hanımefendiler, Beyefendiler ve Sevgili çocuklar, Bugün Çanakkale Deniz Zaferi’nin 102. Yıldönümünü ve Şehitler günü vesilesiyle Sultan Abdülmecid döneminde bahriye eğitimi için geldikleri Birleşik Krallık’ta hayatlarını kaybederek dost ve Müttefik bir ülkenin topraklarında ebedi istirahatlarını çekilmiş 26 bahriyelimizin kabri başında toplanmış bulunuyoruz. İki yıl önce, 100. Sene-i devriyesini idrak ettiğimiz Çanakkale Savaşları, ulusumuzun birlik ve beraberlik ruhu içerisinde canını hiçe sayarak giriştiği var olma mücadele neticesinde tarihe altın harflerle kazınan bir kahramanlık destanıdır. Birinci Dünya Savaşı'nın en kritik aşamalarından birini teşkil eden Çanakkale Savaşları, siyasî ve askerî sonuçlarıyla, sadece Türk Milleti’nin kaderi ve tarihine değil, dünya siyasi tarihinin gidişatına yön vermiş bir konumdadır. 18 Mart 1915 tarihinde kazanılan Deniz Zaferi, Çanakkale'yi denizden geçmeyi tasarlayanları düşkırıklığına uğratırken, askerlerimize büyük güç ve moral vermiş ve direniş gücünü artırmıştır. Türk askerinin elindeki kısıtlı olanaklara karşın, dünyanın büyük güçlerini denizde yenilgiye uğratması, 25 Nisan 1915 tarihinde başlayan kara savaşlarında da zafere ulaşılmasının yolunu açmıştır. Çanakkale, çelik ve barutun, teknoloji ve kemiyetin; vatan sevgisi, azim ve kararlılık karşısında kifayetsiz kalışının unutulmaz bir örneğidir. Tarihte eşine çok az rastlanan bu büyük destan, vatanın ve milletin bekası için gözlerini kırpmadan canlarını feda etmeyi göze alan yüzbinlerce kahramanın eseridir. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün, “Çanakkale Zaferi, Türk askerinin ruh kudretini gösteren şayanı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur” sözlerinde ifadesini bulan bu mücadele, aynı zamanda Mehmetçiğin vatan ve millet sevgisinin de ölümsüz bir anıtıdır. Çanakkale ruhu, Anadolu’nun dört bir yanındaki vatan evlatlarını tek bir hedef ve ülkü uğrunda birleştirmekle kalmamış; bugün gönül coğrafyamız olarak nitelendirdiğimiz topraklardan birçok Filistinliyi, Sudanlıyı, Balkan Türkünü, Yemenliyi, Bosnalıyı, Gürcüyü, Musulluyu, Çerkesi, Tunusluyu bu destanın kahramanları haline getirmiştir. Anadolu’dan Ortadoğu’ya, Balkanlardan Kuzey Afrika’ya kadar yöresi, kökeni, rengi ve mezhebi ne olursa olsun Mehmetçikler, bu aziz topraklarda gönüllerini buluşturmuş; Milli Şairimiz Mehmet Akif’in “Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın, “Gömelim gel seni tarihe” desem, sığmazsın” dizelerinde belirttiği gibi tarihe sığamayacak büyüklükte bir olgunun hayat bulmasına vesile olmuşlardır. Çanakkale’de Türk Milleti’nin bağımsızlığı uğruna sergilediği bu çelikleşmiş duruş, sadece zaferi beraberinde getirmemiş; bunun yanısıra, Cumhuriyetimizin kuruluşunun önünü açan Kurtuluş Savaşımızın için gerekli olacak milli birlik, azim, kararlılık ve mücadeleci ateşinin harmanlanmasına imkân tanımıştır. Aynı ruh ve azim, uzun süren mücadeleler ve savaşlar sonrasında yıkılmış ve yorgun düşmüş vatanımızın, Cumhuriyetimiz eliyle imar edilerek ayağa kaldırılmasına öncülük eden kadrolara rehberlik etmiştir. Bu süreçte milletimiz, şehitlerini hiçbir zaman unutmamış; ama kendi evlatlarına karşı gösterdiği bu vefa, savaştığı hasımlarına karşı hafızasında kin ve nefrete sebep olmamış; bilakis, onları da kucaklayan bir dostluk ve barış ortamı oluşturmuştur. Bu vefa, 100 yılı aşkın bir süre sonra bile bugün Çanakkale’yi, barışın önemini ve değerini tüm insanlığa öğreten, farklı uluslardan insanların bir arada yattığı bir insanlık mirası haline getirmiştir. Değerli Katılımcılar, Hanımefendiler, Beyefendiler, Türk Milletinin bağımsızlık şiarı, demokrasi aşkı, vatan savunmasındaki kararlılık ve azminden bi-haber gafillerin, 15 Temmuz gecesi ülkemizin demokrasisine ve gelecek kuşaklarımızın yarınlarına yönelik giriştikleri hain saldırının ertesindeki ilk 18 Mart’ı idrak ediyor olmamız, bugünü daha da anlamlı kılmaktadır. Bu hain darbe girişimi sırasında gözü dönmüş caniler Türk Milletinin alın teriyle alınmış olan silahları Millete doğrultmuş, kirli emelleri uğruna yüreklerindeki inanç dışında hiçbir silahı olmayan masum insanları katletmekten geri durmamışlardır. Yüzyıllardır vatan savunması destanı yazmış olan bu aziz Millet, 15 Temmuz akşamı da seçilmiş Cumhurbaşkanına, Hükümetine, Meclisine, demokrasisine ve geleceğine canı pahasına sahip çıkmış, Millet iradesine saldıran tanklara göğsünü siper etmiştir. Hainlerin bu alçak girişimi sırasında 248 vatandaşımız şahadet mertebesine erişmiş; 2.193 vatandaşımız da yaralanmıştır. Bu darbe girişimi karşısında en ufak tereddüte kapılmadan ülkemizin geleceği için canını vermiş 15 Temmuz şehitlerimiz ile ülkemizin terör belasıyla uğraşmaya başladığı günlerden bugüne değin terör örgütlerine karşı amansız mücadelemizde şahadet mertebesine ulaşmış tüm şehitlerimizi bu vesileyle bir kez daha yad etmek istiyorum. Saygıdeğer Katılımcılar, Türk Toplumunun Kıymetli Temsilcileri, Bu vatanın evlatları, Çanakkale’de, Gelibolu’da, Balkanlarda, Mısır’da, Japonya’da, Kore’de, Kıbrıs’ta, Afganistan’da ve adını sayamadığımız farklı coğrafyalarda şehit düşmüş; şahadete ulaştığı her toprak parçasında da bir insanlık dersi, fedakârlık örneği ve kahramanlık destanı bırakmıştır. Ülkemizi temsil etmenin verdiği onurla görevlerini icra ederken hain terör saldırılarında şehit edilen diplomatlarımızı da bu vesileyle anmak isterim. Bugün bizlere düşen, aziz şehitlerimizin uğrunda canlarını feda ettikleri idealleri yaşatmaktır. Çanakkale Zaferi inanç, azim, fedakarlık ve ümit duygularıyla kazanılmıştır. Hepimiz için birleştirici ve ortak bir değer olan Çanakkale ruhu, bir toplumun dayanışmayla kazanabileceklerini, üstesinden gelebileceği zorlukları göstermektedir. Evlatlarımıza ve gelecek nesillerimize bu düşünceleri aşılayabilmek, şehitlerimizin hatırasına gösterebileceğimiz en büyük saygı olacaktır. Bu vesileyle, başta Ebedi Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk ve onun silah arkadaşları olmak üzere, burada yatan şehitlerimizin yanısıra Türk milleti ve vatanı uğruna hayatlarını feda eden tüm şehitlerimizi bir kez daha rahmet, minnet ve şükranla anıyor, aziz hatıralarının önünde saygıyla eğiliyorum Ruhları şad olsun!'' TÜRK DENİZ ŞEHİTLİĞİ 1993 yılında açılan şehitlikte, Osmanlı Sultanı Abdülmecid tarafından 5 Ağustos 1850 tarihinde seyir ve topçuluk eğitimi almak üzere İngiltere'nin Portsmouth ve Gosport limanlarına gönderilen Mirat-ı Zafer ve Sırağ-ı Bahri gemilerindeki denizcilerden, burada kaldıkları 6,5 aylık süre içerisinde kolera salgını ve diğer sağlık sorunları nedeniyle yaşamını yitirenlerin mezarları bulunuyor.

7/29
Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde anma töreni

Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde anma töreni Londra Çanakkale anma platformu ve Londra Büyükelçiliği ile Londra’da ve cevresindeki sivil toplum kuruluslarinin katılımıyla 18 Mart Çanakkale deniz Zaferi Şehitler Günü töreni Cumartesi günü saat 13.00’de Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde yapıldı. Portsmouth’da bulunan Royal Naval Cemetery içinde yer alan ‘40 Clayhall Rd Gosport, Hampshire PO12 2AZ’ adresinde düzenlenen törende Çanakkale Savaşı’nın Türkiye ve dünya tarihi için önemli sonuçlar doğurduğu ve 102.yılında dahada büyük anlam taşıdığı vurgulandı. Törende Türkiye’nin Londra Büyükelçiliği, İngiltere Türk Dernekleri ve pek çok vatandaş bulundu. Büyükelçi Abdurrahman Bilgic'in 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü vesilesiyle, Portsmouth Türk Deniz Şehitliği'nde yaptığı konuşmanin tam metni: ''Madame Mayor, Distinguished Members of the Turkish Community,Ladies, Gentlemen and Dear Kids, Today we are gathered here at the Clayhall Royal Naval Cemetery to commemorate the Çanakkale Naval Battles after 102 years. Despite heavy losses, victory against Allied forces in Çanakkale and Gallipoli paved the way for our war of liberation, and the establishment of our Republic. That’s why every year we commemorate the 18th of March as “Martyrs Day” in Turkey and abroad. These Battles which are called as “the last Gentlemen’s War of the 20th century”, have an exceptional place in the history for the nations involved. The Battles showed how shared sufferings can transform hostilities into lasting peace and friendship. Mayor Hook, Today, at his ceremony, we will pay tribute to all of our martyrs laying here at Clayhall Royal Naval Cemetery. Here rest 26 of our Naval officers who came to Britain as a part of bilateral naval education programme during Sultan Abdülmecid’s reign, and lost their lives in the UK in the 19th century. Let me thank you for your participation today and for looking after our martyrs in Gosport. With your permission, I will continue my speech in Turkish. Türk toplumunun kıymetli üyeleri, Hanımefendiler, Beyefendiler ve Sevgili çocuklar, Bugün Çanakkale Deniz Zaferi’nin 102. Yıldönümünü ve Şehitler günü vesilesiyle Sultan Abdülmecid döneminde bahriye eğitimi için geldikleri Birleşik Krallık’ta hayatlarını kaybederek dost ve Müttefik bir ülkenin topraklarında ebedi istirahatlarını çekilmiş 26 bahriyelimizin kabri başında toplanmış bulunuyoruz. İki yıl önce, 100. Sene-i devriyesini idrak ettiğimiz Çanakkale Savaşları, ulusumuzun birlik ve beraberlik ruhu içerisinde canını hiçe sayarak giriştiği var olma mücadele neticesinde tarihe altın harflerle kazınan bir kahramanlık destanıdır. Birinci Dünya Savaşı'nın en kritik aşamalarından birini teşkil eden Çanakkale Savaşları, siyasî ve askerî sonuçlarıyla, sadece Türk Milleti’nin kaderi ve tarihine değil, dünya siyasi tarihinin gidişatına yön vermiş bir konumdadır. 18 Mart 1915 tarihinde kazanılan Deniz Zaferi, Çanakkale'yi denizden geçmeyi tasarlayanları düşkırıklığına uğratırken, askerlerimize büyük güç ve moral vermiş ve direniş gücünü artırmıştır. Türk askerinin elindeki kısıtlı olanaklara karşın, dünyanın büyük güçlerini denizde yenilgiye uğratması, 25 Nisan 1915 tarihinde başlayan kara savaşlarında da zafere ulaşılmasının yolunu açmıştır. Çanakkale, çelik ve barutun, teknoloji ve kemiyetin; vatan sevgisi, azim ve kararlılık karşısında kifayetsiz kalışının unutulmaz bir örneğidir. Tarihte eşine çok az rastlanan bu büyük destan, vatanın ve milletin bekası için gözlerini kırpmadan canlarını feda etmeyi göze alan yüzbinlerce kahramanın eseridir. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün, “Çanakkale Zaferi, Türk askerinin ruh kudretini gösteren şayanı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur” sözlerinde ifadesini bulan bu mücadele, aynı zamanda Mehmetçiğin vatan ve millet sevgisinin de ölümsüz bir anıtıdır. Çanakkale ruhu, Anadolu’nun dört bir yanındaki vatan evlatlarını tek bir hedef ve ülkü uğrunda birleştirmekle kalmamış; bugün gönül coğrafyamız olarak nitelendirdiğimiz topraklardan birçok Filistinliyi, Sudanlıyı, Balkan Türkünü, Yemenliyi, Bosnalıyı, Gürcüyü, Musulluyu, Çerkesi, Tunusluyu bu destanın kahramanları haline getirmiştir. Anadolu’dan Ortadoğu’ya, Balkanlardan Kuzey Afrika’ya kadar yöresi, kökeni, rengi ve mezhebi ne olursa olsun Mehmetçikler, bu aziz topraklarda gönüllerini buluşturmuş; Milli Şairimiz Mehmet Akif’in “Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın, “Gömelim gel seni tarihe” desem, sığmazsın” dizelerinde belirttiği gibi tarihe sığamayacak büyüklükte bir olgunun hayat bulmasına vesile olmuşlardır. Çanakkale’de Türk Milleti’nin bağımsızlığı uğruna sergilediği bu çelikleşmiş duruş, sadece zaferi beraberinde getirmemiş; bunun yanısıra, Cumhuriyetimizin kuruluşunun önünü açan Kurtuluş Savaşımızın için gerekli olacak milli birlik, azim, kararlılık ve mücadeleci ateşinin harmanlanmasına imkân tanımıştır. Aynı ruh ve azim, uzun süren mücadeleler ve savaşlar sonrasında yıkılmış ve yorgun düşmüş vatanımızın, Cumhuriyetimiz eliyle imar edilerek ayağa kaldırılmasına öncülük eden kadrolara rehberlik etmiştir. Bu süreçte milletimiz, şehitlerini hiçbir zaman unutmamış; ama kendi evlatlarına karşı gösterdiği bu vefa, savaştığı hasımlarına karşı hafızasında kin ve nefrete sebep olmamış; bilakis, onları da kucaklayan bir dostluk ve barış ortamı oluşturmuştur. Bu vefa, 100 yılı aşkın bir süre sonra bile bugün Çanakkale’yi, barışın önemini ve değerini tüm insanlığa öğreten, farklı uluslardan insanların bir arada yattığı bir insanlık mirası haline getirmiştir. Değerli Katılımcılar, Hanımefendiler, Beyefendiler, Türk Milletinin bağımsızlık şiarı, demokrasi aşkı, vatan savunmasındaki kararlılık ve azminden bi-haber gafillerin, 15 Temmuz gecesi ülkemizin demokrasisine ve gelecek kuşaklarımızın yarınlarına yönelik giriştikleri hain saldırının ertesindeki ilk 18 Mart’ı idrak ediyor olmamız, bugünü daha da anlamlı kılmaktadır. Bu hain darbe girişimi sırasında gözü dönmüş caniler Türk Milletinin alın teriyle alınmış olan silahları Millete doğrultmuş, kirli emelleri uğruna yüreklerindeki inanç dışında hiçbir silahı olmayan masum insanları katletmekten geri durmamışlardır. Yüzyıllardır vatan savunması destanı yazmış olan bu aziz Millet, 15 Temmuz akşamı da seçilmiş Cumhurbaşkanına, Hükümetine, Meclisine, demokrasisine ve geleceğine canı pahasına sahip çıkmış, Millet iradesine saldıran tanklara göğsünü siper etmiştir. Hainlerin bu alçak girişimi sırasında 248 vatandaşımız şahadet mertebesine erişmiş; 2.193 vatandaşımız da yaralanmıştır. Bu darbe girişimi karşısında en ufak tereddüte kapılmadan ülkemizin geleceği için canını vermiş 15 Temmuz şehitlerimiz ile ülkemizin terör belasıyla uğraşmaya başladığı günlerden bugüne değin terör örgütlerine karşı amansız mücadelemizde şahadet mertebesine ulaşmış tüm şehitlerimizi bu vesileyle bir kez daha yad etmek istiyorum. Saygıdeğer Katılımcılar, Türk Toplumunun Kıymetli Temsilcileri, Bu vatanın evlatları, Çanakkale’de, Gelibolu’da, Balkanlarda, Mısır’da, Japonya’da, Kore’de, Kıbrıs’ta, Afganistan’da ve adını sayamadığımız farklı coğrafyalarda şehit düşmüş; şahadete ulaştığı her toprak parçasında da bir insanlık dersi, fedakârlık örneği ve kahramanlık destanı bırakmıştır. Ülkemizi temsil etmenin verdiği onurla görevlerini icra ederken hain terör saldırılarında şehit edilen diplomatlarımızı da bu vesileyle anmak isterim. Bugün bizlere düşen, aziz şehitlerimizin uğrunda canlarını feda ettikleri idealleri yaşatmaktır. Çanakkale Zaferi inanç, azim, fedakarlık ve ümit duygularıyla kazanılmıştır. Hepimiz için birleştirici ve ortak bir değer olan Çanakkale ruhu, bir toplumun dayanışmayla kazanabileceklerini, üstesinden gelebileceği zorlukları göstermektedir. Evlatlarımıza ve gelecek nesillerimize bu düşünceleri aşılayabilmek, şehitlerimizin hatırasına gösterebileceğimiz en büyük saygı olacaktır. Bu vesileyle, başta Ebedi Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk ve onun silah arkadaşları olmak üzere, burada yatan şehitlerimizin yanısıra Türk milleti ve vatanı uğruna hayatlarını feda eden tüm şehitlerimizi bir kez daha rahmet, minnet ve şükranla anıyor, aziz hatıralarının önünde saygıyla eğiliyorum Ruhları şad olsun!'' TÜRK DENİZ ŞEHİTLİĞİ 1993 yılında açılan şehitlikte, Osmanlı Sultanı Abdülmecid tarafından 5 Ağustos 1850 tarihinde seyir ve topçuluk eğitimi almak üzere İngiltere'nin Portsmouth ve Gosport limanlarına gönderilen Mirat-ı Zafer ve Sırağ-ı Bahri gemilerindeki denizcilerden, burada kaldıkları 6,5 aylık süre içerisinde kolera salgını ve diğer sağlık sorunları nedeniyle yaşamını yitirenlerin mezarları bulunuyor.

8/29
Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde anma töreni

Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde anma töreni Londra Çanakkale anma platformu ve Londra Büyükelçiliği ile Londra’da ve cevresindeki sivil toplum kuruluslarinin katılımıyla 18 Mart Çanakkale deniz Zaferi Şehitler Günü töreni Cumartesi günü saat 13.00’de Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde yapıldı. Portsmouth’da bulunan Royal Naval Cemetery içinde yer alan ‘40 Clayhall Rd Gosport, Hampshire PO12 2AZ’ adresinde düzenlenen törende Çanakkale Savaşı’nın Türkiye ve dünya tarihi için önemli sonuçlar doğurduğu ve 102.yılında dahada büyük anlam taşıdığı vurgulandı. Törende Türkiye’nin Londra Büyükelçiliği, İngiltere Türk Dernekleri ve pek çok vatandaş bulundu. Büyükelçi Abdurrahman Bilgic'in 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü vesilesiyle, Portsmouth Türk Deniz Şehitliği'nde yaptığı konuşmanin tam metni: ''Madame Mayor, Distinguished Members of the Turkish Community,Ladies, Gentlemen and Dear Kids, Today we are gathered here at the Clayhall Royal Naval Cemetery to commemorate the Çanakkale Naval Battles after 102 years. Despite heavy losses, victory against Allied forces in Çanakkale and Gallipoli paved the way for our war of liberation, and the establishment of our Republic. That’s why every year we commemorate the 18th of March as “Martyrs Day” in Turkey and abroad. These Battles which are called as “the last Gentlemen’s War of the 20th century”, have an exceptional place in the history for the nations involved. The Battles showed how shared sufferings can transform hostilities into lasting peace and friendship. Mayor Hook, Today, at his ceremony, we will pay tribute to all of our martyrs laying here at Clayhall Royal Naval Cemetery. Here rest 26 of our Naval officers who came to Britain as a part of bilateral naval education programme during Sultan Abdülmecid’s reign, and lost their lives in the UK in the 19th century. Let me thank you for your participation today and for looking after our martyrs in Gosport. With your permission, I will continue my speech in Turkish. Türk toplumunun kıymetli üyeleri, Hanımefendiler, Beyefendiler ve Sevgili çocuklar, Bugün Çanakkale Deniz Zaferi’nin 102. Yıldönümünü ve Şehitler günü vesilesiyle Sultan Abdülmecid döneminde bahriye eğitimi için geldikleri Birleşik Krallık’ta hayatlarını kaybederek dost ve Müttefik bir ülkenin topraklarında ebedi istirahatlarını çekilmiş 26 bahriyelimizin kabri başında toplanmış bulunuyoruz. İki yıl önce, 100. Sene-i devriyesini idrak ettiğimiz Çanakkale Savaşları, ulusumuzun birlik ve beraberlik ruhu içerisinde canını hiçe sayarak giriştiği var olma mücadele neticesinde tarihe altın harflerle kazınan bir kahramanlık destanıdır. Birinci Dünya Savaşı'nın en kritik aşamalarından birini teşkil eden Çanakkale Savaşları, siyasî ve askerî sonuçlarıyla, sadece Türk Milleti’nin kaderi ve tarihine değil, dünya siyasi tarihinin gidişatına yön vermiş bir konumdadır. 18 Mart 1915 tarihinde kazanılan Deniz Zaferi, Çanakkale'yi denizden geçmeyi tasarlayanları düşkırıklığına uğratırken, askerlerimize büyük güç ve moral vermiş ve direniş gücünü artırmıştır. Türk askerinin elindeki kısıtlı olanaklara karşın, dünyanın büyük güçlerini denizde yenilgiye uğratması, 25 Nisan 1915 tarihinde başlayan kara savaşlarında da zafere ulaşılmasının yolunu açmıştır. Çanakkale, çelik ve barutun, teknoloji ve kemiyetin; vatan sevgisi, azim ve kararlılık karşısında kifayetsiz kalışının unutulmaz bir örneğidir. Tarihte eşine çok az rastlanan bu büyük destan, vatanın ve milletin bekası için gözlerini kırpmadan canlarını feda etmeyi göze alan yüzbinlerce kahramanın eseridir. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün, “Çanakkale Zaferi, Türk askerinin ruh kudretini gösteren şayanı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur” sözlerinde ifadesini bulan bu mücadele, aynı zamanda Mehmetçiğin vatan ve millet sevgisinin de ölümsüz bir anıtıdır. Çanakkale ruhu, Anadolu’nun dört bir yanındaki vatan evlatlarını tek bir hedef ve ülkü uğrunda birleştirmekle kalmamış; bugün gönül coğrafyamız olarak nitelendirdiğimiz topraklardan birçok Filistinliyi, Sudanlıyı, Balkan Türkünü, Yemenliyi, Bosnalıyı, Gürcüyü, Musulluyu, Çerkesi, Tunusluyu bu destanın kahramanları haline getirmiştir. Anadolu’dan Ortadoğu’ya, Balkanlardan Kuzey Afrika’ya kadar yöresi, kökeni, rengi ve mezhebi ne olursa olsun Mehmetçikler, bu aziz topraklarda gönüllerini buluşturmuş; Milli Şairimiz Mehmet Akif’in “Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın, “Gömelim gel seni tarihe” desem, sığmazsın” dizelerinde belirttiği gibi tarihe sığamayacak büyüklükte bir olgunun hayat bulmasına vesile olmuşlardır. Çanakkale’de Türk Milleti’nin bağımsızlığı uğruna sergilediği bu çelikleşmiş duruş, sadece zaferi beraberinde getirmemiş; bunun yanısıra, Cumhuriyetimizin kuruluşunun önünü açan Kurtuluş Savaşımızın için gerekli olacak milli birlik, azim, kararlılık ve mücadeleci ateşinin harmanlanmasına imkân tanımıştır. Aynı ruh ve azim, uzun süren mücadeleler ve savaşlar sonrasında yıkılmış ve yorgun düşmüş vatanımızın, Cumhuriyetimiz eliyle imar edilerek ayağa kaldırılmasına öncülük eden kadrolara rehberlik etmiştir. Bu süreçte milletimiz, şehitlerini hiçbir zaman unutmamış; ama kendi evlatlarına karşı gösterdiği bu vefa, savaştığı hasımlarına karşı hafızasında kin ve nefrete sebep olmamış; bilakis, onları da kucaklayan bir dostluk ve barış ortamı oluşturmuştur. Bu vefa, 100 yılı aşkın bir süre sonra bile bugün Çanakkale’yi, barışın önemini ve değerini tüm insanlığa öğreten, farklı uluslardan insanların bir arada yattığı bir insanlık mirası haline getirmiştir. Değerli Katılımcılar, Hanımefendiler, Beyefendiler, Türk Milletinin bağımsızlık şiarı, demokrasi aşkı, vatan savunmasındaki kararlılık ve azminden bi-haber gafillerin, 15 Temmuz gecesi ülkemizin demokrasisine ve gelecek kuşaklarımızın yarınlarına yönelik giriştikleri hain saldırının ertesindeki ilk 18 Mart’ı idrak ediyor olmamız, bugünü daha da anlamlı kılmaktadır. Bu hain darbe girişimi sırasında gözü dönmüş caniler Türk Milletinin alın teriyle alınmış olan silahları Millete doğrultmuş, kirli emelleri uğruna yüreklerindeki inanç dışında hiçbir silahı olmayan masum insanları katletmekten geri durmamışlardır. Yüzyıllardır vatan savunması destanı yazmış olan bu aziz Millet, 15 Temmuz akşamı da seçilmiş Cumhurbaşkanına, Hükümetine, Meclisine, demokrasisine ve geleceğine canı pahasına sahip çıkmış, Millet iradesine saldıran tanklara göğsünü siper etmiştir. Hainlerin bu alçak girişimi sırasında 248 vatandaşımız şahadet mertebesine erişmiş; 2.193 vatandaşımız da yaralanmıştır. Bu darbe girişimi karşısında en ufak tereddüte kapılmadan ülkemizin geleceği için canını vermiş 15 Temmuz şehitlerimiz ile ülkemizin terör belasıyla uğraşmaya başladığı günlerden bugüne değin terör örgütlerine karşı amansız mücadelemizde şahadet mertebesine ulaşmış tüm şehitlerimizi bu vesileyle bir kez daha yad etmek istiyorum. Saygıdeğer Katılımcılar, Türk Toplumunun Kıymetli Temsilcileri, Bu vatanın evlatları, Çanakkale’de, Gelibolu’da, Balkanlarda, Mısır’da, Japonya’da, Kore’de, Kıbrıs’ta, Afganistan’da ve adını sayamadığımız farklı coğrafyalarda şehit düşmüş; şahadete ulaştığı her toprak parçasında da bir insanlık dersi, fedakârlık örneği ve kahramanlık destanı bırakmıştır. Ülkemizi temsil etmenin verdiği onurla görevlerini icra ederken hain terör saldırılarında şehit edilen diplomatlarımızı da bu vesileyle anmak isterim. Bugün bizlere düşen, aziz şehitlerimizin uğrunda canlarını feda ettikleri idealleri yaşatmaktır. Çanakkale Zaferi inanç, azim, fedakarlık ve ümit duygularıyla kazanılmıştır. Hepimiz için birleştirici ve ortak bir değer olan Çanakkale ruhu, bir toplumun dayanışmayla kazanabileceklerini, üstesinden gelebileceği zorlukları göstermektedir. Evlatlarımıza ve gelecek nesillerimize bu düşünceleri aşılayabilmek, şehitlerimizin hatırasına gösterebileceğimiz en büyük saygı olacaktır. Bu vesileyle, başta Ebedi Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk ve onun silah arkadaşları olmak üzere, burada yatan şehitlerimizin yanısıra Türk milleti ve vatanı uğruna hayatlarını feda eden tüm şehitlerimizi bir kez daha rahmet, minnet ve şükranla anıyor, aziz hatıralarının önünde saygıyla eğiliyorum Ruhları şad olsun!'' TÜRK DENİZ ŞEHİTLİĞİ 1993 yılında açılan şehitlikte, Osmanlı Sultanı Abdülmecid tarafından 5 Ağustos 1850 tarihinde seyir ve topçuluk eğitimi almak üzere İngiltere'nin Portsmouth ve Gosport limanlarına gönderilen Mirat-ı Zafer ve Sırağ-ı Bahri gemilerindeki denizcilerden, burada kaldıkları 6,5 aylık süre içerisinde kolera salgını ve diğer sağlık sorunları nedeniyle yaşamını yitirenlerin mezarları bulunuyor.

9/29
Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde anma töreni

Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde anma töreni Londra Çanakkale anma platformu ve Londra Büyükelçiliği ile Londra’da ve cevresindeki sivil toplum kuruluslarinin katılımıyla 18 Mart Çanakkale deniz Zaferi Şehitler Günü töreni Cumartesi günü saat 13.00’de Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde yapıldı. Portsmouth’da bulunan Royal Naval Cemetery içinde yer alan ‘40 Clayhall Rd Gosport, Hampshire PO12 2AZ’ adresinde düzenlenen törende Çanakkale Savaşı’nın Türkiye ve dünya tarihi için önemli sonuçlar doğurduğu ve 102.yılında dahada büyük anlam taşıdığı vurgulandı. Törende Türkiye’nin Londra Büyükelçiliği, İngiltere Türk Dernekleri ve pek çok vatandaş bulundu. Büyükelçi Abdurrahman Bilgic'in 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü vesilesiyle, Portsmouth Türk Deniz Şehitliği'nde yaptığı konuşmanin tam metni: ''Madame Mayor, Distinguished Members of the Turkish Community,Ladies, Gentlemen and Dear Kids, Today we are gathered here at the Clayhall Royal Naval Cemetery to commemorate the Çanakkale Naval Battles after 102 years. Despite heavy losses, victory against Allied forces in Çanakkale and Gallipoli paved the way for our war of liberation, and the establishment of our Republic. That’s why every year we commemorate the 18th of March as “Martyrs Day” in Turkey and abroad. These Battles which are called as “the last Gentlemen’s War of the 20th century”, have an exceptional place in the history for the nations involved. The Battles showed how shared sufferings can transform hostilities into lasting peace and friendship. Mayor Hook, Today, at his ceremony, we will pay tribute to all of our martyrs laying here at Clayhall Royal Naval Cemetery. Here rest 26 of our Naval officers who came to Britain as a part of bilateral naval education programme during Sultan Abdülmecid’s reign, and lost their lives in the UK in the 19th century. Let me thank you for your participation today and for looking after our martyrs in Gosport. With your permission, I will continue my speech in Turkish. Türk toplumunun kıymetli üyeleri, Hanımefendiler, Beyefendiler ve Sevgili çocuklar, Bugün Çanakkale Deniz Zaferi’nin 102. Yıldönümünü ve Şehitler günü vesilesiyle Sultan Abdülmecid döneminde bahriye eğitimi için geldikleri Birleşik Krallık’ta hayatlarını kaybederek dost ve Müttefik bir ülkenin topraklarında ebedi istirahatlarını çekilmiş 26 bahriyelimizin kabri başında toplanmış bulunuyoruz. İki yıl önce, 100. Sene-i devriyesini idrak ettiğimiz Çanakkale Savaşları, ulusumuzun birlik ve beraberlik ruhu içerisinde canını hiçe sayarak giriştiği var olma mücadele neticesinde tarihe altın harflerle kazınan bir kahramanlık destanıdır. Birinci Dünya Savaşı'nın en kritik aşamalarından birini teşkil eden Çanakkale Savaşları, siyasî ve askerî sonuçlarıyla, sadece Türk Milleti’nin kaderi ve tarihine değil, dünya siyasi tarihinin gidişatına yön vermiş bir konumdadır. 18 Mart 1915 tarihinde kazanılan Deniz Zaferi, Çanakkale'yi denizden geçmeyi tasarlayanları düşkırıklığına uğratırken, askerlerimize büyük güç ve moral vermiş ve direniş gücünü artırmıştır. Türk askerinin elindeki kısıtlı olanaklara karşın, dünyanın büyük güçlerini denizde yenilgiye uğratması, 25 Nisan 1915 tarihinde başlayan kara savaşlarında da zafere ulaşılmasının yolunu açmıştır. Çanakkale, çelik ve barutun, teknoloji ve kemiyetin; vatan sevgisi, azim ve kararlılık karşısında kifayetsiz kalışının unutulmaz bir örneğidir. Tarihte eşine çok az rastlanan bu büyük destan, vatanın ve milletin bekası için gözlerini kırpmadan canlarını feda etmeyi göze alan yüzbinlerce kahramanın eseridir. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün, “Çanakkale Zaferi, Türk askerinin ruh kudretini gösteren şayanı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur” sözlerinde ifadesini bulan bu mücadele, aynı zamanda Mehmetçiğin vatan ve millet sevgisinin de ölümsüz bir anıtıdır. Çanakkale ruhu, Anadolu’nun dört bir yanındaki vatan evlatlarını tek bir hedef ve ülkü uğrunda birleştirmekle kalmamış; bugün gönül coğrafyamız olarak nitelendirdiğimiz topraklardan birçok Filistinliyi, Sudanlıyı, Balkan Türkünü, Yemenliyi, Bosnalıyı, Gürcüyü, Musulluyu, Çerkesi, Tunusluyu bu destanın kahramanları haline getirmiştir. Anadolu’dan Ortadoğu’ya, Balkanlardan Kuzey Afrika’ya kadar yöresi, kökeni, rengi ve mezhebi ne olursa olsun Mehmetçikler, bu aziz topraklarda gönüllerini buluşturmuş; Milli Şairimiz Mehmet Akif’in “Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın, “Gömelim gel seni tarihe” desem, sığmazsın” dizelerinde belirttiği gibi tarihe sığamayacak büyüklükte bir olgunun hayat bulmasına vesile olmuşlardır. Çanakkale’de Türk Milleti’nin bağımsızlığı uğruna sergilediği bu çelikleşmiş duruş, sadece zaferi beraberinde getirmemiş; bunun yanısıra, Cumhuriyetimizin kuruluşunun önünü açan Kurtuluş Savaşımızın için gerekli olacak milli birlik, azim, kararlılık ve mücadeleci ateşinin harmanlanmasına imkân tanımıştır. Aynı ruh ve azim, uzun süren mücadeleler ve savaşlar sonrasında yıkılmış ve yorgun düşmüş vatanımızın, Cumhuriyetimiz eliyle imar edilerek ayağa kaldırılmasına öncülük eden kadrolara rehberlik etmiştir. Bu süreçte milletimiz, şehitlerini hiçbir zaman unutmamış; ama kendi evlatlarına karşı gösterdiği bu vefa, savaştığı hasımlarına karşı hafızasında kin ve nefrete sebep olmamış; bilakis, onları da kucaklayan bir dostluk ve barış ortamı oluşturmuştur. Bu vefa, 100 yılı aşkın bir süre sonra bile bugün Çanakkale’yi, barışın önemini ve değerini tüm insanlığa öğreten, farklı uluslardan insanların bir arada yattığı bir insanlık mirası haline getirmiştir. Değerli Katılımcılar, Hanımefendiler, Beyefendiler, Türk Milletinin bağımsızlık şiarı, demokrasi aşkı, vatan savunmasındaki kararlılık ve azminden bi-haber gafillerin, 15 Temmuz gecesi ülkemizin demokrasisine ve gelecek kuşaklarımızın yarınlarına yönelik giriştikleri hain saldırının ertesindeki ilk 18 Mart’ı idrak ediyor olmamız, bugünü daha da anlamlı kılmaktadır. Bu hain darbe girişimi sırasında gözü dönmüş caniler Türk Milletinin alın teriyle alınmış olan silahları Millete doğrultmuş, kirli emelleri uğruna yüreklerindeki inanç dışında hiçbir silahı olmayan masum insanları katletmekten geri durmamışlardır. Yüzyıllardır vatan savunması destanı yazmış olan bu aziz Millet, 15 Temmuz akşamı da seçilmiş Cumhurbaşkanına, Hükümetine, Meclisine, demokrasisine ve geleceğine canı pahasına sahip çıkmış, Millet iradesine saldıran tanklara göğsünü siper etmiştir. Hainlerin bu alçak girişimi sırasında 248 vatandaşımız şahadet mertebesine erişmiş; 2.193 vatandaşımız da yaralanmıştır. Bu darbe girişimi karşısında en ufak tereddüte kapılmadan ülkemizin geleceği için canını vermiş 15 Temmuz şehitlerimiz ile ülkemizin terör belasıyla uğraşmaya başladığı günlerden bugüne değin terör örgütlerine karşı amansız mücadelemizde şahadet mertebesine ulaşmış tüm şehitlerimizi bu vesileyle bir kez daha yad etmek istiyorum. Saygıdeğer Katılımcılar, Türk Toplumunun Kıymetli Temsilcileri, Bu vatanın evlatları, Çanakkale’de, Gelibolu’da, Balkanlarda, Mısır’da, Japonya’da, Kore’de, Kıbrıs’ta, Afganistan’da ve adını sayamadığımız farklı coğrafyalarda şehit düşmüş; şahadete ulaştığı her toprak parçasında da bir insanlık dersi, fedakârlık örneği ve kahramanlık destanı bırakmıştır. Ülkemizi temsil etmenin verdiği onurla görevlerini icra ederken hain terör saldırılarında şehit edilen diplomatlarımızı da bu vesileyle anmak isterim. Bugün bizlere düşen, aziz şehitlerimizin uğrunda canlarını feda ettikleri idealleri yaşatmaktır. Çanakkale Zaferi inanç, azim, fedakarlık ve ümit duygularıyla kazanılmıştır. Hepimiz için birleştirici ve ortak bir değer olan Çanakkale ruhu, bir toplumun dayanışmayla kazanabileceklerini, üstesinden gelebileceği zorlukları göstermektedir. Evlatlarımıza ve gelecek nesillerimize bu düşünceleri aşılayabilmek, şehitlerimizin hatırasına gösterebileceğimiz en büyük saygı olacaktır. Bu vesileyle, başta Ebedi Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk ve onun silah arkadaşları olmak üzere, burada yatan şehitlerimizin yanısıra Türk milleti ve vatanı uğruna hayatlarını feda eden tüm şehitlerimizi bir kez daha rahmet, minnet ve şükranla anıyor, aziz hatıralarının önünde saygıyla eğiliyorum Ruhları şad olsun!'' TÜRK DENİZ ŞEHİTLİĞİ 1993 yılında açılan şehitlikte, Osmanlı Sultanı Abdülmecid tarafından 5 Ağustos 1850 tarihinde seyir ve topçuluk eğitimi almak üzere İngiltere'nin Portsmouth ve Gosport limanlarına gönderilen Mirat-ı Zafer ve Sırağ-ı Bahri gemilerindeki denizcilerden, burada kaldıkları 6,5 aylık süre içerisinde kolera salgını ve diğer sağlık sorunları nedeniyle yaşamını yitirenlerin mezarları bulunuyor.

10/29
Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde anma töreni

Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde anma töreni Londra Çanakkale anma platformu ve Londra Büyükelçiliği ile Londra’da ve cevresindeki sivil toplum kuruluslarinin katılımıyla 18 Mart Çanakkale deniz Zaferi Şehitler Günü töreni Cumartesi günü saat 13.00’de Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde yapıldı. Portsmouth’da bulunan Royal Naval Cemetery içinde yer alan ‘40 Clayhall Rd Gosport, Hampshire PO12 2AZ’ adresinde düzenlenen törende Çanakkale Savaşı’nın Türkiye ve dünya tarihi için önemli sonuçlar doğurduğu ve 102.yılında dahada büyük anlam taşıdığı vurgulandı. Törende Türkiye’nin Londra Büyükelçiliği, İngiltere Türk Dernekleri ve pek çok vatandaş bulundu. Büyükelçi Abdurrahman Bilgic'in 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü vesilesiyle, Portsmouth Türk Deniz Şehitliği'nde yaptığı konuşmanin tam metni: ''Madame Mayor, Distinguished Members of the Turkish Community,Ladies, Gentlemen and Dear Kids, Today we are gathered here at the Clayhall Royal Naval Cemetery to commemorate the Çanakkale Naval Battles after 102 years. Despite heavy losses, victory against Allied forces in Çanakkale and Gallipoli paved the way for our war of liberation, and the establishment of our Republic. That’s why every year we commemorate the 18th of March as “Martyrs Day” in Turkey and abroad. These Battles which are called as “the last Gentlemen’s War of the 20th century”, have an exceptional place in the history for the nations involved. The Battles showed how shared sufferings can transform hostilities into lasting peace and friendship. Mayor Hook, Today, at his ceremony, we will pay tribute to all of our martyrs laying here at Clayhall Royal Naval Cemetery. Here rest 26 of our Naval officers who came to Britain as a part of bilateral naval education programme during Sultan Abdülmecid’s reign, and lost their lives in the UK in the 19th century. Let me thank you for your participation today and for looking after our martyrs in Gosport. With your permission, I will continue my speech in Turkish. Türk toplumunun kıymetli üyeleri, Hanımefendiler, Beyefendiler ve Sevgili çocuklar, Bugün Çanakkale Deniz Zaferi’nin 102. Yıldönümünü ve Şehitler günü vesilesiyle Sultan Abdülmecid döneminde bahriye eğitimi için geldikleri Birleşik Krallık’ta hayatlarını kaybederek dost ve Müttefik bir ülkenin topraklarında ebedi istirahatlarını çekilmiş 26 bahriyelimizin kabri başında toplanmış bulunuyoruz. İki yıl önce, 100. Sene-i devriyesini idrak ettiğimiz Çanakkale Savaşları, ulusumuzun birlik ve beraberlik ruhu içerisinde canını hiçe sayarak giriştiği var olma mücadele neticesinde tarihe altın harflerle kazınan bir kahramanlık destanıdır. Birinci Dünya Savaşı'nın en kritik aşamalarından birini teşkil eden Çanakkale Savaşları, siyasî ve askerî sonuçlarıyla, sadece Türk Milleti’nin kaderi ve tarihine değil, dünya siyasi tarihinin gidişatına yön vermiş bir konumdadır. 18 Mart 1915 tarihinde kazanılan Deniz Zaferi, Çanakkale'yi denizden geçmeyi tasarlayanları düşkırıklığına uğratırken, askerlerimize büyük güç ve moral vermiş ve direniş gücünü artırmıştır. Türk askerinin elindeki kısıtlı olanaklara karşın, dünyanın büyük güçlerini denizde yenilgiye uğratması, 25 Nisan 1915 tarihinde başlayan kara savaşlarında da zafere ulaşılmasının yolunu açmıştır. Çanakkale, çelik ve barutun, teknoloji ve kemiyetin; vatan sevgisi, azim ve kararlılık karşısında kifayetsiz kalışının unutulmaz bir örneğidir. Tarihte eşine çok az rastlanan bu büyük destan, vatanın ve milletin bekası için gözlerini kırpmadan canlarını feda etmeyi göze alan yüzbinlerce kahramanın eseridir. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün, “Çanakkale Zaferi, Türk askerinin ruh kudretini gösteren şayanı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur” sözlerinde ifadesini bulan bu mücadele, aynı zamanda Mehmetçiğin vatan ve millet sevgisinin de ölümsüz bir anıtıdır. Çanakkale ruhu, Anadolu’nun dört bir yanındaki vatan evlatlarını tek bir hedef ve ülkü uğrunda birleştirmekle kalmamış; bugün gönül coğrafyamız olarak nitelendirdiğimiz topraklardan birçok Filistinliyi, Sudanlıyı, Balkan Türkünü, Yemenliyi, Bosnalıyı, Gürcüyü, Musulluyu, Çerkesi, Tunusluyu bu destanın kahramanları haline getirmiştir. Anadolu’dan Ortadoğu’ya, Balkanlardan Kuzey Afrika’ya kadar yöresi, kökeni, rengi ve mezhebi ne olursa olsun Mehmetçikler, bu aziz topraklarda gönüllerini buluşturmuş; Milli Şairimiz Mehmet Akif’in “Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın, “Gömelim gel seni tarihe” desem, sığmazsın” dizelerinde belirttiği gibi tarihe sığamayacak büyüklükte bir olgunun hayat bulmasına vesile olmuşlardır. Çanakkale’de Türk Milleti’nin bağımsızlığı uğruna sergilediği bu çelikleşmiş duruş, sadece zaferi beraberinde getirmemiş; bunun yanısıra, Cumhuriyetimizin kuruluşunun önünü açan Kurtuluş Savaşımızın için gerekli olacak milli birlik, azim, kararlılık ve mücadeleci ateşinin harmanlanmasına imkân tanımıştır. Aynı ruh ve azim, uzun süren mücadeleler ve savaşlar sonrasında yıkılmış ve yorgun düşmüş vatanımızın, Cumhuriyetimiz eliyle imar edilerek ayağa kaldırılmasına öncülük eden kadrolara rehberlik etmiştir. Bu süreçte milletimiz, şehitlerini hiçbir zaman unutmamış; ama kendi evlatlarına karşı gösterdiği bu vefa, savaştığı hasımlarına karşı hafızasında kin ve nefrete sebep olmamış; bilakis, onları da kucaklayan bir dostluk ve barış ortamı oluşturmuştur. Bu vefa, 100 yılı aşkın bir süre sonra bile bugün Çanakkale’yi, barışın önemini ve değerini tüm insanlığa öğreten, farklı uluslardan insanların bir arada yattığı bir insanlık mirası haline getirmiştir. Değerli Katılımcılar, Hanımefendiler, Beyefendiler, Türk Milletinin bağımsızlık şiarı, demokrasi aşkı, vatan savunmasındaki kararlılık ve azminden bi-haber gafillerin, 15 Temmuz gecesi ülkemizin demokrasisine ve gelecek kuşaklarımızın yarınlarına yönelik giriştikleri hain saldırının ertesindeki ilk 18 Mart’ı idrak ediyor olmamız, bugünü daha da anlamlı kılmaktadır. Bu hain darbe girişimi sırasında gözü dönmüş caniler Türk Milletinin alın teriyle alınmış olan silahları Millete doğrultmuş, kirli emelleri uğruna yüreklerindeki inanç dışında hiçbir silahı olmayan masum insanları katletmekten geri durmamışlardır. Yüzyıllardır vatan savunması destanı yazmış olan bu aziz Millet, 15 Temmuz akşamı da seçilmiş Cumhurbaşkanına, Hükümetine, Meclisine, demokrasisine ve geleceğine canı pahasına sahip çıkmış, Millet iradesine saldıran tanklara göğsünü siper etmiştir. Hainlerin bu alçak girişimi sırasında 248 vatandaşımız şahadet mertebesine erişmiş; 2.193 vatandaşımız da yaralanmıştır. Bu darbe girişimi karşısında en ufak tereddüte kapılmadan ülkemizin geleceği için canını vermiş 15 Temmuz şehitlerimiz ile ülkemizin terör belasıyla uğraşmaya başladığı günlerden bugüne değin terör örgütlerine karşı amansız mücadelemizde şahadet mertebesine ulaşmış tüm şehitlerimizi bu vesileyle bir kez daha yad etmek istiyorum. Saygıdeğer Katılımcılar, Türk Toplumunun Kıymetli Temsilcileri, Bu vatanın evlatları, Çanakkale’de, Gelibolu’da, Balkanlarda, Mısır’da, Japonya’da, Kore’de, Kıbrıs’ta, Afganistan’da ve adını sayamadığımız farklı coğrafyalarda şehit düşmüş; şahadete ulaştığı her toprak parçasında da bir insanlık dersi, fedakârlık örneği ve kahramanlık destanı bırakmıştır. Ülkemizi temsil etmenin verdiği onurla görevlerini icra ederken hain terör saldırılarında şehit edilen diplomatlarımızı da bu vesileyle anmak isterim. Bugün bizlere düşen, aziz şehitlerimizin uğrunda canlarını feda ettikleri idealleri yaşatmaktır. Çanakkale Zaferi inanç, azim, fedakarlık ve ümit duygularıyla kazanılmıştır. Hepimiz için birleştirici ve ortak bir değer olan Çanakkale ruhu, bir toplumun dayanışmayla kazanabileceklerini, üstesinden gelebileceği zorlukları göstermektedir. Evlatlarımıza ve gelecek nesillerimize bu düşünceleri aşılayabilmek, şehitlerimizin hatırasına gösterebileceğimiz en büyük saygı olacaktır. Bu vesileyle, başta Ebedi Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk ve onun silah arkadaşları olmak üzere, burada yatan şehitlerimizin yanısıra Türk milleti ve vatanı uğruna hayatlarını feda eden tüm şehitlerimizi bir kez daha rahmet, minnet ve şükranla anıyor, aziz hatıralarının önünde saygıyla eğiliyorum Ruhları şad olsun!'' TÜRK DENİZ ŞEHİTLİĞİ 1993 yılında açılan şehitlikte, Osmanlı Sultanı Abdülmecid tarafından 5 Ağustos 1850 tarihinde seyir ve topçuluk eğitimi almak üzere İngiltere'nin Portsmouth ve Gosport limanlarına gönderilen Mirat-ı Zafer ve Sırağ-ı Bahri gemilerindeki denizcilerden, burada kaldıkları 6,5 aylık süre içerisinde kolera salgını ve diğer sağlık sorunları nedeniyle yaşamını yitirenlerin mezarları bulunuyor.

11/29
Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde anma töreni

Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde anma töreni Londra Çanakkale anma platformu ve Londra Büyükelçiliği ile Londra’da ve cevresindeki sivil toplum kuruluslarinin katılımıyla 18 Mart Çanakkale deniz Zaferi Şehitler Günü töreni Cumartesi günü saat 13.00’de Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde yapıldı. Portsmouth’da bulunan Royal Naval Cemetery içinde yer alan ‘40 Clayhall Rd Gosport, Hampshire PO12 2AZ’ adresinde düzenlenen törende Çanakkale Savaşı’nın Türkiye ve dünya tarihi için önemli sonuçlar doğurduğu ve 102.yılında dahada büyük anlam taşıdığı vurgulandı. Törende Türkiye’nin Londra Büyükelçiliği, İngiltere Türk Dernekleri ve pek çok vatandaş bulundu. Büyükelçi Abdurrahman Bilgic'in 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü vesilesiyle, Portsmouth Türk Deniz Şehitliği'nde yaptığı konuşmanin tam metni: ''Madame Mayor, Distinguished Members of the Turkish Community,Ladies, Gentlemen and Dear Kids, Today we are gathered here at the Clayhall Royal Naval Cemetery to commemorate the Çanakkale Naval Battles after 102 years. Despite heavy losses, victory against Allied forces in Çanakkale and Gallipoli paved the way for our war of liberation, and the establishment of our Republic. That’s why every year we commemorate the 18th of March as “Martyrs Day” in Turkey and abroad. These Battles which are called as “the last Gentlemen’s War of the 20th century”, have an exceptional place in the history for the nations involved. The Battles showed how shared sufferings can transform hostilities into lasting peace and friendship. Mayor Hook, Today, at his ceremony, we will pay tribute to all of our martyrs laying here at Clayhall Royal Naval Cemetery. Here rest 26 of our Naval officers who came to Britain as a part of bilateral naval education programme during Sultan Abdülmecid’s reign, and lost their lives in the UK in the 19th century. Let me thank you for your participation today and for looking after our martyrs in Gosport. With your permission, I will continue my speech in Turkish. Türk toplumunun kıymetli üyeleri, Hanımefendiler, Beyefendiler ve Sevgili çocuklar, Bugün Çanakkale Deniz Zaferi’nin 102. Yıldönümünü ve Şehitler günü vesilesiyle Sultan Abdülmecid döneminde bahriye eğitimi için geldikleri Birleşik Krallık’ta hayatlarını kaybederek dost ve Müttefik bir ülkenin topraklarında ebedi istirahatlarını çekilmiş 26 bahriyelimizin kabri başında toplanmış bulunuyoruz. İki yıl önce, 100. Sene-i devriyesini idrak ettiğimiz Çanakkale Savaşları, ulusumuzun birlik ve beraberlik ruhu içerisinde canını hiçe sayarak giriştiği var olma mücadele neticesinde tarihe altın harflerle kazınan bir kahramanlık destanıdır. Birinci Dünya Savaşı'nın en kritik aşamalarından birini teşkil eden Çanakkale Savaşları, siyasî ve askerî sonuçlarıyla, sadece Türk Milleti’nin kaderi ve tarihine değil, dünya siyasi tarihinin gidişatına yön vermiş bir konumdadır. 18 Mart 1915 tarihinde kazanılan Deniz Zaferi, Çanakkale'yi denizden geçmeyi tasarlayanları düşkırıklığına uğratırken, askerlerimize büyük güç ve moral vermiş ve direniş gücünü artırmıştır. Türk askerinin elindeki kısıtlı olanaklara karşın, dünyanın büyük güçlerini denizde yenilgiye uğratması, 25 Nisan 1915 tarihinde başlayan kara savaşlarında da zafere ulaşılmasının yolunu açmıştır. Çanakkale, çelik ve barutun, teknoloji ve kemiyetin; vatan sevgisi, azim ve kararlılık karşısında kifayetsiz kalışının unutulmaz bir örneğidir. Tarihte eşine çok az rastlanan bu büyük destan, vatanın ve milletin bekası için gözlerini kırpmadan canlarını feda etmeyi göze alan yüzbinlerce kahramanın eseridir. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün, “Çanakkale Zaferi, Türk askerinin ruh kudretini gösteren şayanı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur” sözlerinde ifadesini bulan bu mücadele, aynı zamanda Mehmetçiğin vatan ve millet sevgisinin de ölümsüz bir anıtıdır. Çanakkale ruhu, Anadolu’nun dört bir yanındaki vatan evlatlarını tek bir hedef ve ülkü uğrunda birleştirmekle kalmamış; bugün gönül coğrafyamız olarak nitelendirdiğimiz topraklardan birçok Filistinliyi, Sudanlıyı, Balkan Türkünü, Yemenliyi, Bosnalıyı, Gürcüyü, Musulluyu, Çerkesi, Tunusluyu bu destanın kahramanları haline getirmiştir. Anadolu’dan Ortadoğu’ya, Balkanlardan Kuzey Afrika’ya kadar yöresi, kökeni, rengi ve mezhebi ne olursa olsun Mehmetçikler, bu aziz topraklarda gönüllerini buluşturmuş; Milli Şairimiz Mehmet Akif’in “Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın, “Gömelim gel seni tarihe” desem, sığmazsın” dizelerinde belirttiği gibi tarihe sığamayacak büyüklükte bir olgunun hayat bulmasına vesile olmuşlardır. Çanakkale’de Türk Milleti’nin bağımsızlığı uğruna sergilediği bu çelikleşmiş duruş, sadece zaferi beraberinde getirmemiş; bunun yanısıra, Cumhuriyetimizin kuruluşunun önünü açan Kurtuluş Savaşımızın için gerekli olacak milli birlik, azim, kararlılık ve mücadeleci ateşinin harmanlanmasına imkân tanımıştır. Aynı ruh ve azim, uzun süren mücadeleler ve savaşlar sonrasında yıkılmış ve yorgun düşmüş vatanımızın, Cumhuriyetimiz eliyle imar edilerek ayağa kaldırılmasına öncülük eden kadrolara rehberlik etmiştir. Bu süreçte milletimiz, şehitlerini hiçbir zaman unutmamış; ama kendi evlatlarına karşı gösterdiği bu vefa, savaştığı hasımlarına karşı hafızasında kin ve nefrete sebep olmamış; bilakis, onları da kucaklayan bir dostluk ve barış ortamı oluşturmuştur. Bu vefa, 100 yılı aşkın bir süre sonra bile bugün Çanakkale’yi, barışın önemini ve değerini tüm insanlığa öğreten, farklı uluslardan insanların bir arada yattığı bir insanlık mirası haline getirmiştir. Değerli Katılımcılar, Hanımefendiler, Beyefendiler, Türk Milletinin bağımsızlık şiarı, demokrasi aşkı, vatan savunmasındaki kararlılık ve azminden bi-haber gafillerin, 15 Temmuz gecesi ülkemizin demokrasisine ve gelecek kuşaklarımızın yarınlarına yönelik giriştikleri hain saldırının ertesindeki ilk 18 Mart’ı idrak ediyor olmamız, bugünü daha da anlamlı kılmaktadır. Bu hain darbe girişimi sırasında gözü dönmüş caniler Türk Milletinin alın teriyle alınmış olan silahları Millete doğrultmuş, kirli emelleri uğruna yüreklerindeki inanç dışında hiçbir silahı olmayan masum insanları katletmekten geri durmamışlardır. Yüzyıllardır vatan savunması destanı yazmış olan bu aziz Millet, 15 Temmuz akşamı da seçilmiş Cumhurbaşkanına, Hükümetine, Meclisine, demokrasisine ve geleceğine canı pahasına sahip çıkmış, Millet iradesine saldıran tanklara göğsünü siper etmiştir. Hainlerin bu alçak girişimi sırasında 248 vatandaşımız şahadet mertebesine erişmiş; 2.193 vatandaşımız da yaralanmıştır. Bu darbe girişimi karşısında en ufak tereddüte kapılmadan ülkemizin geleceği için canını vermiş 15 Temmuz şehitlerimiz ile ülkemizin terör belasıyla uğraşmaya başladığı günlerden bugüne değin terör örgütlerine karşı amansız mücadelemizde şahadet mertebesine ulaşmış tüm şehitlerimizi bu vesileyle bir kez daha yad etmek istiyorum. Saygıdeğer Katılımcılar, Türk Toplumunun Kıymetli Temsilcileri, Bu vatanın evlatları, Çanakkale’de, Gelibolu’da, Balkanlarda, Mısır’da, Japonya’da, Kore’de, Kıbrıs’ta, Afganistan’da ve adını sayamadığımız farklı coğrafyalarda şehit düşmüş; şahadete ulaştığı her toprak parçasında da bir insanlık dersi, fedakârlık örneği ve kahramanlık destanı bırakmıştır. Ülkemizi temsil etmenin verdiği onurla görevlerini icra ederken hain terör saldırılarında şehit edilen diplomatlarımızı da bu vesileyle anmak isterim. Bugün bizlere düşen, aziz şehitlerimizin uğrunda canlarını feda ettikleri idealleri yaşatmaktır. Çanakkale Zaferi inanç, azim, fedakarlık ve ümit duygularıyla kazanılmıştır. Hepimiz için birleştirici ve ortak bir değer olan Çanakkale ruhu, bir toplumun dayanışmayla kazanabileceklerini, üstesinden gelebileceği zorlukları göstermektedir. Evlatlarımıza ve gelecek nesillerimize bu düşünceleri aşılayabilmek, şehitlerimizin hatırasına gösterebileceğimiz en büyük saygı olacaktır. Bu vesileyle, başta Ebedi Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk ve onun silah arkadaşları olmak üzere, burada yatan şehitlerimizin yanısıra Türk milleti ve vatanı uğruna hayatlarını feda eden tüm şehitlerimizi bir kez daha rahmet, minnet ve şükranla anıyor, aziz hatıralarının önünde saygıyla eğiliyorum Ruhları şad olsun!'' TÜRK DENİZ ŞEHİTLİĞİ 1993 yılında açılan şehitlikte, Osmanlı Sultanı Abdülmecid tarafından 5 Ağustos 1850 tarihinde seyir ve topçuluk eğitimi almak üzere İngiltere'nin Portsmouth ve Gosport limanlarına gönderilen Mirat-ı Zafer ve Sırağ-ı Bahri gemilerindeki denizcilerden, burada kaldıkları 6,5 aylık süre içerisinde kolera salgını ve diğer sağlık sorunları nedeniyle yaşamını yitirenlerin mezarları bulunuyor.

12/29
Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde anma töreni

Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde anma töreni Londra Çanakkale anma platformu ve Londra Büyükelçiliği ile Londra’da ve cevresindeki sivil toplum kuruluslarinin katılımıyla 18 Mart Çanakkale deniz Zaferi Şehitler Günü töreni Cumartesi günü saat 13.00’de Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde yapıldı. Portsmouth’da bulunan Royal Naval Cemetery içinde yer alan ‘40 Clayhall Rd Gosport, Hampshire PO12 2AZ’ adresinde düzenlenen törende Çanakkale Savaşı’nın Türkiye ve dünya tarihi için önemli sonuçlar doğurduğu ve 102.yılında dahada büyük anlam taşıdığı vurgulandı. Törende Türkiye’nin Londra Büyükelçiliği, İngiltere Türk Dernekleri ve pek çok vatandaş bulundu. Büyükelçi Abdurrahman Bilgic'in 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü vesilesiyle, Portsmouth Türk Deniz Şehitliği'nde yaptığı konuşmanin tam metni: ''Madame Mayor, Distinguished Members of the Turkish Community,Ladies, Gentlemen and Dear Kids, Today we are gathered here at the Clayhall Royal Naval Cemetery to commemorate the Çanakkale Naval Battles after 102 years. Despite heavy losses, victory against Allied forces in Çanakkale and Gallipoli paved the way for our war of liberation, and the establishment of our Republic. That’s why every year we commemorate the 18th of March as “Martyrs Day” in Turkey and abroad. These Battles which are called as “the last Gentlemen’s War of the 20th century”, have an exceptional place in the history for the nations involved. The Battles showed how shared sufferings can transform hostilities into lasting peace and friendship. Mayor Hook, Today, at his ceremony, we will pay tribute to all of our martyrs laying here at Clayhall Royal Naval Cemetery. Here rest 26 of our Naval officers who came to Britain as a part of bilateral naval education programme during Sultan Abdülmecid’s reign, and lost their lives in the UK in the 19th century. Let me thank you for your participation today and for looking after our martyrs in Gosport. With your permission, I will continue my speech in Turkish. Türk toplumunun kıymetli üyeleri, Hanımefendiler, Beyefendiler ve Sevgili çocuklar, Bugün Çanakkale Deniz Zaferi’nin 102. Yıldönümünü ve Şehitler günü vesilesiyle Sultan Abdülmecid döneminde bahriye eğitimi için geldikleri Birleşik Krallık’ta hayatlarını kaybederek dost ve Müttefik bir ülkenin topraklarında ebedi istirahatlarını çekilmiş 26 bahriyelimizin kabri başında toplanmış bulunuyoruz. İki yıl önce, 100. Sene-i devriyesini idrak ettiğimiz Çanakkale Savaşları, ulusumuzun birlik ve beraberlik ruhu içerisinde canını hiçe sayarak giriştiği var olma mücadele neticesinde tarihe altın harflerle kazınan bir kahramanlık destanıdır. Birinci Dünya Savaşı'nın en kritik aşamalarından birini teşkil eden Çanakkale Savaşları, siyasî ve askerî sonuçlarıyla, sadece Türk Milleti’nin kaderi ve tarihine değil, dünya siyasi tarihinin gidişatına yön vermiş bir konumdadır. 18 Mart 1915 tarihinde kazanılan Deniz Zaferi, Çanakkale'yi denizden geçmeyi tasarlayanları düşkırıklığına uğratırken, askerlerimize büyük güç ve moral vermiş ve direniş gücünü artırmıştır. Türk askerinin elindeki kısıtlı olanaklara karşın, dünyanın büyük güçlerini denizde yenilgiye uğratması, 25 Nisan 1915 tarihinde başlayan kara savaşlarında da zafere ulaşılmasının yolunu açmıştır. Çanakkale, çelik ve barutun, teknoloji ve kemiyetin; vatan sevgisi, azim ve kararlılık karşısında kifayetsiz kalışının unutulmaz bir örneğidir. Tarihte eşine çok az rastlanan bu büyük destan, vatanın ve milletin bekası için gözlerini kırpmadan canlarını feda etmeyi göze alan yüzbinlerce kahramanın eseridir. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün, “Çanakkale Zaferi, Türk askerinin ruh kudretini gösteren şayanı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur” sözlerinde ifadesini bulan bu mücadele, aynı zamanda Mehmetçiğin vatan ve millet sevgisinin de ölümsüz bir anıtıdır. Çanakkale ruhu, Anadolu’nun dört bir yanındaki vatan evlatlarını tek bir hedef ve ülkü uğrunda birleştirmekle kalmamış; bugün gönül coğrafyamız olarak nitelendirdiğimiz topraklardan birçok Filistinliyi, Sudanlıyı, Balkan Türkünü, Yemenliyi, Bosnalıyı, Gürcüyü, Musulluyu, Çerkesi, Tunusluyu bu destanın kahramanları haline getirmiştir. Anadolu’dan Ortadoğu’ya, Balkanlardan Kuzey Afrika’ya kadar yöresi, kökeni, rengi ve mezhebi ne olursa olsun Mehmetçikler, bu aziz topraklarda gönüllerini buluşturmuş; Milli Şairimiz Mehmet Akif’in “Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın, “Gömelim gel seni tarihe” desem, sığmazsın” dizelerinde belirttiği gibi tarihe sığamayacak büyüklükte bir olgunun hayat bulmasına vesile olmuşlardır. Çanakkale’de Türk Milleti’nin bağımsızlığı uğruna sergilediği bu çelikleşmiş duruş, sadece zaferi beraberinde getirmemiş; bunun yanısıra, Cumhuriyetimizin kuruluşunun önünü açan Kurtuluş Savaşımızın için gerekli olacak milli birlik, azim, kararlılık ve mücadeleci ateşinin harmanlanmasına imkân tanımıştır. Aynı ruh ve azim, uzun süren mücadeleler ve savaşlar sonrasında yıkılmış ve yorgun düşmüş vatanımızın, Cumhuriyetimiz eliyle imar edilerek ayağa kaldırılmasına öncülük eden kadrolara rehberlik etmiştir. Bu süreçte milletimiz, şehitlerini hiçbir zaman unutmamış; ama kendi evlatlarına karşı gösterdiği bu vefa, savaştığı hasımlarına karşı hafızasında kin ve nefrete sebep olmamış; bilakis, onları da kucaklayan bir dostluk ve barış ortamı oluşturmuştur. Bu vefa, 100 yılı aşkın bir süre sonra bile bugün Çanakkale’yi, barışın önemini ve değerini tüm insanlığa öğreten, farklı uluslardan insanların bir arada yattığı bir insanlık mirası haline getirmiştir. Değerli Katılımcılar, Hanımefendiler, Beyefendiler, Türk Milletinin bağımsızlık şiarı, demokrasi aşkı, vatan savunmasındaki kararlılık ve azminden bi-haber gafillerin, 15 Temmuz gecesi ülkemizin demokrasisine ve gelecek kuşaklarımızın yarınlarına yönelik giriştikleri hain saldırının ertesindeki ilk 18 Mart’ı idrak ediyor olmamız, bugünü daha da anlamlı kılmaktadır. Bu hain darbe girişimi sırasında gözü dönmüş caniler Türk Milletinin alın teriyle alınmış olan silahları Millete doğrultmuş, kirli emelleri uğruna yüreklerindeki inanç dışında hiçbir silahı olmayan masum insanları katletmekten geri durmamışlardır. Yüzyıllardır vatan savunması destanı yazmış olan bu aziz Millet, 15 Temmuz akşamı da seçilmiş Cumhurbaşkanına, Hükümetine, Meclisine, demokrasisine ve geleceğine canı pahasına sahip çıkmış, Millet iradesine saldıran tanklara göğsünü siper etmiştir. Hainlerin bu alçak girişimi sırasında 248 vatandaşımız şahadet mertebesine erişmiş; 2.193 vatandaşımız da yaralanmıştır. Bu darbe girişimi karşısında en ufak tereddüte kapılmadan ülkemizin geleceği için canını vermiş 15 Temmuz şehitlerimiz ile ülkemizin terör belasıyla uğraşmaya başladığı günlerden bugüne değin terör örgütlerine karşı amansız mücadelemizde şahadet mertebesine ulaşmış tüm şehitlerimizi bu vesileyle bir kez daha yad etmek istiyorum. Saygıdeğer Katılımcılar, Türk Toplumunun Kıymetli Temsilcileri, Bu vatanın evlatları, Çanakkale’de, Gelibolu’da, Balkanlarda, Mısır’da, Japonya’da, Kore’de, Kıbrıs’ta, Afganistan’da ve adını sayamadığımız farklı coğrafyalarda şehit düşmüş; şahadete ulaştığı her toprak parçasında da bir insanlık dersi, fedakârlık örneği ve kahramanlık destanı bırakmıştır. Ülkemizi temsil etmenin verdiği onurla görevlerini icra ederken hain terör saldırılarında şehit edilen diplomatlarımızı da bu vesileyle anmak isterim. Bugün bizlere düşen, aziz şehitlerimizin uğrunda canlarını feda ettikleri idealleri yaşatmaktır. Çanakkale Zaferi inanç, azim, fedakarlık ve ümit duygularıyla kazanılmıştır. Hepimiz için birleştirici ve ortak bir değer olan Çanakkale ruhu, bir toplumun dayanışmayla kazanabileceklerini, üstesinden gelebileceği zorlukları göstermektedir. Evlatlarımıza ve gelecek nesillerimize bu düşünceleri aşılayabilmek, şehitlerimizin hatırasına gösterebileceğimiz en büyük saygı olacaktır. Bu vesileyle, başta Ebedi Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk ve onun silah arkadaşları olmak üzere, burada yatan şehitlerimizin yanısıra Türk milleti ve vatanı uğruna hayatlarını feda eden tüm şehitlerimizi bir kez daha rahmet, minnet ve şükranla anıyor, aziz hatıralarının önünde saygıyla eğiliyorum Ruhları şad olsun!'' TÜRK DENİZ ŞEHİTLİĞİ 1993 yılında açılan şehitlikte, Osmanlı Sultanı Abdülmecid tarafından 5 Ağustos 1850 tarihinde seyir ve topçuluk eğitimi almak üzere İngiltere'nin Portsmouth ve Gosport limanlarına gönderilen Mirat-ı Zafer ve Sırağ-ı Bahri gemilerindeki denizcilerden, burada kaldıkları 6,5 aylık süre içerisinde kolera salgını ve diğer sağlık sorunları nedeniyle yaşamını yitirenlerin mezarları bulunuyor.

13/29
Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde anma töreni

Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde anma töreni Londra Çanakkale anma platformu ve Londra Büyükelçiliği ile Londra’da ve cevresindeki sivil toplum kuruluslarinin katılımıyla 18 Mart Çanakkale deniz Zaferi Şehitler Günü töreni Cumartesi günü saat 13.00’de Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde yapıldı. Portsmouth’da bulunan Royal Naval Cemetery içinde yer alan ‘40 Clayhall Rd Gosport, Hampshire PO12 2AZ’ adresinde düzenlenen törende Çanakkale Savaşı’nın Türkiye ve dünya tarihi için önemli sonuçlar doğurduğu ve 102.yılında dahada büyük anlam taşıdığı vurgulandı. Törende Türkiye’nin Londra Büyükelçiliği, İngiltere Türk Dernekleri ve pek çok vatandaş bulundu. Büyükelçi Abdurrahman Bilgic'in 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü vesilesiyle, Portsmouth Türk Deniz Şehitliği'nde yaptığı konuşmanin tam metni: ''Madame Mayor, Distinguished Members of the Turkish Community,Ladies, Gentlemen and Dear Kids, Today we are gathered here at the Clayhall Royal Naval Cemetery to commemorate the Çanakkale Naval Battles after 102 years. Despite heavy losses, victory against Allied forces in Çanakkale and Gallipoli paved the way for our war of liberation, and the establishment of our Republic. That’s why every year we commemorate the 18th of March as “Martyrs Day” in Turkey and abroad. These Battles which are called as “the last Gentlemen’s War of the 20th century”, have an exceptional place in the history for the nations involved. The Battles showed how shared sufferings can transform hostilities into lasting peace and friendship. Mayor Hook, Today, at his ceremony, we will pay tribute to all of our martyrs laying here at Clayhall Royal Naval Cemetery. Here rest 26 of our Naval officers who came to Britain as a part of bilateral naval education programme during Sultan Abdülmecid’s reign, and lost their lives in the UK in the 19th century. Let me thank you for your participation today and for looking after our martyrs in Gosport. With your permission, I will continue my speech in Turkish. Türk toplumunun kıymetli üyeleri, Hanımefendiler, Beyefendiler ve Sevgili çocuklar, Bugün Çanakkale Deniz Zaferi’nin 102. Yıldönümünü ve Şehitler günü vesilesiyle Sultan Abdülmecid döneminde bahriye eğitimi için geldikleri Birleşik Krallık’ta hayatlarını kaybederek dost ve Müttefik bir ülkenin topraklarında ebedi istirahatlarını çekilmiş 26 bahriyelimizin kabri başında toplanmış bulunuyoruz. İki yıl önce, 100. Sene-i devriyesini idrak ettiğimiz Çanakkale Savaşları, ulusumuzun birlik ve beraberlik ruhu içerisinde canını hiçe sayarak giriştiği var olma mücadele neticesinde tarihe altın harflerle kazınan bir kahramanlık destanıdır. Birinci Dünya Savaşı'nın en kritik aşamalarından birini teşkil eden Çanakkale Savaşları, siyasî ve askerî sonuçlarıyla, sadece Türk Milleti’nin kaderi ve tarihine değil, dünya siyasi tarihinin gidişatına yön vermiş bir konumdadır. 18 Mart 1915 tarihinde kazanılan Deniz Zaferi, Çanakkale'yi denizden geçmeyi tasarlayanları düşkırıklığına uğratırken, askerlerimize büyük güç ve moral vermiş ve direniş gücünü artırmıştır. Türk askerinin elindeki kısıtlı olanaklara karşın, dünyanın büyük güçlerini denizde yenilgiye uğratması, 25 Nisan 1915 tarihinde başlayan kara savaşlarında da zafere ulaşılmasının yolunu açmıştır. Çanakkale, çelik ve barutun, teknoloji ve kemiyetin; vatan sevgisi, azim ve kararlılık karşısında kifayetsiz kalışının unutulmaz bir örneğidir. Tarihte eşine çok az rastlanan bu büyük destan, vatanın ve milletin bekası için gözlerini kırpmadan canlarını feda etmeyi göze alan yüzbinlerce kahramanın eseridir. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün, “Çanakkale Zaferi, Türk askerinin ruh kudretini gösteren şayanı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur” sözlerinde ifadesini bulan bu mücadele, aynı zamanda Mehmetçiğin vatan ve millet sevgisinin de ölümsüz bir anıtıdır. Çanakkale ruhu, Anadolu’nun dört bir yanındaki vatan evlatlarını tek bir hedef ve ülkü uğrunda birleştirmekle kalmamış; bugün gönül coğrafyamız olarak nitelendirdiğimiz topraklardan birçok Filistinliyi, Sudanlıyı, Balkan Türkünü, Yemenliyi, Bosnalıyı, Gürcüyü, Musulluyu, Çerkesi, Tunusluyu bu destanın kahramanları haline getirmiştir. Anadolu’dan Ortadoğu’ya, Balkanlardan Kuzey Afrika’ya kadar yöresi, kökeni, rengi ve mezhebi ne olursa olsun Mehmetçikler, bu aziz topraklarda gönüllerini buluşturmuş; Milli Şairimiz Mehmet Akif’in “Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın, “Gömelim gel seni tarihe” desem, sığmazsın” dizelerinde belirttiği gibi tarihe sığamayacak büyüklükte bir olgunun hayat bulmasına vesile olmuşlardır. Çanakkale’de Türk Milleti’nin bağımsızlığı uğruna sergilediği bu çelikleşmiş duruş, sadece zaferi beraberinde getirmemiş; bunun yanısıra, Cumhuriyetimizin kuruluşunun önünü açan Kurtuluş Savaşımızın için gerekli olacak milli birlik, azim, kararlılık ve mücadeleci ateşinin harmanlanmasına imkân tanımıştır. Aynı ruh ve azim, uzun süren mücadeleler ve savaşlar sonrasında yıkılmış ve yorgun düşmüş vatanımızın, Cumhuriyetimiz eliyle imar edilerek ayağa kaldırılmasına öncülük eden kadrolara rehberlik etmiştir. Bu süreçte milletimiz, şehitlerini hiçbir zaman unutmamış; ama kendi evlatlarına karşı gösterdiği bu vefa, savaştığı hasımlarına karşı hafızasında kin ve nefrete sebep olmamış; bilakis, onları da kucaklayan bir dostluk ve barış ortamı oluşturmuştur. Bu vefa, 100 yılı aşkın bir süre sonra bile bugün Çanakkale’yi, barışın önemini ve değerini tüm insanlığa öğreten, farklı uluslardan insanların bir arada yattığı bir insanlık mirası haline getirmiştir. Değerli Katılımcılar, Hanımefendiler, Beyefendiler, Türk Milletinin bağımsızlık şiarı, demokrasi aşkı, vatan savunmasındaki kararlılık ve azminden bi-haber gafillerin, 15 Temmuz gecesi ülkemizin demokrasisine ve gelecek kuşaklarımızın yarınlarına yönelik giriştikleri hain saldırının ertesindeki ilk 18 Mart’ı idrak ediyor olmamız, bugünü daha da anlamlı kılmaktadır. Bu hain darbe girişimi sırasında gözü dönmüş caniler Türk Milletinin alın teriyle alınmış olan silahları Millete doğrultmuş, kirli emelleri uğruna yüreklerindeki inanç dışında hiçbir silahı olmayan masum insanları katletmekten geri durmamışlardır. Yüzyıllardır vatan savunması destanı yazmış olan bu aziz Millet, 15 Temmuz akşamı da seçilmiş Cumhurbaşkanına, Hükümetine, Meclisine, demokrasisine ve geleceğine canı pahasına sahip çıkmış, Millet iradesine saldıran tanklara göğsünü siper etmiştir. Hainlerin bu alçak girişimi sırasında 248 vatandaşımız şahadet mertebesine erişmiş; 2.193 vatandaşımız da yaralanmıştır. Bu darbe girişimi karşısında en ufak tereddüte kapılmadan ülkemizin geleceği için canını vermiş 15 Temmuz şehitlerimiz ile ülkemizin terör belasıyla uğraşmaya başladığı günlerden bugüne değin terör örgütlerine karşı amansız mücadelemizde şahadet mertebesine ulaşmış tüm şehitlerimizi bu vesileyle bir kez daha yad etmek istiyorum. Saygıdeğer Katılımcılar, Türk Toplumunun Kıymetli Temsilcileri, Bu vatanın evlatları, Çanakkale’de, Gelibolu’da, Balkanlarda, Mısır’da, Japonya’da, Kore’de, Kıbrıs’ta, Afganistan’da ve adını sayamadığımız farklı coğrafyalarda şehit düşmüş; şahadete ulaştığı her toprak parçasında da bir insanlık dersi, fedakârlık örneği ve kahramanlık destanı bırakmıştır. Ülkemizi temsil etmenin verdiği onurla görevlerini icra ederken hain terör saldırılarında şehit edilen diplomatlarımızı da bu vesileyle anmak isterim. Bugün bizlere düşen, aziz şehitlerimizin uğrunda canlarını feda ettikleri idealleri yaşatmaktır. Çanakkale Zaferi inanç, azim, fedakarlık ve ümit duygularıyla kazanılmıştır. Hepimiz için birleştirici ve ortak bir değer olan Çanakkale ruhu, bir toplumun dayanışmayla kazanabileceklerini, üstesinden gelebileceği zorlukları göstermektedir. Evlatlarımıza ve gelecek nesillerimize bu düşünceleri aşılayabilmek, şehitlerimizin hatırasına gösterebileceğimiz en büyük saygı olacaktır. Bu vesileyle, başta Ebedi Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk ve onun silah arkadaşları olmak üzere, burada yatan şehitlerimizin yanısıra Türk milleti ve vatanı uğruna hayatlarını feda eden tüm şehitlerimizi bir kez daha rahmet, minnet ve şükranla anıyor, aziz hatıralarının önünde saygıyla eğiliyorum Ruhları şad olsun!'' TÜRK DENİZ ŞEHİTLİĞİ 1993 yılında açılan şehitlikte, Osmanlı Sultanı Abdülmecid tarafından 5 Ağustos 1850 tarihinde seyir ve topçuluk eğitimi almak üzere İngiltere'nin Portsmouth ve Gosport limanlarına gönderilen Mirat-ı Zafer ve Sırağ-ı Bahri gemilerindeki denizcilerden, burada kaldıkları 6,5 aylık süre içerisinde kolera salgını ve diğer sağlık sorunları nedeniyle yaşamını yitirenlerin mezarları bulunuyor.

14/29
Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde anma töreni

Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde anma töreni Londra Çanakkale anma platformu ve Londra Büyükelçiliği ile Londra’da ve cevresindeki sivil toplum kuruluslarinin katılımıyla 18 Mart Çanakkale deniz Zaferi Şehitler Günü töreni Cumartesi günü saat 13.00’de Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde yapıldı. Portsmouth’da bulunan Royal Naval Cemetery içinde yer alan ‘40 Clayhall Rd Gosport, Hampshire PO12 2AZ’ adresinde düzenlenen törende Çanakkale Savaşı’nın Türkiye ve dünya tarihi için önemli sonuçlar doğurduğu ve 102.yılında dahada büyük anlam taşıdığı vurgulandı. Törende Türkiye’nin Londra Büyükelçiliği, İngiltere Türk Dernekleri ve pek çok vatandaş bulundu. Büyükelçi Abdurrahman Bilgic'in 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü vesilesiyle, Portsmouth Türk Deniz Şehitliği'nde yaptığı konuşmanin tam metni: ''Madame Mayor, Distinguished Members of the Turkish Community,Ladies, Gentlemen and Dear Kids, Today we are gathered here at the Clayhall Royal Naval Cemetery to commemorate the Çanakkale Naval Battles after 102 years. Despite heavy losses, victory against Allied forces in Çanakkale and Gallipoli paved the way for our war of liberation, and the establishment of our Republic. That’s why every year we commemorate the 18th of March as “Martyrs Day” in Turkey and abroad. These Battles which are called as “the last Gentlemen’s War of the 20th century”, have an exceptional place in the history for the nations involved. The Battles showed how shared sufferings can transform hostilities into lasting peace and friendship. Mayor Hook, Today, at his ceremony, we will pay tribute to all of our martyrs laying here at Clayhall Royal Naval Cemetery. Here rest 26 of our Naval officers who came to Britain as a part of bilateral naval education programme during Sultan Abdülmecid’s reign, and lost their lives in the UK in the 19th century. Let me thank you for your participation today and for looking after our martyrs in Gosport. With your permission, I will continue my speech in Turkish. Türk toplumunun kıymetli üyeleri, Hanımefendiler, Beyefendiler ve Sevgili çocuklar, Bugün Çanakkale Deniz Zaferi’nin 102. Yıldönümünü ve Şehitler günü vesilesiyle Sultan Abdülmecid döneminde bahriye eğitimi için geldikleri Birleşik Krallık’ta hayatlarını kaybederek dost ve Müttefik bir ülkenin topraklarında ebedi istirahatlarını çekilmiş 26 bahriyelimizin kabri başında toplanmış bulunuyoruz. İki yıl önce, 100. Sene-i devriyesini idrak ettiğimiz Çanakkale Savaşları, ulusumuzun birlik ve beraberlik ruhu içerisinde canını hiçe sayarak giriştiği var olma mücadele neticesinde tarihe altın harflerle kazınan bir kahramanlık destanıdır. Birinci Dünya Savaşı'nın en kritik aşamalarından birini teşkil eden Çanakkale Savaşları, siyasî ve askerî sonuçlarıyla, sadece Türk Milleti’nin kaderi ve tarihine değil, dünya siyasi tarihinin gidişatına yön vermiş bir konumdadır. 18 Mart 1915 tarihinde kazanılan Deniz Zaferi, Çanakkale'yi denizden geçmeyi tasarlayanları düşkırıklığına uğratırken, askerlerimize büyük güç ve moral vermiş ve direniş gücünü artırmıştır. Türk askerinin elindeki kısıtlı olanaklara karşın, dünyanın büyük güçlerini denizde yenilgiye uğratması, 25 Nisan 1915 tarihinde başlayan kara savaşlarında da zafere ulaşılmasının yolunu açmıştır. Çanakkale, çelik ve barutun, teknoloji ve kemiyetin; vatan sevgisi, azim ve kararlılık karşısında kifayetsiz kalışının unutulmaz bir örneğidir. Tarihte eşine çok az rastlanan bu büyük destan, vatanın ve milletin bekası için gözlerini kırpmadan canlarını feda etmeyi göze alan yüzbinlerce kahramanın eseridir. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün, “Çanakkale Zaferi, Türk askerinin ruh kudretini gösteren şayanı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur” sözlerinde ifadesini bulan bu mücadele, aynı zamanda Mehmetçiğin vatan ve millet sevgisinin de ölümsüz bir anıtıdır. Çanakkale ruhu, Anadolu’nun dört bir yanındaki vatan evlatlarını tek bir hedef ve ülkü uğrunda birleştirmekle kalmamış; bugün gönül coğrafyamız olarak nitelendirdiğimiz topraklardan birçok Filistinliyi, Sudanlıyı, Balkan Türkünü, Yemenliyi, Bosnalıyı, Gürcüyü, Musulluyu, Çerkesi, Tunusluyu bu destanın kahramanları haline getirmiştir. Anadolu’dan Ortadoğu’ya, Balkanlardan Kuzey Afrika’ya kadar yöresi, kökeni, rengi ve mezhebi ne olursa olsun Mehmetçikler, bu aziz topraklarda gönüllerini buluşturmuş; Milli Şairimiz Mehmet Akif’in “Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın, “Gömelim gel seni tarihe” desem, sığmazsın” dizelerinde belirttiği gibi tarihe sığamayacak büyüklükte bir olgunun hayat bulmasına vesile olmuşlardır. Çanakkale’de Türk Milleti’nin bağımsızlığı uğruna sergilediği bu çelikleşmiş duruş, sadece zaferi beraberinde getirmemiş; bunun yanısıra, Cumhuriyetimizin kuruluşunun önünü açan Kurtuluş Savaşımızın için gerekli olacak milli birlik, azim, kararlılık ve mücadeleci ateşinin harmanlanmasına imkân tanımıştır. Aynı ruh ve azim, uzun süren mücadeleler ve savaşlar sonrasında yıkılmış ve yorgun düşmüş vatanımızın, Cumhuriyetimiz eliyle imar edilerek ayağa kaldırılmasına öncülük eden kadrolara rehberlik etmiştir. Bu süreçte milletimiz, şehitlerini hiçbir zaman unutmamış; ama kendi evlatlarına karşı gösterdiği bu vefa, savaştığı hasımlarına karşı hafızasında kin ve nefrete sebep olmamış; bilakis, onları da kucaklayan bir dostluk ve barış ortamı oluşturmuştur. Bu vefa, 100 yılı aşkın bir süre sonra bile bugün Çanakkale’yi, barışın önemini ve değerini tüm insanlığa öğreten, farklı uluslardan insanların bir arada yattığı bir insanlık mirası haline getirmiştir. Değerli Katılımcılar, Hanımefendiler, Beyefendiler, Türk Milletinin bağımsızlık şiarı, demokrasi aşkı, vatan savunmasındaki kararlılık ve azminden bi-haber gafillerin, 15 Temmuz gecesi ülkemizin demokrasisine ve gelecek kuşaklarımızın yarınlarına yönelik giriştikleri hain saldırının ertesindeki ilk 18 Mart’ı idrak ediyor olmamız, bugünü daha da anlamlı kılmaktadır. Bu hain darbe girişimi sırasında gözü dönmüş caniler Türk Milletinin alın teriyle alınmış olan silahları Millete doğrultmuş, kirli emelleri uğruna yüreklerindeki inanç dışında hiçbir silahı olmayan masum insanları katletmekten geri durmamışlardır. Yüzyıllardır vatan savunması destanı yazmış olan bu aziz Millet, 15 Temmuz akşamı da seçilmiş Cumhurbaşkanına, Hükümetine, Meclisine, demokrasisine ve geleceğine canı pahasına sahip çıkmış, Millet iradesine saldıran tanklara göğsünü siper etmiştir. Hainlerin bu alçak girişimi sırasında 248 vatandaşımız şahadet mertebesine erişmiş; 2.193 vatandaşımız da yaralanmıştır. Bu darbe girişimi karşısında en ufak tereddüte kapılmadan ülkemizin geleceği için canını vermiş 15 Temmuz şehitlerimiz ile ülkemizin terör belasıyla uğraşmaya başladığı günlerden bugüne değin terör örgütlerine karşı amansız mücadelemizde şahadet mertebesine ulaşmış tüm şehitlerimizi bu vesileyle bir kez daha yad etmek istiyorum. Saygıdeğer Katılımcılar, Türk Toplumunun Kıymetli Temsilcileri, Bu vatanın evlatları, Çanakkale’de, Gelibolu’da, Balkanlarda, Mısır’da, Japonya’da, Kore’de, Kıbrıs’ta, Afganistan’da ve adını sayamadığımız farklı coğrafyalarda şehit düşmüş; şahadete ulaştığı her toprak parçasında da bir insanlık dersi, fedakârlık örneği ve kahramanlık destanı bırakmıştır. Ülkemizi temsil etmenin verdiği onurla görevlerini icra ederken hain terör saldırılarında şehit edilen diplomatlarımızı da bu vesileyle anmak isterim. Bugün bizlere düşen, aziz şehitlerimizin uğrunda canlarını feda ettikleri idealleri yaşatmaktır. Çanakkale Zaferi inanç, azim, fedakarlık ve ümit duygularıyla kazanılmıştır. Hepimiz için birleştirici ve ortak bir değer olan Çanakkale ruhu, bir toplumun dayanışmayla kazanabileceklerini, üstesinden gelebileceği zorlukları göstermektedir. Evlatlarımıza ve gelecek nesillerimize bu düşünceleri aşılayabilmek, şehitlerimizin hatırasına gösterebileceğimiz en büyük saygı olacaktır. Bu vesileyle, başta Ebedi Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk ve onun silah arkadaşları olmak üzere, burada yatan şehitlerimizin yanısıra Türk milleti ve vatanı uğruna hayatlarını feda eden tüm şehitlerimizi bir kez daha rahmet, minnet ve şükranla anıyor, aziz hatıralarının önünde saygıyla eğiliyorum Ruhları şad olsun!'' TÜRK DENİZ ŞEHİTLİĞİ 1993 yılında açılan şehitlikte, Osmanlı Sultanı Abdülmecid tarafından 5 Ağustos 1850 tarihinde seyir ve topçuluk eğitimi almak üzere İngiltere'nin Portsmouth ve Gosport limanlarına gönderilen Mirat-ı Zafer ve Sırağ-ı Bahri gemilerindeki denizcilerden, burada kaldıkları 6,5 aylık süre içerisinde kolera salgını ve diğer sağlık sorunları nedeniyle yaşamını yitirenlerin mezarları bulunuyor.

15/29
Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde anma töreni

Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde anma töreni Londra Çanakkale anma platformu ve Londra Büyükelçiliği ile Londra’da ve cevresindeki sivil toplum kuruluslarinin katılımıyla 18 Mart Çanakkale deniz Zaferi Şehitler Günü töreni Cumartesi günü saat 13.00’de Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde yapıldı. Portsmouth’da bulunan Royal Naval Cemetery içinde yer alan ‘40 Clayhall Rd Gosport, Hampshire PO12 2AZ’ adresinde düzenlenen törende Çanakkale Savaşı’nın Türkiye ve dünya tarihi için önemli sonuçlar doğurduğu ve 102.yılında dahada büyük anlam taşıdığı vurgulandı. Törende Türkiye’nin Londra Büyükelçiliği, İngiltere Türk Dernekleri ve pek çok vatandaş bulundu. Büyükelçi Abdurrahman Bilgic'in 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü vesilesiyle, Portsmouth Türk Deniz Şehitliği'nde yaptığı konuşmanin tam metni: ''Madame Mayor, Distinguished Members of the Turkish Community,Ladies, Gentlemen and Dear Kids, Today we are gathered here at the Clayhall Royal Naval Cemetery to commemorate the Çanakkale Naval Battles after 102 years. Despite heavy losses, victory against Allied forces in Çanakkale and Gallipoli paved the way for our war of liberation, and the establishment of our Republic. That’s why every year we commemorate the 18th of March as “Martyrs Day” in Turkey and abroad. These Battles which are called as “the last Gentlemen’s War of the 20th century”, have an exceptional place in the history for the nations involved. The Battles showed how shared sufferings can transform hostilities into lasting peace and friendship. Mayor Hook, Today, at his ceremony, we will pay tribute to all of our martyrs laying here at Clayhall Royal Naval Cemetery. Here rest 26 of our Naval officers who came to Britain as a part of bilateral naval education programme during Sultan Abdülmecid’s reign, and lost their lives in the UK in the 19th century. Let me thank you for your participation today and for looking after our martyrs in Gosport. With your permission, I will continue my speech in Turkish. Türk toplumunun kıymetli üyeleri, Hanımefendiler, Beyefendiler ve Sevgili çocuklar, Bugün Çanakkale Deniz Zaferi’nin 102. Yıldönümünü ve Şehitler günü vesilesiyle Sultan Abdülmecid döneminde bahriye eğitimi için geldikleri Birleşik Krallık’ta hayatlarını kaybederek dost ve Müttefik bir ülkenin topraklarında ebedi istirahatlarını çekilmiş 26 bahriyelimizin kabri başında toplanmış bulunuyoruz. İki yıl önce, 100. Sene-i devriyesini idrak ettiğimiz Çanakkale Savaşları, ulusumuzun birlik ve beraberlik ruhu içerisinde canını hiçe sayarak giriştiği var olma mücadele neticesinde tarihe altın harflerle kazınan bir kahramanlık destanıdır. Birinci Dünya Savaşı'nın en kritik aşamalarından birini teşkil eden Çanakkale Savaşları, siyasî ve askerî sonuçlarıyla, sadece Türk Milleti’nin kaderi ve tarihine değil, dünya siyasi tarihinin gidişatına yön vermiş bir konumdadır. 18 Mart 1915 tarihinde kazanılan Deniz Zaferi, Çanakkale'yi denizden geçmeyi tasarlayanları düşkırıklığına uğratırken, askerlerimize büyük güç ve moral vermiş ve direniş gücünü artırmıştır. Türk askerinin elindeki kısıtlı olanaklara karşın, dünyanın büyük güçlerini denizde yenilgiye uğratması, 25 Nisan 1915 tarihinde başlayan kara savaşlarında da zafere ulaşılmasının yolunu açmıştır. Çanakkale, çelik ve barutun, teknoloji ve kemiyetin; vatan sevgisi, azim ve kararlılık karşısında kifayetsiz kalışının unutulmaz bir örneğidir. Tarihte eşine çok az rastlanan bu büyük destan, vatanın ve milletin bekası için gözlerini kırpmadan canlarını feda etmeyi göze alan yüzbinlerce kahramanın eseridir. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün, “Çanakkale Zaferi, Türk askerinin ruh kudretini gösteren şayanı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur” sözlerinde ifadesini bulan bu mücadele, aynı zamanda Mehmetçiğin vatan ve millet sevgisinin de ölümsüz bir anıtıdır. Çanakkale ruhu, Anadolu’nun dört bir yanındaki vatan evlatlarını tek bir hedef ve ülkü uğrunda birleştirmekle kalmamış; bugün gönül coğrafyamız olarak nitelendirdiğimiz topraklardan birçok Filistinliyi, Sudanlıyı, Balkan Türkünü, Yemenliyi, Bosnalıyı, Gürcüyü, Musulluyu, Çerkesi, Tunusluyu bu destanın kahramanları haline getirmiştir. Anadolu’dan Ortadoğu’ya, Balkanlardan Kuzey Afrika’ya kadar yöresi, kökeni, rengi ve mezhebi ne olursa olsun Mehmetçikler, bu aziz topraklarda gönüllerini buluşturmuş; Milli Şairimiz Mehmet Akif’in “Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın, “Gömelim gel seni tarihe” desem, sığmazsın” dizelerinde belirttiği gibi tarihe sığamayacak büyüklükte bir olgunun hayat bulmasına vesile olmuşlardır. Çanakkale’de Türk Milleti’nin bağımsızlığı uğruna sergilediği bu çelikleşmiş duruş, sadece zaferi beraberinde getirmemiş; bunun yanısıra, Cumhuriyetimizin kuruluşunun önünü açan Kurtuluş Savaşımızın için gerekli olacak milli birlik, azim, kararlılık ve mücadeleci ateşinin harmanlanmasına imkân tanımıştır. Aynı ruh ve azim, uzun süren mücadeleler ve savaşlar sonrasında yıkılmış ve yorgun düşmüş vatanımızın, Cumhuriyetimiz eliyle imar edilerek ayağa kaldırılmasına öncülük eden kadrolara rehberlik etmiştir. Bu süreçte milletimiz, şehitlerini hiçbir zaman unutmamış; ama kendi evlatlarına karşı gösterdiği bu vefa, savaştığı hasımlarına karşı hafızasında kin ve nefrete sebep olmamış; bilakis, onları da kucaklayan bir dostluk ve barış ortamı oluşturmuştur. Bu vefa, 100 yılı aşkın bir süre sonra bile bugün Çanakkale’yi, barışın önemini ve değerini tüm insanlığa öğreten, farklı uluslardan insanların bir arada yattığı bir insanlık mirası haline getirmiştir. Değerli Katılımcılar, Hanımefendiler, Beyefendiler, Türk Milletinin bağımsızlık şiarı, demokrasi aşkı, vatan savunmasındaki kararlılık ve azminden bi-haber gafillerin, 15 Temmuz gecesi ülkemizin demokrasisine ve gelecek kuşaklarımızın yarınlarına yönelik giriştikleri hain saldırının ertesindeki ilk 18 Mart’ı idrak ediyor olmamız, bugünü daha da anlamlı kılmaktadır. Bu hain darbe girişimi sırasında gözü dönmüş caniler Türk Milletinin alın teriyle alınmış olan silahları Millete doğrultmuş, kirli emelleri uğruna yüreklerindeki inanç dışında hiçbir silahı olmayan masum insanları katletmekten geri durmamışlardır. Yüzyıllardır vatan savunması destanı yazmış olan bu aziz Millet, 15 Temmuz akşamı da seçilmiş Cumhurbaşkanına, Hükümetine, Meclisine, demokrasisine ve geleceğine canı pahasına sahip çıkmış, Millet iradesine saldıran tanklara göğsünü siper etmiştir. Hainlerin bu alçak girişimi sırasında 248 vatandaşımız şahadet mertebesine erişmiş; 2.193 vatandaşımız da yaralanmıştır. Bu darbe girişimi karşısında en ufak tereddüte kapılmadan ülkemizin geleceği için canını vermiş 15 Temmuz şehitlerimiz ile ülkemizin terör belasıyla uğraşmaya başladığı günlerden bugüne değin terör örgütlerine karşı amansız mücadelemizde şahadet mertebesine ulaşmış tüm şehitlerimizi bu vesileyle bir kez daha yad etmek istiyorum. Saygıdeğer Katılımcılar, Türk Toplumunun Kıymetli Temsilcileri, Bu vatanın evlatları, Çanakkale’de, Gelibolu’da, Balkanlarda, Mısır’da, Japonya’da, Kore’de, Kıbrıs’ta, Afganistan’da ve adını sayamadığımız farklı coğrafyalarda şehit düşmüş; şahadete ulaştığı her toprak parçasında da bir insanlık dersi, fedakârlık örneği ve kahramanlık destanı bırakmıştır. Ülkemizi temsil etmenin verdiği onurla görevlerini icra ederken hain terör saldırılarında şehit edilen diplomatlarımızı da bu vesileyle anmak isterim. Bugün bizlere düşen, aziz şehitlerimizin uğrunda canlarını feda ettikleri idealleri yaşatmaktır. Çanakkale Zaferi inanç, azim, fedakarlık ve ümit duygularıyla kazanılmıştır. Hepimiz için birleştirici ve ortak bir değer olan Çanakkale ruhu, bir toplumun dayanışmayla kazanabileceklerini, üstesinden gelebileceği zorlukları göstermektedir. Evlatlarımıza ve gelecek nesillerimize bu düşünceleri aşılayabilmek, şehitlerimizin hatırasına gösterebileceğimiz en büyük saygı olacaktır. Bu vesileyle, başta Ebedi Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk ve onun silah arkadaşları olmak üzere, burada yatan şehitlerimizin yanısıra Türk milleti ve vatanı uğruna hayatlarını feda eden tüm şehitlerimizi bir kez daha rahmet, minnet ve şükranla anıyor, aziz hatıralarının önünde saygıyla eğiliyorum Ruhları şad olsun!'' TÜRK DENİZ ŞEHİTLİĞİ 1993 yılında açılan şehitlikte, Osmanlı Sultanı Abdülmecid tarafından 5 Ağustos 1850 tarihinde seyir ve topçuluk eğitimi almak üzere İngiltere'nin Portsmouth ve Gosport limanlarına gönderilen Mirat-ı Zafer ve Sırağ-ı Bahri gemilerindeki denizcilerden, burada kaldıkları 6,5 aylık süre içerisinde kolera salgını ve diğer sağlık sorunları nedeniyle yaşamını yitirenlerin mezarları bulunuyor.

16/29
Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde anma töreni

Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde anma töreni Londra Çanakkale anma platformu ve Londra Büyükelçiliği ile Londra’da ve cevresindeki sivil toplum kuruluslarinin katılımıyla 18 Mart Çanakkale deniz Zaferi Şehitler Günü töreni Cumartesi günü saat 13.00’de Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde yapıldı. Portsmouth’da bulunan Royal Naval Cemetery içinde yer alan ‘40 Clayhall Rd Gosport, Hampshire PO12 2AZ’ adresinde düzenlenen törende Çanakkale Savaşı’nın Türkiye ve dünya tarihi için önemli sonuçlar doğurduğu ve 102.yılında dahada büyük anlam taşıdığı vurgulandı. Törende Türkiye’nin Londra Büyükelçiliği, İngiltere Türk Dernekleri ve pek çok vatandaş bulundu. Büyükelçi Abdurrahman Bilgic'in 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü vesilesiyle, Portsmouth Türk Deniz Şehitliği'nde yaptığı konuşmanin tam metni: ''Madame Mayor, Distinguished Members of the Turkish Community,Ladies, Gentlemen and Dear Kids, Today we are gathered here at the Clayhall Royal Naval Cemetery to commemorate the Çanakkale Naval Battles after 102 years. Despite heavy losses, victory against Allied forces in Çanakkale and Gallipoli paved the way for our war of liberation, and the establishment of our Republic. That’s why every year we commemorate the 18th of March as “Martyrs Day” in Turkey and abroad. These Battles which are called as “the last Gentlemen’s War of the 20th century”, have an exceptional place in the history for the nations involved. The Battles showed how shared sufferings can transform hostilities into lasting peace and friendship. Mayor Hook, Today, at his ceremony, we will pay tribute to all of our martyrs laying here at Clayhall Royal Naval Cemetery. Here rest 26 of our Naval officers who came to Britain as a part of bilateral naval education programme during Sultan Abdülmecid’s reign, and lost their lives in the UK in the 19th century. Let me thank you for your participation today and for looking after our martyrs in Gosport. With your permission, I will continue my speech in Turkish. Türk toplumunun kıymetli üyeleri, Hanımefendiler, Beyefendiler ve Sevgili çocuklar, Bugün Çanakkale Deniz Zaferi’nin 102. Yıldönümünü ve Şehitler günü vesilesiyle Sultan Abdülmecid döneminde bahriye eğitimi için geldikleri Birleşik Krallık’ta hayatlarını kaybederek dost ve Müttefik bir ülkenin topraklarında ebedi istirahatlarını çekilmiş 26 bahriyelimizin kabri başında toplanmış bulunuyoruz. İki yıl önce, 100. Sene-i devriyesini idrak ettiğimiz Çanakkale Savaşları, ulusumuzun birlik ve beraberlik ruhu içerisinde canını hiçe sayarak giriştiği var olma mücadele neticesinde tarihe altın harflerle kazınan bir kahramanlık destanıdır. Birinci Dünya Savaşı'nın en kritik aşamalarından birini teşkil eden Çanakkale Savaşları, siyasî ve askerî sonuçlarıyla, sadece Türk Milleti’nin kaderi ve tarihine değil, dünya siyasi tarihinin gidişatına yön vermiş bir konumdadır. 18 Mart 1915 tarihinde kazanılan Deniz Zaferi, Çanakkale'yi denizden geçmeyi tasarlayanları düşkırıklığına uğratırken, askerlerimize büyük güç ve moral vermiş ve direniş gücünü artırmıştır. Türk askerinin elindeki kısıtlı olanaklara karşın, dünyanın büyük güçlerini denizde yenilgiye uğratması, 25 Nisan 1915 tarihinde başlayan kara savaşlarında da zafere ulaşılmasının yolunu açmıştır. Çanakkale, çelik ve barutun, teknoloji ve kemiyetin; vatan sevgisi, azim ve kararlılık karşısında kifayetsiz kalışının unutulmaz bir örneğidir. Tarihte eşine çok az rastlanan bu büyük destan, vatanın ve milletin bekası için gözlerini kırpmadan canlarını feda etmeyi göze alan yüzbinlerce kahramanın eseridir. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün, “Çanakkale Zaferi, Türk askerinin ruh kudretini gösteren şayanı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur” sözlerinde ifadesini bulan bu mücadele, aynı zamanda Mehmetçiğin vatan ve millet sevgisinin de ölümsüz bir anıtıdır. Çanakkale ruhu, Anadolu’nun dört bir yanındaki vatan evlatlarını tek bir hedef ve ülkü uğrunda birleştirmekle kalmamış; bugün gönül coğrafyamız olarak nitelendirdiğimiz topraklardan birçok Filistinliyi, Sudanlıyı, Balkan Türkünü, Yemenliyi, Bosnalıyı, Gürcüyü, Musulluyu, Çerkesi, Tunusluyu bu destanın kahramanları haline getirmiştir. Anadolu’dan Ortadoğu’ya, Balkanlardan Kuzey Afrika’ya kadar yöresi, kökeni, rengi ve mezhebi ne olursa olsun Mehmetçikler, bu aziz topraklarda gönüllerini buluşturmuş; Milli Şairimiz Mehmet Akif’in “Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın, “Gömelim gel seni tarihe” desem, sığmazsın” dizelerinde belirttiği gibi tarihe sığamayacak büyüklükte bir olgunun hayat bulmasına vesile olmuşlardır. Çanakkale’de Türk Milleti’nin bağımsızlığı uğruna sergilediği bu çelikleşmiş duruş, sadece zaferi beraberinde getirmemiş; bunun yanısıra, Cumhuriyetimizin kuruluşunun önünü açan Kurtuluş Savaşımızın için gerekli olacak milli birlik, azim, kararlılık ve mücadeleci ateşinin harmanlanmasına imkân tanımıştır. Aynı ruh ve azim, uzun süren mücadeleler ve savaşlar sonrasında yıkılmış ve yorgun düşmüş vatanımızın, Cumhuriyetimiz eliyle imar edilerek ayağa kaldırılmasına öncülük eden kadrolara rehberlik etmiştir. Bu süreçte milletimiz, şehitlerini hiçbir zaman unutmamış; ama kendi evlatlarına karşı gösterdiği bu vefa, savaştığı hasımlarına karşı hafızasında kin ve nefrete sebep olmamış; bilakis, onları da kucaklayan bir dostluk ve barış ortamı oluşturmuştur. Bu vefa, 100 yılı aşkın bir süre sonra bile bugün Çanakkale’yi, barışın önemini ve değerini tüm insanlığa öğreten, farklı uluslardan insanların bir arada yattığı bir insanlık mirası haline getirmiştir. Değerli Katılımcılar, Hanımefendiler, Beyefendiler, Türk Milletinin bağımsızlık şiarı, demokrasi aşkı, vatan savunmasındaki kararlılık ve azminden bi-haber gafillerin, 15 Temmuz gecesi ülkemizin demokrasisine ve gelecek kuşaklarımızın yarınlarına yönelik giriştikleri hain saldırının ertesindeki ilk 18 Mart’ı idrak ediyor olmamız, bugünü daha da anlamlı kılmaktadır. Bu hain darbe girişimi sırasında gözü dönmüş caniler Türk Milletinin alın teriyle alınmış olan silahları Millete doğrultmuş, kirli emelleri uğruna yüreklerindeki inanç dışında hiçbir silahı olmayan masum insanları katletmekten geri durmamışlardır. Yüzyıllardır vatan savunması destanı yazmış olan bu aziz Millet, 15 Temmuz akşamı da seçilmiş Cumhurbaşkanına, Hükümetine, Meclisine, demokrasisine ve geleceğine canı pahasına sahip çıkmış, Millet iradesine saldıran tanklara göğsünü siper etmiştir. Hainlerin bu alçak girişimi sırasında 248 vatandaşımız şahadet mertebesine erişmiş; 2.193 vatandaşımız da yaralanmıştır. Bu darbe girişimi karşısında en ufak tereddüte kapılmadan ülkemizin geleceği için canını vermiş 15 Temmuz şehitlerimiz ile ülkemizin terör belasıyla uğraşmaya başladığı günlerden bugüne değin terör örgütlerine karşı amansız mücadelemizde şahadet mertebesine ulaşmış tüm şehitlerimizi bu vesileyle bir kez daha yad etmek istiyorum. Saygıdeğer Katılımcılar, Türk Toplumunun Kıymetli Temsilcileri, Bu vatanın evlatları, Çanakkale’de, Gelibolu’da, Balkanlarda, Mısır’da, Japonya’da, Kore’de, Kıbrıs’ta, Afganistan’da ve adını sayamadığımız farklı coğrafyalarda şehit düşmüş; şahadete ulaştığı her toprak parçasında da bir insanlık dersi, fedakârlık örneği ve kahramanlık destanı bırakmıştır. Ülkemizi temsil etmenin verdiği onurla görevlerini icra ederken hain terör saldırılarında şehit edilen diplomatlarımızı da bu vesileyle anmak isterim. Bugün bizlere düşen, aziz şehitlerimizin uğrunda canlarını feda ettikleri idealleri yaşatmaktır. Çanakkale Zaferi inanç, azim, fedakarlık ve ümit duygularıyla kazanılmıştır. Hepimiz için birleştirici ve ortak bir değer olan Çanakkale ruhu, bir toplumun dayanışmayla kazanabileceklerini, üstesinden gelebileceği zorlukları göstermektedir. Evlatlarımıza ve gelecek nesillerimize bu düşünceleri aşılayabilmek, şehitlerimizin hatırasına gösterebileceğimiz en büyük saygı olacaktır. Bu vesileyle, başta Ebedi Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk ve onun silah arkadaşları olmak üzere, burada yatan şehitlerimizin yanısıra Türk milleti ve vatanı uğruna hayatlarını feda eden tüm şehitlerimizi bir kez daha rahmet, minnet ve şükranla anıyor, aziz hatıralarının önünde saygıyla eğiliyorum Ruhları şad olsun!'' TÜRK DENİZ ŞEHİTLİĞİ 1993 yılında açılan şehitlikte, Osmanlı Sultanı Abdülmecid tarafından 5 Ağustos 1850 tarihinde seyir ve topçuluk eğitimi almak üzere İngiltere'nin Portsmouth ve Gosport limanlarına gönderilen Mirat-ı Zafer ve Sırağ-ı Bahri gemilerindeki denizcilerden, burada kaldıkları 6,5 aylık süre içerisinde kolera salgını ve diğer sağlık sorunları nedeniyle yaşamını yitirenlerin mezarları bulunuyor.

17/29
Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde anma töreni

Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde anma töreni Londra Çanakkale anma platformu ve Londra Büyükelçiliği ile Londra’da ve cevresindeki sivil toplum kuruluslarinin katılımıyla 18 Mart Çanakkale deniz Zaferi Şehitler Günü töreni Cumartesi günü saat 13.00’de Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde yapıldı. Portsmouth’da bulunan Royal Naval Cemetery içinde yer alan ‘40 Clayhall Rd Gosport, Hampshire PO12 2AZ’ adresinde düzenlenen törende Çanakkale Savaşı’nın Türkiye ve dünya tarihi için önemli sonuçlar doğurduğu ve 102.yılında dahada büyük anlam taşıdığı vurgulandı. Törende Türkiye’nin Londra Büyükelçiliği, İngiltere Türk Dernekleri ve pek çok vatandaş bulundu. Büyükelçi Abdurrahman Bilgic'in 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü vesilesiyle, Portsmouth Türk Deniz Şehitliği'nde yaptığı konuşmanin tam metni: ''Madame Mayor, Distinguished Members of the Turkish Community,Ladies, Gentlemen and Dear Kids, Today we are gathered here at the Clayhall Royal Naval Cemetery to commemorate the Çanakkale Naval Battles after 102 years. Despite heavy losses, victory against Allied forces in Çanakkale and Gallipoli paved the way for our war of liberation, and the establishment of our Republic. That’s why every year we commemorate the 18th of March as “Martyrs Day” in Turkey and abroad. These Battles which are called as “the last Gentlemen’s War of the 20th century”, have an exceptional place in the history for the nations involved. The Battles showed how shared sufferings can transform hostilities into lasting peace and friendship. Mayor Hook, Today, at his ceremony, we will pay tribute to all of our martyrs laying here at Clayhall Royal Naval Cemetery. Here rest 26 of our Naval officers who came to Britain as a part of bilateral naval education programme during Sultan Abdülmecid’s reign, and lost their lives in the UK in the 19th century. Let me thank you for your participation today and for looking after our martyrs in Gosport. With your permission, I will continue my speech in Turkish. Türk toplumunun kıymetli üyeleri, Hanımefendiler, Beyefendiler ve Sevgili çocuklar, Bugün Çanakkale Deniz Zaferi’nin 102. Yıldönümünü ve Şehitler günü vesilesiyle Sultan Abdülmecid döneminde bahriye eğitimi için geldikleri Birleşik Krallık’ta hayatlarını kaybederek dost ve Müttefik bir ülkenin topraklarında ebedi istirahatlarını çekilmiş 26 bahriyelimizin kabri başında toplanmış bulunuyoruz. İki yıl önce, 100. Sene-i devriyesini idrak ettiğimiz Çanakkale Savaşları, ulusumuzun birlik ve beraberlik ruhu içerisinde canını hiçe sayarak giriştiği var olma mücadele neticesinde tarihe altın harflerle kazınan bir kahramanlık destanıdır. Birinci Dünya Savaşı'nın en kritik aşamalarından birini teşkil eden Çanakkale Savaşları, siyasî ve askerî sonuçlarıyla, sadece Türk Milleti’nin kaderi ve tarihine değil, dünya siyasi tarihinin gidişatına yön vermiş bir konumdadır. 18 Mart 1915 tarihinde kazanılan Deniz Zaferi, Çanakkale'yi denizden geçmeyi tasarlayanları düşkırıklığına uğratırken, askerlerimize büyük güç ve moral vermiş ve direniş gücünü artırmıştır. Türk askerinin elindeki kısıtlı olanaklara karşın, dünyanın büyük güçlerini denizde yenilgiye uğratması, 25 Nisan 1915 tarihinde başlayan kara savaşlarında da zafere ulaşılmasının yolunu açmıştır. Çanakkale, çelik ve barutun, teknoloji ve kemiyetin; vatan sevgisi, azim ve kararlılık karşısında kifayetsiz kalışının unutulmaz bir örneğidir. Tarihte eşine çok az rastlanan bu büyük destan, vatanın ve milletin bekası için gözlerini kırpmadan canlarını feda etmeyi göze alan yüzbinlerce kahramanın eseridir. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün, “Çanakkale Zaferi, Türk askerinin ruh kudretini gösteren şayanı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur” sözlerinde ifadesini bulan bu mücadele, aynı zamanda Mehmetçiğin vatan ve millet sevgisinin de ölümsüz bir anıtıdır. Çanakkale ruhu, Anadolu’nun dört bir yanındaki vatan evlatlarını tek bir hedef ve ülkü uğrunda birleştirmekle kalmamış; bugün gönül coğrafyamız olarak nitelendirdiğimiz topraklardan birçok Filistinliyi, Sudanlıyı, Balkan Türkünü, Yemenliyi, Bosnalıyı, Gürcüyü, Musulluyu, Çerkesi, Tunusluyu bu destanın kahramanları haline getirmiştir. Anadolu’dan Ortadoğu’ya, Balkanlardan Kuzey Afrika’ya kadar yöresi, kökeni, rengi ve mezhebi ne olursa olsun Mehmetçikler, bu aziz topraklarda gönüllerini buluşturmuş; Milli Şairimiz Mehmet Akif’in “Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın, “Gömelim gel seni tarihe” desem, sığmazsın” dizelerinde belirttiği gibi tarihe sığamayacak büyüklükte bir olgunun hayat bulmasına vesile olmuşlardır. Çanakkale’de Türk Milleti’nin bağımsızlığı uğruna sergilediği bu çelikleşmiş duruş, sadece zaferi beraberinde getirmemiş; bunun yanısıra, Cumhuriyetimizin kuruluşunun önünü açan Kurtuluş Savaşımızın için gerekli olacak milli birlik, azim, kararlılık ve mücadeleci ateşinin harmanlanmasına imkân tanımıştır. Aynı ruh ve azim, uzun süren mücadeleler ve savaşlar sonrasında yıkılmış ve yorgun düşmüş vatanımızın, Cumhuriyetimiz eliyle imar edilerek ayağa kaldırılmasına öncülük eden kadrolara rehberlik etmiştir. Bu süreçte milletimiz, şehitlerini hiçbir zaman unutmamış; ama kendi evlatlarına karşı gösterdiği bu vefa, savaştığı hasımlarına karşı hafızasında kin ve nefrete sebep olmamış; bilakis, onları da kucaklayan bir dostluk ve barış ortamı oluşturmuştur. Bu vefa, 100 yılı aşkın bir süre sonra bile bugün Çanakkale’yi, barışın önemini ve değerini tüm insanlığa öğreten, farklı uluslardan insanların bir arada yattığı bir insanlık mirası haline getirmiştir. Değerli Katılımcılar, Hanımefendiler, Beyefendiler, Türk Milletinin bağımsızlık şiarı, demokrasi aşkı, vatan savunmasındaki kararlılık ve azminden bi-haber gafillerin, 15 Temmuz gecesi ülkemizin demokrasisine ve gelecek kuşaklarımızın yarınlarına yönelik giriştikleri hain saldırının ertesindeki ilk 18 Mart’ı idrak ediyor olmamız, bugünü daha da anlamlı kılmaktadır. Bu hain darbe girişimi sırasında gözü dönmüş caniler Türk Milletinin alın teriyle alınmış olan silahları Millete doğrultmuş, kirli emelleri uğruna yüreklerindeki inanç dışında hiçbir silahı olmayan masum insanları katletmekten geri durmamışlardır. Yüzyıllardır vatan savunması destanı yazmış olan bu aziz Millet, 15 Temmuz akşamı da seçilmiş Cumhurbaşkanına, Hükümetine, Meclisine, demokrasisine ve geleceğine canı pahasına sahip çıkmış, Millet iradesine saldıran tanklara göğsünü siper etmiştir. Hainlerin bu alçak girişimi sırasında 248 vatandaşımız şahadet mertebesine erişmiş; 2.193 vatandaşımız da yaralanmıştır. Bu darbe girişimi karşısında en ufak tereddüte kapılmadan ülkemizin geleceği için canını vermiş 15 Temmuz şehitlerimiz ile ülkemizin terör belasıyla uğraşmaya başladığı günlerden bugüne değin terör örgütlerine karşı amansız mücadelemizde şahadet mertebesine ulaşmış tüm şehitlerimizi bu vesileyle bir kez daha yad etmek istiyorum. Saygıdeğer Katılımcılar, Türk Toplumunun Kıymetli Temsilcileri, Bu vatanın evlatları, Çanakkale’de, Gelibolu’da, Balkanlarda, Mısır’da, Japonya’da, Kore’de, Kıbrıs’ta, Afganistan’da ve adını sayamadığımız farklı coğrafyalarda şehit düşmüş; şahadete ulaştığı her toprak parçasında da bir insanlık dersi, fedakârlık örneği ve kahramanlık destanı bırakmıştır. Ülkemizi temsil etmenin verdiği onurla görevlerini icra ederken hain terör saldırılarında şehit edilen diplomatlarımızı da bu vesileyle anmak isterim. Bugün bizlere düşen, aziz şehitlerimizin uğrunda canlarını feda ettikleri idealleri yaşatmaktır. Çanakkale Zaferi inanç, azim, fedakarlık ve ümit duygularıyla kazanılmıştır. Hepimiz için birleştirici ve ortak bir değer olan Çanakkale ruhu, bir toplumun dayanışmayla kazanabileceklerini, üstesinden gelebileceği zorlukları göstermektedir. Evlatlarımıza ve gelecek nesillerimize bu düşünceleri aşılayabilmek, şehitlerimizin hatırasına gösterebileceğimiz en büyük saygı olacaktır. Bu vesileyle, başta Ebedi Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk ve onun silah arkadaşları olmak üzere, burada yatan şehitlerimizin yanısıra Türk milleti ve vatanı uğruna hayatlarını feda eden tüm şehitlerimizi bir kez daha rahmet, minnet ve şükranla anıyor, aziz hatıralarının önünde saygıyla eğiliyorum Ruhları şad olsun!'' TÜRK DENİZ ŞEHİTLİĞİ 1993 yılında açılan şehitlikte, Osmanlı Sultanı Abdülmecid tarafından 5 Ağustos 1850 tarihinde seyir ve topçuluk eğitimi almak üzere İngiltere'nin Portsmouth ve Gosport limanlarına gönderilen Mirat-ı Zafer ve Sırağ-ı Bahri gemilerindeki denizcilerden, burada kaldıkları 6,5 aylık süre içerisinde kolera salgını ve diğer sağlık sorunları nedeniyle yaşamını yitirenlerin mezarları bulunuyor.

18/29
Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde anma töreni

Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde anma töreni Londra Çanakkale anma platformu ve Londra Büyükelçiliği ile Londra’da ve cevresindeki sivil toplum kuruluslarinin katılımıyla 18 Mart Çanakkale deniz Zaferi Şehitler Günü töreni Cumartesi günü saat 13.00’de Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde yapıldı. Portsmouth’da bulunan Royal Naval Cemetery içinde yer alan ‘40 Clayhall Rd Gosport, Hampshire PO12 2AZ’ adresinde düzenlenen törende Çanakkale Savaşı’nın Türkiye ve dünya tarihi için önemli sonuçlar doğurduğu ve 102.yılında dahada büyük anlam taşıdığı vurgulandı. Törende Türkiye’nin Londra Büyükelçiliği, İngiltere Türk Dernekleri ve pek çok vatandaş bulundu. Büyükelçi Abdurrahman Bilgic'in 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü vesilesiyle, Portsmouth Türk Deniz Şehitliği'nde yaptığı konuşmanin tam metni: ''Madame Mayor, Distinguished Members of the Turkish Community,Ladies, Gentlemen and Dear Kids, Today we are gathered here at the Clayhall Royal Naval Cemetery to commemorate the Çanakkale Naval Battles after 102 years. Despite heavy losses, victory against Allied forces in Çanakkale and Gallipoli paved the way for our war of liberation, and the establishment of our Republic. That’s why every year we commemorate the 18th of March as “Martyrs Day” in Turkey and abroad. These Battles which are called as “the last Gentlemen’s War of the 20th century”, have an exceptional place in the history for the nations involved. The Battles showed how shared sufferings can transform hostilities into lasting peace and friendship. Mayor Hook, Today, at his ceremony, we will pay tribute to all of our martyrs laying here at Clayhall Royal Naval Cemetery. Here rest 26 of our Naval officers who came to Britain as a part of bilateral naval education programme during Sultan Abdülmecid’s reign, and lost their lives in the UK in the 19th century. Let me thank you for your participation today and for looking after our martyrs in Gosport. With your permission, I will continue my speech in Turkish. Türk toplumunun kıymetli üyeleri, Hanımefendiler, Beyefendiler ve Sevgili çocuklar, Bugün Çanakkale Deniz Zaferi’nin 102. Yıldönümünü ve Şehitler günü vesilesiyle Sultan Abdülmecid döneminde bahriye eğitimi için geldikleri Birleşik Krallık’ta hayatlarını kaybederek dost ve Müttefik bir ülkenin topraklarında ebedi istirahatlarını çekilmiş 26 bahriyelimizin kabri başında toplanmış bulunuyoruz. İki yıl önce, 100. Sene-i devriyesini idrak ettiğimiz Çanakkale Savaşları, ulusumuzun birlik ve beraberlik ruhu içerisinde canını hiçe sayarak giriştiği var olma mücadele neticesinde tarihe altın harflerle kazınan bir kahramanlık destanıdır. Birinci Dünya Savaşı'nın en kritik aşamalarından birini teşkil eden Çanakkale Savaşları, siyasî ve askerî sonuçlarıyla, sadece Türk Milleti’nin kaderi ve tarihine değil, dünya siyasi tarihinin gidişatına yön vermiş bir konumdadır. 18 Mart 1915 tarihinde kazanılan Deniz Zaferi, Çanakkale'yi denizden geçmeyi tasarlayanları düşkırıklığına uğratırken, askerlerimize büyük güç ve moral vermiş ve direniş gücünü artırmıştır. Türk askerinin elindeki kısıtlı olanaklara karşın, dünyanın büyük güçlerini denizde yenilgiye uğratması, 25 Nisan 1915 tarihinde başlayan kara savaşlarında da zafere ulaşılmasının yolunu açmıştır. Çanakkale, çelik ve barutun, teknoloji ve kemiyetin; vatan sevgisi, azim ve kararlılık karşısında kifayetsiz kalışının unutulmaz bir örneğidir. Tarihte eşine çok az rastlanan bu büyük destan, vatanın ve milletin bekası için gözlerini kırpmadan canlarını feda etmeyi göze alan yüzbinlerce kahramanın eseridir. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün, “Çanakkale Zaferi, Türk askerinin ruh kudretini gösteren şayanı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur” sözlerinde ifadesini bulan bu mücadele, aynı zamanda Mehmetçiğin vatan ve millet sevgisinin de ölümsüz bir anıtıdır. Çanakkale ruhu, Anadolu’nun dört bir yanındaki vatan evlatlarını tek bir hedef ve ülkü uğrunda birleştirmekle kalmamış; bugün gönül coğrafyamız olarak nitelendirdiğimiz topraklardan birçok Filistinliyi, Sudanlıyı, Balkan Türkünü, Yemenliyi, Bosnalıyı, Gürcüyü, Musulluyu, Çerkesi, Tunusluyu bu destanın kahramanları haline getirmiştir. Anadolu’dan Ortadoğu’ya, Balkanlardan Kuzey Afrika’ya kadar yöresi, kökeni, rengi ve mezhebi ne olursa olsun Mehmetçikler, bu aziz topraklarda gönüllerini buluşturmuş; Milli Şairimiz Mehmet Akif’in “Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın, “Gömelim gel seni tarihe” desem, sığmazsın” dizelerinde belirttiği gibi tarihe sığamayacak büyüklükte bir olgunun hayat bulmasına vesile olmuşlardır. Çanakkale’de Türk Milleti’nin bağımsızlığı uğruna sergilediği bu çelikleşmiş duruş, sadece zaferi beraberinde getirmemiş; bunun yanısıra, Cumhuriyetimizin kuruluşunun önünü açan Kurtuluş Savaşımızın için gerekli olacak milli birlik, azim, kararlılık ve mücadeleci ateşinin harmanlanmasına imkân tanımıştır. Aynı ruh ve azim, uzun süren mücadeleler ve savaşlar sonrasında yıkılmış ve yorgun düşmüş vatanımızın, Cumhuriyetimiz eliyle imar edilerek ayağa kaldırılmasına öncülük eden kadrolara rehberlik etmiştir. Bu süreçte milletimiz, şehitlerini hiçbir zaman unutmamış; ama kendi evlatlarına karşı gösterdiği bu vefa, savaştığı hasımlarına karşı hafızasında kin ve nefrete sebep olmamış; bilakis, onları da kucaklayan bir dostluk ve barış ortamı oluşturmuştur. Bu vefa, 100 yılı aşkın bir süre sonra bile bugün Çanakkale’yi, barışın önemini ve değerini tüm insanlığa öğreten, farklı uluslardan insanların bir arada yattığı bir insanlık mirası haline getirmiştir. Değerli Katılımcılar, Hanımefendiler, Beyefendiler, Türk Milletinin bağımsızlık şiarı, demokrasi aşkı, vatan savunmasındaki kararlılık ve azminden bi-haber gafillerin, 15 Temmuz gecesi ülkemizin demokrasisine ve gelecek kuşaklarımızın yarınlarına yönelik giriştikleri hain saldırının ertesindeki ilk 18 Mart’ı idrak ediyor olmamız, bugünü daha da anlamlı kılmaktadır. Bu hain darbe girişimi sırasında gözü dönmüş caniler Türk Milletinin alın teriyle alınmış olan silahları Millete doğrultmuş, kirli emelleri uğruna yüreklerindeki inanç dışında hiçbir silahı olmayan masum insanları katletmekten geri durmamışlardır. Yüzyıllardır vatan savunması destanı yazmış olan bu aziz Millet, 15 Temmuz akşamı da seçilmiş Cumhurbaşkanına, Hükümetine, Meclisine, demokrasisine ve geleceğine canı pahasına sahip çıkmış, Millet iradesine saldıran tanklara göğsünü siper etmiştir. Hainlerin bu alçak girişimi sırasında 248 vatandaşımız şahadet mertebesine erişmiş; 2.193 vatandaşımız da yaralanmıştır. Bu darbe girişimi karşısında en ufak tereddüte kapılmadan ülkemizin geleceği için canını vermiş 15 Temmuz şehitlerimiz ile ülkemizin terör belasıyla uğraşmaya başladığı günlerden bugüne değin terör örgütlerine karşı amansız mücadelemizde şahadet mertebesine ulaşmış tüm şehitlerimizi bu vesileyle bir kez daha yad etmek istiyorum. Saygıdeğer Katılımcılar, Türk Toplumunun Kıymetli Temsilcileri, Bu vatanın evlatları, Çanakkale’de, Gelibolu’da, Balkanlarda, Mısır’da, Japonya’da, Kore’de, Kıbrıs’ta, Afganistan’da ve adını sayamadığımız farklı coğrafyalarda şehit düşmüş; şahadete ulaştığı her toprak parçasında da bir insanlık dersi, fedakârlık örneği ve kahramanlık destanı bırakmıştır. Ülkemizi temsil etmenin verdiği onurla görevlerini icra ederken hain terör saldırılarında şehit edilen diplomatlarımızı da bu vesileyle anmak isterim. Bugün bizlere düşen, aziz şehitlerimizin uğrunda canlarını feda ettikleri idealleri yaşatmaktır. Çanakkale Zaferi inanç, azim, fedakarlık ve ümit duygularıyla kazanılmıştır. Hepimiz için birleştirici ve ortak bir değer olan Çanakkale ruhu, bir toplumun dayanışmayla kazanabileceklerini, üstesinden gelebileceği zorlukları göstermektedir. Evlatlarımıza ve gelecek nesillerimize bu düşünceleri aşılayabilmek, şehitlerimizin hatırasına gösterebileceğimiz en büyük saygı olacaktır. Bu vesileyle, başta Ebedi Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk ve onun silah arkadaşları olmak üzere, burada yatan şehitlerimizin yanısıra Türk milleti ve vatanı uğruna hayatlarını feda eden tüm şehitlerimizi bir kez daha rahmet, minnet ve şükranla anıyor, aziz hatıralarının önünde saygıyla eğiliyorum Ruhları şad olsun!'' TÜRK DENİZ ŞEHİTLİĞİ 1993 yılında açılan şehitlikte, Osmanlı Sultanı Abdülmecid tarafından 5 Ağustos 1850 tarihinde seyir ve topçuluk eğitimi almak üzere İngiltere'nin Portsmouth ve Gosport limanlarına gönderilen Mirat-ı Zafer ve Sırağ-ı Bahri gemilerindeki denizcilerden, burada kaldıkları 6,5 aylık süre içerisinde kolera salgını ve diğer sağlık sorunları nedeniyle yaşamını yitirenlerin mezarları bulunuyor.

19/29
Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde anma töreni

Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde anma töreni Londra Çanakkale anma platformu ve Londra Büyükelçiliği ile Londra’da ve cevresindeki sivil toplum kuruluslarinin katılımıyla 18 Mart Çanakkale deniz Zaferi Şehitler Günü töreni Cumartesi günü saat 13.00’de Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde yapıldı. Portsmouth’da bulunan Royal Naval Cemetery içinde yer alan ‘40 Clayhall Rd Gosport, Hampshire PO12 2AZ’ adresinde düzenlenen törende Çanakkale Savaşı’nın Türkiye ve dünya tarihi için önemli sonuçlar doğurduğu ve 102.yılında dahada büyük anlam taşıdığı vurgulandı. Törende Türkiye’nin Londra Büyükelçiliği, İngiltere Türk Dernekleri ve pek çok vatandaş bulundu. Büyükelçi Abdurrahman Bilgic'in 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü vesilesiyle, Portsmouth Türk Deniz Şehitliği'nde yaptığı konuşmanin tam metni: ''Madame Mayor, Distinguished Members of the Turkish Community,Ladies, Gentlemen and Dear Kids, Today we are gathered here at the Clayhall Royal Naval Cemetery to commemorate the Çanakkale Naval Battles after 102 years. Despite heavy losses, victory against Allied forces in Çanakkale and Gallipoli paved the way for our war of liberation, and the establishment of our Republic. That’s why every year we commemorate the 18th of March as “Martyrs Day” in Turkey and abroad. These Battles which are called as “the last Gentlemen’s War of the 20th century”, have an exceptional place in the history for the nations involved. The Battles showed how shared sufferings can transform hostilities into lasting peace and friendship. Mayor Hook, Today, at his ceremony, we will pay tribute to all of our martyrs laying here at Clayhall Royal Naval Cemetery. Here rest 26 of our Naval officers who came to Britain as a part of bilateral naval education programme during Sultan Abdülmecid’s reign, and lost their lives in the UK in the 19th century. Let me thank you for your participation today and for looking after our martyrs in Gosport. With your permission, I will continue my speech in Turkish. Türk toplumunun kıymetli üyeleri, Hanımefendiler, Beyefendiler ve Sevgili çocuklar, Bugün Çanakkale Deniz Zaferi’nin 102. Yıldönümünü ve Şehitler günü vesilesiyle Sultan Abdülmecid döneminde bahriye eğitimi için geldikleri Birleşik Krallık’ta hayatlarını kaybederek dost ve Müttefik bir ülkenin topraklarında ebedi istirahatlarını çekilmiş 26 bahriyelimizin kabri başında toplanmış bulunuyoruz. İki yıl önce, 100. Sene-i devriyesini idrak ettiğimiz Çanakkale Savaşları, ulusumuzun birlik ve beraberlik ruhu içerisinde canını hiçe sayarak giriştiği var olma mücadele neticesinde tarihe altın harflerle kazınan bir kahramanlık destanıdır. Birinci Dünya Savaşı'nın en kritik aşamalarından birini teşkil eden Çanakkale Savaşları, siyasî ve askerî sonuçlarıyla, sadece Türk Milleti’nin kaderi ve tarihine değil, dünya siyasi tarihinin gidişatına yön vermiş bir konumdadır. 18 Mart 1915 tarihinde kazanılan Deniz Zaferi, Çanakkale'yi denizden geçmeyi tasarlayanları düşkırıklığına uğratırken, askerlerimize büyük güç ve moral vermiş ve direniş gücünü artırmıştır. Türk askerinin elindeki kısıtlı olanaklara karşın, dünyanın büyük güçlerini denizde yenilgiye uğratması, 25 Nisan 1915 tarihinde başlayan kara savaşlarında da zafere ulaşılmasının yolunu açmıştır. Çanakkale, çelik ve barutun, teknoloji ve kemiyetin; vatan sevgisi, azim ve kararlılık karşısında kifayetsiz kalışının unutulmaz bir örneğidir. Tarihte eşine çok az rastlanan bu büyük destan, vatanın ve milletin bekası için gözlerini kırpmadan canlarını feda etmeyi göze alan yüzbinlerce kahramanın eseridir. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün, “Çanakkale Zaferi, Türk askerinin ruh kudretini gösteren şayanı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur” sözlerinde ifadesini bulan bu mücadele, aynı zamanda Mehmetçiğin vatan ve millet sevgisinin de ölümsüz bir anıtıdır. Çanakkale ruhu, Anadolu’nun dört bir yanındaki vatan evlatlarını tek bir hedef ve ülkü uğrunda birleştirmekle kalmamış; bugün gönül coğrafyamız olarak nitelendirdiğimiz topraklardan birçok Filistinliyi, Sudanlıyı, Balkan Türkünü, Yemenliyi, Bosnalıyı, Gürcüyü, Musulluyu, Çerkesi, Tunusluyu bu destanın kahramanları haline getirmiştir. Anadolu’dan Ortadoğu’ya, Balkanlardan Kuzey Afrika’ya kadar yöresi, kökeni, rengi ve mezhebi ne olursa olsun Mehmetçikler, bu aziz topraklarda gönüllerini buluşturmuş; Milli Şairimiz Mehmet Akif’in “Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın, “Gömelim gel seni tarihe” desem, sığmazsın” dizelerinde belirttiği gibi tarihe sığamayacak büyüklükte bir olgunun hayat bulmasına vesile olmuşlardır. Çanakkale’de Türk Milleti’nin bağımsızlığı uğruna sergilediği bu çelikleşmiş duruş, sadece zaferi beraberinde getirmemiş; bunun yanısıra, Cumhuriyetimizin kuruluşunun önünü açan Kurtuluş Savaşımızın için gerekli olacak milli birlik, azim, kararlılık ve mücadeleci ateşinin harmanlanmasına imkân tanımıştır. Aynı ruh ve azim, uzun süren mücadeleler ve savaşlar sonrasında yıkılmış ve yorgun düşmüş vatanımızın, Cumhuriyetimiz eliyle imar edilerek ayağa kaldırılmasına öncülük eden kadrolara rehberlik etmiştir. Bu süreçte milletimiz, şehitlerini hiçbir zaman unutmamış; ama kendi evlatlarına karşı gösterdiği bu vefa, savaştığı hasımlarına karşı hafızasında kin ve nefrete sebep olmamış; bilakis, onları da kucaklayan bir dostluk ve barış ortamı oluşturmuştur. Bu vefa, 100 yılı aşkın bir süre sonra bile bugün Çanakkale’yi, barışın önemini ve değerini tüm insanlığa öğreten, farklı uluslardan insanların bir arada yattığı bir insanlık mirası haline getirmiştir. Değerli Katılımcılar, Hanımefendiler, Beyefendiler, Türk Milletinin bağımsızlık şiarı, demokrasi aşkı, vatan savunmasındaki kararlılık ve azminden bi-haber gafillerin, 15 Temmuz gecesi ülkemizin demokrasisine ve gelecek kuşaklarımızın yarınlarına yönelik giriştikleri hain saldırının ertesindeki ilk 18 Mart’ı idrak ediyor olmamız, bugünü daha da anlamlı kılmaktadır. Bu hain darbe girişimi sırasında gözü dönmüş caniler Türk Milletinin alın teriyle alınmış olan silahları Millete doğrultmuş, kirli emelleri uğruna yüreklerindeki inanç dışında hiçbir silahı olmayan masum insanları katletmekten geri durmamışlardır. Yüzyıllardır vatan savunması destanı yazmış olan bu aziz Millet, 15 Temmuz akşamı da seçilmiş Cumhurbaşkanına, Hükümetine, Meclisine, demokrasisine ve geleceğine canı pahasına sahip çıkmış, Millet iradesine saldıran tanklara göğsünü siper etmiştir. Hainlerin bu alçak girişimi sırasında 248 vatandaşımız şahadet mertebesine erişmiş; 2.193 vatandaşımız da yaralanmıştır. Bu darbe girişimi karşısında en ufak tereddüte kapılmadan ülkemizin geleceği için canını vermiş 15 Temmuz şehitlerimiz ile ülkemizin terör belasıyla uğraşmaya başladığı günlerden bugüne değin terör örgütlerine karşı amansız mücadelemizde şahadet mertebesine ulaşmış tüm şehitlerimizi bu vesileyle bir kez daha yad etmek istiyorum. Saygıdeğer Katılımcılar, Türk Toplumunun Kıymetli Temsilcileri, Bu vatanın evlatları, Çanakkale’de, Gelibolu’da, Balkanlarda, Mısır’da, Japonya’da, Kore’de, Kıbrıs’ta, Afganistan’da ve adını sayamadığımız farklı coğrafyalarda şehit düşmüş; şahadete ulaştığı her toprak parçasında da bir insanlık dersi, fedakârlık örneği ve kahramanlık destanı bırakmıştır. Ülkemizi temsil etmenin verdiği onurla görevlerini icra ederken hain terör saldırılarında şehit edilen diplomatlarımızı da bu vesileyle anmak isterim. Bugün bizlere düşen, aziz şehitlerimizin uğrunda canlarını feda ettikleri idealleri yaşatmaktır. Çanakkale Zaferi inanç, azim, fedakarlık ve ümit duygularıyla kazanılmıştır. Hepimiz için birleştirici ve ortak bir değer olan Çanakkale ruhu, bir toplumun dayanışmayla kazanabileceklerini, üstesinden gelebileceği zorlukları göstermektedir. Evlatlarımıza ve gelecek nesillerimize bu düşünceleri aşılayabilmek, şehitlerimizin hatırasına gösterebileceğimiz en büyük saygı olacaktır. Bu vesileyle, başta Ebedi Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk ve onun silah arkadaşları olmak üzere, burada yatan şehitlerimizin yanısıra Türk milleti ve vatanı uğruna hayatlarını feda eden tüm şehitlerimizi bir kez daha rahmet, minnet ve şükranla anıyor, aziz hatıralarının önünde saygıyla eğiliyorum Ruhları şad olsun!'' TÜRK DENİZ ŞEHİTLİĞİ 1993 yılında açılan şehitlikte, Osmanlı Sultanı Abdülmecid tarafından 5 Ağustos 1850 tarihinde seyir ve topçuluk eğitimi almak üzere İngiltere'nin Portsmouth ve Gosport limanlarına gönderilen Mirat-ı Zafer ve Sırağ-ı Bahri gemilerindeki denizcilerden, burada kaldıkları 6,5 aylık süre içerisinde kolera salgını ve diğer sağlık sorunları nedeniyle yaşamını yitirenlerin mezarları bulunuyor.

20/29
Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde anma töreni

Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde anma töreni Londra Çanakkale anma platformu ve Londra Büyükelçiliği ile Londra’da ve cevresindeki sivil toplum kuruluslarinin katılımıyla 18 Mart Çanakkale deniz Zaferi Şehitler Günü töreni Cumartesi günü saat 13.00’de Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde yapıldı. Portsmouth’da bulunan Royal Naval Cemetery içinde yer alan ‘40 Clayhall Rd Gosport, Hampshire PO12 2AZ’ adresinde düzenlenen törende Çanakkale Savaşı’nın Türkiye ve dünya tarihi için önemli sonuçlar doğurduğu ve 102.yılında dahada büyük anlam taşıdığı vurgulandı. Törende Türkiye’nin Londra Büyükelçiliği, İngiltere Türk Dernekleri ve pek çok vatandaş bulundu. Büyükelçi Abdurrahman Bilgic'in 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü vesilesiyle, Portsmouth Türk Deniz Şehitliği'nde yaptığı konuşmanin tam metni: ''Madame Mayor, Distinguished Members of the Turkish Community,Ladies, Gentlemen and Dear Kids, Today we are gathered here at the Clayhall Royal Naval Cemetery to commemorate the Çanakkale Naval Battles after 102 years. Despite heavy losses, victory against Allied forces in Çanakkale and Gallipoli paved the way for our war of liberation, and the establishment of our Republic. That’s why every year we commemorate the 18th of March as “Martyrs Day” in Turkey and abroad. These Battles which are called as “the last Gentlemen’s War of the 20th century”, have an exceptional place in the history for the nations involved. The Battles showed how shared sufferings can transform hostilities into lasting peace and friendship. Mayor Hook, Today, at his ceremony, we will pay tribute to all of our martyrs laying here at Clayhall Royal Naval Cemetery. Here rest 26 of our Naval officers who came to Britain as a part of bilateral naval education programme during Sultan Abdülmecid’s reign, and lost their lives in the UK in the 19th century. Let me thank you for your participation today and for looking after our martyrs in Gosport. With your permission, I will continue my speech in Turkish. Türk toplumunun kıymetli üyeleri, Hanımefendiler, Beyefendiler ve Sevgili çocuklar, Bugün Çanakkale Deniz Zaferi’nin 102. Yıldönümünü ve Şehitler günü vesilesiyle Sultan Abdülmecid döneminde bahriye eğitimi için geldikleri Birleşik Krallık’ta hayatlarını kaybederek dost ve Müttefik bir ülkenin topraklarında ebedi istirahatlarını çekilmiş 26 bahriyelimizin kabri başında toplanmış bulunuyoruz. İki yıl önce, 100. Sene-i devriyesini idrak ettiğimiz Çanakkale Savaşları, ulusumuzun birlik ve beraberlik ruhu içerisinde canını hiçe sayarak giriştiği var olma mücadele neticesinde tarihe altın harflerle kazınan bir kahramanlık destanıdır. Birinci Dünya Savaşı'nın en kritik aşamalarından birini teşkil eden Çanakkale Savaşları, siyasî ve askerî sonuçlarıyla, sadece Türk Milleti’nin kaderi ve tarihine değil, dünya siyasi tarihinin gidişatına yön vermiş bir konumdadır. 18 Mart 1915 tarihinde kazanılan Deniz Zaferi, Çanakkale'yi denizden geçmeyi tasarlayanları düşkırıklığına uğratırken, askerlerimize büyük güç ve moral vermiş ve direniş gücünü artırmıştır. Türk askerinin elindeki kısıtlı olanaklara karşın, dünyanın büyük güçlerini denizde yenilgiye uğratması, 25 Nisan 1915 tarihinde başlayan kara savaşlarında da zafere ulaşılmasının yolunu açmıştır. Çanakkale, çelik ve barutun, teknoloji ve kemiyetin; vatan sevgisi, azim ve kararlılık karşısında kifayetsiz kalışının unutulmaz bir örneğidir. Tarihte eşine çok az rastlanan bu büyük destan, vatanın ve milletin bekası için gözlerini kırpmadan canlarını feda etmeyi göze alan yüzbinlerce kahramanın eseridir. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün, “Çanakkale Zaferi, Türk askerinin ruh kudretini gösteren şayanı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur” sözlerinde ifadesini bulan bu mücadele, aynı zamanda Mehmetçiğin vatan ve millet sevgisinin de ölümsüz bir anıtıdır. Çanakkale ruhu, Anadolu’nun dört bir yanındaki vatan evlatlarını tek bir hedef ve ülkü uğrunda birleştirmekle kalmamış; bugün gönül coğrafyamız olarak nitelendirdiğimiz topraklardan birçok Filistinliyi, Sudanlıyı, Balkan Türkünü, Yemenliyi, Bosnalıyı, Gürcüyü, Musulluyu, Çerkesi, Tunusluyu bu destanın kahramanları haline getirmiştir. Anadolu’dan Ortadoğu’ya, Balkanlardan Kuzey Afrika’ya kadar yöresi, kökeni, rengi ve mezhebi ne olursa olsun Mehmetçikler, bu aziz topraklarda gönüllerini buluşturmuş; Milli Şairimiz Mehmet Akif’in “Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın, “Gömelim gel seni tarihe” desem, sığmazsın” dizelerinde belirttiği gibi tarihe sığamayacak büyüklükte bir olgunun hayat bulmasına vesile olmuşlardır. Çanakkale’de Türk Milleti’nin bağımsızlığı uğruna sergilediği bu çelikleşmiş duruş, sadece zaferi beraberinde getirmemiş; bunun yanısıra, Cumhuriyetimizin kuruluşunun önünü açan Kurtuluş Savaşımızın için gerekli olacak milli birlik, azim, kararlılık ve mücadeleci ateşinin harmanlanmasına imkân tanımıştır. Aynı ruh ve azim, uzun süren mücadeleler ve savaşlar sonrasında yıkılmış ve yorgun düşmüş vatanımızın, Cumhuriyetimiz eliyle imar edilerek ayağa kaldırılmasına öncülük eden kadrolara rehberlik etmiştir. Bu süreçte milletimiz, şehitlerini hiçbir zaman unutmamış; ama kendi evlatlarına karşı gösterdiği bu vefa, savaştığı hasımlarına karşı hafızasında kin ve nefrete sebep olmamış; bilakis, onları da kucaklayan bir dostluk ve barış ortamı oluşturmuştur. Bu vefa, 100 yılı aşkın bir süre sonra bile bugün Çanakkale’yi, barışın önemini ve değerini tüm insanlığa öğreten, farklı uluslardan insanların bir arada yattığı bir insanlık mirası haline getirmiştir. Değerli Katılımcılar, Hanımefendiler, Beyefendiler, Türk Milletinin bağımsızlık şiarı, demokrasi aşkı, vatan savunmasındaki kararlılık ve azminden bi-haber gafillerin, 15 Temmuz gecesi ülkemizin demokrasisine ve gelecek kuşaklarımızın yarınlarına yönelik giriştikleri hain saldırının ertesindeki ilk 18 Mart’ı idrak ediyor olmamız, bugünü daha da anlamlı kılmaktadır. Bu hain darbe girişimi sırasında gözü dönmüş caniler Türk Milletinin alın teriyle alınmış olan silahları Millete doğrultmuş, kirli emelleri uğruna yüreklerindeki inanç dışında hiçbir silahı olmayan masum insanları katletmekten geri durmamışlardır. Yüzyıllardır vatan savunması destanı yazmış olan bu aziz Millet, 15 Temmuz akşamı da seçilmiş Cumhurbaşkanına, Hükümetine, Meclisine, demokrasisine ve geleceğine canı pahasına sahip çıkmış, Millet iradesine saldıran tanklara göğsünü siper etmiştir. Hainlerin bu alçak girişimi sırasında 248 vatandaşımız şahadet mertebesine erişmiş; 2.193 vatandaşımız da yaralanmıştır. Bu darbe girişimi karşısında en ufak tereddüte kapılmadan ülkemizin geleceği için canını vermiş 15 Temmuz şehitlerimiz ile ülkemizin terör belasıyla uğraşmaya başladığı günlerden bugüne değin terör örgütlerine karşı amansız mücadelemizde şahadet mertebesine ulaşmış tüm şehitlerimizi bu vesileyle bir kez daha yad etmek istiyorum. Saygıdeğer Katılımcılar, Türk Toplumunun Kıymetli Temsilcileri, Bu vatanın evlatları, Çanakkale’de, Gelibolu’da, Balkanlarda, Mısır’da, Japonya’da, Kore’de, Kıbrıs’ta, Afganistan’da ve adını sayamadığımız farklı coğrafyalarda şehit düşmüş; şahadete ulaştığı her toprak parçasında da bir insanlık dersi, fedakârlık örneği ve kahramanlık destanı bırakmıştır. Ülkemizi temsil etmenin verdiği onurla görevlerini icra ederken hain terör saldırılarında şehit edilen diplomatlarımızı da bu vesileyle anmak isterim. Bugün bizlere düşen, aziz şehitlerimizin uğrunda canlarını feda ettikleri idealleri yaşatmaktır. Çanakkale Zaferi inanç, azim, fedakarlık ve ümit duygularıyla kazanılmıştır. Hepimiz için birleştirici ve ortak bir değer olan Çanakkale ruhu, bir toplumun dayanışmayla kazanabileceklerini, üstesinden gelebileceği zorlukları göstermektedir. Evlatlarımıza ve gelecek nesillerimize bu düşünceleri aşılayabilmek, şehitlerimizin hatırasına gösterebileceğimiz en büyük saygı olacaktır. Bu vesileyle, başta Ebedi Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk ve onun silah arkadaşları olmak üzere, burada yatan şehitlerimizin yanısıra Türk milleti ve vatanı uğruna hayatlarını feda eden tüm şehitlerimizi bir kez daha rahmet, minnet ve şükranla anıyor, aziz hatıralarının önünde saygıyla eğiliyorum Ruhları şad olsun!'' TÜRK DENİZ ŞEHİTLİĞİ 1993 yılında açılan şehitlikte, Osmanlı Sultanı Abdülmecid tarafından 5 Ağustos 1850 tarihinde seyir ve topçuluk eğitimi almak üzere İngiltere'nin Portsmouth ve Gosport limanlarına gönderilen Mirat-ı Zafer ve Sırağ-ı Bahri gemilerindeki denizcilerden, burada kaldıkları 6,5 aylık süre içerisinde kolera salgını ve diğer sağlık sorunları nedeniyle yaşamını yitirenlerin mezarları bulunuyor.

21/29
Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde anma töreni

Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde anma töreni Londra Çanakkale anma platformu ve Londra Büyükelçiliği ile Londra’da ve cevresindeki sivil toplum kuruluslarinin katılımıyla 18 Mart Çanakkale deniz Zaferi Şehitler Günü töreni Cumartesi günü saat 13.00’de Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde yapıldı. Portsmouth’da bulunan Royal Naval Cemetery içinde yer alan ‘40 Clayhall Rd Gosport, Hampshire PO12 2AZ’ adresinde düzenlenen törende Çanakkale Savaşı’nın Türkiye ve dünya tarihi için önemli sonuçlar doğurduğu ve 102.yılında dahada büyük anlam taşıdığı vurgulandı. Törende Türkiye’nin Londra Büyükelçiliği, İngiltere Türk Dernekleri ve pek çok vatandaş bulundu. Büyükelçi Abdurrahman Bilgic'in 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü vesilesiyle, Portsmouth Türk Deniz Şehitliği'nde yaptığı konuşmanin tam metni: ''Madame Mayor, Distinguished Members of the Turkish Community,Ladies, Gentlemen and Dear Kids, Today we are gathered here at the Clayhall Royal Naval Cemetery to commemorate the Çanakkale Naval Battles after 102 years. Despite heavy losses, victory against Allied forces in Çanakkale and Gallipoli paved the way for our war of liberation, and the establishment of our Republic. That’s why every year we commemorate the 18th of March as “Martyrs Day” in Turkey and abroad. These Battles which are called as “the last Gentlemen’s War of the 20th century”, have an exceptional place in the history for the nations involved. The Battles showed how shared sufferings can transform hostilities into lasting peace and friendship. Mayor Hook, Today, at his ceremony, we will pay tribute to all of our martyrs laying here at Clayhall Royal Naval Cemetery. Here rest 26 of our Naval officers who came to Britain as a part of bilateral naval education programme during Sultan Abdülmecid’s reign, and lost their lives in the UK in the 19th century. Let me thank you for your participation today and for looking after our martyrs in Gosport. With your permission, I will continue my speech in Turkish. Türk toplumunun kıymetli üyeleri, Hanımefendiler, Beyefendiler ve Sevgili çocuklar, Bugün Çanakkale Deniz Zaferi’nin 102. Yıldönümünü ve Şehitler günü vesilesiyle Sultan Abdülmecid döneminde bahriye eğitimi için geldikleri Birleşik Krallık’ta hayatlarını kaybederek dost ve Müttefik bir ülkenin topraklarında ebedi istirahatlarını çekilmiş 26 bahriyelimizin kabri başında toplanmış bulunuyoruz. İki yıl önce, 100. Sene-i devriyesini idrak ettiğimiz Çanakkale Savaşları, ulusumuzun birlik ve beraberlik ruhu içerisinde canını hiçe sayarak giriştiği var olma mücadele neticesinde tarihe altın harflerle kazınan bir kahramanlık destanıdır. Birinci Dünya Savaşı'nın en kritik aşamalarından birini teşkil eden Çanakkale Savaşları, siyasî ve askerî sonuçlarıyla, sadece Türk Milleti’nin kaderi ve tarihine değil, dünya siyasi tarihinin gidişatına yön vermiş bir konumdadır. 18 Mart 1915 tarihinde kazanılan Deniz Zaferi, Çanakkale'yi denizden geçmeyi tasarlayanları düşkırıklığına uğratırken, askerlerimize büyük güç ve moral vermiş ve direniş gücünü artırmıştır. Türk askerinin elindeki kısıtlı olanaklara karşın, dünyanın büyük güçlerini denizde yenilgiye uğratması, 25 Nisan 1915 tarihinde başlayan kara savaşlarında da zafere ulaşılmasının yolunu açmıştır. Çanakkale, çelik ve barutun, teknoloji ve kemiyetin; vatan sevgisi, azim ve kararlılık karşısında kifayetsiz kalışının unutulmaz bir örneğidir. Tarihte eşine çok az rastlanan bu büyük destan, vatanın ve milletin bekası için gözlerini kırpmadan canlarını feda etmeyi göze alan yüzbinlerce kahramanın eseridir. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün, “Çanakkale Zaferi, Türk askerinin ruh kudretini gösteren şayanı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur” sözlerinde ifadesini bulan bu mücadele, aynı zamanda Mehmetçiğin vatan ve millet sevgisinin de ölümsüz bir anıtıdır. Çanakkale ruhu, Anadolu’nun dört bir yanındaki vatan evlatlarını tek bir hedef ve ülkü uğrunda birleştirmekle kalmamış; bugün gönül coğrafyamız olarak nitelendirdiğimiz topraklardan birçok Filistinliyi, Sudanlıyı, Balkan Türkünü, Yemenliyi, Bosnalıyı, Gürcüyü, Musulluyu, Çerkesi, Tunusluyu bu destanın kahramanları haline getirmiştir. Anadolu’dan Ortadoğu’ya, Balkanlardan Kuzey Afrika’ya kadar yöresi, kökeni, rengi ve mezhebi ne olursa olsun Mehmetçikler, bu aziz topraklarda gönüllerini buluşturmuş; Milli Şairimiz Mehmet Akif’in “Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın, “Gömelim gel seni tarihe” desem, sığmazsın” dizelerinde belirttiği gibi tarihe sığamayacak büyüklükte bir olgunun hayat bulmasına vesile olmuşlardır. Çanakkale’de Türk Milleti’nin bağımsızlığı uğruna sergilediği bu çelikleşmiş duruş, sadece zaferi beraberinde getirmemiş; bunun yanısıra, Cumhuriyetimizin kuruluşunun önünü açan Kurtuluş Savaşımızın için gerekli olacak milli birlik, azim, kararlılık ve mücadeleci ateşinin harmanlanmasına imkân tanımıştır. Aynı ruh ve azim, uzun süren mücadeleler ve savaşlar sonrasında yıkılmış ve yorgun düşmüş vatanımızın, Cumhuriyetimiz eliyle imar edilerek ayağa kaldırılmasına öncülük eden kadrolara rehberlik etmiştir. Bu süreçte milletimiz, şehitlerini hiçbir zaman unutmamış; ama kendi evlatlarına karşı gösterdiği bu vefa, savaştığı hasımlarına karşı hafızasında kin ve nefrete sebep olmamış; bilakis, onları da kucaklayan bir dostluk ve barış ortamı oluşturmuştur. Bu vefa, 100 yılı aşkın bir süre sonra bile bugün Çanakkale’yi, barışın önemini ve değerini tüm insanlığa öğreten, farklı uluslardan insanların bir arada yattığı bir insanlık mirası haline getirmiştir. Değerli Katılımcılar, Hanımefendiler, Beyefendiler, Türk Milletinin bağımsızlık şiarı, demokrasi aşkı, vatan savunmasındaki kararlılık ve azminden bi-haber gafillerin, 15 Temmuz gecesi ülkemizin demokrasisine ve gelecek kuşaklarımızın yarınlarına yönelik giriştikleri hain saldırının ertesindeki ilk 18 Mart’ı idrak ediyor olmamız, bugünü daha da anlamlı kılmaktadır. Bu hain darbe girişimi sırasında gözü dönmüş caniler Türk Milletinin alın teriyle alınmış olan silahları Millete doğrultmuş, kirli emelleri uğruna yüreklerindeki inanç dışında hiçbir silahı olmayan masum insanları katletmekten geri durmamışlardır. Yüzyıllardır vatan savunması destanı yazmış olan bu aziz Millet, 15 Temmuz akşamı da seçilmiş Cumhurbaşkanına, Hükümetine, Meclisine, demokrasisine ve geleceğine canı pahasına sahip çıkmış, Millet iradesine saldıran tanklara göğsünü siper etmiştir. Hainlerin bu alçak girişimi sırasında 248 vatandaşımız şahadet mertebesine erişmiş; 2.193 vatandaşımız da yaralanmıştır. Bu darbe girişimi karşısında en ufak tereddüte kapılmadan ülkemizin geleceği için canını vermiş 15 Temmuz şehitlerimiz ile ülkemizin terör belasıyla uğraşmaya başladığı günlerden bugüne değin terör örgütlerine karşı amansız mücadelemizde şahadet mertebesine ulaşmış tüm şehitlerimizi bu vesileyle bir kez daha yad etmek istiyorum. Saygıdeğer Katılımcılar, Türk Toplumunun Kıymetli Temsilcileri, Bu vatanın evlatları, Çanakkale’de, Gelibolu’da, Balkanlarda, Mısır’da, Japonya’da, Kore’de, Kıbrıs’ta, Afganistan’da ve adını sayamadığımız farklı coğrafyalarda şehit düşmüş; şahadete ulaştığı her toprak parçasında da bir insanlık dersi, fedakârlık örneği ve kahramanlık destanı bırakmıştır. Ülkemizi temsil etmenin verdiği onurla görevlerini icra ederken hain terör saldırılarında şehit edilen diplomatlarımızı da bu vesileyle anmak isterim. Bugün bizlere düşen, aziz şehitlerimizin uğrunda canlarını feda ettikleri idealleri yaşatmaktır. Çanakkale Zaferi inanç, azim, fedakarlık ve ümit duygularıyla kazanılmıştır. Hepimiz için birleştirici ve ortak bir değer olan Çanakkale ruhu, bir toplumun dayanışmayla kazanabileceklerini, üstesinden gelebileceği zorlukları göstermektedir. Evlatlarımıza ve gelecek nesillerimize bu düşünceleri aşılayabilmek, şehitlerimizin hatırasına gösterebileceğimiz en büyük saygı olacaktır. Bu vesileyle, başta Ebedi Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk ve onun silah arkadaşları olmak üzere, burada yatan şehitlerimizin yanısıra Türk milleti ve vatanı uğruna hayatlarını feda eden tüm şehitlerimizi bir kez daha rahmet, minnet ve şükranla anıyor, aziz hatıralarının önünde saygıyla eğiliyorum Ruhları şad olsun!'' TÜRK DENİZ ŞEHİTLİĞİ 1993 yılında açılan şehitlikte, Osmanlı Sultanı Abdülmecid tarafından 5 Ağustos 1850 tarihinde seyir ve topçuluk eğitimi almak üzere İngiltere'nin Portsmouth ve Gosport limanlarına gönderilen Mirat-ı Zafer ve Sırağ-ı Bahri gemilerindeki denizcilerden, burada kaldıkları 6,5 aylık süre içerisinde kolera salgını ve diğer sağlık sorunları nedeniyle yaşamını yitirenlerin mezarları bulunuyor.

22/29
Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde anma töreni

Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde anma töreni Londra Çanakkale anma platformu ve Londra Büyükelçiliği ile Londra’da ve cevresindeki sivil toplum kuruluslarinin katılımıyla 18 Mart Çanakkale deniz Zaferi Şehitler Günü töreni Cumartesi günü saat 13.00’de Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde yapıldı. Portsmouth’da bulunan Royal Naval Cemetery içinde yer alan ‘40 Clayhall Rd Gosport, Hampshire PO12 2AZ’ adresinde düzenlenen törende Çanakkale Savaşı’nın Türkiye ve dünya tarihi için önemli sonuçlar doğurduğu ve 102.yılında dahada büyük anlam taşıdığı vurgulandı. Törende Türkiye’nin Londra Büyükelçiliği, İngiltere Türk Dernekleri ve pek çok vatandaş bulundu. Büyükelçi Abdurrahman Bilgic'in 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü vesilesiyle, Portsmouth Türk Deniz Şehitliği'nde yaptığı konuşmanin tam metni: ''Madame Mayor, Distinguished Members of the Turkish Community,Ladies, Gentlemen and Dear Kids, Today we are gathered here at the Clayhall Royal Naval Cemetery to commemorate the Çanakkale Naval Battles after 102 years. Despite heavy losses, victory against Allied forces in Çanakkale and Gallipoli paved the way for our war of liberation, and the establishment of our Republic. That’s why every year we commemorate the 18th of March as “Martyrs Day” in Turkey and abroad. These Battles which are called as “the last Gentlemen’s War of the 20th century”, have an exceptional place in the history for the nations involved. The Battles showed how shared sufferings can transform hostilities into lasting peace and friendship. Mayor Hook, Today, at his ceremony, we will pay tribute to all of our martyrs laying here at Clayhall Royal Naval Cemetery. Here rest 26 of our Naval officers who came to Britain as a part of bilateral naval education programme during Sultan Abdülmecid’s reign, and lost their lives in the UK in the 19th century. Let me thank you for your participation today and for looking after our martyrs in Gosport. With your permission, I will continue my speech in Turkish. Türk toplumunun kıymetli üyeleri, Hanımefendiler, Beyefendiler ve Sevgili çocuklar, Bugün Çanakkale Deniz Zaferi’nin 102. Yıldönümünü ve Şehitler günü vesilesiyle Sultan Abdülmecid döneminde bahriye eğitimi için geldikleri Birleşik Krallık’ta hayatlarını kaybederek dost ve Müttefik bir ülkenin topraklarında ebedi istirahatlarını çekilmiş 26 bahriyelimizin kabri başında toplanmış bulunuyoruz. İki yıl önce, 100. Sene-i devriyesini idrak ettiğimiz Çanakkale Savaşları, ulusumuzun birlik ve beraberlik ruhu içerisinde canını hiçe sayarak giriştiği var olma mücadele neticesinde tarihe altın harflerle kazınan bir kahramanlık destanıdır. Birinci Dünya Savaşı'nın en kritik aşamalarından birini teşkil eden Çanakkale Savaşları, siyasî ve askerî sonuçlarıyla, sadece Türk Milleti’nin kaderi ve tarihine değil, dünya siyasi tarihinin gidişatına yön vermiş bir konumdadır. 18 Mart 1915 tarihinde kazanılan Deniz Zaferi, Çanakkale'yi denizden geçmeyi tasarlayanları düşkırıklığına uğratırken, askerlerimize büyük güç ve moral vermiş ve direniş gücünü artırmıştır. Türk askerinin elindeki kısıtlı olanaklara karşın, dünyanın büyük güçlerini denizde yenilgiye uğratması, 25 Nisan 1915 tarihinde başlayan kara savaşlarında da zafere ulaşılmasının yolunu açmıştır. Çanakkale, çelik ve barutun, teknoloji ve kemiyetin; vatan sevgisi, azim ve kararlılık karşısında kifayetsiz kalışının unutulmaz bir örneğidir. Tarihte eşine çok az rastlanan bu büyük destan, vatanın ve milletin bekası için gözlerini kırpmadan canlarını feda etmeyi göze alan yüzbinlerce kahramanın eseridir. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün, “Çanakkale Zaferi, Türk askerinin ruh kudretini gösteren şayanı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur” sözlerinde ifadesini bulan bu mücadele, aynı zamanda Mehmetçiğin vatan ve millet sevgisinin de ölümsüz bir anıtıdır. Çanakkale ruhu, Anadolu’nun dört bir yanındaki vatan evlatlarını tek bir hedef ve ülkü uğrunda birleştirmekle kalmamış; bugün gönül coğrafyamız olarak nitelendirdiğimiz topraklardan birçok Filistinliyi, Sudanlıyı, Balkan Türkünü, Yemenliyi, Bosnalıyı, Gürcüyü, Musulluyu, Çerkesi, Tunusluyu bu destanın kahramanları haline getirmiştir. Anadolu’dan Ortadoğu’ya, Balkanlardan Kuzey Afrika’ya kadar yöresi, kökeni, rengi ve mezhebi ne olursa olsun Mehmetçikler, bu aziz topraklarda gönüllerini buluşturmuş; Milli Şairimiz Mehmet Akif’in “Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın, “Gömelim gel seni tarihe” desem, sığmazsın” dizelerinde belirttiği gibi tarihe sığamayacak büyüklükte bir olgunun hayat bulmasına vesile olmuşlardır. Çanakkale’de Türk Milleti’nin bağımsızlığı uğruna sergilediği bu çelikleşmiş duruş, sadece zaferi beraberinde getirmemiş; bunun yanısıra, Cumhuriyetimizin kuruluşunun önünü açan Kurtuluş Savaşımızın için gerekli olacak milli birlik, azim, kararlılık ve mücadeleci ateşinin harmanlanmasına imkân tanımıştır. Aynı ruh ve azim, uzun süren mücadeleler ve savaşlar sonrasında yıkılmış ve yorgun düşmüş vatanımızın, Cumhuriyetimiz eliyle imar edilerek ayağa kaldırılmasına öncülük eden kadrolara rehberlik etmiştir. Bu süreçte milletimiz, şehitlerini hiçbir zaman unutmamış; ama kendi evlatlarına karşı gösterdiği bu vefa, savaştığı hasımlarına karşı hafızasında kin ve nefrete sebep olmamış; bilakis, onları da kucaklayan bir dostluk ve barış ortamı oluşturmuştur. Bu vefa, 100 yılı aşkın bir süre sonra bile bugün Çanakkale’yi, barışın önemini ve değerini tüm insanlığa öğreten, farklı uluslardan insanların bir arada yattığı bir insanlık mirası haline getirmiştir. Değerli Katılımcılar, Hanımefendiler, Beyefendiler, Türk Milletinin bağımsızlık şiarı, demokrasi aşkı, vatan savunmasındaki kararlılık ve azminden bi-haber gafillerin, 15 Temmuz gecesi ülkemizin demokrasisine ve gelecek kuşaklarımızın yarınlarına yönelik giriştikleri hain saldırının ertesindeki ilk 18 Mart’ı idrak ediyor olmamız, bugünü daha da anlamlı kılmaktadır. Bu hain darbe girişimi sırasında gözü dönmüş caniler Türk Milletinin alın teriyle alınmış olan silahları Millete doğrultmuş, kirli emelleri uğruna yüreklerindeki inanç dışında hiçbir silahı olmayan masum insanları katletmekten geri durmamışlardır. Yüzyıllardır vatan savunması destanı yazmış olan bu aziz Millet, 15 Temmuz akşamı da seçilmiş Cumhurbaşkanına, Hükümetine, Meclisine, demokrasisine ve geleceğine canı pahasına sahip çıkmış, Millet iradesine saldıran tanklara göğsünü siper etmiştir. Hainlerin bu alçak girişimi sırasında 248 vatandaşımız şahadet mertebesine erişmiş; 2.193 vatandaşımız da yaralanmıştır. Bu darbe girişimi karşısında en ufak tereddüte kapılmadan ülkemizin geleceği için canını vermiş 15 Temmuz şehitlerimiz ile ülkemizin terör belasıyla uğraşmaya başladığı günlerden bugüne değin terör örgütlerine karşı amansız mücadelemizde şahadet mertebesine ulaşmış tüm şehitlerimizi bu vesileyle bir kez daha yad etmek istiyorum. Saygıdeğer Katılımcılar, Türk Toplumunun Kıymetli Temsilcileri, Bu vatanın evlatları, Çanakkale’de, Gelibolu’da, Balkanlarda, Mısır’da, Japonya’da, Kore’de, Kıbrıs’ta, Afganistan’da ve adını sayamadığımız farklı coğrafyalarda şehit düşmüş; şahadete ulaştığı her toprak parçasında da bir insanlık dersi, fedakârlık örneği ve kahramanlık destanı bırakmıştır. Ülkemizi temsil etmenin verdiği onurla görevlerini icra ederken hain terör saldırılarında şehit edilen diplomatlarımızı da bu vesileyle anmak isterim. Bugün bizlere düşen, aziz şehitlerimizin uğrunda canlarını feda ettikleri idealleri yaşatmaktır. Çanakkale Zaferi inanç, azim, fedakarlık ve ümit duygularıyla kazanılmıştır. Hepimiz için birleştirici ve ortak bir değer olan Çanakkale ruhu, bir toplumun dayanışmayla kazanabileceklerini, üstesinden gelebileceği zorlukları göstermektedir. Evlatlarımıza ve gelecek nesillerimize bu düşünceleri aşılayabilmek, şehitlerimizin hatırasına gösterebileceğimiz en büyük saygı olacaktır. Bu vesileyle, başta Ebedi Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk ve onun silah arkadaşları olmak üzere, burada yatan şehitlerimizin yanısıra Türk milleti ve vatanı uğruna hayatlarını feda eden tüm şehitlerimizi bir kez daha rahmet, minnet ve şükranla anıyor, aziz hatıralarının önünde saygıyla eğiliyorum Ruhları şad olsun!'' TÜRK DENİZ ŞEHİTLİĞİ 1993 yılında açılan şehitlikte, Osmanlı Sultanı Abdülmecid tarafından 5 Ağustos 1850 tarihinde seyir ve topçuluk eğitimi almak üzere İngiltere'nin Portsmouth ve Gosport limanlarına gönderilen Mirat-ı Zafer ve Sırağ-ı Bahri gemilerindeki denizcilerden, burada kaldıkları 6,5 aylık süre içerisinde kolera salgını ve diğer sağlık sorunları nedeniyle yaşamını yitirenlerin mezarları bulunuyor.

23/29
Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde anma töreni

Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde anma töreni Londra Çanakkale anma platformu ve Londra Büyükelçiliği ile Londra’da ve cevresindeki sivil toplum kuruluslarinin katılımıyla 18 Mart Çanakkale deniz Zaferi Şehitler Günü töreni Cumartesi günü saat 13.00’de Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde yapıldı. Portsmouth’da bulunan Royal Naval Cemetery içinde yer alan ‘40 Clayhall Rd Gosport, Hampshire PO12 2AZ’ adresinde düzenlenen törende Çanakkale Savaşı’nın Türkiye ve dünya tarihi için önemli sonuçlar doğurduğu ve 102.yılında dahada büyük anlam taşıdığı vurgulandı. Törende Türkiye’nin Londra Büyükelçiliği, İngiltere Türk Dernekleri ve pek çok vatandaş bulundu. Büyükelçi Abdurrahman Bilgic'in 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü vesilesiyle, Portsmouth Türk Deniz Şehitliği'nde yaptığı konuşmanin tam metni: ''Madame Mayor, Distinguished Members of the Turkish Community,Ladies, Gentlemen and Dear Kids, Today we are gathered here at the Clayhall Royal Naval Cemetery to commemorate the Çanakkale Naval Battles after 102 years. Despite heavy losses, victory against Allied forces in Çanakkale and Gallipoli paved the way for our war of liberation, and the establishment of our Republic. That’s why every year we commemorate the 18th of March as “Martyrs Day” in Turkey and abroad. These Battles which are called as “the last Gentlemen’s War of the 20th century”, have an exceptional place in the history for the nations involved. The Battles showed how shared sufferings can transform hostilities into lasting peace and friendship. Mayor Hook, Today, at his ceremony, we will pay tribute to all of our martyrs laying here at Clayhall Royal Naval Cemetery. Here rest 26 of our Naval officers who came to Britain as a part of bilateral naval education programme during Sultan Abdülmecid’s reign, and lost their lives in the UK in the 19th century. Let me thank you for your participation today and for looking after our martyrs in Gosport. With your permission, I will continue my speech in Turkish. Türk toplumunun kıymetli üyeleri, Hanımefendiler, Beyefendiler ve Sevgili çocuklar, Bugün Çanakkale Deniz Zaferi’nin 102. Yıldönümünü ve Şehitler günü vesilesiyle Sultan Abdülmecid döneminde bahriye eğitimi için geldikleri Birleşik Krallık’ta hayatlarını kaybederek dost ve Müttefik bir ülkenin topraklarında ebedi istirahatlarını çekilmiş 26 bahriyelimizin kabri başında toplanmış bulunuyoruz. İki yıl önce, 100. Sene-i devriyesini idrak ettiğimiz Çanakkale Savaşları, ulusumuzun birlik ve beraberlik ruhu içerisinde canını hiçe sayarak giriştiği var olma mücadele neticesinde tarihe altın harflerle kazınan bir kahramanlık destanıdır. Birinci Dünya Savaşı'nın en kritik aşamalarından birini teşkil eden Çanakkale Savaşları, siyasî ve askerî sonuçlarıyla, sadece Türk Milleti’nin kaderi ve tarihine değil, dünya siyasi tarihinin gidişatına yön vermiş bir konumdadır. 18 Mart 1915 tarihinde kazanılan Deniz Zaferi, Çanakkale'yi denizden geçmeyi tasarlayanları düşkırıklığına uğratırken, askerlerimize büyük güç ve moral vermiş ve direniş gücünü artırmıştır. Türk askerinin elindeki kısıtlı olanaklara karşın, dünyanın büyük güçlerini denizde yenilgiye uğratması, 25 Nisan 1915 tarihinde başlayan kara savaşlarında da zafere ulaşılmasının yolunu açmıştır. Çanakkale, çelik ve barutun, teknoloji ve kemiyetin; vatan sevgisi, azim ve kararlılık karşısında kifayetsiz kalışının unutulmaz bir örneğidir. Tarihte eşine çok az rastlanan bu büyük destan, vatanın ve milletin bekası için gözlerini kırpmadan canlarını feda etmeyi göze alan yüzbinlerce kahramanın eseridir. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün, “Çanakkale Zaferi, Türk askerinin ruh kudretini gösteren şayanı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur” sözlerinde ifadesini bulan bu mücadele, aynı zamanda Mehmetçiğin vatan ve millet sevgisinin de ölümsüz bir anıtıdır. Çanakkale ruhu, Anadolu’nun dört bir yanındaki vatan evlatlarını tek bir hedef ve ülkü uğrunda birleştirmekle kalmamış; bugün gönül coğrafyamız olarak nitelendirdiğimiz topraklardan birçok Filistinliyi, Sudanlıyı, Balkan Türkünü, Yemenliyi, Bosnalıyı, Gürcüyü, Musulluyu, Çerkesi, Tunusluyu bu destanın kahramanları haline getirmiştir. Anadolu’dan Ortadoğu’ya, Balkanlardan Kuzey Afrika’ya kadar yöresi, kökeni, rengi ve mezhebi ne olursa olsun Mehmetçikler, bu aziz topraklarda gönüllerini buluşturmuş; Milli Şairimiz Mehmet Akif’in “Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın, “Gömelim gel seni tarihe” desem, sığmazsın” dizelerinde belirttiği gibi tarihe sığamayacak büyüklükte bir olgunun hayat bulmasına vesile olmuşlardır. Çanakkale’de Türk Milleti’nin bağımsızlığı uğruna sergilediği bu çelikleşmiş duruş, sadece zaferi beraberinde getirmemiş; bunun yanısıra, Cumhuriyetimizin kuruluşunun önünü açan Kurtuluş Savaşımızın için gerekli olacak milli birlik, azim, kararlılık ve mücadeleci ateşinin harmanlanmasına imkân tanımıştır. Aynı ruh ve azim, uzun süren mücadeleler ve savaşlar sonrasında yıkılmış ve yorgun düşmüş vatanımızın, Cumhuriyetimiz eliyle imar edilerek ayağa kaldırılmasına öncülük eden kadrolara rehberlik etmiştir. Bu süreçte milletimiz, şehitlerini hiçbir zaman unutmamış; ama kendi evlatlarına karşı gösterdiği bu vefa, savaştığı hasımlarına karşı hafızasında kin ve nefrete sebep olmamış; bilakis, onları da kucaklayan bir dostluk ve barış ortamı oluşturmuştur. Bu vefa, 100 yılı aşkın bir süre sonra bile bugün Çanakkale’yi, barışın önemini ve değerini tüm insanlığa öğreten, farklı uluslardan insanların bir arada yattığı bir insanlık mirası haline getirmiştir. Değerli Katılımcılar, Hanımefendiler, Beyefendiler, Türk Milletinin bağımsızlık şiarı, demokrasi aşkı, vatan savunmasındaki kararlılık ve azminden bi-haber gafillerin, 15 Temmuz gecesi ülkemizin demokrasisine ve gelecek kuşaklarımızın yarınlarına yönelik giriştikleri hain saldırının ertesindeki ilk 18 Mart’ı idrak ediyor olmamız, bugünü daha da anlamlı kılmaktadır. Bu hain darbe girişimi sırasında gözü dönmüş caniler Türk Milletinin alın teriyle alınmış olan silahları Millete doğrultmuş, kirli emelleri uğruna yüreklerindeki inanç dışında hiçbir silahı olmayan masum insanları katletmekten geri durmamışlardır. Yüzyıllardır vatan savunması destanı yazmış olan bu aziz Millet, 15 Temmuz akşamı da seçilmiş Cumhurbaşkanına, Hükümetine, Meclisine, demokrasisine ve geleceğine canı pahasına sahip çıkmış, Millet iradesine saldıran tanklara göğsünü siper etmiştir. Hainlerin bu alçak girişimi sırasında 248 vatandaşımız şahadet mertebesine erişmiş; 2.193 vatandaşımız da yaralanmıştır. Bu darbe girişimi karşısında en ufak tereddüte kapılmadan ülkemizin geleceği için canını vermiş 15 Temmuz şehitlerimiz ile ülkemizin terör belasıyla uğraşmaya başladığı günlerden bugüne değin terör örgütlerine karşı amansız mücadelemizde şahadet mertebesine ulaşmış tüm şehitlerimizi bu vesileyle bir kez daha yad etmek istiyorum. Saygıdeğer Katılımcılar, Türk Toplumunun Kıymetli Temsilcileri, Bu vatanın evlatları, Çanakkale’de, Gelibolu’da, Balkanlarda, Mısır’da, Japonya’da, Kore’de, Kıbrıs’ta, Afganistan’da ve adını sayamadığımız farklı coğrafyalarda şehit düşmüş; şahadete ulaştığı her toprak parçasında da bir insanlık dersi, fedakârlık örneği ve kahramanlık destanı bırakmıştır. Ülkemizi temsil etmenin verdiği onurla görevlerini icra ederken hain terör saldırılarında şehit edilen diplomatlarımızı da bu vesileyle anmak isterim. Bugün bizlere düşen, aziz şehitlerimizin uğrunda canlarını feda ettikleri idealleri yaşatmaktır. Çanakkale Zaferi inanç, azim, fedakarlık ve ümit duygularıyla kazanılmıştır. Hepimiz için birleştirici ve ortak bir değer olan Çanakkale ruhu, bir toplumun dayanışmayla kazanabileceklerini, üstesinden gelebileceği zorlukları göstermektedir. Evlatlarımıza ve gelecek nesillerimize bu düşünceleri aşılayabilmek, şehitlerimizin hatırasına gösterebileceğimiz en büyük saygı olacaktır. Bu vesileyle, başta Ebedi Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk ve onun silah arkadaşları olmak üzere, burada yatan şehitlerimizin yanısıra Türk milleti ve vatanı uğruna hayatlarını feda eden tüm şehitlerimizi bir kez daha rahmet, minnet ve şükranla anıyor, aziz hatıralarının önünde saygıyla eğiliyorum Ruhları şad olsun!'' TÜRK DENİZ ŞEHİTLİĞİ 1993 yılında açılan şehitlikte, Osmanlı Sultanı Abdülmecid tarafından 5 Ağustos 1850 tarihinde seyir ve topçuluk eğitimi almak üzere İngiltere'nin Portsmouth ve Gosport limanlarına gönderilen Mirat-ı Zafer ve Sırağ-ı Bahri gemilerindeki denizcilerden, burada kaldıkları 6,5 aylık süre içerisinde kolera salgını ve diğer sağlık sorunları nedeniyle yaşamını yitirenlerin mezarları bulunuyor.

24/29
Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde anma töreni

Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde anma töreni Londra Çanakkale anma platformu ve Londra Büyükelçiliği ile Londra’da ve cevresindeki sivil toplum kuruluslarinin katılımıyla 18 Mart Çanakkale deniz Zaferi Şehitler Günü töreni Cumartesi günü saat 13.00’de Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde yapıldı. Portsmouth’da bulunan Royal Naval Cemetery içinde yer alan ‘40 Clayhall Rd Gosport, Hampshire PO12 2AZ’ adresinde düzenlenen törende Çanakkale Savaşı’nın Türkiye ve dünya tarihi için önemli sonuçlar doğurduğu ve 102.yılında dahada büyük anlam taşıdığı vurgulandı. Törende Türkiye’nin Londra Büyükelçiliği, İngiltere Türk Dernekleri ve pek çok vatandaş bulundu. Büyükelçi Abdurrahman Bilgic'in 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü vesilesiyle, Portsmouth Türk Deniz Şehitliği'nde yaptığı konuşmanin tam metni: ''Madame Mayor, Distinguished Members of the Turkish Community,Ladies, Gentlemen and Dear Kids, Today we are gathered here at the Clayhall Royal Naval Cemetery to commemorate the Çanakkale Naval Battles after 102 years. Despite heavy losses, victory against Allied forces in Çanakkale and Gallipoli paved the way for our war of liberation, and the establishment of our Republic. That’s why every year we commemorate the 18th of March as “Martyrs Day” in Turkey and abroad. These Battles which are called as “the last Gentlemen’s War of the 20th century”, have an exceptional place in the history for the nations involved. The Battles showed how shared sufferings can transform hostilities into lasting peace and friendship. Mayor Hook, Today, at his ceremony, we will pay tribute to all of our martyrs laying here at Clayhall Royal Naval Cemetery. Here rest 26 of our Naval officers who came to Britain as a part of bilateral naval education programme during Sultan Abdülmecid’s reign, and lost their lives in the UK in the 19th century. Let me thank you for your participation today and for looking after our martyrs in Gosport. With your permission, I will continue my speech in Turkish. Türk toplumunun kıymetli üyeleri, Hanımefendiler, Beyefendiler ve Sevgili çocuklar, Bugün Çanakkale Deniz Zaferi’nin 102. Yıldönümünü ve Şehitler günü vesilesiyle Sultan Abdülmecid döneminde bahriye eğitimi için geldikleri Birleşik Krallık’ta hayatlarını kaybederek dost ve Müttefik bir ülkenin topraklarında ebedi istirahatlarını çekilmiş 26 bahriyelimizin kabri başında toplanmış bulunuyoruz. İki yıl önce, 100. Sene-i devriyesini idrak ettiğimiz Çanakkale Savaşları, ulusumuzun birlik ve beraberlik ruhu içerisinde canını hiçe sayarak giriştiği var olma mücadele neticesinde tarihe altın harflerle kazınan bir kahramanlık destanıdır. Birinci Dünya Savaşı'nın en kritik aşamalarından birini teşkil eden Çanakkale Savaşları, siyasî ve askerî sonuçlarıyla, sadece Türk Milleti’nin kaderi ve tarihine değil, dünya siyasi tarihinin gidişatına yön vermiş bir konumdadır. 18 Mart 1915 tarihinde kazanılan Deniz Zaferi, Çanakkale'yi denizden geçmeyi tasarlayanları düşkırıklığına uğratırken, askerlerimize büyük güç ve moral vermiş ve direniş gücünü artırmıştır. Türk askerinin elindeki kısıtlı olanaklara karşın, dünyanın büyük güçlerini denizde yenilgiye uğratması, 25 Nisan 1915 tarihinde başlayan kara savaşlarında da zafere ulaşılmasının yolunu açmıştır. Çanakkale, çelik ve barutun, teknoloji ve kemiyetin; vatan sevgisi, azim ve kararlılık karşısında kifayetsiz kalışının unutulmaz bir örneğidir. Tarihte eşine çok az rastlanan bu büyük destan, vatanın ve milletin bekası için gözlerini kırpmadan canlarını feda etmeyi göze alan yüzbinlerce kahramanın eseridir. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün, “Çanakkale Zaferi, Türk askerinin ruh kudretini gösteren şayanı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur” sözlerinde ifadesini bulan bu mücadele, aynı zamanda Mehmetçiğin vatan ve millet sevgisinin de ölümsüz bir anıtıdır. Çanakkale ruhu, Anadolu’nun dört bir yanındaki vatan evlatlarını tek bir hedef ve ülkü uğrunda birleştirmekle kalmamış; bugün gönül coğrafyamız olarak nitelendirdiğimiz topraklardan birçok Filistinliyi, Sudanlıyı, Balkan Türkünü, Yemenliyi, Bosnalıyı, Gürcüyü, Musulluyu, Çerkesi, Tunusluyu bu destanın kahramanları haline getirmiştir. Anadolu’dan Ortadoğu’ya, Balkanlardan Kuzey Afrika’ya kadar yöresi, kökeni, rengi ve mezhebi ne olursa olsun Mehmetçikler, bu aziz topraklarda gönüllerini buluşturmuş; Milli Şairimiz Mehmet Akif’in “Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın, “Gömelim gel seni tarihe” desem, sığmazsın” dizelerinde belirttiği gibi tarihe sığamayacak büyüklükte bir olgunun hayat bulmasına vesile olmuşlardır. Çanakkale’de Türk Milleti’nin bağımsızlığı uğruna sergilediği bu çelikleşmiş duruş, sadece zaferi beraberinde getirmemiş; bunun yanısıra, Cumhuriyetimizin kuruluşunun önünü açan Kurtuluş Savaşımızın için gerekli olacak milli birlik, azim, kararlılık ve mücadeleci ateşinin harmanlanmasına imkân tanımıştır. Aynı ruh ve azim, uzun süren mücadeleler ve savaşlar sonrasında yıkılmış ve yorgun düşmüş vatanımızın, Cumhuriyetimiz eliyle imar edilerek ayağa kaldırılmasına öncülük eden kadrolara rehberlik etmiştir. Bu süreçte milletimiz, şehitlerini hiçbir zaman unutmamış; ama kendi evlatlarına karşı gösterdiği bu vefa, savaştığı hasımlarına karşı hafızasında kin ve nefrete sebep olmamış; bilakis, onları da kucaklayan bir dostluk ve barış ortamı oluşturmuştur. Bu vefa, 100 yılı aşkın bir süre sonra bile bugün Çanakkale’yi, barışın önemini ve değerini tüm insanlığa öğreten, farklı uluslardan insanların bir arada yattığı bir insanlık mirası haline getirmiştir. Değerli Katılımcılar, Hanımefendiler, Beyefendiler, Türk Milletinin bağımsızlık şiarı, demokrasi aşkı, vatan savunmasındaki kararlılık ve azminden bi-haber gafillerin, 15 Temmuz gecesi ülkemizin demokrasisine ve gelecek kuşaklarımızın yarınlarına yönelik giriştikleri hain saldırının ertesindeki ilk 18 Mart’ı idrak ediyor olmamız, bugünü daha da anlamlı kılmaktadır. Bu hain darbe girişimi sırasında gözü dönmüş caniler Türk Milletinin alın teriyle alınmış olan silahları Millete doğrultmuş, kirli emelleri uğruna yüreklerindeki inanç dışında hiçbir silahı olmayan masum insanları katletmekten geri durmamışlardır. Yüzyıllardır vatan savunması destanı yazmış olan bu aziz Millet, 15 Temmuz akşamı da seçilmiş Cumhurbaşkanına, Hükümetine, Meclisine, demokrasisine ve geleceğine canı pahasına sahip çıkmış, Millet iradesine saldıran tanklara göğsünü siper etmiştir. Hainlerin bu alçak girişimi sırasında 248 vatandaşımız şahadet mertebesine erişmiş; 2.193 vatandaşımız da yaralanmıştır. Bu darbe girişimi karşısında en ufak tereddüte kapılmadan ülkemizin geleceği için canını vermiş 15 Temmuz şehitlerimiz ile ülkemizin terör belasıyla uğraşmaya başladığı günlerden bugüne değin terör örgütlerine karşı amansız mücadelemizde şahadet mertebesine ulaşmış tüm şehitlerimizi bu vesileyle bir kez daha yad etmek istiyorum. Saygıdeğer Katılımcılar, Türk Toplumunun Kıymetli Temsilcileri, Bu vatanın evlatları, Çanakkale’de, Gelibolu’da, Balkanlarda, Mısır’da, Japonya’da, Kore’de, Kıbrıs’ta, Afganistan’da ve adını sayamadığımız farklı coğrafyalarda şehit düşmüş; şahadete ulaştığı her toprak parçasında da bir insanlık dersi, fedakârlık örneği ve kahramanlık destanı bırakmıştır. Ülkemizi temsil etmenin verdiği onurla görevlerini icra ederken hain terör saldırılarında şehit edilen diplomatlarımızı da bu vesileyle anmak isterim. Bugün bizlere düşen, aziz şehitlerimizin uğrunda canlarını feda ettikleri idealleri yaşatmaktır. Çanakkale Zaferi inanç, azim, fedakarlık ve ümit duygularıyla kazanılmıştır. Hepimiz için birleştirici ve ortak bir değer olan Çanakkale ruhu, bir toplumun dayanışmayla kazanabileceklerini, üstesinden gelebileceği zorlukları göstermektedir. Evlatlarımıza ve gelecek nesillerimize bu düşünceleri aşılayabilmek, şehitlerimizin hatırasına gösterebileceğimiz en büyük saygı olacaktır. Bu vesileyle, başta Ebedi Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk ve onun silah arkadaşları olmak üzere, burada yatan şehitlerimizin yanısıra Türk milleti ve vatanı uğruna hayatlarını feda eden tüm şehitlerimizi bir kez daha rahmet, minnet ve şükranla anıyor, aziz hatıralarının önünde saygıyla eğiliyorum Ruhları şad olsun!'' TÜRK DENİZ ŞEHİTLİĞİ 1993 yılında açılan şehitlikte, Osmanlı Sultanı Abdülmecid tarafından 5 Ağustos 1850 tarihinde seyir ve topçuluk eğitimi almak üzere İngiltere'nin Portsmouth ve Gosport limanlarına gönderilen Mirat-ı Zafer ve Sırağ-ı Bahri gemilerindeki denizcilerden, burada kaldıkları 6,5 aylık süre içerisinde kolera salgını ve diğer sağlık sorunları nedeniyle yaşamını yitirenlerin mezarları bulunuyor.

25/29
Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde anma töreni

Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde anma töreni Londra Çanakkale anma platformu ve Londra Büyükelçiliği ile Londra’da ve cevresindeki sivil toplum kuruluslarinin katılımıyla 18 Mart Çanakkale deniz Zaferi Şehitler Günü töreni Cumartesi günü saat 13.00’de Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde yapıldı. Portsmouth’da bulunan Royal Naval Cemetery içinde yer alan ‘40 Clayhall Rd Gosport, Hampshire PO12 2AZ’ adresinde düzenlenen törende Çanakkale Savaşı’nın Türkiye ve dünya tarihi için önemli sonuçlar doğurduğu ve 102.yılında dahada büyük anlam taşıdığı vurgulandı. Törende Türkiye’nin Londra Büyükelçiliği, İngiltere Türk Dernekleri ve pek çok vatandaş bulundu. Büyükelçi Abdurrahman Bilgic'in 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü vesilesiyle, Portsmouth Türk Deniz Şehitliği'nde yaptığı konuşmanin tam metni: ''Madame Mayor, Distinguished Members of the Turkish Community,Ladies, Gentlemen and Dear Kids, Today we are gathered here at the Clayhall Royal Naval Cemetery to commemorate the Çanakkale Naval Battles after 102 years. Despite heavy losses, victory against Allied forces in Çanakkale and Gallipoli paved the way for our war of liberation, and the establishment of our Republic. That’s why every year we commemorate the 18th of March as “Martyrs Day” in Turkey and abroad. These Battles which are called as “the last Gentlemen’s War of the 20th century”, have an exceptional place in the history for the nations involved. The Battles showed how shared sufferings can transform hostilities into lasting peace and friendship. Mayor Hook, Today, at his ceremony, we will pay tribute to all of our martyrs laying here at Clayhall Royal Naval Cemetery. Here rest 26 of our Naval officers who came to Britain as a part of bilateral naval education programme during Sultan Abdülmecid’s reign, and lost their lives in the UK in the 19th century. Let me thank you for your participation today and for looking after our martyrs in Gosport. With your permission, I will continue my speech in Turkish. Türk toplumunun kıymetli üyeleri, Hanımefendiler, Beyefendiler ve Sevgili çocuklar, Bugün Çanakkale Deniz Zaferi’nin 102. Yıldönümünü ve Şehitler günü vesilesiyle Sultan Abdülmecid döneminde bahriye eğitimi için geldikleri Birleşik Krallık’ta hayatlarını kaybederek dost ve Müttefik bir ülkenin topraklarında ebedi istirahatlarını çekilmiş 26 bahriyelimizin kabri başında toplanmış bulunuyoruz. İki yıl önce, 100. Sene-i devriyesini idrak ettiğimiz Çanakkale Savaşları, ulusumuzun birlik ve beraberlik ruhu içerisinde canını hiçe sayarak giriştiği var olma mücadele neticesinde tarihe altın harflerle kazınan bir kahramanlık destanıdır. Birinci Dünya Savaşı'nın en kritik aşamalarından birini teşkil eden Çanakkale Savaşları, siyasî ve askerî sonuçlarıyla, sadece Türk Milleti’nin kaderi ve tarihine değil, dünya siyasi tarihinin gidişatına yön vermiş bir konumdadır. 18 Mart 1915 tarihinde kazanılan Deniz Zaferi, Çanakkale'yi denizden geçmeyi tasarlayanları düşkırıklığına uğratırken, askerlerimize büyük güç ve moral vermiş ve direniş gücünü artırmıştır. Türk askerinin elindeki kısıtlı olanaklara karşın, dünyanın büyük güçlerini denizde yenilgiye uğratması, 25 Nisan 1915 tarihinde başlayan kara savaşlarında da zafere ulaşılmasının yolunu açmıştır. Çanakkale, çelik ve barutun, teknoloji ve kemiyetin; vatan sevgisi, azim ve kararlılık karşısında kifayetsiz kalışının unutulmaz bir örneğidir. Tarihte eşine çok az rastlanan bu büyük destan, vatanın ve milletin bekası için gözlerini kırpmadan canlarını feda etmeyi göze alan yüzbinlerce kahramanın eseridir. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün, “Çanakkale Zaferi, Türk askerinin ruh kudretini gösteren şayanı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur” sözlerinde ifadesini bulan bu mücadele, aynı zamanda Mehmetçiğin vatan ve millet sevgisinin de ölümsüz bir anıtıdır. Çanakkale ruhu, Anadolu’nun dört bir yanındaki vatan evlatlarını tek bir hedef ve ülkü uğrunda birleştirmekle kalmamış; bugün gönül coğrafyamız olarak nitelendirdiğimiz topraklardan birçok Filistinliyi, Sudanlıyı, Balkan Türkünü, Yemenliyi, Bosnalıyı, Gürcüyü, Musulluyu, Çerkesi, Tunusluyu bu destanın kahramanları haline getirmiştir. Anadolu’dan Ortadoğu’ya, Balkanlardan Kuzey Afrika’ya kadar yöresi, kökeni, rengi ve mezhebi ne olursa olsun Mehmetçikler, bu aziz topraklarda gönüllerini buluşturmuş; Milli Şairimiz Mehmet Akif’in “Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın, “Gömelim gel seni tarihe” desem, sığmazsın” dizelerinde belirttiği gibi tarihe sığamayacak büyüklükte bir olgunun hayat bulmasına vesile olmuşlardır. Çanakkale’de Türk Milleti’nin bağımsızlığı uğruna sergilediği bu çelikleşmiş duruş, sadece zaferi beraberinde getirmemiş; bunun yanısıra, Cumhuriyetimizin kuruluşunun önünü açan Kurtuluş Savaşımızın için gerekli olacak milli birlik, azim, kararlılık ve mücadeleci ateşinin harmanlanmasına imkân tanımıştır. Aynı ruh ve azim, uzun süren mücadeleler ve savaşlar sonrasında yıkılmış ve yorgun düşmüş vatanımızın, Cumhuriyetimiz eliyle imar edilerek ayağa kaldırılmasına öncülük eden kadrolara rehberlik etmiştir. Bu süreçte milletimiz, şehitlerini hiçbir zaman unutmamış; ama kendi evlatlarına karşı gösterdiği bu vefa, savaştığı hasımlarına karşı hafızasında kin ve nefrete sebep olmamış; bilakis, onları da kucaklayan bir dostluk ve barış ortamı oluşturmuştur. Bu vefa, 100 yılı aşkın bir süre sonra bile bugün Çanakkale’yi, barışın önemini ve değerini tüm insanlığa öğreten, farklı uluslardan insanların bir arada yattığı bir insanlık mirası haline getirmiştir. Değerli Katılımcılar, Hanımefendiler, Beyefendiler, Türk Milletinin bağımsızlık şiarı, demokrasi aşkı, vatan savunmasındaki kararlılık ve azminden bi-haber gafillerin, 15 Temmuz gecesi ülkemizin demokrasisine ve gelecek kuşaklarımızın yarınlarına yönelik giriştikleri hain saldırının ertesindeki ilk 18 Mart’ı idrak ediyor olmamız, bugünü daha da anlamlı kılmaktadır. Bu hain darbe girişimi sırasında gözü dönmüş caniler Türk Milletinin alın teriyle alınmış olan silahları Millete doğrultmuş, kirli emelleri uğruna yüreklerindeki inanç dışında hiçbir silahı olmayan masum insanları katletmekten geri durmamışlardır. Yüzyıllardır vatan savunması destanı yazmış olan bu aziz Millet, 15 Temmuz akşamı da seçilmiş Cumhurbaşkanına, Hükümetine, Meclisine, demokrasisine ve geleceğine canı pahasına sahip çıkmış, Millet iradesine saldıran tanklara göğsünü siper etmiştir. Hainlerin bu alçak girişimi sırasında 248 vatandaşımız şahadet mertebesine erişmiş; 2.193 vatandaşımız da yaralanmıştır. Bu darbe girişimi karşısında en ufak tereddüte kapılmadan ülkemizin geleceği için canını vermiş 15 Temmuz şehitlerimiz ile ülkemizin terör belasıyla uğraşmaya başladığı günlerden bugüne değin terör örgütlerine karşı amansız mücadelemizde şahadet mertebesine ulaşmış tüm şehitlerimizi bu vesileyle bir kez daha yad etmek istiyorum. Saygıdeğer Katılımcılar, Türk Toplumunun Kıymetli Temsilcileri, Bu vatanın evlatları, Çanakkale’de, Gelibolu’da, Balkanlarda, Mısır’da, Japonya’da, Kore’de, Kıbrıs’ta, Afganistan’da ve adını sayamadığımız farklı coğrafyalarda şehit düşmüş; şahadete ulaştığı her toprak parçasında da bir insanlık dersi, fedakârlık örneği ve kahramanlık destanı bırakmıştır. Ülkemizi temsil etmenin verdiği onurla görevlerini icra ederken hain terör saldırılarında şehit edilen diplomatlarımızı da bu vesileyle anmak isterim. Bugün bizlere düşen, aziz şehitlerimizin uğrunda canlarını feda ettikleri idealleri yaşatmaktır. Çanakkale Zaferi inanç, azim, fedakarlık ve ümit duygularıyla kazanılmıştır. Hepimiz için birleştirici ve ortak bir değer olan Çanakkale ruhu, bir toplumun dayanışmayla kazanabileceklerini, üstesinden gelebileceği zorlukları göstermektedir. Evlatlarımıza ve gelecek nesillerimize bu düşünceleri aşılayabilmek, şehitlerimizin hatırasına gösterebileceğimiz en büyük saygı olacaktır. Bu vesileyle, başta Ebedi Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk ve onun silah arkadaşları olmak üzere, burada yatan şehitlerimizin yanısıra Türk milleti ve vatanı uğruna hayatlarını feda eden tüm şehitlerimizi bir kez daha rahmet, minnet ve şükranla anıyor, aziz hatıralarının önünde saygıyla eğiliyorum Ruhları şad olsun!'' TÜRK DENİZ ŞEHİTLİĞİ 1993 yılında açılan şehitlikte, Osmanlı Sultanı Abdülmecid tarafından 5 Ağustos 1850 tarihinde seyir ve topçuluk eğitimi almak üzere İngiltere'nin Portsmouth ve Gosport limanlarına gönderilen Mirat-ı Zafer ve Sırağ-ı Bahri gemilerindeki denizcilerden, burada kaldıkları 6,5 aylık süre içerisinde kolera salgını ve diğer sağlık sorunları nedeniyle yaşamını yitirenlerin mezarları bulunuyor.

26/29
Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde anma töreni

Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde anma töreni Londra Çanakkale anma platformu ve Londra Büyükelçiliği ile Londra’da ve cevresindeki sivil toplum kuruluslarinin katılımıyla 18 Mart Çanakkale deniz Zaferi Şehitler Günü töreni Cumartesi günü saat 13.00’de Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde yapıldı. Portsmouth’da bulunan Royal Naval Cemetery içinde yer alan ‘40 Clayhall Rd Gosport, Hampshire PO12 2AZ’ adresinde düzenlenen törende Çanakkale Savaşı’nın Türkiye ve dünya tarihi için önemli sonuçlar doğurduğu ve 102.yılında dahada büyük anlam taşıdığı vurgulandı. Törende Türkiye’nin Londra Büyükelçiliği, İngiltere Türk Dernekleri ve pek çok vatandaş bulundu. Büyükelçi Abdurrahman Bilgic'in 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü vesilesiyle, Portsmouth Türk Deniz Şehitliği'nde yaptığı konuşmanin tam metni: ''Madame Mayor, Distinguished Members of the Turkish Community,Ladies, Gentlemen and Dear Kids, Today we are gathered here at the Clayhall Royal Naval Cemetery to commemorate the Çanakkale Naval Battles after 102 years. Despite heavy losses, victory against Allied forces in Çanakkale and Gallipoli paved the way for our war of liberation, and the establishment of our Republic. That’s why every year we commemorate the 18th of March as “Martyrs Day” in Turkey and abroad. These Battles which are called as “the last Gentlemen’s War of the 20th century”, have an exceptional place in the history for the nations involved. The Battles showed how shared sufferings can transform hostilities into lasting peace and friendship. Mayor Hook, Today, at his ceremony, we will pay tribute to all of our martyrs laying here at Clayhall Royal Naval Cemetery. Here rest 26 of our Naval officers who came to Britain as a part of bilateral naval education programme during Sultan Abdülmecid’s reign, and lost their lives in the UK in the 19th century. Let me thank you for your participation today and for looking after our martyrs in Gosport. With your permission, I will continue my speech in Turkish. Türk toplumunun kıymetli üyeleri, Hanımefendiler, Beyefendiler ve Sevgili çocuklar, Bugün Çanakkale Deniz Zaferi’nin 102. Yıldönümünü ve Şehitler günü vesilesiyle Sultan Abdülmecid döneminde bahriye eğitimi için geldikleri Birleşik Krallık’ta hayatlarını kaybederek dost ve Müttefik bir ülkenin topraklarında ebedi istirahatlarını çekilmiş 26 bahriyelimizin kabri başında toplanmış bulunuyoruz. İki yıl önce, 100. Sene-i devriyesini idrak ettiğimiz Çanakkale Savaşları, ulusumuzun birlik ve beraberlik ruhu içerisinde canını hiçe sayarak giriştiği var olma mücadele neticesinde tarihe altın harflerle kazınan bir kahramanlık destanıdır. Birinci Dünya Savaşı'nın en kritik aşamalarından birini teşkil eden Çanakkale Savaşları, siyasî ve askerî sonuçlarıyla, sadece Türk Milleti’nin kaderi ve tarihine değil, dünya siyasi tarihinin gidişatına yön vermiş bir konumdadır. 18 Mart 1915 tarihinde kazanılan Deniz Zaferi, Çanakkale'yi denizden geçmeyi tasarlayanları düşkırıklığına uğratırken, askerlerimize büyük güç ve moral vermiş ve direniş gücünü artırmıştır. Türk askerinin elindeki kısıtlı olanaklara karşın, dünyanın büyük güçlerini denizde yenilgiye uğratması, 25 Nisan 1915 tarihinde başlayan kara savaşlarında da zafere ulaşılmasının yolunu açmıştır. Çanakkale, çelik ve barutun, teknoloji ve kemiyetin; vatan sevgisi, azim ve kararlılık karşısında kifayetsiz kalışının unutulmaz bir örneğidir. Tarihte eşine çok az rastlanan bu büyük destan, vatanın ve milletin bekası için gözlerini kırpmadan canlarını feda etmeyi göze alan yüzbinlerce kahramanın eseridir. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün, “Çanakkale Zaferi, Türk askerinin ruh kudretini gösteren şayanı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur” sözlerinde ifadesini bulan bu mücadele, aynı zamanda Mehmetçiğin vatan ve millet sevgisinin de ölümsüz bir anıtıdır. Çanakkale ruhu, Anadolu’nun dört bir yanındaki vatan evlatlarını tek bir hedef ve ülkü uğrunda birleştirmekle kalmamış; bugün gönül coğrafyamız olarak nitelendirdiğimiz topraklardan birçok Filistinliyi, Sudanlıyı, Balkan Türkünü, Yemenliyi, Bosnalıyı, Gürcüyü, Musulluyu, Çerkesi, Tunusluyu bu destanın kahramanları haline getirmiştir. Anadolu’dan Ortadoğu’ya, Balkanlardan Kuzey Afrika’ya kadar yöresi, kökeni, rengi ve mezhebi ne olursa olsun Mehmetçikler, bu aziz topraklarda gönüllerini buluşturmuş; Milli Şairimiz Mehmet Akif’in “Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın, “Gömelim gel seni tarihe” desem, sığmazsın” dizelerinde belirttiği gibi tarihe sığamayacak büyüklükte bir olgunun hayat bulmasına vesile olmuşlardır. Çanakkale’de Türk Milleti’nin bağımsızlığı uğruna sergilediği bu çelikleşmiş duruş, sadece zaferi beraberinde getirmemiş; bunun yanısıra, Cumhuriyetimizin kuruluşunun önünü açan Kurtuluş Savaşımızın için gerekli olacak milli birlik, azim, kararlılık ve mücadeleci ateşinin harmanlanmasına imkân tanımıştır. Aynı ruh ve azim, uzun süren mücadeleler ve savaşlar sonrasında yıkılmış ve yorgun düşmüş vatanımızın, Cumhuriyetimiz eliyle imar edilerek ayağa kaldırılmasına öncülük eden kadrolara rehberlik etmiştir. Bu süreçte milletimiz, şehitlerini hiçbir zaman unutmamış; ama kendi evlatlarına karşı gösterdiği bu vefa, savaştığı hasımlarına karşı hafızasında kin ve nefrete sebep olmamış; bilakis, onları da kucaklayan bir dostluk ve barış ortamı oluşturmuştur. Bu vefa, 100 yılı aşkın bir süre sonra bile bugün Çanakkale’yi, barışın önemini ve değerini tüm insanlığa öğreten, farklı uluslardan insanların bir arada yattığı bir insanlık mirası haline getirmiştir. Değerli Katılımcılar, Hanımefendiler, Beyefendiler, Türk Milletinin bağımsızlık şiarı, demokrasi aşkı, vatan savunmasındaki kararlılık ve azminden bi-haber gafillerin, 15 Temmuz gecesi ülkemizin demokrasisine ve gelecek kuşaklarımızın yarınlarına yönelik giriştikleri hain saldırının ertesindeki ilk 18 Mart’ı idrak ediyor olmamız, bugünü daha da anlamlı kılmaktadır. Bu hain darbe girişimi sırasında gözü dönmüş caniler Türk Milletinin alın teriyle alınmış olan silahları Millete doğrultmuş, kirli emelleri uğruna yüreklerindeki inanç dışında hiçbir silahı olmayan masum insanları katletmekten geri durmamışlardır. Yüzyıllardır vatan savunması destanı yazmış olan bu aziz Millet, 15 Temmuz akşamı da seçilmiş Cumhurbaşkanına, Hükümetine, Meclisine, demokrasisine ve geleceğine canı pahasına sahip çıkmış, Millet iradesine saldıran tanklara göğsünü siper etmiştir. Hainlerin bu alçak girişimi sırasında 248 vatandaşımız şahadet mertebesine erişmiş; 2.193 vatandaşımız da yaralanmıştır. Bu darbe girişimi karşısında en ufak tereddüte kapılmadan ülkemizin geleceği için canını vermiş 15 Temmuz şehitlerimiz ile ülkemizin terör belasıyla uğraşmaya başladığı günlerden bugüne değin terör örgütlerine karşı amansız mücadelemizde şahadet mertebesine ulaşmış tüm şehitlerimizi bu vesileyle bir kez daha yad etmek istiyorum. Saygıdeğer Katılımcılar, Türk Toplumunun Kıymetli Temsilcileri, Bu vatanın evlatları, Çanakkale’de, Gelibolu’da, Balkanlarda, Mısır’da, Japonya’da, Kore’de, Kıbrıs’ta, Afganistan’da ve adını sayamadığımız farklı coğrafyalarda şehit düşmüş; şahadete ulaştığı her toprak parçasında da bir insanlık dersi, fedakârlık örneği ve kahramanlık destanı bırakmıştır. Ülkemizi temsil etmenin verdiği onurla görevlerini icra ederken hain terör saldırılarında şehit edilen diplomatlarımızı da bu vesileyle anmak isterim. Bugün bizlere düşen, aziz şehitlerimizin uğrunda canlarını feda ettikleri idealleri yaşatmaktır. Çanakkale Zaferi inanç, azim, fedakarlık ve ümit duygularıyla kazanılmıştır. Hepimiz için birleştirici ve ortak bir değer olan Çanakkale ruhu, bir toplumun dayanışmayla kazanabileceklerini, üstesinden gelebileceği zorlukları göstermektedir. Evlatlarımıza ve gelecek nesillerimize bu düşünceleri aşılayabilmek, şehitlerimizin hatırasına gösterebileceğimiz en büyük saygı olacaktır. Bu vesileyle, başta Ebedi Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk ve onun silah arkadaşları olmak üzere, burada yatan şehitlerimizin yanısıra Türk milleti ve vatanı uğruna hayatlarını feda eden tüm şehitlerimizi bir kez daha rahmet, minnet ve şükranla anıyor, aziz hatıralarının önünde saygıyla eğiliyorum Ruhları şad olsun!'' TÜRK DENİZ ŞEHİTLİĞİ 1993 yılında açılan şehitlikte, Osmanlı Sultanı Abdülmecid tarafından 5 Ağustos 1850 tarihinde seyir ve topçuluk eğitimi almak üzere İngiltere'nin Portsmouth ve Gosport limanlarına gönderilen Mirat-ı Zafer ve Sırağ-ı Bahri gemilerindeki denizcilerden, burada kaldıkları 6,5 aylık süre içerisinde kolera salgını ve diğer sağlık sorunları nedeniyle yaşamını yitirenlerin mezarları bulunuyor.

27/29
Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde anma töreni

Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde anma töreni Londra Çanakkale anma platformu ve Londra Büyükelçiliği ile Londra’da ve cevresindeki sivil toplum kuruluslarinin katılımıyla 18 Mart Çanakkale deniz Zaferi Şehitler Günü töreni Cumartesi günü saat 13.00’de Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde yapıldı. Portsmouth’da bulunan Royal Naval Cemetery içinde yer alan ‘40 Clayhall Rd Gosport, Hampshire PO12 2AZ’ adresinde düzenlenen törende Çanakkale Savaşı’nın Türkiye ve dünya tarihi için önemli sonuçlar doğurduğu ve 102.yılında dahada büyük anlam taşıdığı vurgulandı. Törende Türkiye’nin Londra Büyükelçiliği, İngiltere Türk Dernekleri ve pek çok vatandaş bulundu. Büyükelçi Abdurrahman Bilgic'in 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü vesilesiyle, Portsmouth Türk Deniz Şehitliği'nde yaptığı konuşmanin tam metni: ''Madame Mayor, Distinguished Members of the Turkish Community,Ladies, Gentlemen and Dear Kids, Today we are gathered here at the Clayhall Royal Naval Cemetery to commemorate the Çanakkale Naval Battles after 102 years. Despite heavy losses, victory against Allied forces in Çanakkale and Gallipoli paved the way for our war of liberation, and the establishment of our Republic. That’s why every year we commemorate the 18th of March as “Martyrs Day” in Turkey and abroad. These Battles which are called as “the last Gentlemen’s War of the 20th century”, have an exceptional place in the history for the nations involved. The Battles showed how shared sufferings can transform hostilities into lasting peace and friendship. Mayor Hook, Today, at his ceremony, we will pay tribute to all of our martyrs laying here at Clayhall Royal Naval Cemetery. Here rest 26 of our Naval officers who came to Britain as a part of bilateral naval education programme during Sultan Abdülmecid’s reign, and lost their lives in the UK in the 19th century. Let me thank you for your participation today and for looking after our martyrs in Gosport. With your permission, I will continue my speech in Turkish. Türk toplumunun kıymetli üyeleri, Hanımefendiler, Beyefendiler ve Sevgili çocuklar, Bugün Çanakkale Deniz Zaferi’nin 102. Yıldönümünü ve Şehitler günü vesilesiyle Sultan Abdülmecid döneminde bahriye eğitimi için geldikleri Birleşik Krallık’ta hayatlarını kaybederek dost ve Müttefik bir ülkenin topraklarında ebedi istirahatlarını çekilmiş 26 bahriyelimizin kabri başında toplanmış bulunuyoruz. İki yıl önce, 100. Sene-i devriyesini idrak ettiğimiz Çanakkale Savaşları, ulusumuzun birlik ve beraberlik ruhu içerisinde canını hiçe sayarak giriştiği var olma mücadele neticesinde tarihe altın harflerle kazınan bir kahramanlık destanıdır. Birinci Dünya Savaşı'nın en kritik aşamalarından birini teşkil eden Çanakkale Savaşları, siyasî ve askerî sonuçlarıyla, sadece Türk Milleti’nin kaderi ve tarihine değil, dünya siyasi tarihinin gidişatına yön vermiş bir konumdadır. 18 Mart 1915 tarihinde kazanılan Deniz Zaferi, Çanakkale'yi denizden geçmeyi tasarlayanları düşkırıklığına uğratırken, askerlerimize büyük güç ve moral vermiş ve direniş gücünü artırmıştır. Türk askerinin elindeki kısıtlı olanaklara karşın, dünyanın büyük güçlerini denizde yenilgiye uğratması, 25 Nisan 1915 tarihinde başlayan kara savaşlarında da zafere ulaşılmasının yolunu açmıştır. Çanakkale, çelik ve barutun, teknoloji ve kemiyetin; vatan sevgisi, azim ve kararlılık karşısında kifayetsiz kalışının unutulmaz bir örneğidir. Tarihte eşine çok az rastlanan bu büyük destan, vatanın ve milletin bekası için gözlerini kırpmadan canlarını feda etmeyi göze alan yüzbinlerce kahramanın eseridir. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün, “Çanakkale Zaferi, Türk askerinin ruh kudretini gösteren şayanı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur” sözlerinde ifadesini bulan bu mücadele, aynı zamanda Mehmetçiğin vatan ve millet sevgisinin de ölümsüz bir anıtıdır. Çanakkale ruhu, Anadolu’nun dört bir yanındaki vatan evlatlarını tek bir hedef ve ülkü uğrunda birleştirmekle kalmamış; bugün gönül coğrafyamız olarak nitelendirdiğimiz topraklardan birçok Filistinliyi, Sudanlıyı, Balkan Türkünü, Yemenliyi, Bosnalıyı, Gürcüyü, Musulluyu, Çerkesi, Tunusluyu bu destanın kahramanları haline getirmiştir. Anadolu’dan Ortadoğu’ya, Balkanlardan Kuzey Afrika’ya kadar yöresi, kökeni, rengi ve mezhebi ne olursa olsun Mehmetçikler, bu aziz topraklarda gönüllerini buluşturmuş; Milli Şairimiz Mehmet Akif’in “Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın, “Gömelim gel seni tarihe” desem, sığmazsın” dizelerinde belirttiği gibi tarihe sığamayacak büyüklükte bir olgunun hayat bulmasına vesile olmuşlardır. Çanakkale’de Türk Milleti’nin bağımsızlığı uğruna sergilediği bu çelikleşmiş duruş, sadece zaferi beraberinde getirmemiş; bunun yanısıra, Cumhuriyetimizin kuruluşunun önünü açan Kurtuluş Savaşımızın için gerekli olacak milli birlik, azim, kararlılık ve mücadeleci ateşinin harmanlanmasına imkân tanımıştır. Aynı ruh ve azim, uzun süren mücadeleler ve savaşlar sonrasında yıkılmış ve yorgun düşmüş vatanımızın, Cumhuriyetimiz eliyle imar edilerek ayağa kaldırılmasına öncülük eden kadrolara rehberlik etmiştir. Bu süreçte milletimiz, şehitlerini hiçbir zaman unutmamış; ama kendi evlatlarına karşı gösterdiği bu vefa, savaştığı hasımlarına karşı hafızasında kin ve nefrete sebep olmamış; bilakis, onları da kucaklayan bir dostluk ve barış ortamı oluşturmuştur. Bu vefa, 100 yılı aşkın bir süre sonra bile bugün Çanakkale’yi, barışın önemini ve değerini tüm insanlığa öğreten, farklı uluslardan insanların bir arada yattığı bir insanlık mirası haline getirmiştir. Değerli Katılımcılar, Hanımefendiler, Beyefendiler, Türk Milletinin bağımsızlık şiarı, demokrasi aşkı, vatan savunmasındaki kararlılık ve azminden bi-haber gafillerin, 15 Temmuz gecesi ülkemizin demokrasisine ve gelecek kuşaklarımızın yarınlarına yönelik giriştikleri hain saldırının ertesindeki ilk 18 Mart’ı idrak ediyor olmamız, bugünü daha da anlamlı kılmaktadır. Bu hain darbe girişimi sırasında gözü dönmüş caniler Türk Milletinin alın teriyle alınmış olan silahları Millete doğrultmuş, kirli emelleri uğruna yüreklerindeki inanç dışında hiçbir silahı olmayan masum insanları katletmekten geri durmamışlardır. Yüzyıllardır vatan savunması destanı yazmış olan bu aziz Millet, 15 Temmuz akşamı da seçilmiş Cumhurbaşkanına, Hükümetine, Meclisine, demokrasisine ve geleceğine canı pahasına sahip çıkmış, Millet iradesine saldıran tanklara göğsünü siper etmiştir. Hainlerin bu alçak girişimi sırasında 248 vatandaşımız şahadet mertebesine erişmiş; 2.193 vatandaşımız da yaralanmıştır. Bu darbe girişimi karşısında en ufak tereddüte kapılmadan ülkemizin geleceği için canını vermiş 15 Temmuz şehitlerimiz ile ülkemizin terör belasıyla uğraşmaya başladığı günlerden bugüne değin terör örgütlerine karşı amansız mücadelemizde şahadet mertebesine ulaşmış tüm şehitlerimizi bu vesileyle bir kez daha yad etmek istiyorum. Saygıdeğer Katılımcılar, Türk Toplumunun Kıymetli Temsilcileri, Bu vatanın evlatları, Çanakkale’de, Gelibolu’da, Balkanlarda, Mısır’da, Japonya’da, Kore’de, Kıbrıs’ta, Afganistan’da ve adını sayamadığımız farklı coğrafyalarda şehit düşmüş; şahadete ulaştığı her toprak parçasında da bir insanlık dersi, fedakârlık örneği ve kahramanlık destanı bırakmıştır. Ülkemizi temsil etmenin verdiği onurla görevlerini icra ederken hain terör saldırılarında şehit edilen diplomatlarımızı da bu vesileyle anmak isterim. Bugün bizlere düşen, aziz şehitlerimizin uğrunda canlarını feda ettikleri idealleri yaşatmaktır. Çanakkale Zaferi inanç, azim, fedakarlık ve ümit duygularıyla kazanılmıştır. Hepimiz için birleştirici ve ortak bir değer olan Çanakkale ruhu, bir toplumun dayanışmayla kazanabileceklerini, üstesinden gelebileceği zorlukları göstermektedir. Evlatlarımıza ve gelecek nesillerimize bu düşünceleri aşılayabilmek, şehitlerimizin hatırasına gösterebileceğimiz en büyük saygı olacaktır. Bu vesileyle, başta Ebedi Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk ve onun silah arkadaşları olmak üzere, burada yatan şehitlerimizin yanısıra Türk milleti ve vatanı uğruna hayatlarını feda eden tüm şehitlerimizi bir kez daha rahmet, minnet ve şükranla anıyor, aziz hatıralarının önünde saygıyla eğiliyorum Ruhları şad olsun!'' TÜRK DENİZ ŞEHİTLİĞİ 1993 yılında açılan şehitlikte, Osmanlı Sultanı Abdülmecid tarafından 5 Ağustos 1850 tarihinde seyir ve topçuluk eğitimi almak üzere İngiltere'nin Portsmouth ve Gosport limanlarına gönderilen Mirat-ı Zafer ve Sırağ-ı Bahri gemilerindeki denizcilerden, burada kaldıkları 6,5 aylık süre içerisinde kolera salgını ve diğer sağlık sorunları nedeniyle yaşamını yitirenlerin mezarları bulunuyor.

28/29
Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde anma töreni

Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde anma töreni Londra Çanakkale anma platformu ve Londra Büyükelçiliği ile Londra’da ve cevresindeki sivil toplum kuruluslarinin katılımıyla 18 Mart Çanakkale deniz Zaferi Şehitler Günü töreni Cumartesi günü saat 13.00’de Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde yapıldı. Portsmouth’da bulunan Royal Naval Cemetery içinde yer alan ‘40 Clayhall Rd Gosport, Hampshire PO12 2AZ’ adresinde düzenlenen törende Çanakkale Savaşı’nın Türkiye ve dünya tarihi için önemli sonuçlar doğurduğu ve 102.yılında dahada büyük anlam taşıdığı vurgulandı. Törende Türkiye’nin Londra Büyükelçiliği, İngiltere Türk Dernekleri ve pek çok vatandaş bulundu. Büyükelçi Abdurrahman Bilgic'in 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü vesilesiyle, Portsmouth Türk Deniz Şehitliği'nde yaptığı konuşmanin tam metni: ''Madame Mayor, Distinguished Members of the Turkish Community,Ladies, Gentlemen and Dear Kids, Today we are gathered here at the Clayhall Royal Naval Cemetery to commemorate the Çanakkale Naval Battles after 102 years. Despite heavy losses, victory against Allied forces in Çanakkale and Gallipoli paved the way for our war of liberation, and the establishment of our Republic. That’s why every year we commemorate the 18th of March as “Martyrs Day” in Turkey and abroad. These Battles which are called as “the last Gentlemen’s War of the 20th century”, have an exceptional place in the history for the nations involved. The Battles showed how shared sufferings can transform hostilities into lasting peace and friendship. Mayor Hook, Today, at his ceremony, we will pay tribute to all of our martyrs laying here at Clayhall Royal Naval Cemetery. Here rest 26 of our Naval officers who came to Britain as a part of bilateral naval education programme during Sultan Abdülmecid’s reign, and lost their lives in the UK in the 19th century. Let me thank you for your participation today and for looking after our martyrs in Gosport. With your permission, I will continue my speech in Turkish. Türk toplumunun kıymetli üyeleri, Hanımefendiler, Beyefendiler ve Sevgili çocuklar, Bugün Çanakkale Deniz Zaferi’nin 102. Yıldönümünü ve Şehitler günü vesilesiyle Sultan Abdülmecid döneminde bahriye eğitimi için geldikleri Birleşik Krallık’ta hayatlarını kaybederek dost ve Müttefik bir ülkenin topraklarında ebedi istirahatlarını çekilmiş 26 bahriyelimizin kabri başında toplanmış bulunuyoruz. İki yıl önce, 100. Sene-i devriyesini idrak ettiğimiz Çanakkale Savaşları, ulusumuzun birlik ve beraberlik ruhu içerisinde canını hiçe sayarak giriştiği var olma mücadele neticesinde tarihe altın harflerle kazınan bir kahramanlık destanıdır. Birinci Dünya Savaşı'nın en kritik aşamalarından birini teşkil eden Çanakkale Savaşları, siyasî ve askerî sonuçlarıyla, sadece Türk Milleti’nin kaderi ve tarihine değil, dünya siyasi tarihinin gidişatına yön vermiş bir konumdadır. 18 Mart 1915 tarihinde kazanılan Deniz Zaferi, Çanakkale'yi denizden geçmeyi tasarlayanları düşkırıklığına uğratırken, askerlerimize büyük güç ve moral vermiş ve direniş gücünü artırmıştır. Türk askerinin elindeki kısıtlı olanaklara karşın, dünyanın büyük güçlerini denizde yenilgiye uğratması, 25 Nisan 1915 tarihinde başlayan kara savaşlarında da zafere ulaşılmasının yolunu açmıştır. Çanakkale, çelik ve barutun, teknoloji ve kemiyetin; vatan sevgisi, azim ve kararlılık karşısında kifayetsiz kalışının unutulmaz bir örneğidir. Tarihte eşine çok az rastlanan bu büyük destan, vatanın ve milletin bekası için gözlerini kırpmadan canlarını feda etmeyi göze alan yüzbinlerce kahramanın eseridir. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün, “Çanakkale Zaferi, Türk askerinin ruh kudretini gösteren şayanı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur” sözlerinde ifadesini bulan bu mücadele, aynı zamanda Mehmetçiğin vatan ve millet sevgisinin de ölümsüz bir anıtıdır. Çanakkale ruhu, Anadolu’nun dört bir yanındaki vatan evlatlarını tek bir hedef ve ülkü uğrunda birleştirmekle kalmamış; bugün gönül coğrafyamız olarak nitelendirdiğimiz topraklardan birçok Filistinliyi, Sudanlıyı, Balkan Türkünü, Yemenliyi, Bosnalıyı, Gürcüyü, Musulluyu, Çerkesi, Tunusluyu bu destanın kahramanları haline getirmiştir. Anadolu’dan Ortadoğu’ya, Balkanlardan Kuzey Afrika’ya kadar yöresi, kökeni, rengi ve mezhebi ne olursa olsun Mehmetçikler, bu aziz topraklarda gönüllerini buluşturmuş; Milli Şairimiz Mehmet Akif’in “Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın, “Gömelim gel seni tarihe” desem, sığmazsın” dizelerinde belirttiği gibi tarihe sığamayacak büyüklükte bir olgunun hayat bulmasına vesile olmuşlardır. Çanakkale’de Türk Milleti’nin bağımsızlığı uğruna sergilediği bu çelikleşmiş duruş, sadece zaferi beraberinde getirmemiş; bunun yanısıra, Cumhuriyetimizin kuruluşunun önünü açan Kurtuluş Savaşımızın için gerekli olacak milli birlik, azim, kararlılık ve mücadeleci ateşinin harmanlanmasına imkân tanımıştır. Aynı ruh ve azim, uzun süren mücadeleler ve savaşlar sonrasında yıkılmış ve yorgun düşmüş vatanımızın, Cumhuriyetimiz eliyle imar edilerek ayağa kaldırılmasına öncülük eden kadrolara rehberlik etmiştir. Bu süreçte milletimiz, şehitlerini hiçbir zaman unutmamış; ama kendi evlatlarına karşı gösterdiği bu vefa, savaştığı hasımlarına karşı hafızasında kin ve nefrete sebep olmamış; bilakis, onları da kucaklayan bir dostluk ve barış ortamı oluşturmuştur. Bu vefa, 100 yılı aşkın bir süre sonra bile bugün Çanakkale’yi, barışın önemini ve değerini tüm insanlığa öğreten, farklı uluslardan insanların bir arada yattığı bir insanlık mirası haline getirmiştir. Değerli Katılımcılar, Hanımefendiler, Beyefendiler, Türk Milletinin bağımsızlık şiarı, demokrasi aşkı, vatan savunmasındaki kararlılık ve azminden bi-haber gafillerin, 15 Temmuz gecesi ülkemizin demokrasisine ve gelecek kuşaklarımızın yarınlarına yönelik giriştikleri hain saldırının ertesindeki ilk 18 Mart’ı idrak ediyor olmamız, bugünü daha da anlamlı kılmaktadır. Bu hain darbe girişimi sırasında gözü dönmüş caniler Türk Milletinin alın teriyle alınmış olan silahları Millete doğrultmuş, kirli emelleri uğruna yüreklerindeki inanç dışında hiçbir silahı olmayan masum insanları katletmekten geri durmamışlardır. Yüzyıllardır vatan savunması destanı yazmış olan bu aziz Millet, 15 Temmuz akşamı da seçilmiş Cumhurbaşkanına, Hükümetine, Meclisine, demokrasisine ve geleceğine canı pahasına sahip çıkmış, Millet iradesine saldıran tanklara göğsünü siper etmiştir. Hainlerin bu alçak girişimi sırasında 248 vatandaşımız şahadet mertebesine erişmiş; 2.193 vatandaşımız da yaralanmıştır. Bu darbe girişimi karşısında en ufak tereddüte kapılmadan ülkemizin geleceği için canını vermiş 15 Temmuz şehitlerimiz ile ülkemizin terör belasıyla uğraşmaya başladığı günlerden bugüne değin terör örgütlerine karşı amansız mücadelemizde şahadet mertebesine ulaşmış tüm şehitlerimizi bu vesileyle bir kez daha yad etmek istiyorum. Saygıdeğer Katılımcılar, Türk Toplumunun Kıymetli Temsilcileri, Bu vatanın evlatları, Çanakkale’de, Gelibolu’da, Balkanlarda, Mısır’da, Japonya’da, Kore’de, Kıbrıs’ta, Afganistan’da ve adını sayamadığımız farklı coğrafyalarda şehit düşmüş; şahadete ulaştığı her toprak parçasında da bir insanlık dersi, fedakârlık örneği ve kahramanlık destanı bırakmıştır. Ülkemizi temsil etmenin verdiği onurla görevlerini icra ederken hain terör saldırılarında şehit edilen diplomatlarımızı da bu vesileyle anmak isterim. Bugün bizlere düşen, aziz şehitlerimizin uğrunda canlarını feda ettikleri idealleri yaşatmaktır. Çanakkale Zaferi inanç, azim, fedakarlık ve ümit duygularıyla kazanılmıştır. Hepimiz için birleştirici ve ortak bir değer olan Çanakkale ruhu, bir toplumun dayanışmayla kazanabileceklerini, üstesinden gelebileceği zorlukları göstermektedir. Evlatlarımıza ve gelecek nesillerimize bu düşünceleri aşılayabilmek, şehitlerimizin hatırasına gösterebileceğimiz en büyük saygı olacaktır. Bu vesileyle, başta Ebedi Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk ve onun silah arkadaşları olmak üzere, burada yatan şehitlerimizin yanısıra Türk milleti ve vatanı uğruna hayatlarını feda eden tüm şehitlerimizi bir kez daha rahmet, minnet ve şükranla anıyor, aziz hatıralarının önünde saygıyla eğiliyorum Ruhları şad olsun!'' TÜRK DENİZ ŞEHİTLİĞİ 1993 yılında açılan şehitlikte, Osmanlı Sultanı Abdülmecid tarafından 5 Ağustos 1850 tarihinde seyir ve topçuluk eğitimi almak üzere İngiltere'nin Portsmouth ve Gosport limanlarına gönderilen Mirat-ı Zafer ve Sırağ-ı Bahri gemilerindeki denizcilerden, burada kaldıkları 6,5 aylık süre içerisinde kolera salgını ve diğer sağlık sorunları nedeniyle yaşamını yitirenlerin mezarları bulunuyor.

29/29
Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde anma töreni

Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde anma töreni Londra Çanakkale anma platformu ve Londra Büyükelçiliği ile Londra’da ve cevresindeki sivil toplum kuruluslarinin katılımıyla 18 Mart Çanakkale deniz Zaferi Şehitler Günü töreni Cumartesi günü saat 13.00’de Portsmouth Türk Deniz Şehitliği’nde yapıldı. Portsmouth’da bulunan Royal Naval Cemetery içinde yer alan ‘40 Clayhall Rd Gosport, Hampshire PO12 2AZ’ adresinde düzenlenen törende Çanakkale Savaşı’nın Türkiye ve dünya tarihi için önemli sonuçlar doğurduğu ve 102.yılında dahada büyük anlam taşıdığı vurgulandı. Törende Türkiye’nin Londra Büyükelçiliği, İngiltere Türk Dernekleri ve pek çok vatandaş bulundu. Büyükelçi Abdurrahman Bilgic'in 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü vesilesiyle, Portsmouth Türk Deniz Şehitliği'nde yaptığı konuşmanin tam metni: ''Madame Mayor, Distinguished Members of the Turkish Community,Ladies, Gentlemen and Dear Kids, Today we are gathered here at the Clayhall Royal Naval Cemetery to commemorate the Çanakkale Naval Battles after 102 years. Despite heavy losses, victory against Allied forces in Çanakkale and Gallipoli paved the way for our war of liberation, and the establishment of our Republic. That’s why every year we commemorate the 18th of March as “Martyrs Day” in Turkey and abroad. These Battles which are called as “the last Gentlemen’s War of the 20th century”, have an exceptional place in the history for the nations involved. The Battles showed how shared sufferings can transform hostilities into lasting peace and friendship. Mayor Hook, Today, at his ceremony, we will pay tribute to all of our martyrs laying here at Clayhall Royal Naval Cemetery. Here rest 26 of our Naval officers who came to Britain as a part of bilateral naval education programme during Sultan Abdülmecid’s reign, and lost their lives in the UK in the 19th century. Let me thank you for your participation today and for looking after our martyrs in Gosport. With your permission, I will continue my speech in Turkish. Türk toplumunun kıymetli üyeleri, Hanımefendiler, Beyefendiler ve Sevgili çocuklar, Bugün Çanakkale Deniz Zaferi’nin 102. Yıldönümünü ve Şehitler günü vesilesiyle Sultan Abdülmecid döneminde bahriye eğitimi için geldikleri Birleşik Krallık’ta hayatlarını kaybederek dost ve Müttefik bir ülkenin topraklarında ebedi istirahatlarını çekilmiş 26 bahriyelimizin kabri başında toplanmış bulunuyoruz. İki yıl önce, 100. Sene-i devriyesini idrak ettiğimiz Çanakkale Savaşları, ulusumuzun birlik ve beraberlik ruhu içerisinde canını hiçe sayarak giriştiği var olma mücadele neticesinde tarihe altın harflerle kazınan bir kahramanlık destanıdır. Birinci Dünya Savaşı'nın en kritik aşamalarından birini teşkil eden Çanakkale Savaşları, siyasî ve askerî sonuçlarıyla, sadece Türk Milleti’nin kaderi ve tarihine değil, dünya siyasi tarihinin gidişatına yön vermiş bir konumdadır. 18 Mart 1915 tarihinde kazanılan Deniz Zaferi, Çanakkale'yi denizden geçmeyi tasarlayanları düşkırıklığına uğratırken, askerlerimize büyük güç ve moral vermiş ve direniş gücünü artırmıştır. Türk askerinin elindeki kısıtlı olanaklara karşın, dünyanın büyük güçlerini denizde yenilgiye uğratması, 25 Nisan 1915 tarihinde başlayan kara savaşlarında da zafere ulaşılmasının yolunu açmıştır. Çanakkale, çelik ve barutun, teknoloji ve kemiyetin; vatan sevgisi, azim ve kararlılık karşısında kifayetsiz kalışının unutulmaz bir örneğidir. Tarihte eşine çok az rastlanan bu büyük destan, vatanın ve milletin bekası için gözlerini kırpmadan canlarını feda etmeyi göze alan yüzbinlerce kahramanın eseridir. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün, “Çanakkale Zaferi, Türk askerinin ruh kudretini gösteren şayanı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur” sözlerinde ifadesini bulan bu mücadele, aynı zamanda Mehmetçiğin vatan ve millet sevgisinin de ölümsüz bir anıtıdır. Çanakkale ruhu, Anadolu’nun dört bir yanındaki vatan evlatlarını tek bir hedef ve ülkü uğrunda birleştirmekle kalmamış; bugün gönül coğrafyamız olarak nitelendirdiğimiz topraklardan birçok Filistinliyi, Sudanlıyı, Balkan Türkünü, Yemenliyi, Bosnalıyı, Gürcüyü, Musulluyu, Çerkesi, Tunusluyu bu destanın kahramanları haline getirmiştir. Anadolu’dan Ortadoğu’ya, Balkanlardan Kuzey Afrika’ya kadar yöresi, kökeni, rengi ve mezhebi ne olursa olsun Mehmetçikler, bu aziz topraklarda gönüllerini buluşturmuş; Milli Şairimiz Mehmet Akif’in “Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın, “Gömelim gel seni tarihe” desem, sığmazsın” dizelerinde belirttiği gibi tarihe sığamayacak büyüklükte bir olgunun hayat bulmasına vesile olmuşlardır. Çanakkale’de Türk Milleti’nin bağımsızlığı uğruna sergilediği bu çelikleşmiş duruş, sadece zaferi beraberinde getirmemiş; bunun yanısıra, Cumhuriyetimizin kuruluşunun önünü açan Kurtuluş Savaşımızın için gerekli olacak milli birlik, azim, kararlılık ve mücadeleci ateşinin harmanlanmasına imkân tanımıştır. Aynı ruh ve azim, uzun süren mücadeleler ve savaşlar sonrasında yıkılmış ve yorgun düşmüş vatanımızın, Cumhuriyetimiz eliyle imar edilerek ayağa kaldırılmasına öncülük eden kadrolara rehberlik etmiştir. Bu süreçte milletimiz, şehitlerini hiçbir zaman unutmamış; ama kendi evlatlarına karşı gösterdiği bu vefa, savaştığı hasımlarına karşı hafızasında kin ve nefrete sebep olmamış; bilakis, onları da kucaklayan bir dostluk ve barış ortamı oluşturmuştur. Bu vefa, 100 yılı aşkın bir süre sonra bile bugün Çanakkale’yi, barışın önemini ve değerini tüm insanlığa öğreten, farklı uluslardan insanların bir arada yattığı bir insanlık mirası haline getirmiştir. Değerli Katılımcılar, Hanımefendiler, Beyefendiler, Türk Milletinin bağımsızlık şiarı, demokrasi aşkı, vatan savunmasındaki kararlılık ve azminden bi-haber gafillerin, 15 Temmuz gecesi ülkemizin demokrasisine ve gelecek kuşaklarımızın yarınlarına yönelik giriştikleri hain saldırının ertesindeki ilk 18 Mart’ı idrak ediyor olmamız, bugünü daha da anlamlı kılmaktadır. Bu hain darbe girişimi sırasında gözü dönmüş caniler Türk Milletinin alın teriyle alınmış olan silahları Millete doğrultmuş, kirli emelleri uğruna yüreklerindeki inanç dışında hiçbir silahı olmayan masum insanları katletmekten geri durmamışlardır. Yüzyıllardır vatan savunması destanı yazmış olan bu aziz Millet, 15 Temmuz akşamı da seçilmiş Cumhurbaşkanına, Hükümetine, Meclisine, demokrasisine ve geleceğine canı pahasına sahip çıkmış, Millet iradesine saldıran tanklara göğsünü siper etmiştir. Hainlerin bu alçak girişimi sırasında 248 vatandaşımız şahadet mertebesine erişmiş; 2.193 vatandaşımız da yaralanmıştır. Bu darbe girişimi karşısında en ufak tereddüte kapılmadan ülkemizin geleceği için canını vermiş 15 Temmuz şehitlerimiz ile ülkemizin terör belasıyla uğraşmaya başladığı günlerden bugüne değin terör örgütlerine karşı amansız mücadelemizde şahadet mertebesine ulaşmış tüm şehitlerimizi bu vesileyle bir kez daha yad etmek istiyorum. Saygıdeğer Katılımcılar, Türk Toplumunun Kıymetli Temsilcileri, Bu vatanın evlatları, Çanakkale’de, Gelibolu’da, Balkanlarda, Mısır’da, Japonya’da, Kore’de, Kıbrıs’ta, Afganistan’da ve adını sayamadığımız farklı coğrafyalarda şehit düşmüş; şahadete ulaştığı her toprak parçasında da bir insanlık dersi, fedakârlık örneği ve kahramanlık destanı bırakmıştır. Ülkemizi temsil etmenin verdiği onurla görevlerini icra ederken hain terör saldırılarında şehit edilen diplomatlarımızı da bu vesileyle anmak isterim. Bugün bizlere düşen, aziz şehitlerimizin uğrunda canlarını feda ettikleri idealleri yaşatmaktır. Çanakkale Zaferi inanç, azim, fedakarlık ve ümit duygularıyla kazanılmıştır. Hepimiz için birleştirici ve ortak bir değer olan Çanakkale ruhu, bir toplumun dayanışmayla kazanabileceklerini, üstesinden gelebileceği zorlukları göstermektedir. Evlatlarımıza ve gelecek nesillerimize bu düşünceleri aşılayabilmek, şehitlerimizin hatırasına gösterebileceğimiz en büyük saygı olacaktır. Bu vesileyle, başta Ebedi Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk ve onun silah arkadaşları olmak üzere, burada yatan şehitlerimizin yanısıra Türk milleti ve vatanı uğruna hayatlarını feda eden tüm şehitlerimizi bir kez daha rahmet, minnet ve şükranla anıyor, aziz hatıralarının önünde saygıyla eğiliyorum Ruhları şad olsun!'' TÜRK DENİZ ŞEHİTLİĞİ 1993 yılında açılan şehitlikte, Osmanlı Sultanı Abdülmecid tarafından 5 Ağustos 1850 tarihinde seyir ve topçuluk eğitimi almak üzere İngiltere'nin Portsmouth ve Gosport limanlarına gönderilen Mirat-ı Zafer ve Sırağ-ı Bahri gemilerindeki denizcilerden, burada kaldıkları 6,5 aylık süre içerisinde kolera salgını ve diğer sağlık sorunları nedeniyle yaşamını yitirenlerin mezarları bulunuyor.

Albüme ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve turkishpress.co.uk sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.