"Türkiye'de Baleyi sevdiren adam" Tan Sağtürk

"Türkiye'de Baleyi sevdiren adam" Tan Sağtürk ile Londra’da güzel bir söyleşi yaptık.

Türk balet ve dizi oyuncusu, Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuarı Yüksek Bale Bölümü mezunu, Fransız Genç Balesi Le Jeune Ballet De France, Fransız Devlet Balesi Ballet National De France Baş dansçısı ile Londra’da güzel bir söyleşi yaptık. Dünyaca sevilen ve takdir edilen balet Tan Sağtürk, Türkiye’de bale ve dansın tanıtılması ve sevdirilmesi için birçok kitap çalışması da yaptı. Doğan Egmont yayıncılık ile birlikte hazırlanan “Fındıkkıran”, “Uyuyan Güzel” ve “Bale Stüdyosu”, “Don Kişot” "Kuğu Gölü" kitapları; balenin en bilinen klasik eserlerinin çocuklara masallaştırılarak anlatıldığı başucu kitapları haline geldi. Edukids ile birlikte detaycı ve uzun araştırmalar sonucu, bale pozisyon tekniklerinin hem yazı hem de görsel ile anlatıldığı “Ezo ile Teo Bale Öğreniyor” isimli bale kartları, evde pratik yapmak isteyen veya bale dersi alma imkânı olmayan çocuklarla buluşturdu. 2015’te ise bale, dans ve müziğin parıltılı sahne hayatını, heyecanlarını, zorluklarını fotoğraflarla anlatan “Sahne Tozu” Boyut yayıncılık’la sanatseverlerle buluşturdu. Sanatı eğitimle buluşturan Tan Sağtürk Akademi kitap serisine yenileri eklenmeye devam ediyor. Röportaj: İsmail Karakaş - Yeşim Koşal​ Turkish Press: Londra'ya gelme sebebiniz ve Londra'daki programınız ile ilgili bilgi alabilirmiyiz? Tan Sağtürk: Kültür sanat Turları düzenliyoruz her sene Kültür sanat turlarının genellikle kültür sanat başkentlerine olmasına özen gösteriyoruz. Bu 6. yada 7.sı olacak Doğu Avrupa, St Petensburg, Viyana, Paris, Budapeşte gibi bir çok şehre kültür sanat turları yaptık buralara çocuklarla gitmeye özen gösteriyoruz. Bir haftalık bir tür programı bu programı yaparken o şehirlerdeki kültür ve sanatın içerisinde olmaya çalışıyoruz. Dans öğrencilerini, bale öğrencilerini müzik öğrencilerini getiriyoruz. Çocukları büyük kurumların dansçıları ile bir araya getiriyoruz. Çocuklarımızı çalıştırıyorlar, bizde akşam onların gösterilerini iszlemeye gidiyoruz, müzeleri ve müzikalleri geziyoruz. Bir hafta süresince çocuklardaki değişime tanık oluyoruz. Yoğunlaştırılmış bir kültür sanat türü düzenlemiş oluyoruz. Bizde ülkemize ve çocuklarımızın geleceğine katıkda bulunuyoruz. Turkish Press: Avrupa ve Türkiye’de bale karşılaştırması yaparsak Türkiye’de balenin konumu nerelerde sizce? Tan Sağtürk: Türkiye altı devlet opera balesi ile Avrupanın önemli grupları arasında sayısal anlamda ciddi bir sanatçı kadromuz var. Murat Karahan Genel müdür olarak getirildi biliyorsunuz Murat Karahan Uluslararası bir opera yıldızı Murat'ın gelmesi ile büyük olumlu değişiklikler oldu. Türk balesi ve operası olarak büyük gösteriler düzenledik yeni bir proje geldi Göbekli Tepe Opera ve bale projesi bu projenin içerisinde bende olacağım. Bu proje ciddi kalabalık kadrosu olan büyük bir proje olacak. Cumhurbaşkanlığı himayesinde Devlet opera balesi devlet korosu ve orkestrası ile 19 Mayıs Atatürk'ün  Samsun'a girişi ile ilgili bin yüz kişilik bir gösteri düzenledik. Atatürk rolü bana nasip oldu bu rolü ben oynamıştım. Son zamanlarda yapılan işlere baktığımızda sayısal çoğunluk anlamında ciddi mücadele ediyoruz. Kalite bakımından çok kaliteli işler çıkıyor Avrupa'ya göre. Daha fazla desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum.  Taksimdeki Atatürk Kültür merkezinin açılışının ardından Cumhurbaşkanımızın da desteği ile orayı doldurabilecek gösteriler düzenleyebilirsek Avrupa'nın yüzlerce yıllık geleneğinin yanında fazlasıyla mücadele edebiliriz. Turkish Press: Türkiye’de balenin yayılması için ve Türkiye'nin yurtdışında temsii için ne gibi destekler alabilir Sizce? Tan Sağtürk: Ben şuna inanıyorum sanatçı, Devlet ve özel kurumlar el birliği sanata destek vererek kültür bakanlığımız bir üst komisyon kurarark bir araya gelirse gençlerimize sanatı sevdirebilir. Biz opera ve bale sanatlarında çok genciz Türk balesi altmış yıllık bir geçmişi var bende ikinci kuşak bir sanatçisiyim. Devlet opera balesine girdiğim baş dansçılık yaptığım dönemlerde şunu planladım, Türkiye'de sanatın yayılması için aslında sanatçılarında taşın altına elini atması gerektiğini düşündüm, Paris dönüşü İstanbul'a baş dansçı olarak döndüm ancak Diyarbakır, Kahramanmaraş, Elbistan,Gaziantep, kayseri, Mardin gibi illerde okullar açtım. Kendi ismimle açtığım okullar artık o illerin isimleri ile sanat merkezleri haline dönüştü halk tarafından büyük bir teveccüh gördü. Bunu daha fazla yayabilmek için yirmi yıl mücadele ettim. Ben bu sorumluluğu oluşturdum bu sayede "Türkiye'de Baleyi sevdiren adam" sıfatını almış oldum. Bizler sanatçılar olarak bunu yapmalıyız birde devletimizin deteği ile şahsi kurumlarında desteğinin olması şart, daha fazla emek lazım daha fazla iyi niyet lazım bu çalışmaların tüm illerimize yayılması lazım sadece ben yapmıyorum diğer sanatçı dostlarımızda bu çalışmaları yapıyor.