scale up vize
scale up vize
Doğan Bekin -Araştırmacı Yazar, YRP İstanbul Milletvekili
Köşe Yazarı
Doğan Bekin -Araştırmacı Yazar, YRP İstanbul Milletvekili
 

Kore Savaşı Kapıda mı ?

Washington ile Pyongyang arasında yaşanan ve muğlâk söylemlerle tüm dünyayı endişeye sürükleyen nükleer sorun, Kuzey Kore’nin balistik füze denemeleri ve Güney Kore-ABD arasında cereyan eden müşterek tatbikatlarla adeta karşılıklı meydan okumaya dönüşmüştür. ABD Başkanı Donald Trump’ın; “ateş ve öfke” (fire andfury) retoriği ve ardından tansiyonu daha da artıran açıklamaları ve Kuzey Kore Devlet Başkanı Kim Jong-un, yeni balistik füze denemesi için Guam Adası’nı adres göstermesi, her iki liderin iç sorunları unutturmaya yönelik kısır döngü türündeki tartışmalara yeni bir boyut getirmiştir. Kuzey Kore’nin daha önce fırlattığı ve Japonya’nın münhasır ekonomik bölgesine düşen en son füze denemesinden sonra, ABD Pasifik Kuvvetleri Komutanı Oramiral Scott Swift, Kore Yarımadası’nda olası bir savaşın boyutları için temkinli yaklaşmayı yeğlerken, ABD Başkanı’nın vereceği kararın önemine işaret etmesi dikkat çekicidir. ABD Savunma Bakanı James Mattis, ABD Başkanı Trump’ın aksine, Kuzey Kore ile yaşanacak olası silahlı çatışmanın “felaket” olacağına ve diplomasinin işletilmesi gerektiğine vurgu yapması dikkat çekicidir. Özellikle ABD Dışişleri Bakanı RexTillerson’un, Kuzey Kore ile yaşanan gerilimin yansıtıldığı kadar ciddi olmadığını ifade etmesi de aslında Trump’ın iç politikada yaşamakta olduğu zorluktan kurtulabilmek için seçtiği bir sığınma (enclave) şekli olma durumunu gündeme getirmektedir. Nitekim Kuzey Kore sorunu konusunda ABD yetkililerinin temkinli yaklaşımlarına karşın, CapitolHill danışmanlarından ve Müslüman yedi ülkeye uygulanmaya çalışılan vize yasağının savunucularından SebastianGorka’nın, Kuzey Kore konusunda da tam aksi bir tavır sergilemesi de Başkan Donald Trump’ın iç politik hesaplaşmadan kurtulmak adına Kuzey Kore’ye yönelik sert politikaya yönelmiş olduğunun bariz göstergesidir. Özellikle, ABD ile Kuzey Kore arasındaki anlaşmazlığın ortadan kalkması için büyük çaba içerisinde olan Çin Başkanı XiJinping, ABD Başkanı Donald Trump’ın Kuzey Kore’ye yönelik sert açıklamalarından büyük tedirginlik duymaktadır. Beijing, gerginliği daha da artırmaya yönelik Washington’un açıklamalarının konunun çözümüne hiçbir katkı sağlayamayacağını açıkça ortaya koymaktadır. ABD Başkanı Donald Trump, daha önce Bush doktrini olarak ortaya çıkan “Önleyici Savaş” (PreventiveWar) bağlamında, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 39. madde çerçevesinde “uluslararası barış ve güvenliğin tehdit edildiğini” öne sürerek kuvvet kullanılmasını da içeren önlemler dizisini harekete geçirmesi politikasının gereği olabilir. Son günlerde Trump’un ses tonunu yükseltmesi ve Kuzey Kore’ye yönelik kışkırtıcı politikalar uygulaması sonucunda Kuzey Kore Devlet Başkanı Kim Jong-un, karşı bir atakla, Guam Adası’nı hedef göstermesi ABD Başkanı için “uluslararası barış ve güvenliğin tehdit edildiği” tezini meşrulaştırmasına neden olabilir. Bu yolla ABD Başkanı, ön alıcı meşru savunma hakkını kullanma yoluna da gidebilir. Böyle bir durumda, iki ülke arasında köprü vazifesi gören Çin başta olmak üzere, ABD’nin ambargosuna maruz kalan Rusya’nın da BM Güvenlik Konseyi’nde ABD’ye karşı durmaları beklenen bir sonuç olsa gerek. ABD Başkanı Trump, Çin ve Rusya faktörlerini göze alarak Kuzey Kore’ye yönelik askeri seçenekleri uygulamaya koyması durumunda uluslararası arenada çok yönlü sorunlarla karşı karşıya kalması kuvvetle muhtemeldir. Sonuç olarak ABD yönetimi, Kuzey Kore’nin balistik füzeleriyle dünyanın ciddi sorunlarla karşı karşıya kalacağı imajını verirken, dünya adına önleyici savaş yöntemiyle şiddetten kurtarmak için kurtarıcı role soyunurken, İslam coğrafyasını ise kan gölüne çevirmesi ve Kuzey Kore gibi İsrail’e de benzer politikalar uygulaması gerekmez mi? Dünya kamuoyu Kuzey Kore ile meşgul iken, İsrail ise, Gazze’de Filistinlilerin yeni tünel açma girişimlerini bahane ederek, Gazze’de yeraltında koruyucu duvarlar inşa etmek suretiyle Gazze’deki Filistinlilerin dünya ile bağlarını kesmeye çalışmaktadır.
Ekleme Tarihi: 13 Ağustos 2017 - Pazar

Kore Savaşı Kapıda mı ?

Washington ile Pyongyang arasında yaşanan ve muğlâk söylemlerle tüm dünyayı endişeye sürükleyen nükleer sorun, Kuzey Kore’nin balistik füze denemeleri ve Güney Kore-ABD arasında cereyan eden müşterek tatbikatlarla adeta karşılıklı meydan okumaya dönüşmüştür.

ABD Başkanı Donald Trump’ın; “ateş ve öfke” (fire andfury) retoriği ve ardından tansiyonu daha da artıran açıklamaları ve Kuzey Kore Devlet Başkanı Kim Jong-un, yeni balistik füze denemesi için Guam Adası’nı adres göstermesi, her iki liderin iç sorunları unutturmaya yönelik kısır döngü türündeki tartışmalara yeni bir boyut getirmiştir.

Kuzey Kore’nin daha önce fırlattığı ve Japonya’nın münhasır ekonomik bölgesine düşen en son füze denemesinden sonra, ABD Pasifik Kuvvetleri Komutanı Oramiral Scott Swift, Kore Yarımadası’nda olası bir savaşın boyutları için temkinli yaklaşmayı yeğlerken, ABD Başkanı’nın vereceği kararın önemine işaret etmesi dikkat çekicidir.

ABD Savunma Bakanı James Mattis, ABD Başkanı Trump’ın aksine, Kuzey Kore ile yaşanacak olası silahlı çatışmanın “felaket” olacağına ve diplomasinin işletilmesi gerektiğine vurgu yapması dikkat çekicidir.

Özellikle ABD Dışişleri Bakanı RexTillerson’un, Kuzey Kore ile yaşanan gerilimin yansıtıldığı kadar ciddi olmadığını ifade etmesi de aslında Trump’ın iç politikada yaşamakta olduğu zorluktan kurtulabilmek için seçtiği bir sığınma (enclave) şekli olma durumunu gündeme getirmektedir.

Nitekim Kuzey Kore sorunu konusunda ABD yetkililerinin temkinli yaklaşımlarına karşın, CapitolHill danışmanlarından ve Müslüman yedi ülkeye uygulanmaya çalışılan vize yasağının savunucularından SebastianGorka’nın, Kuzey Kore konusunda da tam aksi bir tavır sergilemesi de Başkan Donald Trump’ın iç politik hesaplaşmadan kurtulmak adına Kuzey Kore’ye yönelik sert politikaya yönelmiş olduğunun bariz göstergesidir.

Özellikle, ABD ile Kuzey Kore arasındaki anlaşmazlığın ortadan kalkması için büyük çaba içerisinde olan Çin Başkanı XiJinping, ABD Başkanı Donald Trump’ın Kuzey Kore’ye yönelik sert açıklamalarından büyük tedirginlik duymaktadır. Beijing, gerginliği daha da artırmaya yönelik Washington’un açıklamalarının konunun çözümüne hiçbir katkı sağlayamayacağını açıkça ortaya koymaktadır.

ABD Başkanı Donald Trump, daha önce Bush doktrini olarak ortaya çıkan “Önleyici Savaş” (PreventiveWar) bağlamında, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 39. madde çerçevesinde “uluslararası barış ve güvenliğin tehdit edildiğini” öne sürerek kuvvet kullanılmasını da içeren önlemler dizisini harekete geçirmesi politikasının gereği olabilir.

Son günlerde Trump’un ses tonunu yükseltmesi ve Kuzey Kore’ye yönelik kışkırtıcı politikalar uygulaması sonucunda Kuzey Kore Devlet Başkanı Kim Jong-un, karşı bir atakla, Guam Adası’nı hedef göstermesi ABD Başkanı için “uluslararası barış ve güvenliğin tehdit edildiği” tezini meşrulaştırmasına neden olabilir.
Bu yolla ABD Başkanı, ön alıcı meşru savunma hakkını kullanma yoluna da gidebilir. Böyle bir durumda, iki ülke arasında köprü vazifesi gören Çin başta olmak üzere, ABD’nin ambargosuna maruz kalan Rusya’nın da BM Güvenlik Konseyi’nde ABD’ye karşı durmaları beklenen bir sonuç olsa gerek.

ABD Başkanı Trump, Çin ve Rusya faktörlerini göze alarak Kuzey Kore’ye yönelik askeri seçenekleri uygulamaya koyması durumunda uluslararası arenada çok yönlü sorunlarla karşı karşıya kalması kuvvetle muhtemeldir.

Sonuç olarak ABD yönetimi, Kuzey Kore’nin balistik füzeleriyle dünyanın ciddi sorunlarla karşı karşıya kalacağı imajını verirken, dünya adına önleyici savaş yöntemiyle şiddetten kurtarmak için kurtarıcı role soyunurken, İslam coğrafyasını ise kan gölüne çevirmesi ve Kuzey Kore gibi İsrail’e de benzer politikalar uygulaması gerekmez mi?

Dünya kamuoyu Kuzey Kore ile meşgul iken, İsrail ise, Gazze’de Filistinlilerin yeni tünel açma girişimlerini bahane ederek, Gazze’de yeraltında koruyucu duvarlar inşa etmek suretiyle Gazze’deki Filistinlilerin dünya ile bağlarını kesmeye çalışmaktadır.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve turkishpress.co.uk sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.