Reklam kod içeriği yüklenmemiş.
Aslıhan Toksoy
Köşe Yazarı
Aslıhan Toksoy
 

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü

25 Kasım’ın anlamı 25 Kasım, tüm dünyada “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” olarak anılıyor. Tarih, Dominik Cumhuriyeti’nde diktatörlük rejimine karşı mücadele eden Patria Mirabal, Minerva Mirabal ve María Teresa Mirabal (Topluca “Mirabal Kardeşler”) adlı üç kadın aktivistin 25 Kasım 1960’ta öldürülmesine dayanıyor. BM Genel Kurulu, 17 Aralık 1999’daki 54/134 sayılı kararla 25 Kasım’ı “Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması İçin Uluslararası Gün” ilan etti.     Aradan on yıllar geçmesine rağmen, kadınlara yönelik şiddet hâlâ sistematik biçimde mağduriyet yaşatmaya devam ediyor. Bu gün, sadece sembolik değil; devletlerin, kurumların ve toplumların “hesap verme” tarihine dönüşmüş durumda.   2. Dünyada Kadına Yönelik Şiddetin Genel Tablosu   2.1. “Her üç kadından biri”: Devam eden küresel kriz   Dünya genelinde kadınların yaklaşık üçte biri, hayatlarının bir döneminde partneri ya da bir tanıdığı kişi tarafından fiziksel ve/veya cinsel şiddete maruz kalmış durumda. Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) raporuna göre hayatı boyunca en az bir kez partner ya da partner olmayan saldırgan tarafından fiziksel veya cinsel şiddete maruz kalan kadın sayısı yaklaşık 840 milyon olarak tahmin ediliyor.   Bu da demektir ki: bugün dünyada yaşayan her üç kadından biri, istatistiksel olarak bir şiddet deneyimi yaşamış olma ihtimaliyle karşı karşıya. Bu, sadece “olmuş” bir olay değil; kadınların günlük yaşamlarının, sağlıklarının, özgürlüklerinin ve eşitlik beklentilerinin temelinde bulunan bir kriz.   2.2. Bölgelere göre yaygınlık   Şiddet oranları bölgeden bölgeye değişiyor ancak genel olarak yüksek düzeyde seyrediyor. Bir meta-analiz çalışması, dünyada evli ya da partnerli kadınların %37,3’ünün hayatında en az bir kez fiziksel ya da psikolojik yakın partner şiddeti (Intimate Partner Violence, IPV) deneyimlediğini buldu. Araştırmaya göre, düşük-ve-orta gelirli ülkelerde fiziksel şiddet oranları daha yüksek: fiziksel yakın partner şiddeti için yaşam boyu prevalans %27,7 iken yüksek gelirli ülkelerde %10,3 düzeyindeydi. 2.3. Femisit (Kadınların öldürülmesi)   Kadınlar sadece şiddete maruz kalmıyor; aynı zamanda cinsiyetleri nedeniyle öldürülüyorlar. UN Women ile UNODC ortak raporuna göre: • 2022 yılında dünyada yaklaşık 89.000 kadın ve kız çocuğu kasıtlı olarak öldürüldü. • Bu ölümlerin yaklaşık %55–56’sı, kadınların kendi partnerleri ya da aile bireyleri tarafından gerçekleştirildi.   Bu rakamlar, kadına yönelik şiddetin yalnızca “ev içi bir sorun” olmadığını; küresel bir insan hakları ve kamu sağlığı meselesi olduğunu gösteriyor. 3. Savaşlar, Çatışmalar ve Zorunlu Göç: Savaşın En Ağır Yükünü Taşıyan Kadınlar 3.1. Zorla yerinden edilen kadınlar Dünya genelinde zorla yerinden edilen kişi sayısı 2024 sonunda 123,2 milyonu aştı; bu kişilerin yaklaşık %60’ı kendi ülkesi içinden yerinden edilmiş (IDP) kişiydi. Bu kitle içindeki kadın ve kız çocuklarının oranı yaklaşık %53’tü. Bu durum, şiddet riskinin yalnızca evde değil, barınma alanlarında, göç yollarında, kamplarda da arttığını gösteriyor. 3.2. Savaşta cinsel şiddet: “Savaş taktiği” haline gelen suç Çatışma bölgelerinde kadınların cinsel şiddet, işkence ve kaçırılma gibi biçimlerle sistematik olarak hedef alınması yaygınlaşıyor. BM verilerine göre, 2023 yılında çatışma kaynaklı sivil ölümler içinde kadınlar yaklaşık %40 oranında yer aldı. Buna ek olarak, çatışma bağlamlı cinsel şiddet vakaları 2023’te 2022’ye göre yaklaşık %50 artmış durumda.   3.3. Savaşta hedef alınan kadınlar: Örnekler   Afrika’daki iç çatışmalar, Orta Doğu’daki işgaller, Ukrayna’daki savaş, Afganistan’daki kriz gibi pek çok bölgede kadınlar hem bombaların hem de sistematik cinsel ve toplumsal şiddetin hedefi oluyor. Bu durum yalnızca fiziksel şiddetle sınırlı kalmıyor; sosyal izolasyon, ekonomik yoksunluk ve travmatik kayıplarla da birleşiyor. Gazze’de 7 Ekim’den bu yana yürütülen saldırılarda 69.546 kadın öldürüldü. Bu sayı, modern savaş tarihinin en büyük kadın kayıplarından biri olarak öne çıkıyor. 4. Türkiye’de Kadına Yönelik Şiddetin Boyutu   4.1. Yaygınlık: Fiziksel, cinsel, ekonomik ve duygusal şiddet Türkiye’deki en kapsamlı çalışmalardan biri Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü’nün 2014 tarihli “Türkiye’de Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırması”dır. Bu araştırmaya göre: • Evli kadınların yaklaşık %36’sı hayatlarının bir döneminde eşleri ya da partnerleri tarafından fiziksel şiddete maruz kalmış. • Yaklaşık %12’si hayatlarının bir döneminde cinsel şiddet gördüğünü, %5’i son 12 ay içinde cinsel şiddete uğradığını bildirmiştir. • Ekonomik şiddet biçimleri kadınların yaklaşık %30’unda görülüyor. • Duygusal şiddet/istismar ise Türkiye’de şiddet türleri arasında en yaygın olanlardan biri.   4.2. Kadın cinayetleri: Resmî veriler ve sivil toplum farkı   Resmî kurumların açıklamalarına göre: • 2022 yılında 284 kadın, • 2023 yılında 309 kadın, • 2024’ün ilk 10 ayında ise 275 kadın Türkiye’de öldürüldü.   Sivil toplum kuruluşlarının verileri daha yüksek rakamlar veriyor:   Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, yalnızca 2024 yılı için 394 kadın cinayeti kaydetmiştir.   4.3. Şiddet ihbarları ve koruma mekanizmaları   Türkiye’de kullanılan KADES (Kadın Destek Uygulaması), on binlerce ihbarın alındığı bir sistemdir. Bazı illerde polis ekiplerinin bildirimlere 4–5 dakika içinde müdahale ettiği belirtilmektedir. Ancak hâlâ pek çok vaka ihbar edilmemekte, kayıt dışı kalmakta ve kadınlar yardım aramakta zorlanmaktadır.   5. Duygusal Şiddet: Görünmeyen, Ölçülmesi Zor Ama En Derin Yaralardan Biri   5.1. Duygusal şiddet nedir? Hakaret, aşağılama, tehdit, sosyal izolasyon, sürekli kıskançlık, kontrol etme, özgüven kırma, değersizleştirme… Hepsi duygusal şiddet kapsamındadır. Fiziksel iz bırakmaz ama kadının ruh sağlığında en derin yaraları açar.   5.2. Neden görünmez kalıyor? • Hukuken delillendirmesi zordur. • Toplumda “ilişkinin parçası” gibi normalleştirilir. • Kadın tarafından içselleştirilebilir. • Dijital çağda takip, şantaj, özel görüntü ile tehdit gibi yeni biçimler eklenmiştir.   5.3. Duygusal şiddet ve savaş Savaş ve göç ortamlarında duygusal şiddet, fiziksel ve cinsel şiddetle birleşir. Travma, kayıplar, belirsizlikler aile içi gerilimi artırır; kadın hem dışarıda hem içeride “iki yönlü şiddet” ile karşı karşıya kalır. 6. Sonuç: Mücadele Gününden Hesap Verme Gününe   25 Kasım’ın bize gösterdiği tablo nettir: • Dünyada yüz milyonlarca kadın hayatı boyunca şiddetin en az bir biçimine maruz kalıyor. • Her saat ortalama 5 kadın, çoğunlukla partneri veya aile bireyi tarafından öldürülüyor. • Savaş bölgelerinde kadınların karşılaştığı şiddetin boyutu katlanıyor. • Türkiye’de her yıl yüzlerce kadın öldürülüyor; milyonlarcası fiziksel, cinsel, ekonomik ve duygusal şiddetle yaşamaya zorlanıyor. Bu nedenle 25 Kasım, artık yalnızca “farkındalık günü” değil; devletlerin, kurumların ve toplumların hesap verme günü olmak zorunda.   KAYNAKÇA 1. World Health Organization. Lifetime toll: 840 million women faced partner or sexual violence. WHO, 19 Kasım 2025. 2. WHO Global Health Observatory. Intimate partner violence lifetime prevalence. 3. Devries, K. M. et al. Global prevalence and mental health outcomes of intimate partner violence. PMC. 4. UN Women & UNODC. Gender-related killings of women and girls (Femicide/Feminicide) – Global Estimates 2022. 5. UN Women. Press Release: Nearly 89,000 women and girls were killed intentionally in 2022. 6. The Guardian. UN Women Report: Civilian deaths and displacement data in war zones. 7. Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü. Türkiye’de Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırması (2014). 8. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu – Yıllık Veri Raporları. 9. Emniyet Genel Müdürlüğü – KADES bildirim verileri (çeşitli yıllar).        
Ekleme Tarihi: 25 Kasım 2025 -Salı
Aslıhan Toksoy

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü

25 Kasım’ın anlamı

25 Kasım, tüm dünyada “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” olarak anılıyor. Tarih, Dominik Cumhuriyeti’nde diktatörlük rejimine karşı mücadele eden Patria Mirabal, Minerva Mirabal ve María Teresa Mirabal (Topluca “Mirabal Kardeşler”) adlı üç kadın aktivistin 25 Kasım 1960’ta öldürülmesine dayanıyor. BM Genel Kurulu, 17 Aralık 1999’daki 54/134 sayılı kararla 25 Kasım’ı “Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması İçin Uluslararası Gün” ilan etti.

 

 

Aradan on yıllar geçmesine rağmen, kadınlara yönelik şiddet hâlâ sistematik biçimde mağduriyet yaşatmaya devam ediyor. Bu gün, sadece sembolik değil; devletlerin, kurumların ve toplumların “hesap verme” tarihine dönüşmüş durumda.

 

2. Dünyada Kadına Yönelik Şiddetin Genel Tablosu

 

2.1. “Her üç kadından biri”: Devam eden küresel kriz

 

Dünya genelinde kadınların yaklaşık üçte biri, hayatlarının bir döneminde partneri ya da bir tanıdığı kişi tarafından fiziksel ve/veya cinsel şiddete maruz kalmış durumda. Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) raporuna göre hayatı boyunca en az bir kez partner ya da partner olmayan saldırgan tarafından fiziksel veya cinsel şiddete maruz kalan kadın sayısı yaklaşık 840 milyon olarak tahmin ediliyor.

 

Bu da demektir ki: bugün dünyada yaşayan her üç kadından biri, istatistiksel olarak bir şiddet deneyimi yaşamış olma ihtimaliyle karşı karşıya. Bu, sadece “olmuş” bir olay değil; kadınların günlük yaşamlarının, sağlıklarının, özgürlüklerinin ve eşitlik beklentilerinin temelinde bulunan bir kriz.

 

2.2. Bölgelere göre yaygınlık

 

Şiddet oranları bölgeden bölgeye değişiyor ancak genel olarak yüksek düzeyde seyrediyor. Bir meta-analiz çalışması, dünyada evli ya da partnerli kadınların %37,3’ünün hayatında en az bir kez fiziksel ya da psikolojik yakın partner şiddeti (Intimate Partner Violence, IPV) deneyimlediğini buldu.

Araştırmaya göre, düşük-ve-orta gelirli ülkelerde fiziksel şiddet oranları daha yüksek: fiziksel yakın partner şiddeti için yaşam boyu prevalans %27,7 iken yüksek gelirli ülkelerde %10,3 düzeyindeydi.

2.3. Femisit (Kadınların öldürülmesi)

 

Kadınlar sadece şiddete maruz kalmıyor; aynı zamanda cinsiyetleri nedeniyle öldürülüyorlar. UN Women ile UNODC ortak raporuna göre:

• 2022 yılında dünyada yaklaşık 89.000 kadın ve kız çocuğu kasıtlı olarak öldürüldü.

• Bu ölümlerin yaklaşık %55–56’sı, kadınların kendi partnerleri ya da aile bireyleri tarafından gerçekleştirildi.

 

Bu rakamlar, kadına yönelik şiddetin yalnızca “ev içi bir sorun” olmadığını; küresel bir insan hakları ve kamu sağlığı meselesi olduğunu gösteriyor.

3. Savaşlar, Çatışmalar ve Zorunlu Göç: Savaşın En Ağır Yükünü Taşıyan Kadınlar

3.1. Zorla yerinden edilen kadınlar

Dünya genelinde zorla yerinden edilen kişi sayısı 2024 sonunda 123,2 milyonu aştı; bu kişilerin yaklaşık %60’ı kendi ülkesi içinden yerinden edilmiş (IDP) kişiydi. Bu kitle içindeki kadın ve kız çocuklarının oranı yaklaşık %53’tü.

Bu durum, şiddet riskinin yalnızca evde değil, barınma alanlarında, göç yollarında, kamplarda da arttığını gösteriyor.

3.2. Savaşta cinsel şiddet: “Savaş taktiği” haline gelen suç

Çatışma bölgelerinde kadınların cinsel şiddet, işkence ve kaçırılma gibi biçimlerle sistematik olarak hedef alınması yaygınlaşıyor. BM verilerine göre, 2023 yılında çatışma kaynaklı sivil ölümler içinde kadınlar yaklaşık %40 oranında yer aldı.

Buna ek olarak, çatışma bağlamlı cinsel şiddet vakaları 2023’te 2022’ye göre yaklaşık %50 artmış durumda.

 

3.3. Savaşta hedef alınan kadınlar: Örnekler

 

Afrika’daki iç çatışmalar, Orta Doğu’daki işgaller, Ukrayna’daki savaş, Afganistan’daki kriz gibi pek çok bölgede kadınlar hem bombaların hem de sistematik cinsel ve toplumsal şiddetin hedefi oluyor. Bu durum yalnızca fiziksel şiddetle sınırlı kalmıyor; sosyal izolasyon, ekonomik yoksunluk ve travmatik kayıplarla da birleşiyor.

Gazze’de 7 Ekim’den bu yana yürütülen saldırılarda 69.546 kadın öldürüldü.

Bu sayı, modern savaş tarihinin en büyük kadın kayıplarından biri olarak öne çıkıyor.

4. Türkiye’de Kadına Yönelik Şiddetin Boyutu

 

4.1. Yaygınlık: Fiziksel, cinsel, ekonomik ve duygusal şiddet

Türkiye’deki en kapsamlı çalışmalardan biri Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü’nün 2014 tarihli “Türkiye’de Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırması”dır. Bu araştırmaya göre:

• Evli kadınların yaklaşık %36’sı hayatlarının bir döneminde eşleri ya da partnerleri tarafından fiziksel şiddete maruz kalmış.

• Yaklaşık %12’si hayatlarının bir döneminde cinsel şiddet gördüğünü, %5’i son 12 ay içinde cinsel şiddete uğradığını bildirmiştir.

• Ekonomik şiddet biçimleri kadınların yaklaşık %30’unda görülüyor.

• Duygusal şiddet/istismar ise Türkiye’de şiddet türleri arasında en yaygın olanlardan biri.

 

4.2. Kadın cinayetleri: Resmî veriler ve sivil toplum farkı

 

Resmî kurumların açıklamalarına göre:

• 2022 yılında 284 kadın,

• 2023 yılında 309 kadın,

• 2024’ün ilk 10 ayında ise 275 kadın Türkiye’de öldürüldü.

 

Sivil toplum kuruluşlarının verileri daha yüksek rakamlar veriyor:

 

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, yalnızca 2024 yılı için 394 kadın cinayeti kaydetmiştir.

 

4.3. Şiddet ihbarları ve koruma mekanizmaları

 

Türkiye’de kullanılan KADES (Kadın Destek Uygulaması), on binlerce ihbarın alındığı bir sistemdir. Bazı illerde polis ekiplerinin bildirimlere 4–5 dakika içinde müdahale ettiği belirtilmektedir.

Ancak hâlâ pek çok vaka ihbar edilmemekte, kayıt dışı kalmakta ve kadınlar yardım aramakta zorlanmaktadır.

 

5. Duygusal Şiddet: Görünmeyen, Ölçülmesi Zor Ama En Derin Yaralardan Biri

 

5.1. Duygusal şiddet nedir?

Hakaret, aşağılama, tehdit, sosyal izolasyon, sürekli kıskançlık, kontrol etme, özgüven kırma, değersizleştirme… Hepsi duygusal şiddet kapsamındadır.

Fiziksel iz bırakmaz ama kadının ruh sağlığında en derin yaraları açar.

 

5.2. Neden görünmez kalıyor?

• Hukuken delillendirmesi zordur.

• Toplumda “ilişkinin parçası” gibi normalleştirilir.

• Kadın tarafından içselleştirilebilir.

• Dijital çağda takip, şantaj, özel görüntü ile tehdit gibi yeni biçimler eklenmiştir.

 

5.3. Duygusal şiddet ve savaş

Savaş ve göç ortamlarında duygusal şiddet, fiziksel ve cinsel şiddetle birleşir.

Travma, kayıplar, belirsizlikler aile içi gerilimi artırır; kadın hem dışarıda hem içeride “iki yönlü şiddet” ile karşı karşıya kalır.

6. Sonuç: Mücadele Gününden Hesap Verme Gününe

 

25 Kasım’ın bize gösterdiği tablo nettir:

• Dünyada yüz milyonlarca kadın hayatı boyunca şiddetin en az bir biçimine maruz kalıyor.

• Her saat ortalama 5 kadın, çoğunlukla partneri veya aile bireyi tarafından öldürülüyor.

• Savaş bölgelerinde kadınların karşılaştığı şiddetin boyutu katlanıyor.

• Türkiye’de her yıl yüzlerce kadın öldürülüyor; milyonlarcası fiziksel, cinsel, ekonomik ve duygusal şiddetle yaşamaya zorlanıyor.

Bu nedenle 25 Kasım, artık yalnızca “farkındalık günü” değil; devletlerin, kurumların ve toplumların hesap verme günü olmak zorunda.

 

KAYNAKÇA

1. World Health Organization. Lifetime toll: 840 million women faced partner or sexual violence. WHO, 19 Kasım 2025.

2. WHO Global Health Observatory. Intimate partner violence lifetime prevalence.

3. Devries, K. M. et al. Global prevalence and mental health outcomes of intimate partner violence. PMC.

4. UN Women & UNODC. Gender-related killings of women and girls (Femicide/Feminicide) – Global Estimates 2022.

5. UN Women. Press Release: Nearly 89,000 women and girls were killed intentionally in 2022.

6. The Guardian. UN Women Report: Civilian deaths and displacement data in war zones.

7. Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü. Türkiye’de Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırması (2014).

8. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu – Yıllık Veri Raporları.

9. Emniyet Genel Müdürlüğü – KADES bildirim verileri (çeşitli yıllar).

 

 

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve turkishpress.co.uk sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.