Gürkan Karaçam
Köşe Yazarı
Gürkan Karaçam
 

Zeki İnsan, Venezuela Güneyin Kilidiyse, Kanada Kuzeyin Kapısı Mı?

Zeki insan… Coğrafyayı anlamak için haritaya değil, haritanın arkasındaki ilişkilere bakılır. Venezuela bugün kıtanın en kırılgan ülkesi; petrol zengini ama siyasi bakımdan yorgun, ekonomik bakımdan çökertilmiş, toplumsal bakımdan parçalanmış. Bu kırılganlık ABD için fırsat yaratıyor. Ama Kanada… Başka bir hikâyedir. Venezuela güneyin en zayıf halkasıdır, doğru. Ama Kanada kuzeyin en güçlü halkasıdır; NATO üyesi, ABD’nin en büyük ticaret ortağı, aynı savunma doktrinin içinde, aynı istihbarat ağının (Five Eyes) parçası. Peki böyle bir ülkeye ABD gerçekten “hedef” olarak yaklaşabilir mi? Zeki insan, işte kritik ayrım burada başlıyor: ABD’nin Venezuela’daki yaklaşımı açık bir güç baskısıdır. Kanada’ya yönelik söylemleri ise güç içi rekabetin fısıltısıdır. Her ikisi aynı değildir. Ama ikisinin ortak yanı şudur: Kaynak Kontrolü. ABD’nin kaynakları tükenmiyor. Bunu biliyoruz. Veriler net:  Şist petrolü sayesinde üretim patladı,  Doğal gazda dünyanın lideri,  Enerji bağımsızlığını büyük oranda koruyor. Yani ABD Venezuela’ya veya Kanada’ya petrol “arz sıkıntısı” nedeniyle değil, jeopolitik ve ekonomik üstünlük yarışında rekabet alanlarını genişletmek için bakıyor. Peki Kanada neden önemli? Çünkü Kanada dünyanın en büyük:  Nadir element rezervlerinden bazılarına,  Uranyum kaynaklarına,  Tatlı su havzalarına,  Stratejik orman ve minerallere,  Kuzey Kutbu enerji kapısına sahip bir ülke. Bu rezervlerin bazıları geleceğin savaş sebepleridir. Ama Kanada ABD'nin düşmanı değildir; Kanada ABD'nin stratejik ikizidir. Zeki insan, şu soruyu sorarak başlar: “ABD ile Kanada bu kadar yakınken, neden aralarında zaman zaman ‘kaynak gerginliği’ konuşulur?” Cevap basit: Güç ortak olsa da, çıkarlar her zaman tamamen örtüşmez. Her iki ülke de Kuzey Amerika’nın geleceğinde söz sahibi olmak ister. Ve Trump’ın Kanada’ya yönelik çıkışları, bir düşmanlaştırma değil; gelecekteki ekonomik paylaşım mücadelelerinin psikolojik hazırlığıdır. Kanada’ya doğrudan bir “şahin hamle” yapmak mümkün değildir. NATO, ortak güvenlik anlaşmaları, ABD–Kanada ticaret bağımlılığı buna izin vermez. Ama zeki insan bilir: Modern rekabet silahla değil; söylemle, baskıyla, pazarlıkla, manipülasyonla yapılır. ABD Venezuela’ya güç uygular çünkü karşı koyma kapasitesi sınırlıdır. Kanada’ya söylem uygular çünkü ilişkiyi bozmayacak kadar kontrollü gerilim yaratabilir. Şimdi gelelim ABD’nin Venezuela’daki işini kolaylaştıran zaaflara… Toplum kutuplaşmış. Ekonomi tek sektöre bağımlı. Siyasi elitler parçalanmış. Devlet kapasitesi zayıflamış. Bu zaafların kendi kendine mi oluştuğu, yoksa dış müdahaleyle mi büyüdüğü sorusu hâlâ masada. CIA’in Latin Amerika geçmişi ortada: Şili, Guatemala, Nikaragua, Honduras… Onlarca hükümet. Onlarca operasyon. Bu deneyime sahip bir servis, kıtanın en büyük petrol ülkesindeki kırılganlıkları “seyretmekle” yetinir mi? Cevabı ben vermeyeyim zeki insan; cevabı soru zaten kendi kendine fısıldıyor. Kanada faktörü ise şunu gösteriyor: ABD kıtayı iki uçtan okuyor: Güneyde zayıf halkayı (Venezuela) sıkıştırarak refleks ölçüyor, Kuzeyde güçlü halkayı (Kanada) söylem üzerinden sınayarak geleceğin pazarlık alanını hazırlıyor. Zeki insan, gerçeği böyle okur: Venezuela kıtanın nereden kırılacağını gösterir. Kanada kıtanın nereden güçleneceğini belirler. ABD ise her iki hattı da kendi lehine yeniden dizayn etmek ister. Şimdi son soruyu sana bırakıyorum zeki insan: Venezuela’daki fırtınayı sadece kriz olarak mı okuyorsun, yoksa Kanada’daki sessiz gerilimi de ekleyerek kıtanın güneyinden kuzeyine doğru usulca şekillenen büyük Amerikan rekabetinin ayak seslerini mi duyuyorsun? Zeki insan cevabı bilir, ki sen zeki insansın..    
Ekleme Tarihi: 02 Aralık 2025 -Salı
Gürkan Karaçam

Zeki İnsan, Venezuela Güneyin Kilidiyse, Kanada Kuzeyin Kapısı Mı?

Zeki insan…
Coğrafyayı anlamak için haritaya değil, haritanın arkasındaki ilişkilere bakılır.
Venezuela bugün kıtanın en kırılgan ülkesi; petrol zengini ama siyasi bakımdan yorgun, ekonomik bakımdan çökertilmiş, toplumsal bakımdan parçalanmış.
Bu kırılganlık ABD için fırsat yaratıyor.
Ama Kanada…
Başka bir hikâyedir.

Venezuela güneyin en zayıf halkasıdır, doğru.
Ama Kanada kuzeyin en güçlü halkasıdır; NATO üyesi, ABD’nin en büyük ticaret ortağı, aynı savunma doktrinin içinde, aynı istihbarat ağının (Five Eyes) parçası.

Peki böyle bir ülkeye ABD gerçekten “hedef” olarak yaklaşabilir mi?
Zeki insan, işte kritik ayrım burada başlıyor:
ABD’nin Venezuela’daki yaklaşımı açık bir güç baskısıdır.
Kanada’ya yönelik söylemleri ise güç içi rekabetin fısıltısıdır.

Her ikisi aynı değildir.
Ama ikisinin ortak yanı şudur:
Kaynak Kontrolü.

ABD’nin kaynakları tükenmiyor.
Bunu biliyoruz.
Veriler net:
 Şist petrolü sayesinde üretim patladı,
 Doğal gazda dünyanın lideri,
 Enerji bağımsızlığını büyük oranda koruyor.
Yani ABD Venezuela’ya veya Kanada’ya petrol “arz sıkıntısı” nedeniyle değil,
jeopolitik ve ekonomik üstünlük yarışında rekabet alanlarını genişletmek için bakıyor.

Peki Kanada neden önemli?
Çünkü Kanada dünyanın en büyük:
 Nadir element rezervlerinden bazılarına,
 Uranyum kaynaklarına,
 Tatlı su havzalarına,
 Stratejik orman ve minerallere,
 Kuzey Kutbu enerji kapısına sahip bir ülke.

Bu rezervlerin bazıları geleceğin savaş sebepleridir.
Ama Kanada ABD'nin düşmanı değildir;
Kanada ABD'nin stratejik ikizidir.

Zeki insan, şu soruyu sorarak başlar:
ABD ile Kanada bu kadar yakınken, neden aralarında zaman zaman ‘kaynak gerginliği’ konuşulur?

Cevap basit:
Güç ortak olsa da, çıkarlar her zaman tamamen örtüşmez.
Her iki ülke de Kuzey Amerika’nın geleceğinde söz sahibi olmak ister.
Ve Trump’ın Kanada’ya yönelik çıkışları, bir düşmanlaştırma değil;

gelecekteki ekonomik paylaşım mücadelelerinin psikolojik hazırlığıdır.

Kanada’ya doğrudan bir “şahin hamle” yapmak mümkün değildir.
NATO, ortak güvenlik anlaşmaları, ABD–Kanada ticaret bağımlılığı buna izin vermez.
Ama zeki insan bilir:
Modern rekabet silahla değil; söylemle, baskıyla, pazarlıkla, manipülasyonla yapılır.

ABD Venezuela’ya güç uygular çünkü karşı koyma kapasitesi sınırlıdır.
Kanada’ya söylem uygular çünkü ilişkiyi bozmayacak kadar kontrollü gerilim yaratabilir.

Şimdi gelelim ABD’nin Venezuela’daki işini kolaylaştıran zaaflara…
Toplum kutuplaşmış.
Ekonomi tek sektöre bağımlı.
Siyasi elitler parçalanmış.
Devlet kapasitesi zayıflamış.
Bu zaafların kendi kendine mi oluştuğu, yoksa dış müdahaleyle mi büyüdüğü sorusu hâlâ masada.

CIA’in Latin Amerika geçmişi ortada:
Şili, Guatemala, Nikaragua, Honduras…
Onlarca hükümet.
Onlarca operasyon.
Bu deneyime sahip bir servis, kıtanın en büyük petrol ülkesindeki kırılganlıkları “seyretmekle” yetinir mi?
Cevabı ben vermeyeyim zeki insan;
cevabı soru zaten kendi kendine fısıldıyor.

Kanada faktörü ise şunu gösteriyor:
ABD kıtayı iki uçtan okuyor:
Güneyde zayıf halkayı (Venezuela) sıkıştırarak refleks ölçüyor,
Kuzeyde güçlü halkayı (Kanada) söylem üzerinden sınayarak geleceğin pazarlık alanını hazırlıyor.

Zeki insan, gerçeği böyle okur:
Venezuela kıtanın nereden kırılacağını gösterir.
Kanada kıtanın nereden güçleneceğini belirler.
ABD ise her iki hattı da kendi lehine yeniden dizayn etmek ister.

Şimdi son soruyu sana bırakıyorum zeki insan:
Venezuela’daki fırtınayı sadece kriz olarak mı okuyorsun,
yoksa Kanada’daki sessiz gerilimi de ekleyerek
kıtanın güneyinden kuzeyine doğru usulca şekillenen büyük Amerikan rekabetinin
ayak seslerini mi duyuyorsun?

Zeki insan cevabı bilir, ki sen zeki insansın..

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve turkishpress.co.uk sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.