Yüz yıllık Avrupa aşkı bitiyor mu? Kopenhag Kriterleri - Şangay Beşlisi'ne karşı Kopenhag,Brüksel,Strazburg,Lüksemburg Avrupa ortak pazarı,Avrupa birliği,Avrupa insan hakları mahkemesi Avrupa standartları,gümrük birliği,Müzakere fasılları... Bunlar son yakın tarihimizde sıklıkla duyduğumuz cümlelerden... Kopenhag Kriterleri, 22 Haziran 1993 tarihinde Danimarka'nın başkenti Kopenhag'ta yapılan zirvede belirlenen, Avrupa Birliği'ne adaylık için başvuruda bulunan ülkelerin tam üyeliğe kabul edilmeleri için yerine getirmesi gereken koşulları ifade eder. Avrupa Konseyi, Avrupa Birliği'nin genişlemesinin Merkezi Doğu Avrupa Ülkelerini kapsayacağını kabul etmiş ve aynı zamanda adaylık için başvuruda bulunan ülkelerin tam üyeliğe kabul edilmeden önce karşılaması gereken kriterleri de belirtmişti. Bu kriterler siyasi, ekonomik ve topluluk mevzuatının benimsenmesi olmak üzere üç grupta toplanmış. Avrupa konseyi genişleme kararını neye göre ve nasıl alıyor? Çifte standart yapıyormu yapmıyormu konularına girmeyeceğim. "Avrupa'lı dostlarımız" (AB ülkeleri) Türkiye'ye hiçbirzaman dürüst davranmadığını söyleyebiliriz sadece kriterler koydu standartlar dayattı bu kriterler şüphesizki halkın yaşantısını kolaylaştıran yaşam kalitesini arttırmaya yönelikti. Halkın refah düzeyinin yükselmesi demokrasinin insan haklarının özgürlüklerin önünün açılması için AB kriterleri çok önemliydi bu düzenlemeler halende önemli Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının rahat etmesi huzuru ve  insanların ekonomik, sosyal haklarının verilmesini kim istemez ki? Avrupa birliği kurucu devletleri samimi ve dürüst olsalardı Türkiye'den daha az gelişmiş olan doğu Avrupa ülkelerine gösterdiği anlayış ve imtiyazı AB giriş müzakerelerinde Türkiye içinde gösterebilirlerdi ama diğer ülkeler için sağladıkları kolaylıkları Türkiye için yapmadılar. AB ilerleme raporları açılan fasıllar sonrasında AB'den kaynaklı olarak Türk insanın hakları gasp edildi tüm vatandaşları ile bu sürece dahil edilemediği gibi olan yine vatandaşa oldu bunun en belirgin örneği söz verildiği halde AB vize muafiyeti hakkı verilmedi. AB'nin Türkiye'nin demokrasi sürecine birtakım katkıları oldu. Fakat AB Türkiye'nin demokraside,ekonomide ve AB kriterlerindeki ilerlemesini bir türlü göremedi görmek istemedi. Önceki yıllarda Türkiye'deki bazı siyasiler yüzünü doğuya dönmekten bahsetsede bu sadece sözlü olarak söylenirdi anca son zamanlarada yaşanan İngiltere'nin Birlikten çıkış sürecine bağlı gelişmeler ile AB ülkelerinin kendi arasındaki tutarsız tavırları nedeniyle  artık bu söylem fiiliyata döküldü Türkiye yönünü hızla Asya'ya Doğu'ya döndü. Birzamanlar devlet büyükleri "Kopenhag kriterleri ismini Ankara kriterleri" olarak değişmekten bahsederken Türkiye-AB İlişlikeri gerilmişken hızlı bir manevra ile Hemde hiç vakit kaybetmeden Şangay Beşlisi ile hızlı bir temas sağlandı ve oluşum içerisine güçlü giriş söylemleri ile harekete geçildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz hafta Özbekistan dönüşünde Avrupa Birliği’ ile iplerin gerilmesiyle birlikte 'AB üyeliğinin mecburi olmadığını "Varsa yoksa AB dememeli" sözleriyle ifade ederek, Türkiye’nin Şanghay İşbirliği Örgütü’ne (ŞİÖ) girme isteğini şöyle dile getirmişti: “Temenni ederim ki orada olumlu bir gelişme olması halinde, yani Türkiye’nin Şanghay Beşlisi içerisinde yer alması, bu konuda çok daha rahat hareket etmesini sağlayacaktır diye düşünüyorum.”demişti. Şanghay İşbirliği Örgütü (İngilizce: Shanghai Cooperation Organization) yahut Şanghay Paktı adını teşkilâtın ilk toplandığı yerden --Şanghay'dan almaktadır. Çin Halk Cumhuriyeti, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan'ın 1996 yılında oluşturdukları yapılanma Şanghay Beşlisi olarak anılıyordu. Bu örgüt 2001'de Özbekistan'ın katılımıyla üye sayısını altıya çıkarttı. Türkiye bu yapıya Nasıl bir giriş yapacak katkıları ne olacak diğer anlaşmaların statüsü ne şekilde etkilenecek bu konular belirsizliğini koruyorken Şanghay Enerji Kulübü'nün 2017 Dönem Başkanlığı Türkiye'ye verildi. Türkiye Şanghay Enerji Kulübü'nün 2017 dönem başkanlığını üstlendi. Enerji Kulübü'nün ana üyelerinden biri olmayan Türkiye'ye dönem başkanlığı görevi verilmesi bir ilk niteliği taşıyor. Rusya Parlamentosu’nun üst kanadı Federasyon Konseyi’nin Savunma Komitesi üyesi Aleksey Puşkov, Erdoğan'ın Şanghay İşbirliği Örgütü’ne (ŞİO) çağrısına ilişkin "Türkiye'nin üyeliği Erdoğan için mantıklı bir adım olurdu. ŞİÖ, AB’den farklı, onun yerine geçemez. Fakat AB’den farklı olarak ŞİÖ üyeleri tamamen egemen” diye konuşmuştu. Benzer açıklamalar Çin tarafındanda yapıldı. Bugün örgütün 6 üyesinin yanı sıra 6 gözlemcisi ve 6 “diyalog ortağı” bulunuyor. Gözlemciler arasında Afganistan, Belarus, Hindistan, İran, Moğolistan ve Pakistan var. 2006 yılında üyelik başvurusu yapan Pakistan ve 2014 yılında üyelik başvurusu yapan Hindistan’ın 2017 yılında üye statüsüne geçmesi bekleniyor. ŞİÖ’nün diyalog ortakları ise Ermenistan, Azerbaycan, Kamboçya, Nepal, Sri Lanka ve Türkiye bu ülkeler aralarında tam bir mutabakat ile anlaşma sağlayabilirse yeni bir güç doğar bu güç gelişmiş tüm sistemleri insan haklarını özgürlükleri teknoloji ve kalkınmaları dikkate alarak yeniden yapılanmaya gidebilir ve dünya için yepyeni bir sürece girilir bu yeni dönemin öncüleri Asya Cumhuriyetleri - Çin -Türkiye -Rusya olabilir. Herşeyin sonunda bu yeni oluşum insan odaklı olursa bir tek insanın Hakkı gözetilerek ilerleme hedeflenirse yepyeni bir anlayış modeli ortaya çıkabilir. Kim bilebilir ki? belkide dünyada Umutla ve özlemle beklenen barış bu sayede gelebilir.