Çamlıca camisi her bakımdan ilktir
Yapılar şehirlerin yaşayan ruhudur.
İstanbul’un ruhunu yansıtan yeni bir eser kazandırıldı.
Büyük Çamlıca Camisi müthiş bir eser olmuş.
İnşaat yapım sürecini adım adım takip ederken güzel duygular yaşamıştım camii hakkında merakımı giderecek kadar bilgi edinmiş biri olarak muhteşem eseri yerinde görmek nasip oldu.
Camii birçok manevi vasıfları sembolize etmektedir.(merak edenler araştırıp bu sembolleri öğrenebilir)
Mimar Sinan’ın İstanbul’a bıraktığı eserleri gören yabancı turistlerin hayranlıklarına çok defa şahit olumuştum, yabancıların camilerimizi incelerken kafalarını kaldırdıklarında şapkalarının yere düştüğüne dahi şahit olduk.
Büyük Çamlıca camiside tüm dünyanın imrendiği yeni bir şaheser olmuş.
Bu şaheser daha şimdiden tüm dünyadan ziyaretçi akınına uğruyor.
Daha önce İstanbul’a götürdüğüm yabancı misafirlerimiz ile İstanbul’u gezerken tarihi eserlerimize hayranlıkla bakmalarını gururla izlerken bir yandan da yeni yapılan binaların ne kadar ruhsuz oluşunu konuşuyorduk.
İstanbul’da düzensiz yapılaşmanın utancını bir yana İstanbul’da büyük Mimarın eserlerine yakın olan, Sinan’a yakışır yeni bir eser kazandırılmamış olmasının hüznünü yaşadık yıllarca.
Çamlıca Camisi Büyük mimara layık bir eser Cami bize Sinan’ı hatırlatıyor.
Anadolu yakasının silüetini güzelleştiren yepyeni bir eser oldu.
Osmanlı imparatorluğunun Avrupa yakasındaki ihtişamlı günlerinden kalan büyük eserlerin sergilendiği açık hava müzesi gibi eserlerin aksine Avrupa yakasından bakılınca Anadolu yakasında bu ihtişama sahip bir eser yoktu.
Yüz yıl aradan sonra artık Mimaride Sinan gibi düşünmeye başlandığının işaretlerini veren bu eser Anadolu’dan yükselen yeni bir anlayışın abidesidir.
Binalar bir şehrin görünen ruhudur, eğer mimari değişim başlayacak ise bu anlayışla başlamalı binalar şehrin ruhudur ve insanların ruh halini etkiler şehrin ruhunu yansıtır.
Eskiden tarihi eserlerimizi mirasımızı korumakla yaşatmakla sürekli övünürüz ama tarihi şahsiyetlerin bize bıraktığı mirasları korumak yaşatmak anlamak için çaba sarf etmezdik.
Umarız ki bu yeni dev eserle Mimaride Mimar Sinan’ı anlar ve yakalarız onun bıraktığı eserleri korumakla kalmaz onu tam manasıyla anlamış oluruz.
Mimar Sinan’ı anlamak için kıssalarını dinlemek bile bazen yeterli olabilir.
Mimar Sinan’ın en çok bilinen eserlerinden biri olan Şehzade Cami’nin 1990’lı yıllardaki restorasyon çalışmalarında Sinan tarafından kaleme alınan bir mektup bulunduğu iddia edildi.
Bu mektupta caminin restorasyon çalışmalarına ihtiyaç duyulacağı zamanı 400 yıl önceden tahmin eden Sinan’ın, hammadde ve yapı teknikleri konusunda kendinden 400 yıl sonra bu yapıda çalışacak mimar ve mühendislere zarif bir dil ile yol gösterdiği söylenir.
Dikkatinizi çekti mi bilmem ama Mimar Sinan sadece kendi zamanını değil ileriyi de düşünmüş ve yapının restorasyona uğrayacağını tahmin ederek yol gösterici bir mektup bırakmış! Şimdi bir düşünün hangimiz en ufak bir işimizde bile ilerisini düşünebiliyoruz?
Büyük mimar olarak adını tarihe altın harflerle silinmez bir şekilde kazımış olan Mimar Sinan gibi eserler bırakmak için şehrin ruhunu yansıtan ölümsüz yeni eserlere ihtiyaç var.
Bize Muhteşem eserler bırakanların yaptığı gibi gelecek nesillere yol gösteren ölümsüz eserler bırakmalıyız.