İsmail Karakaş (Genel Yayın Yönetmeni)
Köşe Yazarı
İsmail Karakaş (Genel Yayın Yönetmeni)
 

SREBRENİTSA NOTLARIM

Neden her yıl yeni cenazeler çıkıyor? Unutmadık, Unutmayacağız 11 Temmuz 1995   Bosna Hersek’in gözyaşıyla yoğrulmuş toprağında bir utanç sayfası daha yazıldı. Savaş sona yaklaşmıştı, Saraybosna kuşatması kırılmış, Boşnak ordusu ilerleme kaydediyordu. Ancak cephede yenilgiye uğrayan Sırp Çetnik teröristleri, savaşın onurunu değil, zulmünü seçti. Srebrenitsa, Birleşmiş Milletler tarafından "güvenli bölge" ilan edilmişti. 50 binden fazla savunmasız insan kadın, çocuk, yaşlı bu şehre sığınmıştı. Fakat ne yazık ki o bölge, masumların değil, sessizliğin hüküm sürdüğü bir mezbahaya dönüştü. Hollandalı BM askerlerinin gözleri önünde, 8 binden fazla silahsız Boşnak erkek sistematik şekilde kamptan alındı ve bir daha geri dönmedi. Bugün, aradan geçen 30 yılın ardından hâlâ yeni cenazeler toprağa veriliyor. Srebrenitsa Anıt Merkezi’ndeki Potoçari Mezarlığı, kimlikleri yeni tespit edilen yedi kurbanla bir kez daha doldu. DNA eşleştirme çalışmaları devam ediyor. Çünkü zalimler cesetleri parçalara ayırıp farklı toplu mezarlara gömdüler.  Her bulunan kemik parçası, belki birden fazla kişiye ait. Her kimlik tespiti, yıllarca süren bilimsel ve vicdani bir çabanın sonucu. Adaletin gecikmesi, acının da uzaması demek. Bu delil karartma yöntemini batılı ülkelerin üst akılları tarafından verildiği biliniyor.   Röportaj yaptığımız Adel Šabanović, Srebrenica soykırımında hayatta kalan kurbanlardan birisi...  Adel'in açıklaması şu şekilde: ''Ben Adel Šabanović, Srebrenica soykırımında hayatta kalan kurbanlardan birisiyim. 30 yıl önce suçlu ve zalim olan Radko Mladic ve sırp ordusu tarafından öldürülen Srebrenica şehitlerinin 30 anma yılı. Tüm bu zalimlikler 1993 yılında birleşmiş milletler (UN) askerlerinin ve yönetiminin gözü önünde gerçekleşmiş. Birleşmiş Milletler, güvenli alan diye bizi kandırarak, burada yaşayan halkı ölüme terk etmişlerdir. Ben anıt mezarlığa bir gün önceden geldim ve bugün de şehitlerimizi, tanıdıklarımı uğurlamak ve cenazeleri defnetmek için buraya geldim. Bu yıl 7 Srebrenica şehitimizi uğurlayacağız. Şehitlerden en yaşlı olanı 67 yaşındaki Fata Bektic , en genç şehidimizde 19 yaşında. Uluslararası toplumlar 30 yıl geçmesine rağmen , soykırımı her ne kadar tanımış plazalarda  hala soykırımı yapan suçluların çoğuna karşı sessiz kalmakta ve hiç bir süreç başlatmamaktadır. Bir çok soykırım suçlusu halen özgürce dolaşmaktadır. Bu yıl 7 şehitimizi toprağa vereceğiz ve her geçen yıl bulunması ve defnedilmesi gereken şehit sayısı azalmakta. Toplu mezarların bulunamaması, bulunan bazı kemiklerin incelemelere rağmen kime ait olduğuna dair veri elde edilememesi ve bir çok sebepten dolayı her yıl defnedilen şehit sayısı azalmakta. Bu gün çok acıklı , hüzün dolu bir gün. Gözüm yaşlı acımız her zamanki gibi taze. Dileğim Allah’ın hakkımızda en hayırlı olanı vermesi ve yardımını esirgememesi. ''   Yakınlarını kaybeden aileler artık onların geri gelmeyeceğini biliyor. Ama iki dilekleri var: Bir mezar taşı, üstünde sevdiklerinin ismiyle dua edebilecekleri kutsal bir köşe Ve adalet Bu katliama sebep olanların cezasını alması. Avrupa’nın ortasında Müslüman bir Bosna-Hersek istemeyen Avrupa’nın üst aklının yol açtığı katliamlar zinciri ve Cinayetlerin üzerinin örtülmesi için bu yöntemi kullandılar. Bugün, Srebrenitsa’yı anarken sadece geçmişin acısını değil, geleceğe dair sorumluluğumuzu da hatırlıyoruz.  Çünkü bu katliama zamanında engel olunabilseydi, belki bugün Gazze’de yaşanan trajediler olmazdı. Srebrenitsa, insanlığın vicdan sınavıdır. Soykırımı unutmayacağız. Unutturmayacağız. Adalet yerini bulana dek sesimizi yükselteceğiz.
Ekleme Tarihi: 12 Temmuz 2025 -Cumartesi
İsmail Karakaş (Genel Yayın Yönetmeni)

SREBRENİTSA NOTLARIM

Neden her yıl yeni cenazeler çıkıyor?

Unutmadık, Unutmayacağız

11 Temmuz 1995

 

Bosna Hersek’in gözyaşıyla yoğrulmuş toprağında bir utanç sayfası daha yazıldı. Savaş sona yaklaşmıştı, Saraybosna kuşatması kırılmış, Boşnak ordusu ilerleme kaydediyordu. Ancak cephede yenilgiye uğrayan Sırp Çetnik teröristleri, savaşın onurunu değil, zulmünü seçti.

Srebrenitsa, Birleşmiş Milletler tarafından "güvenli bölge" ilan edilmişti. 50 binden fazla savunmasız insan kadın, çocuk, yaşlı bu şehre sığınmıştı. Fakat ne yazık ki o bölge, masumların değil, sessizliğin hüküm sürdüğü bir mezbahaya dönüştü. Hollandalı BM askerlerinin gözleri önünde, 8 binden fazla silahsız Boşnak erkek sistematik şekilde kamptan alındı ve bir daha geri dönmedi.

Bugün, aradan geçen 30 yılın ardından hâlâ yeni cenazeler toprağa veriliyor.
Srebrenitsa Anıt Merkezi’ndeki Potoçari Mezarlığı, kimlikleri yeni tespit edilen yedi kurbanla bir kez daha doldu.
DNA eşleştirme çalışmaları devam ediyor.
Çünkü zalimler cesetleri parçalara ayırıp farklı toplu mezarlara gömdüler. 
Her bulunan kemik parçası, belki birden fazla kişiye ait. Her kimlik tespiti, yıllarca süren bilimsel ve vicdani bir çabanın sonucu. Adaletin gecikmesi, acının da uzaması demek.
Bu delil karartma yöntemini batılı ülkelerin üst akılları tarafından verildiği biliniyor.

 

Röportaj yaptığımız Adel Šabanović, Srebrenica soykırımında hayatta kalan kurbanlardan birisi... 

Adel'in açıklaması şu şekilde: ''Ben Adel Šabanović, Srebrenica soykırımında hayatta kalan kurbanlardan birisiyim. 30 yıl önce suçlu ve zalim olan Radko Mladic ve sırp ordusu tarafından öldürülen Srebrenica şehitlerinin 30 anma yılı. Tüm bu zalimlikler 1993 yılında birleşmiş milletler (UN) askerlerinin ve yönetiminin gözü önünde gerçekleşmiş. Birleşmiş Milletler, güvenli alan diye bizi kandırarak, burada yaşayan halkı ölüme terk etmişlerdir.

Ben anıt mezarlığa bir gün önceden geldim ve bugün de şehitlerimizi, tanıdıklarımı uğurlamak ve cenazeleri defnetmek için buraya geldim. Bu yıl 7 Srebrenica şehitimizi uğurlayacağız. Şehitlerden en yaşlı olanı 67 yaşındaki Fata Bektic , en genç şehidimizde 19 yaşında. Uluslararası toplumlar 30 yıl geçmesine rağmen , soykırımı her ne kadar tanımış plazalarda  hala soykırımı yapan suçluların çoğuna karşı sessiz kalmakta ve hiç bir süreç başlatmamaktadır. Bir çok soykırım suçlusu halen özgürce dolaşmaktadır. Bu yıl 7 şehitimizi toprağa vereceğiz ve her geçen yıl bulunması ve defnedilmesi gereken şehit sayısı azalmakta. Toplu mezarların bulunamaması, bulunan bazı kemiklerin incelemelere rağmen kime ait olduğuna dair veri elde edilememesi ve bir çok sebepten dolayı her yıl defnedilen şehit sayısı azalmakta. Bu gün çok acıklı , hüzün dolu bir gün. Gözüm yaşlı acımız her zamanki gibi taze. Dileğim Allah’ın hakkımızda en hayırlı olanı vermesi ve yardımını esirgememesi. ''

 

Yakınlarını kaybeden aileler artık onların geri gelmeyeceğini biliyor.
Ama iki dilekleri var:
Bir mezar taşı, üstünde sevdiklerinin ismiyle dua edebilecekleri kutsal bir köşe Ve adalet Bu katliama sebep olanların cezasını alması.
Avrupa’nın ortasında Müslüman bir Bosna-Hersek istemeyen Avrupa’nın üst aklının yol açtığı katliamlar zinciri ve Cinayetlerin üzerinin örtülmesi için bu yöntemi kullandılar.

Bugün, Srebrenitsa’yı anarken sadece geçmişin acısını değil, geleceğe dair sorumluluğumuzu da hatırlıyoruz. 
Çünkü bu katliama zamanında engel olunabilseydi, belki bugün Gazze’de yaşanan trajediler olmazdı.

Srebrenitsa, insanlığın vicdan sınavıdır.
Soykırımı unutmayacağız.
Unutturmayacağız.
Adalet yerini bulana dek sesimizi yükselteceğiz.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve turkishpress.co.uk sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.