Bazen bir millet tanklara, uçaklara, ambargolara yenilmezde…
Kendi zihnindeki fırtınaya yenilir.
Dışarıdan saldıracağını sandığımız ordular, çoğu zaman içeriden zihinlerimize taarruza başlamış gölgelerdir bazen zeki insan.
Bugün sana bir savaşın hikâyesini anlatacağım; silahların suskun olduğu, üniformaların görünmediği, bayrakların dalgalanmadığı bir savaş.
Ama yine de ülkeleri yıkan; toplumları birbirine düşüren; milletlerin ruhunu zayıflatan bir savaş.
Bu savaşın adı kognitif hegemonya savaşıdır...
Ve ABD gibi görece dev bir ülke bile bu saldırıya karşı koyamadıysa…
Bizde kim bilir ne fırtınalar kopar zeki insan. Ve sence hazır olmamız gerekmiyor mu?
“Bir ülke, hakikat duygusunu kaybettiği gün yenilmiştir.”
ABD 2016 seçimi, tarihe bir dönüm noktası olarak yazıldı.
Kim kazandı, kim kaybetti, tartışmalar bitmedi…
Ama asıl mesele o değil.
Asıl mesele şudur:
“Gerçek, bir anda ikiye bölündü ve aynı toplum, iki farklı hakikat yaşadı.”
Düşün ki zeki insan…
Aynı gün, aynı şehirde, aynı insanlar…
Ama biri ekranında dünyayı A olarak görüyor, öteki ekranında B olarak.
İşte kognitif hegemonya tam olarak budur:
Zihni ikiye mümkünse daha fazla böl ve millet birbiriyle savaşsın.
“Görünmeyen hasım, görünür düşmandan daha tehlikelidir.”
ABD’de yapılan operasyonu birkaç sebeple tarihin en derin zihin saldırılarından biri olarak kabul ediyorum zeki insan:
- Toplumsal fay hatları tespit edildi.
- Her gruba farklı “zehir” verildi.
- Algoritmalar silah gibi kullanıldı.
- Sahte kimliklerle güven ilişkisi kuruldu.
- Ekranda başlayan manipülasyon sokaklara taşındı.
Bu operasyonun mimarları, kimseye “şunu yap” demedi.
Onlar sadece insanların öfkesini besledi.
Her birine “sen haklısın, öteki suçlu” dedi.
Birkaç yıl içinde Amerika ortak zeminini kaybetti.
Ve unutma zeki insan: “Öfke, zihnin en kolay işgal edilen kapısıdır.”
“Bir milletin kalp ritmi bozulmadan önce, zihni ritmini kaybeder.”
ABD gibi görece dev bir ülke bile bu saldırının etkisinden tamamen kurtulamadı.
Bugün hâlâ kendi içinde güvensizlik yaşıyor.
Sistemlerine şüpheyle bakan bir toplum ve artık toplumsal barışları izi hiç geçmeyecek bir yara aldı.
Düşün şimdi zeki insan…
Kognitif operasyon:
- Dünyanın en gelişmiş istihbarat örgütlerine,
- En büyük teknoloji şirketlerine,
- En köklü üniversitelerine,
- En güçlü medya yapılarına sahip bir ülkede bu kadar etkili olduysa…
Sence bizde neler yapabilir?
Bu sorunun ağırlığı, senin cevabının içinde saklı.
“Bir ülkeyi tankla değil, duygularıyla esir alırsın.”
Kognitif hegemonya, duygulara hükmederek başlar zeki insan:
- Korkuyu büyütür,
- Umudu küçültür,
- Öfkeyi besler,
- Güveni çürütür,
- Hakikati flu hale getirir.
ABD’de bu operasyon, siyahlar ile beyazları, muhafazakârlar ile liberalleri, şehirli ile taşralıyı, gençlerle yaşlıları birbirine düşürdü.
Bizde peki?
Bizim fay hatlarımız daha mı az?
Biz daha mı az kırılganız?
Açıkça söyleyeyim zeki insan:
“Bizim fay hatlarımız derin, duygularımız keskin, öfkemiz çabuk tutuşur.”
Bu yüzden kognitif saldırı bize yapıldığında sonuç daha sert olur.
Daha hızlı yayılır.
Daha çok yıpratır.
“Zihinler işgal edildiğinde, haritayı değiştirenlere kimse kimse itiraz etmez.”
ABD seçiminde yaşananların en çarpıcı tarafı şuydu, saldırı bir ülkeye yapıldı ama o ülkenin halkı, saldırıya uğradığını bile fark etmedi.
Çünkü bu işgal:
- Sınırda değil,
- Sınavda değil,
- Sandıkta değil…
Zihinde gerçekleşti.
Ve insan kendi zihninin işgalini anlamakta en geç kalan varlıktır.
“Hakikat kaybolursa, devlet de kaybolur.”
Bugün kognitif hegemonya yalnızca Amerika’yı vurmadı. Avrupa’da, Asya’da, Ortadoğu’da sessiz sessiz ilerliyor.
Her ülkenin gençliği ekranlara bağlı.
Her zihnin kapısında algoritma bekliyor.
Her kavganın arkasında görünmez bir itici güç var.
Ve ABD’de sonuç veren bu saldırı modeli,
bizde çok daha şiddetli ve yıkıcı sonuçlar doğurabilir.
Çünkü:
- nüfus genç,
- kutuplaşma yüksek,
- dijital bağımlılık zirvede,
- duygu siyaseti güçlü.
Zeki insan, gerçek tehlike şudur: “Bizim hakikati kaybetmemiz, düşmanın kazandığı anlamına gelir.”
“Millet olmak, sadece aynı toprakta yaşamak değildir; aynı hakikati paylaşmaktır.”
ABD’nin kendi iç çöküşü bize bir uyarıdır.
“Bize ne Amerika’dan?” diyen yanılır.
Kognitif saldırı, coğrafya tanımaz.
Irk, dil, kültür seçmez.
Zaman beklemez ve bu saldırı bir gün kapımıza geldiğinde, kapıyı açan biz olmayacağız. Algoritmalar açacak...
Son Sözüm Sana, Zeki İnsan…
Bu yazıyı okuduktan sonra hep söylediğim şu sözümü hatırla:
“Zihin bağımsızlığı olmadan, hiçbir bağımsızlık gerçek değildir.”
Topraklarımızı koruyan ordumuz var.
Asayişimizi koruyan polisimiz var.
Devletimizi koruyan kurumlarımız var. Peki zihnimizi koruyacak farkındalığımız var mı?
İşte asıl soru budur.
Bu soruya cevabı sen vereceksin, zeki insan ve işte bu yüzden bu yazım bir analiz değil;
bir uyanış çağrısıdır.
Eğer Amerika bile ayakta sendelerken,
biz kognitif hegemonya çağını anlayamazsak…
Düşün zeki insan, düşün ki bir adım önde olasın ve unutma!
Düşmanı göremediğin savaş, kaybettiğin savaştır.