Aslıhan Toksoy
Köşe Yazarı
Aslıhan Toksoy
 

Bir Gün Değil, İki Yıldır Aynı Acı: 7 Ekim’in Gölgesi Büyüyor

7 Ekim 2023 sabahı, Gazze üzerindeki gökyüzü ilk bombalarla karardı. O günden bu yana iki takvim yılı geçti, ama o sabah hâlâ bitmedi. Şimdi, 7 Ekim 2025 Dünya, ikinci yılına giren bir soykırımın sessiz tanığı. Gazze’de insanlar hâlâ göç ediyor, hâlâ su kuyruğunda, hâlâ ekmeğin yarısını kardeşine bırakıyor. Bir halk, iki yıldır ölümün içinde yaşamayı öğreniyor. Dünya ise izliyor.   Gazze’de İkinci Yılın Bilançosu: 67 Bin Ölü, 20 Bini Çocuk — İnsanlığın En Karanlık Sayfası 66 Bin Kayıp, 170 Bin Yaralı Gazze Sağlık Bakanlığı verilerine göre 7 Ekim 2023’ten bu yana 66 binden fazla insan hayatını kaybetti, 170 bini aşkın kişi yaralandı. Bu sayıların içinde çocuklar, doktorlar, anneler, gazeteciler var. 28 bini aşkın kadın hayatını kaybetti. Kimisi bebeğini kucağında tutarken, kimisi sığınakta dua ederken… Gazze’nin kadınları savaşın hem tanığı hem yükünü taşıyanı. Evlatlarını toprağa verip, ertesi gün yaralıları taşımaya devam ediyorlar. Çünkü Gazze’de anneler ağlarken bile direniyor. UNICEF’e göre ölen ya da yaralanan çocuk sayısı 50 bini aştı. Savaşın ikinci yılında 20 bini aşkın çocuk yaşamını yitirdi. Kimi okula gitmek için hazırlanırken, kimi enkaz altında uyurken öldü. Çocukların çizdiği her resim artık gri; gökyüzü bombalarla, deniz dumanla kaplı. Binlercesi yetim, binlercesi aç. Çocuklar Gazze’de büyüyemiyor, çünkü çocukluk burada çoktan öldü. Gazeteciler açısından bu savaş tarihin en ölümcül dönemi oldu: CPJ verilerine göre 178, Al Jazeera verilerine göre 270’ten fazla medya çalışanı öldürüldü. Sağlık sektöründe ise 1.500’ün üzerinde doktor, hemşire ve ambulans görevlisi ya hayatını kaybetti ya da yaralandı. Bu savaş sadece binaları değil, insanlığın mesleklerini de hedef aldı: kalemi, stetoskopu, kamerayı…   Açlıktan Ölmek: Modern Soykırımın Yeni Yüzü Birleşmiş Milletler ve WHO verilerine göre Gazze’de kıtlık resmen teyit edildi. 640 bin kişi açlıktan ölme sınırında, milyonlarca insan gıdaya ulaşamıyor. Yalnızca %40 içme suyu altyapısı çalışıyor; suyun yerini kirli yağmur suları, unun yerini taş tozu alıyor. Bu çağda, dünyanın gözü önünde bir halk aç bırakılarak yok ediliyor. “Açlıktan ölmek değil, açlıktan öldürülmek” — işte 7 Ekim’in üçüncü yılına girerken Gazze’nin özeti budur.   Yıkılan Sadece Binalar Değil, Bir Halkın Umudu Uydu görüntüleri Gazze’nin %80’inden fazlasının yıkıldığını gösteriyor. Bir zamanlar çocuk sesleriyle dolu caddelerde şimdi sadece enkaz gürültüsü var. 191.263 yapı tamamen çökmüş veya ağır hasar görmüş durumda. Elektrik şebekesi yok, kanalizasyon sistemi çökmüş, tarım alanları kül. Le Monde “Gazze artık bir harabe şehir” diyor, ama o harabelerin arasında hâlâ bir ses yankılanıyor: “Biz buradayız.”   Gazze’nin Yeniden İnşası: On Yıllar Sürecek Bir Yokuş İsrail tarafından Gazze’ye atılan bomba miktarı 53 bin tona kadar çıkmış durumda. Ayrıca bazı medya paylaşım ve analizlerinde “70 bin ton bomba” ifadesine de rastlanıyor. Bu fark, kaynaklara ve dönemlere göre değişen tahminlerden kaynaklanabilir. Bu bombardımanlar neticesinde Gazze’nin yaklaşık %80’i ağır hasar gördü ya da tamamen yıkıldı. Uydu görüntüleri, şehir dokusunun büyük ölçüde harabeye dönüştüğünü gösteriyor. 191.263 yapı tamamen çökmüş ya da ağır hasar görmüş durumda (kaynak: Shelter Cluster & UNOCHA analizleri). Okullar, camiler, ibadethaneler, hastaneler — tüm altyapı hedef alındı. 22 hastane tamamen devre dışı kaldı, 138 sağlık kuruluşu ise zarar gördü. 53 sağlık merkezinin tam kapasite çalışamaz hâle geldiği bildiriliyor. Bu da demektir ki, Gazze halkı sadece bombaların vurduğu yerler nedeniyle değil, sağlık sistemi çökertildiği için de yaşam mücadelesi veriyor. Birleşmiş Milletler, Dünya Bankası ve UNDP raporlarına göre, Gazze’nin yeniden inşası on yıllar sürecek bir süreç.  Toplam yeniden inşa maliyeti: 53 milyar dolar.  En iyimser senaryoda: 10–15 yıl (ABD özel elçisi tahmini). Gerçekçi senaryolarda: 16 ila 80 yıl arası (Brookings, UNDP analizleri). Bazı tahminlerde: 2040’a kadar ancak temel konutlar tamamlanabilecek.  Enkaz miktarı: 50 milyon tonun üzerinde temizlenmesi bile yıllar sürecek. Shelter Cluster raporuna göre mevcut koşullarda tam yeniden inşa süresi yaklaşık 40 yıl. Yani bugünün Gazze’si, 2060’ta bile hâlâ onarım bekliyor olabilir. Bu bir “yeniden inşa” değil; bir halkın, her tuğlasıyla direnişini ördüğü bir mücadeledir. Uluslararası Mahkemede Vicdan Mesaisi Lahey’deki Uluslararası Adalet Divanı (ICJ), İsrail’in eylemlerini “soykırım tehlikesi” kapsamında değerlendiriyor. Rafah saldırılarının durdurulması ve yardımın serbest bırakılması kararları alındı, ancak uygulanmıyor. Uluslararası Ceza Mahkemesi (ICC), Netanyahu ve Gallant hakkında yakalama kararı çıkardı, fakat bombalar hâlâ yağıyor. Demek ki adalet hâlâ yerin altında, çocuk mezarlarının yanında gömülü.   Dünya Susarken Denizler Konuşuyor: Özgürlük Filolarının İzinde Gazze’ye ulaşmanın yolları kara ve hava ile kapatıldığında, vicdan denize açıldı. 2023’ten bu yana dünyanın farklı limanlarından, ablukayı delmek için yola çıkan Özgürlük Filoları, insani yardım ve dayanışma sembolü haline geldi. 2023 İnsani Direniş Filosu ve son olarak 2025’te “Sumud” (Direniş) Filosu olarak yeniden doğan bu girişimler, Gazze’ye giden umut hattını yeniden inşa etmeye çalıştı. 2023 Özgürlük Filosu, 12 ülkeden aktivisti taşıyarak Akdeniz’de engellendi; onlarca kişi gözaltına alındı. 2024’te “Limanlardan Vicdan Yükseliyor” kampanyası ile Avrupa şehirlerinde yüzbinler yürüdü. Ve 2025 Eylül’ünde “Sumud Filosu”, Sicilya’nın Catania Limanı’ndan denize açıldı . 11 gemiyle, her biri bir ülkenin vicdanını taşıyarak. Filoda yer alan gemilerden bazıları: Sirius, Alma, Spectre, Huga, Deir Yassine, Grande Blue, Mongana. Gemide onlarca Türk, Norveçli, İspanyol ve Güney Afrikalı aktivist bulunuyordu. İsrail’in müdahalesinde gemiler alıkonuldu, 38 Türk vatandaşı gözaltına alındı. Onlar sadece denize değil, sessizliğe de meydan okudular. Çünkü Gazze’ye giden yol haritada değil, insanlığın vicdanında çiziliyor. Ve bu gemiler, “Denizler susmaz” diyerek tarihe direnişin rotasını bıraktı.   Unutmak Suçtur İki yılın sonunda, bu tablo yalnızca yıkımın değil, insanlığın sınavının da özeti. Bombalar hâlâ yağıyor, adalet hâlâ yerin altında, çocuk mezarlarının yanında gömülü. Ama Gazze hâlâ nefes alıyor. Bir annenin duasında, bir çocuğun gülümsemesinde, bir doktorun yaralı ellerinde… Üçüncü yılına giren bu savaşta hâlâ ateşkes yok, hâlâ adalet yok. Ama hâlâ umut var. Gazze’nin tozlu sokaklarında, bir çocuğun molozlar arasından bulduğu ekmeği bölüşmesinde, bir annenin ağlayarak yaptığı duada… 7 Ekim sadece bir tarih değildir. Bir halkın direnişinin, dünyanın utancının ve insanlığın imtihanının adıdır. “Biz unutmuyoruz. Çünkü unutmak, suça ortak olmaktır.”     Kaynaklar • Birleşmiş Milletler OCHA, WHO, UNICEF, IPC Güncellemeleri (2025) • UNRWA & Save the Children Raporları (2024–2025) • Committee to Protect Journalists (CPJ), Al Jazeera – Gazeteci Kayıpları Raporu • WHO & OCHA – Su ve Beslenme Krizi Raporları • Le Monde, “An Ocean of Ruins”, Ekim 2025  • Brookings Institution, “Gaza’s Day After Reconstruction”, 2025  • UNDP & World Bank Ortak Yeniden İnşa Değerlendirmesi, Şubat 2025  • Shelter Cluster & UNOCHA Enkaz Analizi Raporları, 2025 • ICC & ICJ Resmî Karar Metinleri, 2024–2025     Yazarın sosyal medya hesapları Instagram / aslihantoksoy Facebook / aslıhantoksoy Youtube / aslihantoksoy X / aslihantksy
Ekleme Tarihi: 07 Ekim 2025 -Salı
Aslıhan Toksoy

Bir Gün Değil, İki Yıldır Aynı Acı: 7 Ekim’in Gölgesi Büyüyor

7 Ekim 2023 sabahı, Gazze üzerindeki gökyüzü ilk bombalarla karardı. O günden bu yana iki takvim yılı geçti, ama o sabah hâlâ bitmedi. Şimdi, 7 Ekim 2025 Dünya, ikinci yılına giren bir soykırımın sessiz tanığı. Gazze’de insanlar hâlâ göç ediyor, hâlâ su kuyruğunda, hâlâ ekmeğin yarısını kardeşine bırakıyor. Bir halk, iki yıldır ölümün içinde yaşamayı öğreniyor. Dünya ise izliyor.

 

Gazze’de İkinci Yılın Bilançosu: 67 Bin Ölü, 20 Bini Çocuk — İnsanlığın En Karanlık Sayfası

66 Bin Kayıp, 170 Bin Yaralı

Gazze Sağlık Bakanlığı verilerine göre 7 Ekim 2023’ten bu yana 66 binden fazla insan

hayatını kaybetti, 170 bini aşkın kişi yaralandı. Bu sayıların içinde çocuklar, doktorlar, anneler, gazeteciler var. 28 bini aşkın kadın hayatını kaybetti. Kimisi bebeğini kucağında tutarken, kimisi sığınakta dua ederken… Gazze’nin kadınları savaşın hem tanığı hem yükünü taşıyanı. Evlatlarını toprağa verip, ertesi gün yaralıları taşımaya devam ediyorlar. Çünkü Gazze’de anneler ağlarken bile direniyor.

UNICEF’e göre ölen ya da yaralanan çocuk sayısı 50 bini aştı. Savaşın ikinci yılında 20 bini aşkın çocuk yaşamını yitirdi. Kimi okula gitmek için hazırlanırken, kimi enkaz altında uyurken öldü. Çocukların çizdiği her resim artık gri; gökyüzü bombalarla, deniz dumanla kaplı. Binlercesi yetim, binlercesi aç. Çocuklar Gazze’de büyüyemiyor, çünkü çocukluk burada çoktan öldü.

Gazeteciler açısından bu savaş tarihin en ölümcül dönemi oldu: CPJ verilerine göre 178, Al Jazeera verilerine göre 270’ten fazla medya çalışanı öldürüldü. Sağlık sektöründe ise 1.500’ün üzerinde doktor, hemşire ve ambulans görevlisi ya hayatını kaybetti ya da yaralandı. Bu savaş sadece binaları değil, insanlığın mesleklerini de hedef aldı: kalemi, stetoskopu, kamerayı…

 

Açlıktan Ölmek: Modern Soykırımın Yeni Yüzü

Birleşmiş Milletler ve WHO verilerine göre Gazze’de kıtlık resmen teyit edildi. 640 bin kişi açlıktan ölme sınırında, milyonlarca insan gıdaya ulaşamıyor. Yalnızca %40 içme suyu altyapısı çalışıyor; suyun yerini kirli yağmur suları, unun yerini taş tozu alıyor. Bu çağda, dünyanın gözü önünde bir halk aç bırakılarak yok ediliyor. “Açlıktan ölmek değil, açlıktan öldürülmek” — işte 7 Ekim’in üçüncü yılına girerken Gazze’nin özeti budur.

 

Yıkılan Sadece Binalar Değil, Bir Halkın Umudu

Uydu görüntüleri Gazze’nin %80’inden fazlasının yıkıldığını gösteriyor. Bir zamanlar çocuk sesleriyle dolu caddelerde şimdi sadece enkaz gürültüsü var. 191.263 yapı tamamen çökmüş veya ağır hasar görmüş durumda. Elektrik şebekesi yok, kanalizasyon sistemi çökmüş, tarım alanları kül. Le Monde “Gazze artık bir harabe şehir” diyor, ama o harabelerin arasında hâlâ bir ses yankılanıyor: “Biz buradayız.”

 

Gazze’nin Yeniden İnşası: On Yıllar Sürecek Bir Yokuş

İsrail tarafından Gazze’ye atılan bomba miktarı 53 bin tona kadar çıkmış durumda. Ayrıca bazı medya paylaşım ve analizlerinde “70 bin ton bomba” ifadesine de rastlanıyor. Bu fark, kaynaklara ve dönemlere göre değişen tahminlerden kaynaklanabilir.

Bu bombardımanlar neticesinde Gazze’nin yaklaşık %80’i ağır hasar gördü ya da tamamen yıkıldı. Uydu görüntüleri, şehir dokusunun büyük ölçüde harabeye dönüştüğünü gösteriyor. 191.263 yapı tamamen çökmüş ya da ağır hasar görmüş durumda (kaynak: Shelter Cluster & UNOCHA analizleri). Okullar, camiler, ibadethaneler, hastaneler — tüm altyapı hedef alındı. 22 hastane tamamen devre dışı kaldı, 138 sağlık kuruluşu ise zarar gördü. 53 sağlık merkezinin tam kapasite çalışamaz hâle geldiği bildiriliyor. Bu da demektir ki, Gazze halkı sadece bombaların vurduğu yerler nedeniyle değil, sağlık sistemi çökertildiği için de yaşam mücadelesi veriyor.

Birleşmiş Milletler, Dünya Bankası ve UNDP raporlarına göre, Gazze’nin yeniden inşası on yıllar sürecek bir süreç.  Toplam yeniden inşa maliyeti: 53 milyar dolar.  En iyimser senaryoda: 10–15 yıl (ABD özel elçisi tahmini). Gerçekçi senaryolarda: 16 ila 80 yıl arası (Brookings, UNDP analizleri). Bazı tahminlerde: 2040’a kadar ancak temel konutlar tamamlanabilecek.  Enkaz miktarı: 50 milyon tonun üzerinde temizlenmesi bile yıllar sürecek. Shelter Cluster raporuna göre mevcut koşullarda tam yeniden inşa süresi yaklaşık 40 yıl. Yani bugünün Gazze’si, 2060’ta bile hâlâ onarım bekliyor olabilir. Bu bir “yeniden inşa” değil; bir halkın, her tuğlasıyla direnişini ördüğü bir mücadeledir.

Uluslararası Mahkemede Vicdan Mesaisi Lahey’deki Uluslararası Adalet Divanı (ICJ), İsrail’in eylemlerini “soykırım tehlikesi” kapsamında değerlendiriyor. Rafah saldırılarının durdurulması ve yardımın serbest bırakılması kararları alındı, ancak uygulanmıyor. Uluslararası Ceza Mahkemesi (ICC), Netanyahu ve Gallant hakkında yakalama kararı çıkardı, fakat bombalar hâlâ yağıyor. Demek ki adalet hâlâ yerin altında, çocuk mezarlarının yanında gömülü.

 

Dünya Susarken Denizler Konuşuyor:

Özgürlük Filolarının İzinde Gazze’ye ulaşmanın yolları kara ve hava ile kapatıldığında, vicdan denize açıldı. 2023’ten bu yana dünyanın farklı limanlarından, ablukayı delmek için yola çıkan Özgürlük Filoları, insani yardım ve dayanışma sembolü haline geldi. 2023 İnsani Direniş Filosu ve son olarak 2025’te “Sumud” (Direniş) Filosu olarak yeniden doğan bu girişimler, Gazze’ye giden umut hattını yeniden inşa etmeye çalıştı. 2023 Özgürlük Filosu, 12 ülkeden aktivisti taşıyarak Akdeniz’de engellendi; onlarca kişi gözaltına alındı. 2024’te “Limanlardan Vicdan Yükseliyor” kampanyası ile Avrupa şehirlerinde yüzbinler yürüdü. Ve 2025 Eylül’ünde “Sumud Filosu”, Sicilya’nın Catania Limanı’ndan denize açıldı . 11 gemiyle, her biri bir ülkenin vicdanını taşıyarak. Filoda yer alan gemilerden bazıları: Sirius, Alma, Spectre, Huga, Deir Yassine, Grande Blue, Mongana. Gemide onlarca Türk, Norveçli, İspanyol ve Güney Afrikalı aktivist bulunuyordu. İsrail’in müdahalesinde gemiler alıkonuldu, 38 Türk vatandaşı gözaltına alındı. Onlar sadece denize değil, sessizliğe de meydan okudular. Çünkü Gazze’ye giden yol haritada değil, insanlığın vicdanında çiziliyor. Ve bu gemiler, “Denizler susmaz” diyerek tarihe direnişin rotasını bıraktı.

 

Unutmak Suçtur

İki yılın sonunda, bu tablo yalnızca yıkımın değil, insanlığın sınavının da özeti. Bombalar hâlâ yağıyor, adalet hâlâ yerin altında, çocuk mezarlarının yanında gömülü.
Ama Gazze hâlâ nefes alıyor. Bir annenin duasında, bir çocuğun gülümsemesinde, bir doktorun yaralı ellerinde…

Üçüncü yılına giren bu savaşta hâlâ ateşkes yok, hâlâ adalet yok. Ama hâlâ umut var. Gazze’nin tozlu sokaklarında, bir çocuğun molozlar arasından bulduğu ekmeği bölüşmesinde, bir annenin ağlayarak yaptığı duada… 7 Ekim sadece bir tarih değildir. Bir halkın direnişinin, dünyanın utancının ve insanlığın imtihanının adıdır. “Biz unutmuyoruz. Çünkü unutmak, suça ortak olmaktır.”

 

 

Kaynaklar

• Birleşmiş Milletler OCHA, WHO, UNICEF, IPC Güncellemeleri (2025)

• UNRWA & Save the Children Raporları (2024–2025)

• Committee to Protect Journalists (CPJ), Al Jazeera – Gazeteci Kayıpları Raporu

• WHO & OCHA – Su ve Beslenme Krizi Raporları

• Le Monde, “An Ocean of Ruins”, Ekim 2025

 • Brookings Institution, “Gaza’s Day After Reconstruction”, 2025

 • UNDP & World Bank Ortak Yeniden İnşa Değerlendirmesi, Şubat 2025

 • Shelter Cluster & UNOCHA Enkaz Analizi Raporları, 2025

• ICC & ICJ Resmî Karar Metinleri, 2024–2025

 

 

Yazarın sosyal medya hesapları

Instagram / aslihantoksoy

Facebook / aslıhantoksoy

Youtube / aslihantoksoy

X / aslihantksy

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve turkishpress.co.uk sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.