Müzik, insan ruhuna en derin dokunuşları yapan sanatlardan biridir. Kimi zaman neşelendirir, kimi zaman hüzünlendirir. Ancak bir şarkıyı sadece melodisi için dinlediğimizde, sözlerin bilinçaltımıza ne kadar yerleştiğini fark etmeyiz. “Dil nereye giderse, kalp ona inanır” sözü, bu noktada büyük bir uyarı niteliğindedir. Çünkü bilinçsizce tekrar ettiğimiz sözler, zamanla düşünce dünyamızı ve inanç yapımızı şekillendirir.
Kur’an-ı Kerim’de “Şüphesiz ki Allah, kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz, bundan başkasını dilediğine bağışlar.” (Nisa, 48) buyrulurken, farkında olmadan dile dolanan sözlerin ne denli büyük bir tehlike barındırdığı açıktır.
Halay ve Çiftetelliyle Normalleşen Müstehcenlik
Bugün düğünlerde, asker uğurlamalarında ve eğlencelerde en çok çalınan türkülere dikkatle bakıldığında, yalnızca ritim ve coşku değil; bilinçsizce tekrar edilen müstehcen sözler de karşımıza çıkıyor.
• “Tombul Tombul” türküsü, sözlerindeki açık göndermelere rağmen hâlâ oyun havalarının baş tacı yapılmakta, insanlar bu türküyle halay ve çiftetelli oynarken sözlerin anlamını fark etmeden tekrar etmektedir.
• “Misket” ve “Fidayda”, sözlerinde sitem ve argo ifadeler barındırmasına rağmen, sadece ritim için oynanarak genç kuşaklara aktarılmaktadır.
Bu durum, halk oyunlarımızın özünden koparılarak “neşeli bir örtü” altında müstehcenliğin pompalanmasına zemin hazırlamaktadır.
“Özgürlük” Maskesiyle Pompalanan Müstehcenlik
Sadece türküler değil, modern şarkılar da aynı döngüyü sürdürmektedir. Mabel Matiz’in son şarkısı “Perperişan”, çıkışından kısa süre sonra düğünlerde halay fonuna dönüşmüş, sözlerindeki müstehcenlik tartışma konusu olmuştur. Ancak insanlar ritme kapıldıkları için ne çaldığını sorgulamamış, coşkunun içinde sözlerin mesajını da tekrar etmişlerdir.
Benzer şekilde, Manifesto grubu ve farklı popüler sanatçılar, “özgürlük” ve “sanat” adı altında cinsellik, çıplaklık ve müstehcenliği dillere pelesenk etmektedir. Bu sözler gençlerin bilinçaltına işlerken, toplumun değerleri adım adım aşındırılmaktadır.
Küresel Dayatma ve LGBT Görünürlüğü
Bugün gelinen noktada, sadece bireysel tercih değil, küresel bir dayatma da karşımıza çıkmaktadır. LGBT içerikleri, renkli klipler ve şarkı sözleri aracılığıyla “çeşitlilik ve özgürlük” maskesiyle pompalanmakta, toplum bu sürece alıştırılmaktadır.
Mabel Matiz’in daha önceki Karakol şarkısı, iki erkek arasındaki aşkı konu ederek gündem olmuştu. Ardından gelen şarkılar ve benzer sanatçılar, aynı hattı devam ettirmekte, LGBT görünürlüğünü toplumun günlük hayatına eğlence yoluyla yerleştirmektedir. Bu, sadece bireysel tercihlerin ötesinde, küresel sermayenin desteklediği bir kültürel mühendislik olarak öne çıkmaktadır.
Özümüzü Unutturma Planı
Bugün halay ve çiftetelli eşliğinde söylenen türkülerden, sosyal medyada viral olan pop şarkılarına kadar birçok eser, sadece eğlencenin aracı değildir. Aynı zamanda özümüzü unutturmak ve bize dayatılan yeni kültürü pompalamak için kullanılan bir araçtır.
Şarkılar, insan zihnini en hızlı şekilde etkileyen sanat türlerinden biridir. Defalarca duyulan ve ezberlenen şarkı sözleri, bilinçaltımıza işler ve zamanla inanç dünyamız üzerinde etkili olabilir. Bu nedenle, dinlediğimiz şarkıları sorgulamadan kabul etmek yerine, içerdikleri mesajları dikkatle analiz etmeliyiz. Dilimize dolanan her sözün, imanımıza nasıl etki ettiğini düşünmeliyiz.
Allah Kur’an’da şöyle buyurmaktadır:
“O sözleri işittiğinizde hemen onlardan uzaklaşın. Çünkü yoksa siz de onlar gibi olursunuz.” (Nisa, 140)
Bu ayet, yanlış ifadeleri sorgulamadan kabul edenlerin zamanla onlara inanabileceğini gösterir. Sürekli tekrar edilen sözler, zamanla kalpte bir inanç hâline gelebilir.
Müziği bilinçli dinlemek, hem sanatın keyfini çıkarmak hem de imanımızı korumak için en önemli görevlerimizden biridir. Aksi takdirde, halay ve çiftetelli eşliğinde coşarken, özümüzü unutturan ve bize dayatılan kültürel pompalanmanın sessiz taşıyıcıları hâline geliriz.
Yazarın sosyal medya hesapları
Instagram / aslihantoksoy
Facebook / aslıhantoksoy
Youtube / aslihantoksoy
X / aslihantksy