Aslıhan Toksoy
Köşe Yazarı
Aslıhan Toksoy
 

FİLİSTİN’E ADANMIŞ BİR ÖMÜR: İSMAİL HANİYE’NİN HAYATI VE DAVASI

Filistin direnişinin sembol isimlerinden biri olan İsmail Haniye, hayatını sadece siyasi bir mücadeleye değil, halkının özgürlüğüne ve onurlu bir geleceğe adamış bir liderdi. Sıradan bir mülteci kampında başlayan hayat hikâyesi, direnişin kalbinde geçen onlarca yıl, yaşanan kayıplar ve nihayetinde uğradığı suikastla son bulan bir destana dönüştü.   Mülteci Kampında Filizlenen Bir Kararlılık 1963 yılında Gazze Şeridi’ndeki Şati mülteci kampında dünyaya gelen İsmail Haniye, daha çocuk yaşta Filistinlilerin yaşadığı zorluklara tanıklık etti. Ailesi, 1948 yılında topraklarından sürülmüş bir halkın parçasıydı. Bu sürgün hikâyesi, onun zihninde bir adanmışlık tohumu ekti. Henüz genç yaşlarda eğitim hayatını Gazze İslam Üniversitesi’nde tamamladı. Ancak o, sadece kitaplarla değil, halkının derdiyle de büyüdü. Mücadelenin Merkezinde Bir Lider Haniye’nin siyasi mücadelesi üniversite yıllarında başladı. Filistin davasına gönül vermiş gençlerle birlikte yürüttüğü faaliyetler, onu kısa sürede İsrail’in hedefi hâline getirdi. Defalarca gözaltına alındı, işkence gördü ve yıllarca hapis yattı. Ancak her seferinde daha güçlü döndü. Sadece bir lider değil, halkının her şeyini paylaşan bir evladı olarak halk arasında kök saldı. 2006’da seçimle göreve gelen Hamas hükümetinin başbakanı olarak dünya sahnesine çıktı. Bu süreçte Filistin’in abluka altında geçen zorlu yıllarında daima halkının yanında oldu. Elektriğin, suyun, ilaçların kesildiği dönemlerde bile moral kaynağı olmaya çalıştı. Onun liderliğinde Hamas, sadece silahlı mücadeleyi değil, sosyal dayanışmayı ve halkla bütünleşmeyi esas aldı. Aile Kayıpları ve Derin Acılar Haniye’nin davası yalnızca siyasi bir sorumluluk değil, kişisel bir bedeldi de. 2023 yılında İsrail’in Gazze’ye düzenlediği saldırılarda üç oğlu ve dört torunu hayatını kaybetti. Bu büyük acı karşısında sergilediği vakur duruş, onu sadece bir siyasetçi değil, bir direniş sembolü hâline getirdi. Haniye, “Evlatlarımı Allah’a emanet ettim, davamızın bedelini hepimiz öderiz” diyerek gözyaşlarını halkının önünde yutmayı bildi. Suikast ve Son Nefesi Hayatının son dönemlerinde Filistin dışına çıkarak diplomatik temaslarını artırdı. Katar ve Türkiye’de uzun süre ikamet etti. 2024 yılında İran’a gerçekleştirdiği bir ziyaret sırasında uğradığı suikast sonucu hayatını kaybetti. Bu saldırı, yalnızca bir liderin değil, bir halkın iradesine yöneltilmiş bir tehdit olarak yorumlandı. İsmail Haniye, geride yalnızca mücadeleyle örülmüş bir hayat değil, Filistin halkı için onurla taşınacak bir miras bıraktı. Ölümü, sadece Hamas’ı değil, tüm Filistin direnişini yeniden kenetleyen bir etki yarattı. Bir Dava, Bir Vasiyet İsmail Haniye’nin hayatı; sürgünde doğmuş bir çocuğun halkı için ayağa kalkması, her darbede daha da büyümesi ve sonunda davası uğruna can vermesiyle örülüydü. O, “zaferin ya da şehadetin” dışında bir seçenek tanımayanların yolundaydı. Ve ardında, özgür Filistin hayalinden asla vazgeçmeyen bir halk bıraktı.     Yazarın sosyal medya hesapları Instagram / aslihantoksoy X / aslihantksy Facebook / aslıhantoksoy Youtube / aslihantoksoy
Ekleme Tarihi: 31 Temmuz 2025 -Perşembe
Aslıhan Toksoy

FİLİSTİN’E ADANMIŞ BİR ÖMÜR: İSMAİL HANİYE’NİN HAYATI VE DAVASI

Filistin direnişinin sembol isimlerinden biri olan İsmail Haniye, hayatını sadece siyasi bir mücadeleye değil, halkının özgürlüğüne ve onurlu bir geleceğe adamış bir liderdi. Sıradan bir mülteci kampında başlayan hayat hikâyesi, direnişin kalbinde geçen onlarca yıl, yaşanan kayıplar ve nihayetinde uğradığı suikastla son bulan bir destana dönüştü.

 



Mülteci Kampında Filizlenen Bir Kararlılık

1963 yılında Gazze Şeridi’ndeki Şati mülteci kampında dünyaya gelen İsmail Haniye, daha çocuk yaşta Filistinlilerin yaşadığı zorluklara tanıklık etti. Ailesi, 1948 yılında topraklarından sürülmüş bir halkın parçasıydı. Bu sürgün hikâyesi, onun zihninde bir adanmışlık tohumu ekti. Henüz genç yaşlarda eğitim hayatını Gazze İslam Üniversitesi’nde tamamladı. Ancak o, sadece kitaplarla değil, halkının derdiyle de büyüdü.



Mücadelenin Merkezinde Bir Lider

Haniye’nin siyasi mücadelesi üniversite yıllarında başladı. Filistin davasına gönül vermiş gençlerle birlikte yürüttüğü faaliyetler, onu kısa sürede İsrail’in hedefi hâline getirdi. Defalarca gözaltına alındı, işkence gördü ve yıllarca hapis yattı. Ancak her seferinde daha güçlü döndü. Sadece bir lider değil, halkının her şeyini paylaşan bir evladı olarak halk arasında kök saldı.

2006’da seçimle göreve gelen Hamas hükümetinin başbakanı olarak dünya sahnesine çıktı. Bu süreçte Filistin’in abluka altında geçen zorlu yıllarında daima halkının yanında oldu. Elektriğin, suyun, ilaçların kesildiği dönemlerde bile moral kaynağı olmaya çalıştı. Onun liderliğinde Hamas, sadece silahlı mücadeleyi değil, sosyal dayanışmayı ve halkla bütünleşmeyi esas aldı.



Aile Kayıpları ve Derin Acılar

Haniye’nin davası yalnızca siyasi bir sorumluluk değil, kişisel bir bedeldi de. 2023 yılında İsrail’in Gazze’ye düzenlediği saldırılarda üç oğlu ve dört torunu hayatını kaybetti. Bu büyük acı karşısında sergilediği vakur duruş, onu sadece bir siyasetçi değil, bir direniş sembolü hâline getirdi. Haniye, “Evlatlarımı Allah’a emanet ettim, davamızın bedelini hepimiz öderiz” diyerek gözyaşlarını halkının önünde yutmayı bildi.



Suikast ve Son Nefesi

Hayatının son dönemlerinde Filistin dışına çıkarak diplomatik temaslarını artırdı. Katar ve Türkiye’de uzun süre ikamet etti. 2024 yılında İran’a gerçekleştirdiği bir ziyaret sırasında uğradığı suikast sonucu hayatını kaybetti. Bu saldırı, yalnızca bir liderin değil, bir halkın iradesine yöneltilmiş bir tehdit olarak yorumlandı.

İsmail Haniye, geride yalnızca mücadeleyle örülmüş bir hayat değil, Filistin halkı için onurla taşınacak bir miras bıraktı. Ölümü, sadece Hamas’ı değil, tüm Filistin direnişini yeniden kenetleyen bir etki yarattı.



Bir Dava, Bir Vasiyet

İsmail Haniye’nin hayatı; sürgünde doğmuş bir çocuğun halkı için ayağa kalkması, her darbede daha da büyümesi ve sonunda davası uğruna can vermesiyle örülüydü. O, “zaferin ya da şehadetin” dışında bir seçenek tanımayanların yolundaydı. Ve ardında, özgür Filistin hayalinden asla vazgeçmeyen bir halk bıraktı.

 

 

Yazarın sosyal medya hesapları

Instagram / aslihantoksoy

X / aslihantksy

Facebook / aslıhantoksoy

Youtube / aslihantoksoy

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve turkishpress.co.uk sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.