Aslıhan Toksoy
Köşe Yazarı
Aslıhan Toksoy
 

Pulla Gönderilen Çocuklar: ABD Posta Tarihinin En İlginç Hikâyesi

Bir Asır Önce Amerika’da Yaşanan Gerçek Bir Uygulama Düşünsenize… Bir çocuğun üzerine pul yapıştırıp trene bindirerek başka bir şehre göndermek. Bugün kulağa inanılması güç geliyor. Fakat bundan tam 110 yıl önce, Amerika Birleşik Devletleri’nde gerçekten yaşanmış bir olaydan söz ediyoruz. Amerika Birleşik Devletleri postacılığının ilk zamanlarında, posta ile neyin gönderilip gönderilemeyeceğine dair sınırları belirleyen katı kurallar yoktu. Bugün posta sistemini mektuplar ve paketler için kullanıyoruz; ama bir dönem aileler çocuklarını postayla gönderiyordu. 1913 yılında ABD Posta İdaresi (USPS), yeni bir hizmet başlattı: “Parcel Post” yani paket taşımacılığı. Artık sadece mektup ve küçük zarf değil, 50 pound (yaklaşık 23 kilo) ağırlığa kadar her türlü paket gönderilebiliyordu. Ne var ki, “çocuk” gönderimine dair açık bir yasak bulunmuyordu. İşte bu boşluk, tarihe geçecek tuhaf hikâyelerin doğmasına yol açtı.     Paket Posta Sisteminin Doğuşu 1 Ocak 1913’te ABD Posta Servisi (United States Postal Service), Paket Posta Sistemini (Parcel Post) başlattı. Bu sistem sayesinde artık sadece mektuplar değil, ağır paketler de gönderilebiliyordu. Özellikle kırsal bölgeler bu hizmet sayesinde ihtiyaçlarına çok daha kolay erişim sağlamaya başladı.   İlk Deneme: Beagle Ailesi’nin Bebeği Resmi kayıtlara göre postayla gönderilen ilk çocuk, 1913 yılında Ohio’da Jesse ve Mathilda Beagle çiftinin bebeği oldu. Yaklaşık 10 kilo ağırlığındaki küçük James, babaannesine ulaştırılmak üzere postaya teslim edildi. Aile bu yolculuk için yalnızca 15 sent ödedi, ayrıca 50 dolar değerinde sigorta yaptırdı. Çocuk, posta memurlarının gözetiminde sadece birkaç kilometrelik bir mesafeye taşındı. Olay dönemin gazetelerine yansıdı ve kısa süre içinde tartışma konusu haline geldi. Ancak o dönem kırsal kesimde yaşayan aileler için bu durum şaşırtıcı değildi. Postacılar, herkesin güven duyduğu kişilerdi. Dolayısıyla çocuğun bir postacı refakatinde yolculuk etmesi, olağan karşılandı.   Charlotte May Pierstorff’un Hikâyesi En çok ses getiren olay ise 1914 yılında yaşandı. Idaho’nun Grangeville kasabasında yaşayan Pierstorff ailesi, küçük kızları Charlotte May Pierstorff’u büyükannesine göndermek istiyordu. Ancak tren bileti fiyatı aileye pahalı geldi. Bunun yerine çocuklarını posta yoluyla göndermeye karar verdiler. Henüz 5 yaşında olan May’in üzerine 53 sentlik pul iliştirildi. O dönem trenlerde posta memuru olarak görev yapan bir akrabası da yanında refakatçi oldu. Küçük kız, 73 millik (118 km) bir yolculuğu trenin posta vagonunda tamamladı ve sağ salim büyükannesine ulaştırıldı. Bu olay, dönemin gazetelerinde geniş yer buldu. Bugün hâlâ Smithsonian Ulusal Posta Müzesi’nde “mailing May” olarak anılan bu hikâye, Amerika’nın posta tarihinde en çok hatırlanan örneklerden biri oldu.   700 Millik Yolculuk: Edna Neff Başka vakalar da yaşandı. Florida’dan Virginia’ya giden küçük Edna Neff, posta yoluyla tam 720 mil yol kat etti. Yalnızca 15 sent ücret karşılığında gerçekleşen bu yolculuk, sistemin ne kadar suistimal edilebildiğini ortaya koyuyordu. Edna’nın yolculuğu, posta hizmetinin sınırlarını aşan en çarpıcı örneklerden biriydi. Çünkü artık “posta ile çocuk gönderimi” birkaç kilometrelik kısa mesafelerden çıkarak, eyaletler arası uzun seyahatlere dönüşmüştü. Bu durum Posta İdaresi’nin dikkatini çekti.                       Posta İdaresi Yasak Getiriyor Çocukların “paket” gibi postayla gönderilmesi, basının ilgisini çekmeye başladıkça ABD Posta İdaresi harekete geçti. 1914 yılında yapılan resmi açıklamada, artık çocukların posta hizmeti kapsamında taşınamayacağı duyuruldu. Buna rağmen 1915 yılına kadar bazı istisnai vakaların yaşandığı biliniyor. Kentucky’de görülen son örneklerden sonra, 1920’ye gelindiğinde bu uygulama tamamen tarihe karıştı. Tarihçiler, bu garip uygulamayı o dönemin şartlarıyla açıklıyor: Yoksulluk nedeniyle aileler tren bileti parasını ödeyemiyordu. Kırsal bölgelerde herkes postacısına güveniyordu. Yasal boşluk, böyle bir yönteme imkân tanıyordu. Kısacası, yoksulluk ve güven ilişkisi, çocukların pulla gönderilmesi gibi sıra dışı ama riskli bir çözümü doğurmuştu.   Günümüzde Benzer Bir Yöntem: Refakatli Çocuk Yolcu Bir asır önce yaşanan bu olay, bugün hayretle anlatılıyor. Ancak benzer bir sistemin modern ve güvenli hâli, günümüzde havayolu taşımacılığında uygulanıyor. Özellikle Türk Hava Yolları (THY) bu konuda ayrıntılı bir düzenlemeye sahip. Refakatli Çocuk Yolcu: 2 yaşını doldurmuş ancak 7 yaşını doldurmamış çocuklar, ebeveynin talebiyle uçuşta özel olarak görevlendirilen bir kabin memuru eşliğinde yolculuk yapabiliyor. Bu hizmet ücret karşılığında sunuluyor ve her aşaması kayıt altına alınıyor. Refakatsiz Çocuk Yolcu: 7 ile 12 yaş arasındaki çocuklar tek başlarına uçabiliyor. Ancak ebeveynin yazılı onayı gerekiyor. Uçuş boyunca kabin ekibi çocuğun güvenliğinden sorumlu oluyor. Havalimanında teslim alınan çocuk, uçuş boyunca kabin ekibinin gözetiminde oluyor, varış noktasında ise yalnızca kimlik kontrolüyle belirlenmiş kişiye teslim ediliyor. Bir zamanlar “pulla gönderilen çocuklar” tarihe ilginç bir not olarak geçerken, bugün aynı ihtiyaca cevap veren uygulama güvenlik, kurumsal düzenleme ve denetim çerçevesinde devam ediyor.   Kaynaklar Smithsonian Magazine – A Brief History of Children Sent Through the Mail: smithsonianmag.com Rare Historical Photos – Mailing Babies by US Postal Service: rarehistoricalphotos.com MyHeritage Blog – Mail Order Babies: The Bizarre History: blog.myheritage.com BoiseDev – Mailing May: Idaho Girl Shipped to Grandma’s House: boisedev.com Wikipedia – Charlotte May Pierstorff: en.wikipedia.org Türk Hava Yolları – Refakatsiz ve Refakatli Çocuk Yolcu Uygulaması: turkishairlines.com     Yazarın sosyal medya hesapları Instagram / aslihantoksoy Facebook / aslıhantoksoy Youtube / aslihantoksoy X / aslihantksy
Ekleme Tarihi: 07 Eylül 2025 -Pazar
Aslıhan Toksoy

Pulla Gönderilen Çocuklar: ABD Posta Tarihinin En İlginç Hikâyesi

Bir Asır Önce Amerika’da Yaşanan Gerçek Bir Uygulama

Düşünsenize…

Bir çocuğun üzerine pul yapıştırıp trene bindirerek başka bir şehre göndermek. Bugün kulağa inanılması güç geliyor. Fakat bundan tam 110 yıl önce, Amerika Birleşik Devletleri’nde gerçekten yaşanmış bir olaydan söz ediyoruz.

Amerika Birleşik Devletleri postacılığının ilk zamanlarında, posta ile neyin gönderilip gönderilemeyeceğine dair sınırları belirleyen katı kurallar yoktu. Bugün posta sistemini mektuplar ve paketler için kullanıyoruz; ama bir dönem aileler çocuklarını postayla gönderiyordu.

1913 yılında ABD Posta İdaresi (USPS), yeni bir hizmet başlattı: “Parcel Post” yani paket taşımacılığı. Artık sadece mektup ve küçük zarf değil, 50 pound (yaklaşık 23 kilo) ağırlığa kadar her türlü paket gönderilebiliyordu. Ne var ki, “çocuk” gönderimine dair açık bir yasak bulunmuyordu. İşte bu boşluk, tarihe geçecek tuhaf hikâyelerin doğmasına yol açtı.

 

 

Paket Posta Sisteminin Doğuşu

1 Ocak 1913’te ABD Posta Servisi (United States Postal Service), Paket Posta Sistemini (Parcel Post) başlattı. Bu sistem sayesinde artık sadece mektuplar değil, ağır paketler de gönderilebiliyordu. Özellikle kırsal bölgeler bu hizmet sayesinde ihtiyaçlarına çok daha kolay erişim sağlamaya başladı.

 

İlk Deneme: Beagle Ailesi’nin Bebeği

Resmi kayıtlara göre postayla gönderilen ilk çocuk, 1913 yılında Ohio’da Jesse ve Mathilda Beagle çiftinin bebeği oldu. Yaklaşık 10 kilo ağırlığındaki küçük James, babaannesine ulaştırılmak üzere postaya teslim edildi. Aile bu yolculuk için yalnızca 15 sent ödedi, ayrıca 50 dolar değerinde sigorta yaptırdı.

Çocuk, posta memurlarının gözetiminde sadece birkaç kilometrelik bir mesafeye taşındı. Olay dönemin gazetelerine yansıdı ve kısa süre içinde tartışma konusu haline geldi. Ancak o dönem kırsal kesimde yaşayan aileler için bu durum şaşırtıcı değildi. Postacılar, herkesin güven duyduğu kişilerdi. Dolayısıyla çocuğun bir postacı refakatinde yolculuk etmesi, olağan karşılandı.

 

Charlotte May Pierstorff’un Hikâyesi

En çok ses getiren olay ise 1914 yılında yaşandı. Idaho’nun Grangeville kasabasında yaşayan Pierstorff ailesi, küçük kızları Charlotte May Pierstorff’u büyükannesine göndermek istiyordu. Ancak tren bileti fiyatı aileye pahalı geldi. Bunun yerine çocuklarını posta yoluyla göndermeye karar verdiler.

Henüz 5 yaşında olan May’in üzerine 53 sentlik pul iliştirildi. O dönem trenlerde posta memuru olarak görev yapan bir akrabası da yanında refakatçi oldu. Küçük kız, 73 millik (118 km) bir yolculuğu trenin posta vagonunda tamamladı ve sağ salim büyükannesine ulaştırıldı.

Bu olay, dönemin gazetelerinde geniş yer buldu. Bugün hâlâ Smithsonian Ulusal Posta Müzesi’nde “mailing May” olarak anılan bu hikâye, Amerika’nın posta tarihinde en çok hatırlanan örneklerden biri oldu.

 

700 Millik Yolculuk: Edna Neff

Başka vakalar da yaşandı. Florida’dan Virginia’ya giden küçük Edna Neff, posta yoluyla tam 720 mil yol kat etti. Yalnızca 15 sent ücret karşılığında gerçekleşen bu yolculuk, sistemin ne kadar suistimal edilebildiğini ortaya koyuyordu.

Edna’nın yolculuğu, posta hizmetinin sınırlarını aşan en çarpıcı örneklerden biriydi. Çünkü artık “posta ile çocuk gönderimi” birkaç kilometrelik kısa mesafelerden çıkarak, eyaletler arası uzun seyahatlere dönüşmüştü. Bu durum Posta İdaresi’nin dikkatini çekti.

                     

Posta İdaresi Yasak Getiriyor

Çocukların “paket” gibi postayla gönderilmesi, basının ilgisini çekmeye başladıkça ABD Posta İdaresi harekete geçti. 1914 yılında yapılan resmi açıklamada, artık çocukların posta hizmeti kapsamında taşınamayacağı duyuruldu.

Buna rağmen 1915 yılına kadar bazı istisnai vakaların yaşandığı biliniyor. Kentucky’de görülen son örneklerden sonra, 1920’ye gelindiğinde bu uygulama tamamen tarihe karıştı.

Tarihçiler, bu garip uygulamayı o dönemin şartlarıyla açıklıyor:

  • Yoksulluk nedeniyle aileler tren bileti parasını ödeyemiyordu.
  • Kırsal bölgelerde herkes postacısına güveniyordu.
  • Yasal boşluk, böyle bir yönteme imkân tanıyordu.

Kısacası, yoksulluk ve güven ilişkisi, çocukların pulla gönderilmesi gibi sıra dışı ama riskli bir çözümü doğurmuştu.

 

Günümüzde Benzer Bir Yöntem: Refakatli Çocuk Yolcu

Bir asır önce yaşanan bu olay, bugün hayretle anlatılıyor. Ancak benzer bir sistemin modern ve güvenli hâli, günümüzde havayolu taşımacılığında uygulanıyor. Özellikle Türk Hava Yolları (THY) bu konuda ayrıntılı bir düzenlemeye sahip.

  • Refakatli Çocuk Yolcu: 2 yaşını doldurmuş ancak 7 yaşını doldurmamış çocuklar, ebeveynin talebiyle uçuşta özel olarak görevlendirilen bir kabin memuru eşliğinde yolculuk yapabiliyor. Bu hizmet ücret karşılığında sunuluyor ve her aşaması kayıt altına alınıyor.
  • Refakatsiz Çocuk Yolcu: 7 ile 12 yaş arasındaki çocuklar tek başlarına uçabiliyor. Ancak ebeveynin yazılı onayı gerekiyor. Uçuş boyunca kabin ekibi çocuğun güvenliğinden sorumlu oluyor.

Havalimanında teslim alınan çocuk, uçuş boyunca kabin ekibinin gözetiminde oluyor, varış noktasında ise yalnızca kimlik kontrolüyle belirlenmiş kişiye teslim ediliyor.

Bir zamanlar “pulla gönderilen çocuklar” tarihe ilginç bir not olarak geçerken, bugün aynı ihtiyaca cevap veren uygulama güvenlik, kurumsal düzenleme ve denetim çerçevesinde devam ediyor.

 

Kaynaklar

 

 

Yazarın sosyal medya hesapları

Instagram / aslihantoksoy

Facebook / aslıhantoksoy

Youtube / aslihantoksoy

X / aslihantksy

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve turkishpress.co.uk sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.