İsmail Karakaş (Genel Yayın Yönetmeni)
Köşe Yazarı
İsmail Karakaş (Genel Yayın Yönetmeni)
 

Zincirler kırıldı, Ayasofya açıldı... Sıra diğer zincirlerde

86 yıl boyunca zincire vurulan bir tarih, bir inanç, bir kimlik. Ayasofya-i Kebîr Câmi-i Şerifi'nin yeniden cami olarak hizmete açılması, sadece bir ibadet mekânının kapılarının aralanması değil; bir milletin tarihiyle yeniden buluşmasıdır. Ayasofya, İstanbul'un fethinden sonra cami olarak hizmet vermeye başlamış ve bu haliyle yüzyıllarca İslam dünyasının kalbi olmuştur.  Ancak 1934 yılında alınan Bakanlar Kurulu kararıyla müze statüsüne geçirilmesi, birçok kişi tarafından manevi ve tarihi bir kopuşun başlangıcı olarak görülmüştü.  86 yıl boyunca bu karar sorgulandı, sloganlar atıldı: “Ayasofya açılacak zincirler kırılacak.”   Dönüm Noktası 2016 yılında Sürekli Vakıflar Tarihi Eserlere ve Çevreye Hizmet Derneği tarafından açılan dava, 10 Temmuz 2020'de sonuçlandı. Danıştay 10. Dairesi, 1934 tarihli kararı iptal ederek caminin müze statüsüne son verdi. Aynı gün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi, Ayasofya'nın Diyanet İşleri Başkanlığına devredilerek tekrar ibadete açılmasının önünü açtı. 24 Temmuz 2020 Cuma günü kılınan ilk cuma namazıyla Ayasofya, yeniden “Ayasofya-i Kebîr Câmi-i Şerifi” olarak anılmaya başlandı. Bu gün, sadece bir açılış değil; bir milletin hafızasında silinmek istenen izlerin tekrar belirginleştiği gündü. Tarihi Hafıza Ayasofya'nın müze statüsüne geçişi, bazı kesimlerce Türkiye Cumhuriyeti ile Osmanlı geçmişi arasında kurulabilecek tarihî ve kültürel bağların kopartılması girişimi olarak değerlendirildi. Oysa bu cami, yalnızca taşlardan ibaret bir yapı değil; inancın, fethin, kültürün ve kimliğin sembolüdür.Yıllar boyunca atılan sloganlar, yapılan dualar, verilen mücadeleler aslında Ayasofya’nın açılmasının ötesinde bir özlemi dile getiriyordu: Tarihi hafızanın zincirlerinden kurtarılması. Ayasofya'nın yeniden cami olarak açılması Türkiye’deki Müslümanlar için yalnızca bir ibadet hakkının geri kazanılması değil; tarihleriyle, kültürleriyle ve kimlikleriyle yeniden barışmalarıdır. Bu açılış, görmezden gelinen taleplerin, hukuki yollarla da olsa kabul edildiği, halkın sesine kulak verildiği bir dönüm noktasıdır. Ve şimdi, zincirler kırıldı.Sıra diğer zincirlerde.  Ayasofya açıldı. Tarih yeniden yazılmaya başladı. Ayasofya-i Kebîr Câmi-i Şerifi açılışı kutlu olsun.
Ekleme Tarihi: 24 Temmuz 2025 -Perşembe
İsmail Karakaş (Genel Yayın Yönetmeni)

Zincirler kırıldı, Ayasofya açıldı... Sıra diğer zincirlerde

86 yıl boyunca zincire vurulan bir tarih, bir inanç, bir kimlik. Ayasofya-i Kebîr Câmi-i Şerifi'nin yeniden cami olarak hizmete açılması, sadece bir ibadet mekânının kapılarının aralanması değil; bir milletin tarihiyle yeniden buluşmasıdır.

Ayasofya, İstanbul'un fethinden sonra cami olarak hizmet vermeye başlamış ve bu haliyle yüzyıllarca İslam dünyasının kalbi olmuştur. 
Ancak 1934 yılında alınan Bakanlar Kurulu kararıyla müze statüsüne geçirilmesi, birçok kişi tarafından manevi ve tarihi bir kopuşun başlangıcı olarak görülmüştü. 
86 yıl boyunca bu karar sorgulandı, sloganlar atıldı: “Ayasofya açılacak zincirler kırılacak.”

 

Dönüm Noktası
2016 yılında Sürekli Vakıflar Tarihi Eserlere ve Çevreye Hizmet Derneği tarafından açılan dava, 10 Temmuz 2020'de sonuçlandı. Danıştay 10. Dairesi, 1934 tarihli kararı iptal ederek caminin müze statüsüne son verdi. Aynı gün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi, Ayasofya'nın Diyanet İşleri Başkanlığına devredilerek tekrar ibadete açılmasının önünü açtı.

24 Temmuz 2020 Cuma günü kılınan ilk cuma namazıyla Ayasofya, yeniden “Ayasofya-i Kebîr Câmi-i Şerifi” olarak anılmaya başlandı. Bu gün, sadece bir açılış değil; bir milletin hafızasında silinmek istenen izlerin tekrar belirginleştiği gündü.


Tarihi Hafıza
Ayasofya'nın müze statüsüne geçişi, bazı kesimlerce Türkiye Cumhuriyeti ile Osmanlı geçmişi arasında kurulabilecek tarihî ve kültürel bağların kopartılması girişimi olarak değerlendirildi. Oysa bu cami, yalnızca taşlardan ibaret bir yapı değil; inancın, fethin, kültürün ve kimliğin sembolüdür.Yıllar boyunca atılan sloganlar, yapılan dualar, verilen mücadeleler aslında Ayasofya’nın açılmasının ötesinde bir özlemi dile getiriyordu: Tarihi hafızanın zincirlerinden kurtarılması.

Ayasofya'nın yeniden cami olarak açılması Türkiye’deki Müslümanlar için yalnızca bir ibadet hakkının geri kazanılması değil; tarihleriyle, kültürleriyle ve kimlikleriyle yeniden barışmalarıdır. Bu açılış, görmezden gelinen taleplerin, hukuki yollarla da olsa kabul edildiği, halkın sesine kulak verildiği bir dönüm noktasıdır.

Ve şimdi, zincirler kırıldı.Sıra diğer zincirlerde.
 Ayasofya açıldı. Tarih yeniden yazılmaya başladı.

Ayasofya-i Kebîr Câmi-i Şerifi açılışı kutlu olsun.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve turkishpress.co.uk sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.