Vücut, her hücrenin bir vatandaş olduğu bir hücre devletidir.
Rudolf Virchow
Vücudumuzun yapı taşı olan hücreler, aslında vücudumuzun en küçük birimini oluşturur.
Hücreyi genel anlamda bir duvarın tuğlası gibi düşünebiliriz. Bir duvarın sağlamlığı, onu oluşturan tuğlaların sağlamlığına bağlıysa, benzer şekilde vücudumuzu oluşturan hücrelerin de sağlıklı olması genel olarak bütün vücudun sağlıklı olması sonucunu ortaya çıkarır.
İnsan vücudunda mevcut bilgilere göre en az 250 çeşit hücre olduğu bilinmektedir. Çeşitleri ve görevleri birbirinden farklı olsa da bütün vücutta hücreler bellirli bir düzende birbiriyle iletişim ve etkileşim içindedir. Bu etkileşimde kan ve kan hücrelerinin özel bir yeri ve önemi vardır. Çünkü kan, insan vücudu için hayati öneme sahip çok özel bir sıvıdır. Bazı bilim adamları kanı, içerdiği çeşitli hücreler, besleyici maddeler ve özel yapısı itibariyle akıcı bir doku ve hayat ırmağı olarak da tanımlamıştır.
Kan, muhtevası ve görevleri açısından bakıldığında aslında sağlığın aynası gibidir. Hastalıkta ve sağlıkta vücutta olan biten herşeyin kanda bir yansıması vardır. Bu sebeple kan analizleri ( gerek sayısal değerler veren gerekse hücre görüntülerinin incelenmesiyle yapılan) vücut sağlığı ile ilgili önemli bilgiler verir. Kanda sayısal olarak sonuç veren testler (örneğin şeker, üre düzeylerinin veya bazı organların durumunu gösteren testlerin - karaciğer veya böbrek fonksiyon testleri gibi) ile hücre görüntüleriyle yapılan testlerin verdiği bilgiler farklıdır.
Örneğin karaciğerin sağlık durumuyla ilgili testlerde beklenen normal değerler dışında yüksek değerler bulunması, karaciğerle ilgili bir tahribat veya bir hastalık göstergesi olabilir. Ancak bu sayısal değerlerin bozulması ve bunun kanda ölçülebilir hale gelmesi için organ veya dokuda bir tahribat olması ve bunun da kana yansıması gerekir. Yani organdaki bozulmalar veya dokudaki tahribatlar hemen kana yansımayabilir. Ancak çok şiddetli ve ani bozulmalarda kana ve dolayısıyla testlere yansıma görülür.
Genellikle karşılaştığımız bir durum olarak, örneğin, vücudunda teşhis edilmiş belli bir rahatsızlığı olmayan ancak sürekli bir keyifsizlik ve enerji düşüklüğü yaşayan kişilerde laboratuvar kan testleri çoğunlukla normal çıkabilir. Çünkü hücrelerde meydana gelen değişimlerin şikayetler olarak ortaya çıkması veya kan testlerine yansıması için vücudun bazı dengeleme sistemlerinin bozulmuş olması gerekir ki, bu da zaman alır. Dolayısıyla sayısal değerlerin bozulmaya başladığı dönemden önce, henüz testlere yansımayan ancak hücresel düzeyde derinden devam eden ve gizli ilerleyen problemli bir dönem vardır.
Görüntülü hücresel analizler ise bize daha farklı bilgiler sağlar. Bu yöntemlerden biri olan Hemobiyografik Kan Analizi, hücresel düzeyde sağlık hakkında çok önemli bilgiler verir.
Parmak ucundan alınan bir damla kanın özel bir yöntemle incelenmesiyle yapılır. Bu analiz, hücre düzeyine odaklanarak buradaki eksikleri, bozuklukları ve ihtiyaçları belirleme (hücresel düzeydeki susuzluk, bağışıklık sistemi, beslenme ve sindirim sistemiyle ilgili problemler vb.) noktasında önemli derecede yol göstericidir. Çünkü hastalıklar hücrede başlayan problemlerin zaman içinde dokulara organlara ve sistemlere yansıması sonucu oluşur. Yani kısaca temel ve esas olan, hücrede neler olup bittiğini, buradaki problemleri anlamak ve yapılacak düzenlemeleri de buna uygun yapmak, gerekli tedbirleri almaktır.
Bilimsel çalışmalar şunu göstermektedir ki, gerçek anlamda sağlıklı olmak vücudun yapıtaşı olan hücrelerin sağlıklı olmasıyla ilgilidir. Bu sebeple, bu yeni çağ tıbbında hücre sağlığına odaklanarak, hastalıklar daha oluşmadan tedbir almak ve böylece ömür boyu sağlıklı olmak amaçlanmaktadır.
www.alkalilifecenter.com
instagram.com/dremineakin
twitter.com/CenterLfe
instagram.com/alkalilifecenter
+90 216 410 30 80