Trabzon’dan çıkıp Londra’ya uzanan Aysel Varış’ın hikâyesi; azmin, fedakârlığın ve mücadele ruhunun en güzel örneklerinden biridir.
1970 yılında eşi Yaşar Bey ile İngiltere’ye gelen Aysel Varış, Londra’da küçük bir odada dört oğlunu büyütme mücadelesine başladı. Mustafa, Serdar, Yılmaz ve Sertaç isimli evlâtlarını hem büyüttü hem de hayata hazırladı. Aile, restoran sektörüne girince daha rahat bir eve kavuştu ve işlerini büyütmeye başladı. Ancak 1990’lı yıllarda genç yaşta eşini kaybedince, ailesinin sorumluluğu tamamen Aysel Varış’ın omuzlarına kaldı. Londra’daki restoranlarını ayakta tutarak mücadelesini sürdürdü.
"Yaşar’s Kitchen”50 yıldır aynı yerinde, aynı aile üyeleriyle devam etmektedir. Restoran sektöründe sık sık yaşanan değişimlere rağmen, bu işletme nesilden nesile devam eden nadir örneklerden biri oldu. Müşterileri artık aileden biri gibi. İngiliz, Arap, Jamaikalı, Pakistanlı, Arnavut ve pek çok farklı milletten müşterileri ona "Anne" diye hitap ediyor. Ramazan ayında restoran içinde ayrılan özel masada her akşam iftar sofrası kuruluyor. Temizlikten işlerin yönetimine kadar her detay Aysel Varış’ın titizliğine ve emeğine bağlı.
"Restoranın Kraliçesi" olarak herkesin sözünü dinlediği, saygı duyduğu ve sevdiği bir isim. Torunlarının sayısı 12 ve ailesi büyüdükçe restoran da büyüdü.
Londra’ya yıllar önce öğrenci olarak gelip onun elinden yemek yiyenler bile, yıllar sonra hâlâ iyiliklerini unutmadı. Evinde ağırladığı hemşerileri, ona olan sevgilerini ve saygılarını her zaman dile getirdi.
Aysel Varış, eşinin vefatından sonra hayata dört elle sarılan, evlâtlarıyla birlikte mücadelesini sürdüren, restoran işletmeciliğinde büyük başarılara imza atan güçlü bir Karadeniz annesi.